Bu yıl 26. Akbank Caz Festivali kapsamında dinleme fırsatı bulduğumuz Japon vibrafon sanatçısı Masayoshi Fujita ya da nam-ı diğer ‘El Fog’ ile konser sonrası kısa bir sohbet fırsatım oldu. Konserde son albümü Apologues’ten parçalar çalan sanatçının, hem stili, hem parçaları dikkat çekiciydi. Masalsı müziği dinleyicileri bambaşka bir dünyaya götürüyordu ve her parçaların bir hikayesi vardı. Kişisel olarak müziğine ve tarzına ilgi duyduğum sanatçıyla yaptığım röportajı siz değerli Cazkolik okurlarıyla paylaşmak istiyorum. Özel bir teşekkür: Röportajın çevirisinde verdiği yardım ve destek için sevgili Nazlı Toprak`a teşekkür ediyorum.
Leyla-Diana Gücük
Leyla-Diana: Müziğe ilginiz ne zaman ve nasıl başladı? Japonya’da mı Avrupa’da mı başladınız?
Masayoshi Fujita: Babam büyük bir caz hayranıdır ve evde sık sık caz albümleri çalardı. Ben de onları dinlerdim ve müzikle ilgileniyor olmak bana doğal geliyordu ve bir TV reklamında Bon Jovi de çok ilgimi çekmişti, sanırım 10 yaşlarımdaydım.
Leyla-Diana: When and how did your interest in music start? Did you start playing in Japan or in Europe?
Masayoshi Fujita: My father is a big jazz fan and often played jazz records at home. I listened to them and it was natural for me to be interested in music. And I saw Bon Jovi on a TV commercial and got into it very much. I think I was 10 or something.
Leyla-Diana: İlk olarak davul çalmaya başladınız, daha sonra vibrafon. Vibrafonist olmaya karar vermenizde etken nedir? Davul ve vibrafon dışında başka enstrüman çalıyor musunuz?
Masayoshi Fujita: Vibrafonun sesini babamın caz plaklarından biliyordum ve hoşuma gidiyordu. Vibrafon çalan birini arıyordum ancak bulamamıştım. Daha sonra profesyonel olarak caz vibrafon çalan bir müziyenle tanıştım ve bana özel ders verebileceğini söyleyince kabul ettim. Enstrümanı ilk çaldığımda sesi çok hoşuma gitti. Ayrıca, aynı zamanlarda kendi müziğimi yapmak istedim. Bunların hepsi aynı anda olunca da enstrümanımı değiştirmeye karar verdim. Biraz gitar ve çok az piyano çalıyorum.
Leyla-Diana: You first learned playing drums, then vibraphone, What made you interested in becoming a vibraphonist? Do you play any other instrument other than drums and vibrophone?
Masayoshi Fujita: I play a little bit of guitar and very little of piano. I knew the sound of vibraphone from my father`s jazz records and liked its sound. I was looking for a vibraphone player to play with but could not find one. Then I met a pro jazz vibraphone player and he told me that he was giving private lessons so I decided to take his lesson. When I played the instrument for the first time it sounded so nice. Also around the same time I wanted to make my own music. Those all came at once and I decided to change the instrument.
Leyla-Diana: Enstrümanınız hakkında biraz bilgi verir misiniz? Ne gibi zorlukları var?
Mayayoshi Fujita: Tokmakla (Mallet) çalınan bir enstrümandır ve barları metaldendir ve her barın altında borular (pipe) bulunur. Boruların tepesinde motora bağlı kapaklar bulunur ve motor kapakları döndürdükçe enstrümandan vibrato sesleri çıkartır. Normalde üç oktavlıdır ve iki veya dört tokmakla çalınır. Dar alanı ve el ve kol hareketlerinin kısıtlanması nedeniyle bu enstrümanla bestecilik belli yaratıcılık ve esnek fikirlere ihtiyaç duyar. Vibrafonu en iyi anlamanın yolu, sesini canlı olarak dinlemek ve hatta kendinizin çalmasıdır.
Leyla-Diana: Can you talk a little bit about your instrument? What challenges does it have?
