25. yılını kutlayan İncesaz ile konuştuk; Geleceğe uzanan sâdâ

25. yılını kutlayan İncesaz ile konuştuk; Geleceğe uzanan sâdâ

Aaron Copland "Yeni Müzik" isimli kitabında 'müziği bulduğu gibi bırakan hiç bir büyük besteci yoktur' diye yazar. 25 yıl önce Türkiye'de üretilen müziğe İncesaz grubu da dahil oldu. İncesaz'ın 15 Şubat gecesi Zorlu PSM'de konser vereceğini öğrenince grubun 25 yılını konuşabileceğimiz bir söyleşi yapmayı arzu ettim. Nezaket gösterip kabul ettiler ve aşağıda okuyacağınız söyleşi ortaya çıktı. İncesaz adına sorularımı cevaplayan Cengiz Onural ve topluluğa teşekkür ediyorum. Onural'ın söyleşinin başında spot olarak işaretlediğimiz cümlesi bana Copland'ın sözünü hatırlattı. Müziğe kendi imzalarıyla dahil olan sanatçı ve toplulukları tarih ayrı tutar. İncesaz da bence bu zincirin çok önemli bir halkası. İki büyük gelenek; Makam müziği ile çoksesli müzikten ödün vermeyen topluluk, içinde yer alan müzisyenlerin virtüöz yetenekleri ve grubun, hafızamızla karakterimizi buluşturan narin besteleri yirmi beş yıldır müzikal hafızamızın en güzel sayfalarında yer alıyor. İzleyeceğimiz konser 25 yılı yeniden hatırlatacağı için bu röportajı okuyan herkesi konseri izlemeye davet ediyorum.

 

Feridun Ertaşkan

 


 

 

Gelenekten kopmayan ama muhafazakar da olmayan bir yeni müzik

 

Feridun Ertaşkan: Türkiye'de 1990'lı yılların müzikal dokusu renkli farklılıklara sahipti ve bu dokunun bir kısmı 1980 sonrası mirası olarak günümüze taşındı. Milenyuma yakın dönemin müzikal kaosu arasında bir anda "Faytonlu Neveser Longa" gibi enfes bir fayton yürüyüşlü ritmik nezaketle tanıştık. Bu kısa girişin ardından şu soru ile başlamak istiyorum; Sizi, İncesaz grubu olarak bir araya getiren müzikal sebepler nelerdi?

 

İncesaz/Cengiz Onural: 1997 yılında İncesaz’ı kuranlar, daha önce Yeni Türkü grubunda yer alan Cengiz Onural ve genç, seçkin, üstün yetenekli konservatuar mezunları Murat Aydemir ve Derya Türkan’dır. Yola çıkış vizyonu, gelenekselden kopmamış ama muhafazakarlığın sıkı bağlarıyla bağlanmamış yeni bir müzikti. Cengiz Onural’ın beste ve düzenlemeleriyle başlayan bu yolculuk, sonrasında Murat Aydemir’in de bir besteci olarak öne çıkmasıyla devam etti. Grubun prensipleri arasında, geleneksel makamlardan ve onların “perde” adı verilen seslerinden çokseslilik adına taviz vermemek, ama bununla birlikte çokseslilikten de taviz vermemek, tanbur, kemençe, kanun gibi geleneksel çalgıların üsluplarını bu yeni müzik içinde korumak, makam müziğini tanıtmak, sevdirmek gibi bir şövalyeliğe hiç kalkışmamak, bununla birlikte önce kendimizin, sonra da belli bir zevke sahip herkesin dinleyeceği, benimseyeceği, seveceği, tam olarak bizi temsil eden yeni bir müzik yaratmaya gayret etmekti. Bu vizyon ve prensipleri halen de koruduğumuzu zannediyorum.

 

 

 

İncesaz, makam müziğinden de, çokseslilikten de taviz vermiyor

 

 

Feridun Ertaşkan: İncesaz'ın kurucu üyeleri grup kurulmadan önce de aktif ve tanınan müzisyenler idi, İncesaz öncesi hangi projelerin içinde yer aldınız?

