Vijay Iyer'un müziğinde minimal etkilerin tetiklediği steril duygusallık ve entelektüel karmaşa gösterişten uzak virtüozite ve basitlik içeriyor

Vijay Iyer'un müziğinde minimal etkilerin tetiklediği steril duygusallık ve entelektüel karmaşa gösterişten uzak virtüozite ve basitlik içeriyor

Miles Davis der ki; "Sessizlik de soloya dahildir". Her boşluk, hemen yanındaki dolu için belirleyicidir. Müzikte de böyle sessizliklerin devingen yerleşimi seslerin hayat akışındaki yönelimlerini belirliyor.

 

11 yıldır birlikte çalışan ekip Vijay Iyer, Stephan Crump ve Marcus Gilmore üçlüsünün birlikte ACT`ten iki albüm; "Historicity", "Accelerando" ve Sunny Side Records`dan "Tragicomic" albümleri ile Pi Records`dan "Reimagining" yayınlanmıştı. Vijay Iyer`in ECM New Series`ten 2014`te yayınlanan "Mutations" albümünden bir sene sonra ECM etiketiyle kaydettikleri ilk albüm "Break Stuff". Üçlü, bahsi geçen albüm için üç yıldan fazladır biriktirdiklerini masanın üstüne koyuyor. Yapbozun kendi paylarına düşen bölümlerini itinayla yerlerine yerleştiriyor. Grubun ateşleyicisi Vijay Iyer Tamil göçmeni bir aileden geliyor. Klasik batı müziği keman eğitimine üç yaşında başlamış, piyanoyu ise kendi kendi sökmüş. Yale Üniversite`sinde matematik ve fizik eğitimi almış ve Harvard`dan profesörlük ünvanı da var. Zaten, sayısal altyapılı formal kalıplar içinde bir gezegende yaşadığı akademisyen kimlikli müziğinde o kadar belli ki. Oldukça steril müziğin sonu başı kesinlikle belirgin ama arada ufak sürprizlerle yüzümüzü gülümseten pasajlara keyifler veriyor.

 

Albüm için mütemâdi tekrarlar kimi yerde drum’n bass etkisi yaratıyor, kimi yerde ise biçimciliğe tepki olarak çıkan minimalist etkilerin `duygusal sterilliği` vurgulayan entelektüel karmaşıklığı diğer biçimleri ortadan kaldırma amacı güdüyor. Tarihi ve/veya duygusal izlenimleri en aza indirgemek için melodi ve harmonide basitlik ön plana çıkarılmış, bu sebeplerle monolitik tekrarlara önem verilmiş. İcra edilen müzik, eğitimli kulaklar için çok kıymetli seksiyonlar içeriyor. Gösterişten uzak, her bir enstrümanın bir diğerinin üzerine oynamadığı, eşitliğin hakim olduğu bir müzikal yapı inşa edilmiş. Yetmişbir dakikalık albüm içinde alçak ve yüksek sesle söylenen pek çok cümle var, bunların kimi kulağımıza fısıldanıyor kimi ise kolumuzdan tutup bizi hızla giden bir trenin kompartımanları arasında sürüklüyor.

 

Etkilendiği isimler arasında olan Thelonious Monk, Billy Strayhorn ve Coltrane’i kendi yollarında oluşları ve yeni çığırlar açtıkları için şükranla anıyorlar. Albümde, Monk bestesi “Work”, Strayhorn bestesi “Blood Count” ve Coltrane bestesi “Countdown” yer alıyor. Sadece ilk yol göstericiler değil, günümüzün en iyi enstrümantalist, doğaçlamacı ve kompozitörleri olan Steve Coleman, Harish Raghavan, Matt Brewer, Wadada Leo Smith, Nicholas Payton, Amir ElSaffar, Jeff ‘Tain’ Watts, Herbie Hancock, Geri Allen, John Zorn, Chick Corea ve daha birçok önemli isme teşekkür gönderilmiş, belli ki bu proje oluşurken ya materyal yada mental destekleri olmuş onların. Komplike kompozisyonların yatay dikey doğrultuda sololarla parçalandığı, rahat algılanabilir olduğu bir albüm kurgusunu yaratmak için bahsettiğim süper kahramanların dokunuşları Break Stuff’ı kimliği ve kişiliği belli yapısıyla (kişisel bir görüş olarak) yılın en iyi albümü haline getiriyor. Alıştığımız türden “old school” caz değil belki ama modern bir sanat eseri olarak her müzikseverlerin arşivinde bulunmayı hakediyor.

 

Burak Sülünbaz

 

Cazkolik.com / 03 Ağustos 2015, Pazartesi

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Burak Sülünbaz

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.