040 / Konu: Hayat, Konuk: Özlem Oktay

040 / Konu: Hayat, Konuk: Özlem Oktay

40 yaşındayken beyin kanaması… Bilinç olmadan geçen yaklaşık iki hafta… Yoğun bakımda uykusuz geçen beş gün… Sonra yürüyemediğini fark etme… Altı aylık tedaviyle bu aşıldığında konuşamadığını fark etme… İki seneye yakın konuşma tedavisi… Ahmet Erözenci bu haftaki konuğu Özlem Oktay’la HAYAT’ı konuştu…

Ahmet Erözenci ile iletişime geçmek, görüş ve önerilerinizi paylaşmak için lütfen tıklayın.

Radyo Cazkolik / 21 Şubat 2012, Salı

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Ahmet Erözenci

  • Instagram
  • Email

YORUMLAR

  • Sevgili Özlem!! ""Hayatın bize verdikleriyle değil de bizim hayattan koparabildiklerimizle mutlu olnalıyız"" ödülünü en fazla hak eden insanlardansın.Çok zorlu bir süreci başarıyla tamamladın.Acil servis,ameliyathane,yoğun bakım ve rehabilitasyon sürecini inanılmaz bir eforla ve irade ile geçtin.Biz sağlık çalışanları bu sürecin çeşitli aşamalarına serpilmiş birer araçtık sadece.Sadece görevlerimizi yapmaya çalıştık ve hala devam ediyoruz.Eskiden olduğu gibi yine tedavileri dışında yoğun bakım hastalarına hikayeler anlatıyorum dilimin döndüğü kadar.Ancak artık senin hikayeni anlatıyorum...Her zaman gülmeye devam et Hakediyorsun!!!

    Bu Yoruma Cevap Yazın »
  • Ağzına sağlık, arkadaşım. Sen iki kere doğdun. Herkese nasip olmaz. Dediğin gibi, hiç bir şey tesadüf değildir. Sevgiyle kal...

    Bu Yoruma Cevap Yazın »
  • Özlem hanım, Kitabınızı okudum, radyodada dinledim, hayata bakış açınız ve hayata tutunmanız çok süper.Kitabınız hala aklımdan çıkmıyor, Çok çok teşekkürler Osman Gündoğan

    Bu Yoruma Cevap Yazın »
  • Canim arkadasim..Umidin,nesen,hayat sevincin hic kaybolmasin..Seni seviyorum..Iyiki varsin..Sesine,kalemine saglik

    Bu Yoruma Cevap Yazın »
  • özlem hanım hayat felsefeniz muhteşem gecen gün sizinle gecen gün yaptığımız hayatla ilgili konuşmadan dolayı hayata bakışım değişti tşkler gülen yüzünüz hiç solmasın MOTTADAN SEVGİLER

    Bu Yoruma Cevap Yazın »
  • Sevgili Özlem Hanim‘a öncelikle cok gecmis olsun. Ömrünün o yillari zorlu mücadelelrle gecerken kim bilir herkes kendi icinde nelerle mücadele ediyordu diye akliman geciriverdim. Tek degerlimiz „can“ imiz iken, en fazla ona dikkat etmemiz gerekirken en cok onu sevmemiz gerekirken belki de, baska bir „can“ a kendimizi kaptiriyoruz. Ben 2009 yilinda askimin doruklarindaydim. Benden mutlusu yoktu. Gözüm hic kimseyi görmüyordu. Bugün ask acisi cekiyorum. Aldatildim baskasina gitti ve askimin degerinin hic „farkina“ varmadan. Bir „hic“ ugruna gitti. –ki ben ona hala asikken. Ummazdik, hic dillendirmemistik ayriligi. Ama bir gün „ya ayrilirsak“ dedi. Ben bugün hala agliyorum. Aklima geldikce, yolda yürüdügümde aklima gelip gözyaslarina hakim olamadan cünkü hala asigim. Ama ne care o baska yerlerde.. Daha dün katilircasina agladim, ölürcesine. Bu programi dinledim ve „sen ne yapiyorsun?“ dedim. Sagligin yerinde mi? Kulagin duyuor, gözlerin görüyor, ayaklarin tutuyor, kalbin carpioyr degil mi? Insanlar nelerle mücadele ederken sen neye takiliyorsun? Bu program belki de benim ask acimi sarmaya, beni baska bir anlamda yeniden hayata cekecek. Yasanan hic bir sey bos degil, yasanan hic bir sey tesadüf degil ya her seyden bir ders almak gerek. Bach ortak noktamiz ve Bach’tan da ben Cello Suite No:1’i hediye ediyorum. http://www.youtube.com/watch?v=S6yuR8efotI Ahmet Bey size de „Hayat“ i konusturdugunuz icin sonsuz tesekkürler. Ismimi vermek istemiyorum. Bagislayin ama paylasilmasini da istiyourm. (Tesekkürler Cazkolik)