 

İncesaz/Cengiz Onural: Murat Aydemir; Daha genç yaşında müzik camiası tarafından fark edilmiş, yine genç yaşında İstanbul Devlet Türk Musikisi Korosu’na seçilmiş, sayısız projede yer alan, son derece aktif bir müzisyendi.

 

Derya Türkan; Aynı şekilde, dehâsı geç yaşlarında fark edilmiş, hem Türkiye, hem uluslararası camiada pek çok projede yer alan, TRT İstanbul Radyosu sanatçısı bir müzisyendi.

 

Cengiz Onural; Yukarıda geçtiği gibi daha önce Yeni Türkü grubunda yer almış, bir yandan dizi ve film müzikleri yapan bir müzisyendi.

 

Her üç sanatçı da İncesaz kurulduktan sonra da hem teker teker, hem de kimi zaman birlikte olarak, sayısız projede yer almaya devam ettiler.

 

 

 

İncesaz kelimesinin bu topraklardaki karşılığı ne?

 

 

Feridun Ertaşkan: Grubun ismine dair bir soru yöneltmek istiyorum; "İncesaz" kelime olarak farklı çağrışımlara sahip, geleneksel ile modern arası bir duyguya işaret ediyor da denebilir, rafine bir müziği kastediyor da olabilir... Sizin bu kelimeyi seçerken kastınız ne idi?

 

İncesaz/Cengiz Onural: “İncesaz”, kelime anlamı olarak, batı müziğinin bu coğrafyadaki “oda müziği orkestrası”na karşılık geliyor. Düğün, bayram, eğlence, savaş motivasyonu, tören, cenaze gibi sosyal işlevi olan müziklerden ayrılıyor. Yalnızca dinlemek üzere üretilen, sosyal işlevi yerine sanatsal içeriği ağır basan bir müziği işaret ediyor. Bizim de gruba bu ismi seçmemiz tam olarak bu nedenle.

 

Feridun Ertaşkan: İcra ettiğiniz müzikal perspektife bakınca hem Türk, hem Batı müziğine yönelik sormak gerekiyor; İncesaz'ı Osmanlı'dan günümüze Batılılaşan müzikal sürecin uzantısı olarak tarif etmek mümkün mü? Ya da sizin tarifiniz nedir?

 

 

 

Müziğimizi tıkandığı yerde aşmalı ve bir üst basamağa taşımalıydık

 

 

İncesaz/Cengiz Onural: Osmanlı’nın batılılaşmasıyla birlikte batı müziği eğitimden geçmiş, piyano çalan güçlü bestecilerin, aldıkları batı müziği eğitimiyle makam müziğini harmanlamaya çalıştıklarını ve bu müziğin de en azından toplumun şehirli kesiminde sevilip, tutulduğunu biliyoruz. Bunlar arasında Muhlis Sabahattin Ezgi, Kaptanzade Ali Rıza Bey, Neveser Kökdeş’i örnek olarak sayabiliriz. 

 

Biz bu üstadları atalarımız, öncüllerimiz olarak gördük ve albümlerimizde, konserlerimizde yer vererek yaşatmaya çalışıyoruz. Bununla birlikte, bu üstadların tıkandıkları bir nokta dikkatimizi çekmedi değil. Piyano ve batı sazları söz konusu olunca, beste kurulabilecek makam sayısı pek azalıyor, fakirleşiyor ve üstelik o az sayıdaki makamda bile bazı “makam perdelerinden” taviz vermek, onların yerine karşılık gelen tampere sesleri kullanmak icap ediyordu. Biz bunu aşmalı ve müziğimizi bir üst basamağa taşımalıydık. Yıllarımız bunun üzerinde çalışmak, kafa yormak ve denemeler yapmakla geçti. Bugün İncesaz albümleri incelendiğinde inanılmaz bir makam ve perde zenginliği bulunur. Ancak bu zenginlik, belli bir iddia ile kalmaz, bugün artık pek tercih edilmeyen makamlarda (örneğin Evcara, Saba, Sümbüle-i Kadim) İncesaz eserleri pek ala sevilip yaygınlaşabiliyor. Belki de bu anlamda bir şeyleri başarmış olabiliriz.

