Tüm dünyada milyonlar satan ünlü Bueno Vista Social Club projesinin asıl çıkış noktası olan ve Kübalı müzisyenlerle birbirinden yetenekli Afrikalı müzisyenleri biraraya getiren Afro-Cubism, 27 Kasım’da Türkiye’de ilk kez Cemal Reşit Rey’de sahne aldı.
Aralarında Grammy ödüllü Kübalı şarkıcı ve gitarist Eliades Ochoa’nın da yeraldığı birbirinden yetenekli müzisyenlerin buluştuğu bu sıradışı proje, hepsi ayrı ayrı kariyerlerinde müthiş başarılara imza atmış müzisyenleri birarada dinleme fırsatı veriyor. Projedeki en ünlü isimlerden biri olarak Afrika’ya özgü kora çalgısını tüm dünyaya sevdiren Grammy’li müzisyen Toumani Diabete ile her iki tarafın geleneksel müziklerinin nasıl buluştuğunu konuştuk.
Cenk Erdem
Toumani Diabete; "Bu projede yapılan kombinasyonla
doğal olarak yeni bir müzik yaratılmış oluyor,
deneysellikten çok, müziklerle birlik olmanın doğal bir
sonucu."
Cenk Erdem: Afro-cubism aslında milyonlar satan ve arkasında Nick Gold’un yeraldığı meşhur Bueno Vista Social Club projesinin çıkış fikriydi, Bueno Vista Social Club projesinin büyük başarısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Toumani Diabete: Buena Vista tüm dünyaya Küba’nın geleneksel müziklerinin ne kadar zengin olduğunu gösterdi. Bu harika müzikleri keşfetmek birçok insan için büyük sürprizdi. Küba müziklerini bu kadar zengin bir orkestra ile sunmak ilk kez gerçekleşiyordu ve çok başarılı oldu.
Cenk Erdem: Afro-cubism ilk girişimlerden 14 yıl sonra nihayet gerçekleşiyor, geç kalmadık diyebilir misiniz?
Toumani Diabete: Elbette, hiç geç değil. Bahsettiğiniz 14 yıl içinde herkes kendi kişisel projeleriyle zaten çok meşguldü. Şimdi herkes için çok doğru bir zamanlama oldu. Hemen hemen herkes neredeyse dünyanın her yerinde çok özel deneyimlerini biriktirip, sahnede bu zenginlikleri paylaşacağı bir proje için bir araya gelmiş oldu.
Cenk Erdem: Kişisel olarak daha çok deneysel çalışmalarınızla biliniyorsunuz, peki Afro-cubism için geleneksel ve deneysel arasında nasıl bir denge kurdunuz?
Toumani Diabete: Sanırım bu kez gerçek anlamda bir deneysellik yok sayılır. Biz Mali’li müzisyenler olarak kendi müziklerimizi yapıyoruz, Küba’lı müzisyenler de kendi müziklerini yapıyorlar. Bu projede yapılan kombinasyonla doğal olarak yeni bir müzik yaratılmış oluyor, bir deneysellikten çok, müziklerle birlik olmanın doğal bir sonucu.
Cenk Erdem: Eleştirmenler tarafından enstrümanınız kora ile sıradışı bir yaratıcılıkla anılıyorsunuz, ancak Afrocubism aynı çatı altında birçok farklı yeteneği bir araya getirmiş oluyor, sahnede beraber olunca neler hissediyorsunuz?
Toumani Diabete: Olağanüstü! Her konser bambaşka oluyor. Çok sayıda yetenekli müzisyen hep bir arada olunca, her gece yepyeni ve inanılmaz derecede farklı bir deneyime dönüşüyor. Sanırım sizler de 27 Kasım’da her müzisyenin ayrı ayrı sahnede nasıl keyif aldığına şahit olacaksınız.
