20. İzmir Avrupa Caz Festivali`nde izleyiciyi modern Avrupa cazına dönük seçkin ve etkileyici konserler bekliyor.

20. İzmir Avrupa Caz Festivali`nde izleyiciyi modern Avrupa cazına dönük seçkin ve etkileyici konserler bekliyor.

Dinlediğiniz müzik bizce festivalin en renkli konserlerinden biri olmaya aday harpist Edmar Casteneda`nın bir önceki albümü Entre Cuerdas`a adını veren parçadır.


20. İzmir Avrupa Caz Festivali başlıyor...

İzmir`in dünyaya açılan caz kapısı; 20. İzmir Avrupa Caz Festivali bu yıl 4 - 20 Mart tarihleri arasında düzenlenecek. Yani (bu yazının yayına girişine göre Pazartesi). Festivalin genel fotoğrafına baktığımız zaman 16 gün için konser sayısı az görünse de programa dahil edilen sanatçıların seçimi bakımından modern caz çıtasının hayli yüksek, tatmin edici ve örnek gösterilecek kadar başarılı olduğunu belirtelim. Festival yönetimi, festival konsepti bakımından koyduğu ilkeyi üst düzey perspektif olarak belirleyip programı öyle oluşturmuş. Festivalin konsept başlığında da belirtildiği gibi İzmir Avrupa Caz Festivali müzikal kaynağını Avrupa sahnesinden temin eden bir festival. Böyle bir konsept, program yapmayı kolaştırıyor sanmayın. Avrupa gibi kuzeyi ayrı, güneyi ayrı, doğusu, batısı apayrı, küçük ama çeşitliliği değişken ve renkli bir coğrafyada, üstelik cazın modern yüzüne dönük, ezici çoğunluğu genç ve kişisel ifadeleri hayli baskın isimleri buluşturup bu isimlerin toplamından ortak ve modern bir payda çıkarmak hiç kolay bir şey değil. İKSEV en çok bu bakımdan dikkatimizi çeken ve doğru bulduğumuz bir programa imza atmış.

* * *

20. İzmir Avrupa Caz Festivali`nin genel görünümü üç bakımdan dikkat çekiyor: Birincisi Kerem Görsev`in Therapy Project`i (ki aşağıda ayrıca değindik). İkincisi Avrupa coğrafyasına dağılan 2 Alman, 1 Polonyalı, 1 İtalyan, 1 Fransız, 1 Hollandalı ve 1 Kolombiyalı ile Türk müzisyenlerin yer aldığı Açık Sahne ile Açık Caz Orkestrası ve üçüncüsü ise festival müzisyenlerinin büyük bölümünün genç ve modern Avrupa cazının dikkat çeken isimler olması.

Gelelim festival ayrıntılarına...


Therapy projesi müzikal konsepti ve kadrosundaki dünyaca ünlü isimleriyle Kerem Görsev`in idealizminin sınırsızlığını gösteriyor.

Şu açık ki Kerem Görsev`in Alan Broadbent ve Ernie Watts ile heyecan verici hale getirdiği Therapy projesi tek bir kişinin imkanlarıyla altından kalkacağı bir çalışma değil. Ama öyle... Üstelik durumu sadece konserlerle sınırlamayıp bir de yayınlayacağı yeni albümün kor çekirdeği haline getirmesi ne kadar geniş çaplı bir işe soyunduğunu da gösteriyor (çünkü albüm projesi sadece iki önemli müzisyenle sınırlı değil, ayrıca Broadbent yönetiminde dünyaca ünlü büyük bir orkestra da olacak!)

Yarın (yani 2 Mart akşamı) Görsev`in uzun süredir heyecanla beklediği mini konser turnesi Cemal Reşit Rey konseriyle başlıyor. Aynı ekip Pazartesi İzmir Avrupa Caz Festivali`nin açılışını yaptıktan sonra soluğu Ankara Caz Festivali`nin kapanışında alıyor.

