Trance müziğin geleceği queer'dir

Trance müziğin geleceği queer'dir

Müziğin nereye gittiğini anlamaya çalışıyoruz. Bu cümle başlık değil ama biliyoruz ki müziğin yönünü takip etmek güçleşti. Artık her on yılda bir öncekini takip eden müzikal tarzlar yok. Müzik, kendi içinde gelişen bambaşka bir evrene dönüştü. Dijitalleşme ve akustik alandan çıkışın başlamasıyla bu evrende neler olup bittiğini anlamaya çalışıyoruz. Bu yüzden, fikir verecek özgün ve/veya çeviri yazıları yayınlamaya çalışacağız. Bu yazıların içinde örnek müzikler de olacak ki yazılarda anlatılanların nasıl müzikler olduğunu bilelim, dinleyelim.

Cazkolik.com

 

 

Trance ve progressive müziğin hazcı aşırılığının farklı dinamikleri var

 

 

Bu sene, Amazon ormanlarında kaybolarak öldüğü düşünülen İngiliz gazeteci ve köşe yazarı Dom Philips'in "Superstar DJs Here We Go!: The Rise and Fall of the Superstar DJ" adlı kitabında yazdığı gibi, trance ve progressive house dünyası (prog olarak kısaltılmıştır), yeraltı kulüp müziğinden yüzlerce kilometre uzaktaymış gibi bir his verir. Dom Philips, kitabında, özel jet sahnelerini, nakit parayla dolu valizleri, sonu gelmeyen partileri ve Scarface filmini utandıracak kadar şampanya ve kokaini bütün ayrıntılarıyla anlatır.

 

Bu dünya, son bin yılın alacakaranlığında acid house rave sahnesinden trance ve prog'un hazcı aşırılıklarına klüp ticarileşmesinin Frankeştaynı olarak ortaya çıktı. Bu ikiz tür (yani trance ve prog), dans müziğindeki 135 BPM'in (beat sayısı diyelim) -müzikal mood'un- dramatik zirveleri ve dip anlarından müthiş para kazanılabileceğini fark eden DJ'ler, yapımcılar, organizatörler ve plâk şirketlerinin ürünüydü.

 

Bu sahnenin kilit figürleri olan John Digweed ve Jeremy Healy gibi İngiliz ağır siklet isimler dans müziği köklerinin siyah ve queer yeraltında beyaz bir Avrupalı glitterati (*) tarafından soylulaştırılmasını somutlaştırdı. Yapımcı ve DJ Paramida, "Progressive House, tarihsel olarak Chicago house'a verilen yanıt olarak görülebilir" diye açıklıyor. "Bu müzik, Eşcinsel, siyah, Şikago kökenlerinden oldukça farklı fikir ve kavramları ve birçok küresel sesi kullanan house müziğin bir uzantısıydı". Bu türler, sonunda, dünyadaki elektronik dans müziği festivallerini süsleyen, kültürel olarak uygun kıyafetler giyilerek gerçekleştirilen muazzam müzikal tatminlere dönüştü.

 

Ancak, son yirmi yılda işler değişti ve bu günlerde -bu tür müziklerde- didgeridoo (**) tarzı bas ve kapalı akor dizilerini duyma olasılığı daha yüksektir. Bunun nedeni ise -kısmen- yeni nesil yapımcıların türün köklerini yeniden keşfetmesidir. Paramida, ikibinlerde transın ivmesini nasıl kaybettiğini şöyle anlatır: "Armin van Buurens ve Tiesto ortaya çıktığında bu türün müzikal ilkesini tamamen çöpe attı".

 

Isla Music (***) firmasını yöneten Daniel Rincon, dans müziğine giriş noktası olarak Paul van Dyk gibi DJ'leri hatırlatarak bu tür trance müziğe dönüş hakkında şakalar yapıyor. Radiant Love partisi ve plâk şirketi kurucusu Byron Yeates de benzer bir şeyi hatırlıyor: “Sanırım 90'ların çoğu çocuğu gibi; trance ve prog, yeraltı kadar ana akımın parçasıydı. Sasha ve Digweed'in karışık CD'leri arkadaşlarımın evlerinde çok yaygındı ve o listelerden o kadar çok pop şarkı hatırlıyorum ki, meğer aslında çoğu trance parçaymış".

 

Yapımcı Priori, bu yeni canlanmada bir miktar ironi buluyor. 'Süperstar DJ döneminden hiç ayrılmadık, olan şey', diyor, 'trance ve prog tekrar yeraltına kaydı ama birinin 90'larda en ticari müziği yapma girişiminin şimdi yeraltı çevrelerine geri döndüğünü düşünmek komik geliyor. EDM'in 2040'larda aynı nüfuza sahip olup olmayacağını doğrusu merak ediyorum'.

 

Aynı zamanda, bu mevcut canlanma biraz farklı bir şekilde gelişiyor. Yeates'in dediği gibi, "90'larda süperstar DJ'lerin çoğu heteroseksüel beyaz erkeklerdi. Bunu özellikle o zamanlar popüler olan tüm bu DJ mix CD'lerine bakınca da görebilirsiniz. Benim için çok ironik çünkü çalınan bu müziğin çoğu çok queer ve kadınsıydı, bu yüzden, araştırmaya ve çalmaya başladım, bu tür kadın vokaller, güçlü baslar ve pop duyarlılıklar queer izleyiciler üzerinde etkili oldu.

 

Montréal'li yapımcı Maara, 'hayattan daha büyük melodileri, cinsel açıdan belirsiz sözleri ve adrenalinle dolu enerjisiyle müziğin son derece queer hissettirdiğini' söylüyor ve şöyle devam ediyor: "Yaptığım müzik, özünde benim queer'liğime ve kim olduğuma bağlı ve bunları birbirinden ayırabileceğimi sanmıyorum". Ve çoğunlukla, bu yeni tür trance ve prog müzik yapımcıları, bu türü süperstar DJ bros'tan geri alıp queer'leştirerek yeniden şekillendirmeye devam ediyor.

 

- Avalon Emerson "Whities 013 Nathan Micay"
- Byron Yeates "Sweat Ur Prayers"
- Jennifer Loveless "Water"
- Priori "Your Own Power"
- Maara "Potion Activated"
- Paramida "Moonrise VII"
- Roza Terenzi and D. Tiffany "Edge of Innocence"

 

(*) Glitterati: Trend yaratan ünlü isimler.
(**) Didgeridoo: Avustral'yanın kuzeyinde yerliler tarafından kullanılan, ağaçtan yapılma uzun bir geleneksel çalgı ve bu çalgıdan çıkan bas sesler.
(***) Isla Music: Elektronik müzik albümleri yayınlayan Montrealli müzik firması

 

Henry Ivry imzalı bu yazı 22 Kasım 2022 tarihinde Bandcamp'te yayınlanmıştır.

 

Cazkolik.com / 03 Aralık 2022, Cumartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.