Masayoshi Fujita: It is a mallet instrument and the bars are made with metal and there are pipes under each bars. On top of the pipes there are lids which are connected to motor and as the motor turns them it makes the vibrato sound. It has normally only 3 octave and played with 2 or 4 mallets. Because of the narrower range and restriction by the hand and arm movement it requires certain creativity and flexible ideas to compose on this instrument. The best way to understand it is to listen to its sound live, or even play it by yourself.
Leyla-Diana: Müzik sizin için ne ifade ediyor?
Masayoshi Fujita: Müzik, hayatımın bir parçası ve hayatımı adamaya değer bir şey.
Leyla-Diana: What does music mean to you?
Masayoshi Fujita: It`s part of my life and something worth to dedicate my life to.
Leyla-Diana: Müziğinizi nasıl yaparsınız? Esin kaynaklarınız neler?
Masayoshi Fujita: Her zaman vibrafonda bazı motifler çalarak başlar. Sonra hoş bir melodi yakalarım. Onu tekrar tekrar çalarım ve şarkı gelişir. Bunu taslak olarak kaydederim ve dinlerim. Bu prosesi tekrar ederek parçalarımı yaparım. Esin kaynağım vibrafonun sesidir.
Leyla-Diana: How do you make your music? What inspires you?
Masayoshi Fujita: It always starts when I just play around the vibraphone or practice some patterns. Then I hear nice sounding phrase or melody. Then I play it over and over, and the song grows. I make a sketch with recording it and listen to it. Repeating this process I make songs. My inspiration is the sound of vibraphone.
Vibrafon çalımı ve bestelerinde ilham kaynakları
Leyla-Diana: Yaptığınız müziğin türünü açıklar mısınız? Doğanın müziğinizde büyük yer kapladığını duyabiliyoruz. Müziğinizde kullandığınız özel bir tema var mı? Müziğinizi yaparken hangi faktörler sizi cezbeder? Harmoni mi melodi mi sizin için daha önemli?
Masayoshi Fujita: Ana odağım müziğimle dinleyicideki imgeleri canlandırmak. Müziğimi yapmaya her zaman önce bir sesten başlarım. Vibrofonda bunun etrafında çalarım ve hoş melodi duyarım ve bu melodi zihnimde bir imge, atmosfer veya manzara canlandırır. Parça geliştikçe bu imgeler veya hikaye de gelişir. Sanırım bu imgeler çocukluğuma dair anılardan geliyor. Pek çok defa, bunlar hayvan, peri veya peri masallarındaki karakterler oluyor ve doğa ile bağlantıları bulunuyor. Armoni benim için çok önemli ancak armoni ve melodiyi, sanki melodi armonide bulunuyormuş gibi biraraya getirmeye çalışırım, yani sol elimde akort sağ elimde melodi şeklinde düşünmem.
Leyla-Diana: Can you describe the kind of music that you play? It sounds like nature has a large part in your music. Is there a specific theme you use in your music? What elements attract you in making your music? Is harmony or melody more important to you?
Masayoshi Fujita: My main focus is to evoke the images in the listener with my music. When I make music it always starts from a sound. Often I just play around on vibraphone and I hear nice phrase or melody and this phrase already gives me a image, atmosphere or scenery in mind. As the song develops those image or story grows. I guess those images come from my memories from childhood. In many cases they are animal, fairy or characters in a fairy tales, and they are related to the nature. The harmony is very important for me but I try to combine harmony and melody like a melody exists in a harmony, not like one chord on the left hand and melody on the right hand.
Leyla-Diana: Tekniğinizi nasıl ve nelerden esinlenerek geliştirdiniz?
Masayoshi Fujita: Kendi kendime öğrettim ve halen de öğrenmekteyim. Bazen, çalan diğer müzisyenleri izlerim ve parmaklarını, tokmaklarını nasıl hareket ettirdiklerini gözlemlerim. Seslendirme ve harmoniyi öğrenmek için bazen piyano veya gitarla çalınan şarkıları vibrofonla değiştiririm. Ayrıca, değişik cisimler ve yaylar kullanırım. Bu teknikleri diğer deneysel müzisyenlerden öğrendim. Vibrafonunuzun sesini ve yeni olasılıkları kendiniz keşfedersiniz.
