Zihnimizi sessizce işgal eden piyanist; Ludovico Einaudi

İtalyan piyanist ve besteci Ludovico Einaudi 7 Şubat Salı akşamı Zorlu PSM'de bir konser verecek.

Sanatçının konseri ilan edilir edilmez biletler tükenince hemen yeni bir konser daha organize edildi. 8 Şubat konseri 'sold out', 7 Şubat için hâlâ şansınız var.

Einaudi'nin geçen sene çıkardığı "Underwater" albümü kapsamındaki turnesi dinleyicilerden yoğun ilgi görüyor.

The Guardian gazetesi 2016 yılında sanatçı hakkında yayınladığı yazıda İtalyan bestecinin müzikal hafızamızı sessizce nasıl istila ettiğini paylaştığı notlarla anlattı. Bu notların en dikkat çekici olanı, dinlediğimiz ve iyi bildiğimiz bir çok müziğin aslında ona ait olduğunun farkında olmadığımız gerçeği idi. Gazete yazısı, yumuşak huylu bu İtalyan müzisyenin müziğinin hayatın her alanından yaşamımıza nasıl sızdığını anlatıyordu.

Ludovico Einaudi'nin 2016 yılında Greenpeace ile işbirliği içinde kaydettiği bu video Youtube'da 16 milyon kez izlendi.

Dünyanın en çok dinlenen piyanistlerinden

Neo klasik piyanist klasik sanatçılar arasında dünyanın en çok dinlenen isimlerin başında geliyor, bu isimlere normal klasik müzik piyanistlerini de dahil edebilirsiniz. iTunes klasik single listesinde ilk 10 pozisyonun tamamını kendi adıyla doldurmuştu. Spotify'da 7 milyona yakın takipçisi var. Mozart'tan fazla, Beethoven ile benzer sayılarda takipçi demek bu rakam.

"Underwater" albümü 150 milyona yakın dinlendi

Konser turnesine çıktığı "Underwater" albümü Spotify'da 150 milyona yakın kez dinlenirken, Youtube dinlenme rakamları da aşağı kalmıyor. Tartışılmaz bu rakamlara rağmen bilinen anlamda bir star değil Ludovico Einaudi. Muhtemelen çoğumuz yolda görsek tanımayız zira kendini pek ortalıkta göstermiyor ama müziği her yandan hayatımıza sızıyor.

Sadece albüm ve konserlerde değil. Belki daha etkili sızma şekli yıllardır TV şovlarında kullanılan müziklerden tutun reklamlarda kullanılan müziklere ama en önemlisi soundtrack'lere. Filmler üzerinden sızmalar belki en etkilisi. Yılmaz Erdoğan ile Cem Yılmaz'ın da rol aldığı Russel Crowe'un "Water Diviner" filmini izlemişsinizdir, o filmde kullanılan müzikler Einaudi imzalıydı. "Doctor Zhivago"nun yeni çevrimi, Anthony Hopkins'in oynadığı "Father" filmi, 2021 tarihli "Nomadland" filminin müziği, "The Intouchables" filminin müziği, Shane Meadows'un "This is England" filmi ve daha fazlası hep Einaudi'nin müzikal hafızamıza nakşolunan müzikleriyle dolu.

Yeni yıla yeni albüm "The Einaudi Experience" ile girdi

Yeni yılın ilk günlerini yaşarken 60 yaşındaki sanatçıdan yeni bir albüm haberi geldi. "The Einaudi Experience" isimli albüm kısa sürede 20 milyona yakın dinlenme sayısıyla yıla damga vuracak rakamlara sahip olacağını şimdiden gösterdi.

Hayatım boyunca rock'n roll müziğini sevdim

Yaptığı müziğe bakınca inanılmaz gelebilir ama beslendiği kaynaklar arasında Rock'n Roll ile bilhassa rap şarkıcı Eminem'i bizzat kendisi söylüyor.

Klasik müziğin katılığını kırmaya çalışıyorum

Klasik müzik dünyasından bir isim olarak görünse de klasik müzik çevrelerinin onu ne kadar kendilerinden biri gördüğü şüpheli. İstatistik başarıları arttıkça kabullenmeme ve eleştiriler de artıyor. Sanatçının buna cevabı 'akademik ortamdan pek hoşlanmıyorum' sözüyle oluyor.

Okuldan nefret eden bir öğrenci

Söylediklerini okuyunca şaşırtıcı bulabilirsiniz ama bir sanatçının portresi çok farklı yollardan oluşuyor.

Örneğin, çocukken okulu hiç sevmemiş. Bana çok sert hissettirdi diyor. Ne öğretmenlerle bağ kurabilmiş, ne öğretmenleri onu sevmiş. Sürekli farklı okullarda okumuş. İlk gençlik yıllarında ilgi alanım müzik ve fotoğrafçılıktı diyor. Antonioni'nin ünlü filmi "Blow Up" film müzikleriyle kurduğu derin bağın belki ilk örneklerinden. Klasik müzisyenleri bir kutuya konulmuş sanatçılar olarak gördüğünü saklamıyor.

Nazik ve yatıştırıcı bir müzik

Gençliğindeki uyumsuzluk sürecine bakınca müziğinde asi olmasını beklediğiniz sanatçı aslında teskin edici ama hissettiren bir müziğe sahip. İlginçtir, buna yol açan sebeplerden biri olarak kuşağının çoğu genci gibi kendini alkole ve amfetaminlere boğmak yerine İtalyanların görkemli kütüphanelerinde Yunan felsefecilerini ve Rus sanatçı Wassily Kandinsky tabloları hakkında okuyarak geçirilen saatlere bağlıyor. Müziğinde yüksek görsellik aktarımının arkasındaki sır bu olabilir mi?

Peki gençlerin Ludovico Einaudi'yi bu kadar dinlemesinin sırrı ne?

Kendisine göre bu sır aslında basit bir formüle dayanıyor. En sade halk şarkılarında dahi bulabileceğiniz duygular olan 'neşe', 'kayıp', 'arzulamak' ve 'hayal kırıklığı' kavramlarıyla açıklıyor. "Müziğimde bu dolaysızlığa sahip olmak istiyorum" onun sözü.

Konserleri kolektif birer meditasyon gibi

"Gençken tamamen endişeli biriydim" sözü de ona ait. Bu sözün arkasından müziğindeki kolektif meditasyon halini konserlerine taşıdığını düşününce akla hiç de uzak gelmiyor. Konser kalabalığında herkesin kendi alanını bulmasına yardımcı olmak da diyebiliriz buna. Biraz karışık gelebilir ama doğru bir teşhis.

Ludovico Einaudi'nin müziğinde Türk etkileri

İlk bakışta pek de akla yakın gelmeyen bu düşüncenin ispatı sanatçının 2015 yılında yayınladığı "Taranta Project" albümünde yatıyor. İtalyan, Kuzey Afrika ve Türk müziğinden folk etkilerin hissedildiği albüm ensembl formatlı bir çalışma. İçinde gitarist Justin Adams, Mali'li kora sanatçısı Ballake Sissoko'nun da olduğu albümdeki "Nar-i Seher" isimli parçada Mercan Dede'yi görebilirsiniz. Bu yanıyla, diskografisinin en farklı albümlerinden biri olduğunu hissettiren "Taranta Project" farklı sanatçılarla yaptığı işbirliğinin genişliği ve etkisi bakımından dikkat çekiyor.

Cazkolik.com / 09 Ocak 2023, Pazartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN