Mart ayını ve elbette baharı Babylon’un Nublu Jazz Festivali ile karşılıyoruz. Bir alttaki haberimiz "Jazz"lı Gündem’de epeydir yayında, içeriğini ve takvimini mutlaka okumuşsunuzdur. İlhan Erşahin, kapsamında özel bir festival için kolları sıvamış ve New York’tan bir grup müzisyeni de yayına alarak 8 günlük bir festivale imza atmış, tabii altyapı Garanti Caz Yeşili sponsorluğunda Babylon & Pozitif’ten elbette.
Her konser kuşkusuz dikkat çekici ama bizim dikkatimizi çeken konserlerden biri de İmer Demirer’in 11 Mart Perşembe günü vereceği konser. Sevgili İmer Demirer’i aradık ve cazkolikleri konserde nelerin beklediğini sorduk. Albümü çıkmıştı, albümü mü dinleyecektik yoksa başka bir şeyler mi hazırlamıştı bizlere merak ettiklerimizi sorduk, hepsini aşağıda okuyabilirsiniz.
"Önümüzdeki yaz İstanbul Caz Festivali’nde büyük bir
olasılıkla 30 yıldır takip ettiğim İtalyan trompetçi
Enrico Rava ile çalacağız..."
Cazkolik: Mart başındaki Babylon "Nublu Jazz Fest."te sizin de bir konseriniz var, öncelikle geçen yılın içinde çıkardığınız "You, Me & Char" geliyor hemen akla, konser kadrosu albüm kadrosu olduğuna göre sanırız bu albümü dinleyeceğiz öyle mi? Yoksa başka şeyler de bizi bekliyor mu?
İmer Demirer: Belki ağırlıklı albümden parçalar çalacağız ancak geçen bir iki konserimizde albüm dışında iki-üç caz standardı çaldık... "Initation", "Mr.Clean" gibi... Cem Aksel, Serkan Özyılmaz, Matt Hall ve ben caz standardlarını çok dinlemiş ve çok çalmışızdır. Bu parçaları dinleyerek ve tarihini izleyerek bir takım iyi kötü tecrübeler elde ettik fakat parçaların öneminden ziyade onları nereye götürebileceğiniz, gruptan çıkan sesin tavrını belirlemek ve bir kompozisyon oluşturmak. Bu hedefe doğru yürüdükçe grup her zaman çalmaktan büyük haz duyacaktır.
Cazkolik: Hazır "Nublu Jazz Fest." vesile olmuşken şu sorunun cevabını sizden alabilir miyiz; Bir müzisyen olarak siz festivallerin işlevinden memnun musunuz? Gerek kendi tecrübeleriniz bakımından, gerekse de bir izleyici olarak!
İmer Demirer: 15-20 sene evvel çok daha memnundum çünkü Bilsak Caz Festivali, İstanbul Caz Festivali ve Akbank Caz Festivali’nin arşivine baktığınız zaman caz tarihinine en güçlü damgaları vurmuş müzisyen ve grupları arka arkaya izledik. Onların üzerimde bıraktığı etkiyi şimdiki gruplarda bulmak çok zor oluyor, özellikle bigisayar çağından sonra cazda da arayışlar hızlandı, hızlanma arttıkça heyecanın kaybolduğunu ve bir yerlere takılı kalındığını daha çok hissediyorum, yine de bu arayışları olumlu bulup ilerisi için köprüler olduğunu düşünüyorum. Son zamanlarda yukarda saydığım festival komiteleri yeni bazı etkinlik yerleri açtılar, bu çok olumlu ancak benim arzuladığım, düzenledikleri festivallerin dışında ülkemizde kulüp de açmaları, tabii bunun kolay olmadığını biliyorum ancak müzisyenlerin en çok gelişme gösterdikleri ve tecrübe edindikleri yer kulüplerdir.
Cazkolik: "You, Me & Char" sonrası yoğun bir dönem geçiriyorsunuz, pek çok konser verdiniz, halen de veriyorsunuz, albüm sonrası nasıl bir dönem oldu, sizden dinlesek!
İmer Demirer: İşin doğrusu akbank caz festivalinden beri 2-3 defa konser verebildik... Yoğunum evde çalışıyorum :)... Beni şimdilik mutlu etmeye yetiyor. İlkbahar ve yaz daha hareketli gözüküyor. İstanbul Caz Festivali’nde çalacağız , büyük bir olasılıkla 30 senedir takip ettiğim İtalyan trompetçi Enrico Rava ile beraber çalacağız. Yavaş yavaş ikinci albüm için çalışmalar yapıyorum. Bazı düşünceler var ama yarın ne çıkacağı belli olmaz çünkü çalıştıkça önünüzdeki ufuk giderek genişliyor, sonsuzlaşıyor. Sonuna kadar da inşallah böyle devam edecek.
Cazkolik: İstanbul Jazz Quartet, Acid Trippin’, Détante’den sonra bir grup oluşumu içinde bulunmadınız sanırım, bu soru iki parçalı olsun, Détante nasıl bir süreçti, bunu genç caz dinleyicilerinin de bilmesi bakımından sormak istiyorum, bir de yakın gelecekte yeni işbirliği gibi ihtimaller var mı? Günümüz cazında belirli bir isim altında buluşan klasik anlamda gruplar değil de geçici ve hatta bir gecelik popüler tabirle ’proje’ler çevresinde buluşmalar daha sık oluyor. Bu konuda sizin görüşünüzü öğrenmek cazseverler açısından çok önemli.
İmer Demirer: Bu saydığınız iki grubun patronları biri Emin Fındıkoğlu diğeri ise Ali Perret. Türkiye de caz da en çok etkilendiğim iki isim diyebilirim. Tavırları çok çok net. Bu süreç benim için hiçbir zaman sonlanmıyacağını umduğum öğrenme ve tecrübe edinme dönemiydi. Şanslıyım galiba çünkü sazım dolayısıyla çok değişik stillerde çalan gruplarla çaldım. 4-5 sene kadar Amerika nın en önde gelen müzisyenleriyle çalıştım. Essiet Essiet, Ari Hoenig, Aaron Goldberg ve daha birçok... Onlarla paylaştıklarımı ve öğrendiklerimi size ayrıca bir gün anlatmak isterim lütfen... Ülkemizde son zamanlarda nefesli saz çalanların ve caza doğru eğilimin arttığını görmek çok iyi. Hatırlıyorum Emin Fındıkoğlu Bodrum’dayken yeni bir grup oluşturması için baskı yapıyordum :) telefon açıp ilerisi için konuşurduk. İnşallah yakın zamanda yeni bir oluşumda bulunur, bizde yeni tecrübeler elde ederiz. Çünkü Détante gibi gruplara katılacak çok iyi genç müzisyenler var.
Uzun vadede beraber çalmanın getirisi tartışılamaz. Evet bir gecelik buluşmalara "proje" demek kulağa hoş gelmiyor ancak benim için ismi farketmez çalmaya başladıktan sonra hayatınızı ve tavrınızı nasıl koyduğunuz önemli, ne olursa olsun.
Cazkolik: Son soruyu cazseverlerin merak ettiği bakımından sormak isterim; Öncelikle ülkemizdeki ve dünyadaki cazı mutlaka yakından takip ediyorsunuz, bu konuda dikkatinizi çeken albümler ve isimler hakkında neler söyleyebilirsiniz?
İmer Demirer: Bu soruyu sadece isim vererek cevaplamak istiyorum izin verirseniz lütfen :)
Tuna Ötenel (p/sax), Aydın Esen (p/keyb), Selim Selçuk (d), Sarp Maden gitar, Serkan Özyılmaz* (p/keyb), İlhan Erşahin (sax), Can Çankaya* (p/keyb), Engin Recepoğulları* (sax), Tolga Bigin* (tp), Ersin Özer* (tb), Genco Arı* (p), Utku Akyol* (tp), Ercüment Orkut* (p), Doruk Gönentürk* (tp), Elif Çağlar Muslu* (vokal), Burak Bedikyan* (p), Ozan Musluoğlu* (b), Ferit Odman* (d), Kaan Yıldız* (b), Ayşe Gencer (vokal), Cem Aksel (d), Kürşat Deniz* (p), Sibel Köse (vokal), Meriç Demirkol* (sax), Mehmet İkiz* (d), Matt hall (b), Emre Kartarı (d)... aklıma gelen şimdilik bunlar :)
Joe Lovano sax & Roy Hargrove tp (özellikle son 4 yılda yaptığı çalışmalar) & Jason Moran p & Ari Honig d & Aaron Goldberg p & Diana Reeves voc. & Tom Harrell tp & Keith Jarret p & Jack de Jonhette d & Wayne Shorter sax & Sean Jones tp & Wallace Roney tp.... saymakla bitmez :)
(*) Çoğunlukla ülkemizdeki genç müzisyenleri saymaya çalıştım aşağı yukarı 20-30 yaşındalar.... Onlara bir sürü imkan sağlamak ve tanıtmak lazım olduğuna inanıyorum.
Cazkolik: sevgili İmer Demirer, sizi Babylon sahnesinde izlemek cazseverler için büyük bir zevk olacak. Herkesi buradan konsere davet ediyoruz.
Cazkolik.com / 28 Şubat 2010, Pazar
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.