Leyla-Diana: How did you develop your technique?
Masayoshi Fujita: What inspired you to do that? I have taught myself and still learning. I watch sometimes other players and see how they move their fingers or mallets. I sometimes copy some piano or guitar song and convert them into vibraphone to learn voicing and harmony. I also put different objects and play with strings bows. I learned those techniques from other experimental musicians. You explore your own vibraphone sound and its new possibilities.
Vibrafonda kullanılan yeni ve yaratıcı teknikler
Leyla-Diana: Vibrafon çalarken boncuk dizisi, alümünyum folyo gibi cisimler kullanıyorsunuz, bu tip cisimleri nasıl seçiyorsunuz? Nasıl sonuçlar elde ediyorsunuz?
Masayoshi Fujita: Evet, bu teknikleri müzisyen arkadaşlarımdan öğrendim. Çok deneysel doğaçlama bir grupta çalardım ve davulcu davula yay dahil pek çok değişik cisimler koyardı. Bana da vibrofonda değişik şeyler denememi önerdi. Daha sonra ben de kulağa iyi gelen fikirleri denedim ve kendi bestelerimde uyguladım. Bu teknikleri sadece alışık olunmayan sesler çıkarmak için değil, daha müzikal anlamda kullanıyorum.
Leyla-Diana: How do you choose the objects like strings of bead, strips of foil to play with your instrument? What are the results you obtain?
Masayoshi Fujita: I learned those technique from my friend musicians. I used to play in a very experimental impro band and the drummer put many different objects on his drums and played it with many different things including bows. He suggested me to try different things on vibraphone too and I did so. Later on I picked some good-sounding ideas and took them into my own composition. I use those techniques not just to make unusual noises, but in more musical way.
Leyla-Diana: Müzik ve caz tarihinde en fazla etkilendiğiniz müzisyen, özellikle vibrofonistler kimler? Müziğinizin gelişimini nasıl etkiliyorlar?
Masayoshi Fujita: Çok fazla etkilendiğim vibrofonist yok. Bobby Hutcherson’ın bazı parçalarını severim. İlk zamanlarda Bill Evans’i beğenir ve müziğini kopyalardım.
Leyla-Diana: Who are your biggest music and especially vibrophonist influences in music and jazz history? How do they influence the evolution of your music?
Masayoshi Fujita: I don`t have much influence from vibraphonist. I like some songs of Bobby Hutcherson but not many. Earlier times I liked Bill Evans and copied his music too. I learned some voicing from copying Bill Evans` playing, especially closed voicing.
İstanbul ve Türk izleyicisi
Leyla-Diana: Sizinle ve müziğinizle İstanbul’da tanışmaktan çok mutluyuz. Bu sizin İstanbul’a ilk ziyaretiniz ve Türk seyircisiyle ilk buluşmanız mıydı?
Masayoshi Fujita: Evet ve benim için de müthişti. Seyricinin takdirini çok hissettim, özellikle performansımdan sonra. Müthiş bir deneyim oldu.
Leyla-Diana: We are so happy to meet you and your music in Istanbul. Is this your first time in Istanbul and your meeting with Turkish audience?
Masayoshi Fujita: Yes. and it was so great to me too. I could feel that the audience`s appreciation a lot after the show. It was a great experience.
Leyla-Diana: Albümlerinizden de biraz bahseder misiniz?
Masayoshi Fujita: 2 albümümü “el fog” lakabı ile çıkarttım. Bu projede elektronik müziği, vibrafonu ritm (beat), efekt, ses ve diğer elektronik/akustik sesler kullanarak yaptım. Daha sonra, “Stories” ismini verdiğim ilk akustik albümümü Japon Flau etiketi ile 2013 yılında çıkarttım ve “Apologues" isimli ikinci albümüyse İngiliz etiketli Erased Tapes’ten 2105 yılında gerçek ismimle çıkarttım. Alman elektronik müzisyen Jan Jelinek ile duo olarak da 2 albüm çıkarttım. Bunlar daha deneysel ve emprovize müzikti.
Leyla-Diana: Can you tell us about your albums?