Cenk Erdem: İlk bakışta bilge ve yetenekli müzisyenlerden oluşan bir erkek grubu bir izlenim veriyorsunuz, bu sizler içinde müzikle eğlendiğiniz fantastik bir oyuna dönüşmüyor mu?
Toumani Diabete: Müzik benim için kutsal. Kora müzikleri ailemden bana kalan en güzel miras, ve bu geleneği devam ettiren 71. kuşak oluyorum. Müziği tanrının bir hediyesi olarak görüyorum, ayrıca bu kadar yetenekli müzisyenlerle bir arada çalabilmek tanrının bana verdiği büyük bir hediye. Sonuç olarak müzik benim için asla bir oyun değil, ancak bir armağan.
Cenk Erdem: Afro Cubism ayrıca Grammy ödüllü Küba’lı şarkıcı ve gitarist Eliades Ochoa’yı dahil ediyor, Mali’den birçok şarkıcı ile onca deneyiminizden sonra, Küba’lı bir şarkıcı ile sahnede olmak nasıl?
Toumani Diabete: Eliades ile tarif edilmesi zor bir gönül bağım var. Tanışmadan önce de yaptığı müzikleri çok iyi biliyordum ve çok seviyordum. Birbirimize karşı müthiş bir saygımız var ve onunla her gece sahnede olmaktan büyük keyif alıyorum. Hem bu projenin babası sayılır.
Cenk Erdem: Afro-Cubism melez bir proje ama buna rağmen müzikteki Afrika dokunuşu daha çok hissediliyor, siz kendi cümlelerinizle Afro-Cubism’in müziklerini nasıl tanımlarsınız?
Toumani Diabete: Çaldığım müziklerin Mandinga imparatorluğundan gelen (Mali, Senegal, Fildişi Sahili, Burkina Faso ve Nijerya’nın bir bölümüne hükmeden imparatorluk) 700 yıllık bir geçmişi var. Çaldığımız müziklerin geçmişi Bach’tan bile daha eski. Kora bu müziklerin kalbindeki enstrüman, dolayısıyla Afrocubism projesinin müzikleri de bu köklü müziklere dayanıyor.
Cenk Erdem: Şimdiye kadar birçok ünlü isimle ortak çalışmalarınız oldu, hatta “Hope” şarkısında Björk’e eşlik ettiğinizi biliyorum, sırada Afrocubism dışında yeni projeler var mı?
Toumani Diabete: Evet, birçok sürpriz çalışmamız olacak, ama öncelikle Afrocubism’i senfonik orkestraya adapte ettiğimiz yepyeni bir çalışmamız var. Bu projede de kora çalıyorum, çoktan kayıtlarını bitirdik ve yakında piyasada olacak.
Cenk Erdem: 2009 yılında son stüdyo albümünüz Mande Variations’dan da şarkılarla İstanbul’da sahne almıştınız, peki sırada solo çalışmalarınız için neler var?
Toumani Diabete: Afrocubism ! Türkiye’de , birçok yetenekli müzisyen çıkaran bir ülkede çalmak çok keyifli ve ilerde müzisyenlerinizle ortak işler çıkarmayı çok isterim. Pasion Turca bağlantılarıyla, Türkiye’deki geleneksel müziklerle, Afrika müziklerini buluşturacağımız çalışmalar bile olabilir.
Cenk Erdem: İstanbul’da yeniden 27 Kasım gecesi Cemal Reşit Rey sahnesinde olacaksınız, ancak bu kez Afrocubism projesiyle de yine sahnedeki şarkılar tıpkı solo çalışmalarınızda olduğu gibi mutlu şarkılar mı olacak?
Toumani Diabete: Türkiye’nin çok köklü geleneksel müzikleri var, bu yüzden İstanbul’da bir konser salonunda çalmak bizim için büyük bir onur ve büyük bir zevk. Zengin bir tarihi olduğunu bildiğiniz bir şehirde çalmak, harika hissettiriyor...
Cenk Erdem
Cazkolik.com / 29 Kasım 2010, Pazartesi
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.