    Bu Yoruma Cevap Yazın »
  • hayata tutunmanın en güzel örnegisin,kitabını okuyorum iyi ki varsınnnn

    Bu Yoruma Cevap Yazın »
  • Fazla söze hacet yok. Melekler, rüyalar ve hayallerle geçen onca gün... Bir "zaman alır götürür gibi görünse de her şeyi; geri de getirir" öyküsü. Ne iyi etmişsiniz, ses vermişsiniz. Seçtiğiniz şarkılar da pek güzellemiş hem. Sevgiyle...

    Bu Yoruma Cevap Yazın »
  • SEVGİLİ ÖZLEM;GEZGİNLER üyesiyim ve seninle PAZAR günü tanışmıştık.Kitabını henüz okumadım ama şurada dinlediklerim bile sana bir kez daha HAYRANLIĞIMI ARTTIRDI.Acaba ben,senin AZMİNİ GÖSTEREBİLİR MİYDİM? Bundan sonraki hayatında,TÜM SEVDİKLERİNLE,SAĞLIKLI_MUTLU_BAŞARILI YAŞAMLAR DİLİYORUM GÜZELİM SANA.H,erşey gönlünce olsun,SEVGİ MELEKLERİ AYRILMASINLAR SENDEN

    Bu Yoruma Cevap Yazın »
  • Sevgili Özlem, Çok sevdiğim bir özdeyiş vardır: " Hayat sana bir limon verirse sen onunla limonata yap". Bunu en iyi sen başardın. Geçirdiğin bu son derece kritik dönem sonrasında belki de daha önceki yaşamından daha renkli bir yaşam kurdun. Sevgili Ahmet Erözenci asistanlık yıllarımı ve daha sonraki yıllarda da zaman zaman farklı güzellikleri paylaştığım değerli bir kardeşimdir. Emin ol oda en az senin kadar sıra dışıdır. Böylesine güzel bir söyleşi için ikinize de sonsuz teşekkürler... Kitabında bana ayırdığın bölümde yazdıklarımı henüz kitabı okuyamamış olanlar için aşağıda tekrarlamak istedim. Seni anlatmak gerçekten zor, sadece duygularımı yazdım, umarım becerebilmişimdir. "Bu kitap, hepimiz için pek çok ders alınması gereken gerçek bir yaşam öyküsünü anlatmaktadır. 30 yıllık meslek yaşantımda çok da seyrek karşılaşmadığım bir durumdu o akşam üzeri yaşadığım. Ani bilinç kaybı ve solunum durması nedeni ile hastanemizin acil servisine getirilen genç bir hanım için “mavi kod” çağrısı geldi ve çok kısa sürede müdahale ederek kalp durmadan durumu kontrol altına alabildik. Hemen sonrasında ilk değerlendirmede genç, düzgün giyimli ve oldukça bakımlı görünümü olan hastanın beyin ile ilgili talihsiz olay yaşadığı izleminini edindim. Bu arada yanımda bulunan cep telefonum sürekli çalıyordu ve susturması için yanımdaki yardımcı arkadaşıma verdim. Hastayı getiren yakınları, aniden fenalaştığını ve bilincini yitirmeden önce “benim galiba beynim kanıyor” dediğini ifade ediyorlardı. Daha sonra yatığımız detaylı muayene ve tetkikler sonucu koyduğumuz “beyinde anevrizma kanaması” tanısı ne yazık ki hastanın ön tanısı ile uyumluydu. Buraya kadar anlattığım tıbbi olayın kahramanı, bu kitabı okuduğunuzda ne denli sıra dışı bir insan olduğunu göreceğiniz Özlem’di. Sıra dışı diyorum, çünkü mesleğimin gereği olarak hergün birçok yeni insan tanırım ve doğal olarak bunların içinde çok azı bu denli iz bırakır. Bilincini kaybederken kendine tanı koyan bir hasta ile ilk kez karşılaştım diyebilirim. Kontrolü son ana kadar kaybetmediği