Masayoshi Fujita: I released 2 albums under a moniker of "el fog". On this project I make electronic music using vibraphone with beats, effects, noise and other electronic/acoustic sounds. Then I released first acoustic album "Stories" from Japanese label Flau in 2013 and 2nd album "Apologues" from English label Erased Tapes in 2015 under my real name. I also released 2 albums as the duo with a German electronic musician Jan Jelinek. This is more experimental and improvised music.
Leyla-Diana: Berlin’de yaşıyorsunuz, bunun sebebi müzik kariyerinizle mi ilgili?
Masayoshi Fujita: Evet, 10 yıl önce Berlin’e müziğim için taşındım.O zamanlar daha elektronik müzik yapıyordum ve Berlin bu tür müzik için iyi bir merkezdi. Orada olmak ve denemek istedim.
Leyla-Diana: What is the reason of your living in Berlin? Is it related to your music career?
Masayoshi Fujita: Yes, I moved to Berlin for my music. It was 10 years ago. I was making more electronic music around that time and Berlin was the most central city for that kind of music. I wanted to be there and wanted to try things out.
Leyla-Diana: Japon, Avrupa veya Berlin müzik dünyalarını nasıl karşılaştırırsınız?
Masayoshi Fujita: Bunu kısaca anlatmak biraz zor. Hem Japonya’da hem de Berlin ve Avrupa’da ilginç pek çok müzisyen var. Belki müzik sahnesi birbirlerinden biraz farklı diyebiliriz ama bunun nasıl olduğunu tam söyleyemem. Japonya’da küçük kasaba ve şehirlerde pek çok enteresan şeyler oluyor. Pek çok genç sanatçı ve müzisyen parayı da fazla düşünmeden kırsal bölgelere taşınıyor. Bunu her bölgede görebilirsiniz ve çok heyecan verici. Berlin tabi ki çok dinamik bir şehir ve her an daha fazla insan buraya yerleşiyor. İlginç, farklı şeyleri deneyimlemek ve insanlarla tanışmak için pek çok fırsat bulabiliyorsunuz.
Leyla-Diana: How would you compare the Japanese and European, or Berlin music worlds?
Masayoshi Fujita: It`s very difficult to tell in short. There are many interesting musicians both in Japan and Berlin/Europe. Maybe music scene is a bit different from each other. I can`t really tell how, though. In Japan, there are a lot of interesting things happening in small towns and cities these days. Many young artists and musicians are moving to country side and doing very interesting things without thinking too much, or thinking less about money. You can find such movement in every prefecture and it`s so exciting. Berlin is of course very dynamic city and more and more people are moving in. There are a lot of opportunities to experience diverse interesting things and meet people.
Meriç Dönük`ün arp çalışı büyüleyici
Leyla-Diana: Türk müzisyenler ile tanıştınız mı? Türk müzisyenlerle bir proje olsa sicak bakarmısınız?
Masayoshi Fujita: Evet, birkaç Türk müzisyenle tanıştım, ayrıca Berlin sokaklarında da Türk müzisyenler görüyorum, sanırım düğün kutlamaları veya yeni mağaza açılışlarında, ayrıca çok iyi bir Türk arp sanatçısı Meriç Dönük’ü buldum. Arp çalışı gerçekten büyüleyici.
Leyla-Diana: Have you met with Turkish musicians?
Masayoshi Fujita: Are you interested in a collobarative project with Turkish musicians?Yes, I have met some Turkish musicians. I also see some times Turkish musicians playing music on the street of Berlin, I guess it was wedding celebration or celebration of new store opening and so. I also found a very good turkish harpist Meriç Dönük. Her harp is really mesmerizing.
Leyla-Diana: Son olarak, Profesyonel müzisyen olmasaydınız ne yapardınız?
Masayoshi Fujita: Hiç bir fikrim yok. Belki Japonya’ya geri döner ve düzenli bir işte çalışırdım.
Leyla-Diana: What would you do if you could no longer be a professional musician?
Masayoshi Fujita: I have no idea. Maybe go back to Japan and get a regular job.
Leyla-Diana Gücük
Cazkolik.com / 01 Kasım 2016,
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.