 

 

 

Geleneksel sazlar İncesaz'ın müziğinde kendi kişilik, tavır ve renkleriyle yer alıyor

 

 

Feridun Ertaşkan: Grubun kuruluşundan bu yana cura, kemençe, kanun, tanbur, ud, lavta gibi geleneksel sazlara müziğinizde yer veriyorsunuz. Bu enstrümanların geleneksel dokusunu yeniden tarif ederken geçmişten ya da günümüzden faydalandığınız, ilham veren müzisyenler ve/veya topluluklar kimlerdi?

 

İncesaz/Cengiz Onural: Bu sorunun cevabını bir önceki soruda vermiş olduk. Ama bir kez daha bir noktaya dikkat çekeyim: Yukarıda anılan geleneksel sazlarımız, bugün İncesaz’ın orkestrasyon ve armoni anlayışı içinde, batılı karşılıklarının birer taklidi gibi değil, kendi kişilik, tavır ve renklerini koruyarak yer alıyorlar. İncesaz dinleyerek kemençe, tanbur, kanun, ud, vs’ye başlamış genç sayısın hiç de az olmadığına inanıyorum.

 

Feridun Ertaşkan: İncesaz'ın kuruluşundan bugüne müzisyen yapısında değişimler oldu. Topluluk üyesi ve misafir olarak kimler gelip geçti sizden öğrenebilir miyiz?

 

İncesaz/Cengiz Onural: Murat Aydemir, Taner Sayacıoğlu ve Cengiz Onural ve grubun tüm albümlerini yayınlayan Kalan Müzik, ilk günden bugüne değişmedi. Onun dışında üyelerde ayrılmalar ve katılmalar oldu. Ses solistlerimizi sıklıkla değiştirdik. Şarkılar içeren ilk albümümüz, İncesaz’ın ikinci albümüdür: Eylül Şarkıları. Bu albümdeki solistimiz Melahat Gülses’di. Daha sonra sırasıyla albümlerimize Bora Ebeoğlu, Dilek Türkan, Cengiz Özkan ve Ezgi Köker solist oldular. Bora Ebeoğlu, hem değerli bir solist olarak, hem de grubun mastering işlemini yaparak İncesaz’ın bütün hikayesinde yer aldı. Yirmi beş yıl içinde misafir olarak birçok değerli ses ve saz sanatçıları yer aldı. Bu epey uzun bir liste oluşturduğu ve birini anıp, diğerini anmamak yakışıksız kaçacağı için, tek tek isim vermiyorum. (Ayrıntılı bilgiyi röportajın sonunda bulabilirsiniz)

 

 

 

"Ekmek Teknesi" ve "İkinci Bahar" dizi müziklerinin grubun tanınmasına yoğun katkısı oldu

 

 

Feridun Ertaşkan: İncesaz'ın müziği veya üyelerin bireysel çalışmaları film/TV dizileriyle de yoğun ilerledi. Bugüne kadar İncesaz'ın müziğini hangi ekran projelerinde dinledik?

 

İncesaz/Cengiz Onural: İncesaz hiçbir zaman popüler bir çizgide olmadı. Ancak yaptığımız iki dizi müziği, tanınıp sevilmemizde ön ayak oldular. Bunlar Ekmek Teknesi ve İkinci Bahar’dır.

 

Bunun dışında Türk Hava Yolları’nın 75. kuruluş yıldönümü için yaptığımız “Yollar” albümü uzun seneler tüm THY uçuşlarında çalındı. Bize ait olduğu bilinmese de bu yayınlar tüm yolcularda bir kulak aşinalığı yarattı.