* * *

İstanbul konserinde ayrıca CRR İstanbul Senfoni Orkestrası`nın da olduğunu özellikle belirtelim. Bir nokta da İzmir Caz Festivali açısından, şöyle ki, farklı bir bakış açısıyla Kerem Görsev, Alan Broadbent ve Ernie Watts İzmir festivalinin en tecrübeli ve en ünlü isimleri. Açılış konserinin böyle bir konser ve Görsev Trio, Broadbent, Watts gibi isimlerle başlaması festivalin Avrupa merkezli ayağını (hiç değilse açılış konseri bakımından) Yeni Zelandalı, Amerikalı ve Türk eksenine doğru kuvvetli şekilde çekiyor.


Almanların `top heavy` piyanisti David Helbock Avrupa modern cazının sınırlarını sorguluyor.

Almanların Avrupa caz sahnesinde ilgiyle takip edilen müzisyenlerinden piyanist David Helbock bir çok Avrupalı eleştirmence müziği heyecan verici bulunuyor. Genç bir müzisyen olmasına rağmen `top heavy` klasmanda algılanan bir müziği var ve kimi eleştirmenler daha ileri gidip sanatçı hakkında `Bir sonraki neslin yeni caz şeyi` gibi snob övgüleri ardı ardına sıralıyor. Özellikle solo piyano tutkusu diskografisinde açıkca görülen bir müzisyen. Nerdeyse üç albümde bir solo çalışma yayınlıyor ve bu çalışmaların izlekleri sanatçının kişisel değişimindeki en iyi yansımalar hiç kuşkusuz. Tüm albümlerini dinlediğimizi söyleyemeyiz ama genel izlenimimiz itibariyle gerek solo, gerek duo-trio çalışmalarında (ki İzmir`e trio olarak geliyor) üçgenin bir ayağı Bach ve sonrası dönemlerin klasik çağdaşlarına uzanırken bir ayağı kırılma noktasını Bebop`ın oluşturduğu modern caza, üçgenin üçüncü ayağı ise oldukça sofistike ve yaratıcı efektlerle kullandığı elektronik formlara uzanıyor. Sanatçının İzmir konserinde, iki yıl önce birlikte Diagonal adını verdikleri bir duo albüm yayınladıkları kemancı ve elektronik işler uzmanı Simon Frick ile davulda Reinl Schmölzer var.

David Helbock`un İzmir festival konserinden bir gün sonra İstanbul da ayrıca bir konseri var, sanatçının internet sitesindeki bilgiye göre söz konusu konser Küçükçekmece de ama nerede olduğuna dair detaylı bilgimiz yok maalesef...


Yaratıcı yetenekleriyle Marcin Wasilewski`nin müziği caz piyanosunun en kişisel ifadelerinden biri.

Marcin Wasilewski muhtemelen daha bavulunu toplamadan yeniden Türkiye`ye yolu düşüyor. Düşsün. Böylesi isimleri ne kadar sık izlersek o kadar iyi. Son gelişinde Borusan da idi bu kez İzmir de... Muhtemelen İstanbul konserindeki müzikleri çalacaktır ve o konseri izleyip de hala bir kaç cümle olsa yazmadığımız için pişmanız, üstelik bu sefer izleme imkanımız da yok. Gerçekten özel bir konserdi... Eminiz bu da öyle olacak.

Marcin Wasilewski hakkında çok daha detaylı bilgi edinmek için lütfen linke tıklayın; http://www.culture.pl/web/english/music-full-page/-/eo_event_asset_publisher/Ny17/content/marcin-wasilewski-trio


Yükselen Fransız cazının tecrübeli ismi François Cornelup son albümündeki kadrosuyla İzmir`de.

Bu yıl 50 yaşına giren Fransız nefesli çalgılar ustası, bariton ve alto saksofon yanında soprano saksofon ve kimi zaman klarnette çalan François Corneloup müziği itibariyle tam bir trio adamı aslında ama kendi projeleri dışında Henri Texier gibi bir nesil önceki Fransız ustalarıyla çalışırken ise tam bir pozisyon adamı. 2012 içinde yayınladığı albümü İzmir konseri için önemli çünkü sanatçının hem (bildiğimiz kadarıyla) son albümü hem de albümde çaldığı isimlerle İzmir sahnesine çıkacak. Tam da aynı trio...