gibi, yapılan müdahaleler sonrası bilinci açılmaya başladığı andan itibaren kontrol tekrar onun eline geçti ve kitapta da okuyacağınız gibi süreci ve çevresindekileri o yönetti. Özlem’i ilk gördüğüm anda hayat dolu bir insan, mutlaka yaşaması gerekir diye düşündüm. Biz müdahale sırasında hep ayni şeyleri yaparız ancak hastaların bazıları olumsuz, bazıları da olumlu yanıt verir. Ben bunu “yaşama tutunma” olarak tanımlarım. İşte Özlem, “mutlaka yaşama tututunur” dedirtiyordu insana... Cep telefonum daha ilk müdahale sırasında Özlem için çalıyordu, ortak dostlarımız beni onun için arıyorlardı. Ayrıca Acil Servis’in telefonları da susmak bilmiyordu, Özlem’in yakınları bilgi almak için adeta yarışa girmişlerdi. Acil Servis bir anda onu sevenlerle doldu. O yaşamı, yaşam da onu terk etmiyordu. Özlemi daha sonraki süreçte de Yoğun Bakım Ünitesi’nde Dr. Ayla Esin ile birlikte takip ettik, ameliyatlarına girdim. Zaman zaman zor anlar yaşadık ancak hayata öylesine tutunuyordu ki umudumu hiç yitirmedim. Yine benim tanımımla: “bazı hastalar yaşamayı daha çok hak ederler”. Bu hastalar tedavilerinde yer alan sağlıkçıları da motive eder ve aralarında güçlü duygusal bağlar gelişir, işte Özlem her aşamada onların en güzel örneği idi. Kitaptaki öyküde tüm sağlık personeli ile nasıl bütünleştiğini ve tedaviye bilfiil nasıl katıldığını en ince ayrıntısına kadar okuyup şaşıracaksınız. Laf aramızda Yoğun Bakım Ünitesi’ndeki hastalar tarafından bu kadar ayrıntılı izlenmek ve kritize edilmek biraz korkutucu (neyse ki Özlem sıra dışı ?). İşte Özlem böyle biri, kitabının ismi ile de bizi yönetiyor. “Özledim Sizi ” demiyor, “ Özlediniz mi Beni? ” diye soruyor. Elbette seni herkes özledi, eminim ki sen de onları özledin onun için bugün bizimlesin. Sana sağlıklı, uzun, aydınlık bir yaşam diliyorum, sevgiyle kal..." Dr. Fikret Kutlu

    Bu Yoruma Cevap Yazın »
  • Kitabını okurken yaparken kendi yaşadıklarımdan kesitler bulduğum tesadüfen tanıdığım ama iyi ki tanıştığım Özlem Hanım. Kuvvetli kadın melekler yanında olsun. Başarıların devamını dilerim.

    Bu Yoruma Cevap Yazın »
  • Tüylerim ürpererek dinledim. Her şeyden önce Özlem Hanım’a çok geçmiş olsun. Hastanede normal odaya geçebilmenin heyecanı, hayatı tüm yönleri ile gözden geçirmesini, yaşadığı ilginç aşamalardan çok etkilendim. Tam bir “windmills of your mind” durumu. Benim de aylardır burundan beslenip, sağlıksal gelgitler yaşayan hastam olması nedeniyle sarsıldığım bölümler de oldu ama neyse ki müzik araya girdi. Hele Bach, çok rahatlattı. Bu samimi sohbet ve güzel anlatışı ve şarkı için çok teşekkürler. Kitabı piyasaya çıktığında alacağım tabii ki. Aynı doğrultuda Kelebek ve Dalgıç Giysisi de otobiyografik bir kitaptır. Hayat dersi gerçekten. Bu arada, ilk fırsatta”leyla”yemeğe gideceğim :)))

    Bu Yoruma Cevap Yazın »

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.