 

Feridun Ertaşkan: Farklı müzikal türlerle ilişkinizi de sormak isterim. Popüler müziklerle komşuluk ilişkiniz var, köken olarak zaten Türk müziği sazları ağırlıklı bir müzik, peki, caz gibi kapsayıcı bir müzikle yakınlığınız nasıl?

 

İncesaz/Cengiz Onural: İncesaz üyeleri müzik dinleme ve beğeni konularında oldukça açık fikirli müzisyenlerdir. Tabii ki tek tek herkesin farklı beğeni ve tercihleri olmakla birlikte, kimsede müzikal bağnazlık bulamazsınız. Bizi Osmanlı/Türk ve Batı klasik müzikleri, Türk Halk müziği, dünya müzikleri, caz ve pop müzikler beslemeye devam ediyor. Grubumuzun kontrbasçısı Volkan Hürsever önde gelen bir caz müzisyenidir. Grubun müziğine bu anlamda büyük katkısı vardır. İncesaz’ın hem caza, hem de diğer müziklere olan yatkınlığı zaten üretimimizde kendini ele veriyor diye düşünüyorum.

 

 

 

İncesaz albümlerini neden numaralandırıyor?

 

 

Feridun Ertaşkan: Albümlerinizi baştan beri rakamla sıralıyorsunuz, bu numaralandırmanın anlamı nedir?

 

İncesaz/Cengiz Onural: Daha ilk günden başlayarak, bunun bir nefeslik bir proje olmadığını hayal ediyorduk. Bu nedenle, Chicago grubundan esinlenerek, albümleri numaralandırmaya karar verdik. Geleceğe derli toplu bir miras bırakabilmek adına yayıncımızı da hiç değiştirmedik. Çok şükür 10 numaralı albümümüz yayına hazır beklerken, 11 ve 12 numaraların içeriğiyle meşgulüz.

 

 

 

Geçen 25 yılda İncesaz'ın yurtdışı projeleri

 

 

Feridun Ertaşkan: Yurtdışı ile ilgili sormak istiyorum. Dünya müziği anlamında/kapsamında bir uluslarası proje yaptınız mı veya düşündünüz mü, veya gelecekte bu anlamda yeni bir proje fikriniz var mı?

 

İncesaz/Cengiz Onural: Yurtdışında katıldığımız ancak, yine kendi müziğimizi yaptığımız çeşitli festival ve projeleri saymazsak, ilk açılım, 2007 senesinde Berlin Filarmoni Orkestrası’nın bir faaliyeti ile geldi. Orkestradan üyelerle İncesaz bir araya geldi ve Berlin Filarmoni’nin o muazzam binasında hem Türk hem Latin tangolarını seslendirdiğimiz bir konser verdik.

 

Daha sonraki yakınlığımız ve yatkınlığımız daha ziyade Yunanlılar ile oldu. Çok değerli müzisyenler Haris Alexiou, Sofia Emfiyeci ve Grigoris Vasilas ile konserler verdik. Şu sıralar (pandeminin bir an önce bitmesini dileyerek) Selanik’te bir organizatörle işbirliği içindeyiz ve Selanik Senfoni Orkestrası ile birlikte bir proje geliştiriyoruz.

 

Ayrıca, Romen müzisyenler ve senfoni orkestrası ile birlikte, Kantemiroğlu’nu (Dimitri Cantemir) anan bir proje yaptık. Bu proje hem Romanya/Bükreş, hem de İstanbul’da sahne aldı.

 

 

 

İncesaz ve İstanbul arasında özel bir bağ var?

 

 

Feridun Ertaşkan: İncesaz'ın müziğinde İstanbul'un özel önemi var. İstanbul ile ilişkinizi öğrenebilir miyim? Geçmişe dair nostaljik bir özlem mi, içinde bugünün de olduğu bir dönem mi, İncesaz'ın İstanbul'u nasıl bir İstanbul?

 

İncesaz/Cengiz Onural: Bu şehr’i İstanbul hem kahredici iç yaramız, hem de besin kaynağımız. Böyle çelişkili ve fırtınalı bir aşkımız var kendisiyle. Grup üyelerinden en az yarısı ilk fırsatta bir başka şehir veya köye yerleşme hayalleri kuruyor veya yerleşti bile, ama bir yandan da konserlerimizin de yarısına yakını yine burada. Zaten İstanbul’la olan hesaplaşmamız bir çok şarkı sözümüzde de yer alıyor. Şunu samimiyetle söyleyebilirim ki, beslendiğimiz muhayyel, ideal ve romantik şehirle, içinde yaşadığımız gerçek arasında bir bakıma şizofrenik, tuhaf bir yerde duruyoruz.

 

 

 

Şiirler kendi müziğini taşır

 

 

Feridun Ertaşkan: 1970'lerin sonunda Yeni Türkü, Ezginin Günlüğü hatta Mozaik gibi gruplarla başlayan süreç doksanlarda Yansımalar, İncesaz gibi grupların müzikleriyle ikibinli yıllara taşındı ve bu müziklerin tümünün şair ve yazarlarla arası iyi idi, sizin de öyle sanıyorum?

 

İncesaz/Cengiz Onural: Şiir ve müzik, şarkı sözü ve şarkıdan daha yakın iki kardeştir. Şiir sevmeyen, okumayan, şiirden beslenmeyen bir müzisyen düşünemiyorum. İlk albümümüz doğrudan Edip Cansever şiiriyle adlandırılmıştır: “Eski Nisan”. Bütün şarkılarımızda Cansever üstadın bir ilhamı, esintisi oldu. Ancak şiir bestelemek konusunda oldukça sert bir sınırım var. Şiirin kendi müziğini taşıdığına inanıyorum. Bir şiiri bestelemek, onun kendi iç müziğinden daha iyisini bulduğunu iddia etmektir ki, bu iddia bizi aşıyor. Bunu başaranlara saygı duyduğumu da ekleyeyim.

 

 

İncesaz'ın 25 yılı aşarak geleceğe uzanan sâdâsı

 

 

Feridun Ertaşkan: Ve son soru gelecekle ilgili olsun. İncesaz'ın 25. yılını kutlarken gelecek 25 yıl ve daha ötesi için neler düşündüğünüzü öğrenmek istiyorum.

 

İncesaz/Cengiz Onural: İncesaz’ın iç ahengi pek tatlıdır. Hem müziğe, hem de birbirine olan sevgi ve saygı bizi 25 yıldır bir arada tutuyor. İlk ve en büyük dileğim bu ahengin bozulmaması. Gruplar insanlardan oluşan organizmalardır, tabii ki her grubun bir sonu olur. Bizim dileğimiz içimizden geldiği sürece müziklerimizi hep yayınlamak, duyurmak, geleceğe hoş bir sâdâ bırakmak.

 

Feridun Ertaşkan

 

Cazkolik.com / 10 Ocak 2022, Pazartesi

 

 

İncesaz hakkında bilgi:

 

İncesaz’ın albümlerinde ve konserlerinde yer alan solistler:
İncesaz’ın bugüne kadar çeşitli projelerde birlikte çalıştığı solistler arasında (alfabetik soyadı sırasıyla)
- Sezen Aksu
- Güzin Değişmez
- Bora Ebeoğlu
- Gül Göre Yazıcı
- Melihat Gülses
- Gülcan Kaya
- Çiğdem Kırömeroğlu Yarkın
- Ezgi Köker
- Zuhal Olcay
- Oya – Bora İkilisi
- Cengiz Özkan
- Leman Sam
- Dilek Türkan
- Münip Utandı
- Aşkın Nur Yengi

 

İncesaz’ın yurtdışı konserleri
İncesaz Türkiye’nin bütün bölgelerinde, bütün büyük şehirlerinde, yanı sıra, Almanya, Avusturya, İsviçre, Hollanda, Belçika, Yunanistan, İsveç, Romanya, Amerika Birleşik Devletleri ve Kıbrıs’ta konserler verdi.

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com kurucusu, editör ve yazar.

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.