* * *

Akustik müziğiyle trio formatının hayli lezzetli konser olacağı kesin. Fransız sanatçıların neredeyse tamamının müziklerinde bir şekilde `Francaise` bir etki var. hiç tanımasanız dahi bu detayı hissediyorsunuz. Corneloup`un triosu içinde geçerli bu. `Noir Lumiére` isimli albümünde bu etki açıkça var. 20. yüzyılın başlarına gönderme yapan modern swing tonlar, expresif ve atak ifadelerle süslenen güçlü vurgular başarılı sanatçıyı ülkesinin en sevilen isimleri arasına sokuyor. Ülkemizde Fransız caz müzisyenlerine karşı ilgisizlik demeyelim ama genel bir az tanıma, dinleme sorunu var gözlemlediğimiz, oysa Kuzey Avrupa`ya karşı öyle değiliz. Daha yakından takip ediyoruz ama Fransız sanatçıları, özellikle yeni nesli kesinlikle ihmal etmemek gerek. Bu konuda İKSEV`i ayrı tutmamız gerek zira sadece bu yıl değil, geçen yıllarda da Fransız caz müzisyenlerine festival programlarında sıklıkla yer verdiler. llk aklımıza gelen geçen yıldan Louis Sclavis mesela. başka örnekler de var. Muhtemelen İzmir`deki Fransız Kültür Merkezi ile yakın işbirliğinin sonucu tümüyle cazseverlere yarayan en iyi sonuçları bunlar.


Sessizlik benim için sesin kendisi kadar önemli diyen Yuri Honing son projesiyle İzmir`de.

"Sessizlik benim için tıpkı sesin kendisi gibi ya da bestelenmiş bir müzik eserinin kendisi kadar önemli" diyen Hollandalı caz müzisyeni Yuri Honing`de tıpkı Marcin Wasilewski gibi sonbahar da İstanbul`u ziyaret eden sanatçılardan. Sevgili arkadaşımız Sami Kısaoğlu sanatçıyla yaptığı özel söyleşiyi de yayınlamıştık ve epey ilgi görmüştü. Birlikte müzik yaptığı iki grubun kendi müzikal evrenini oluşturduğunu ifade eden Honing müzik yapmayı heykelin vücut bulması gibi yaratılmalıdır diye tanımlıyor. Avupalı sanatçıların çoğu gibi ya klasik kökenli ya da klasik müziğe yakın ilgi duyanlarlardan. Hatta yeni biten Şubat ayında Bach`ın Brandenburg Konçertoları ile ilgili bir albümünün de yayınlanmış olması lazım. Son İstanbul konserinde yeni albümü True`dan çalmışlardı, İzmir festival konserinde de muhtemelen aynı müzikleri seslendireceklerdir.


Arp dekoratif bir enstrüman değildir: Edmar Castaneda`nın konseriyle bu hayli estetik enstrümanın yeni sesini keşfedin.

Sadece biz de değil, tüm dünyada çoğunlukla kadınlarla özdeşleşen bir enstrüman var; Arp. Bu tespit genel anlamda doğru olsa dahi bu yıl İzmir Avrupa caz Festivali kapsamında izleyeceğimiz harpist Edmar Castneda hem dünyanın çok yakından tanıdığı müzisyenlerden hem de erkek ve üstelik günümüzde bu önemli enstrümanı hem tarzı hem de bestleriyle en çok domine eden isimlerin başında geliyor genç sanatçı.

Yeni albümü Double Portion`ı duyduk ama henüz dinlemedik oysa bir önceki albümü Entre Cuerdas`ın baskın ve çekici müziği halen kulağımızda. Bu özel enstrümana açıkça çok yeni, latin ve maskülen bir bakış açısı getirdiği kesin olan Castaneda yeni albümü Double Portion`da Gonzalo Rubalcaba, Miguel Zenon ve mandolinci Hamilton de Holanda ile çalışarak arpı taşıdığı noktayı cazın içinde seçkin bir konuma taşıyor. Besteci kimliği ise arp gibi teknik olarak cazda beste sorunları yaşayacağı kesin olan bir enstrüman için belki de müzisyenliğinden bile ötede söz edilmesi gereken bir durum.

1978 Kolombiya doğumlu sanatçının 1994`den, yani 16 yaşından beri New York`da yaşıyor olması çalışmalarını tüm dünyaya duyurması bakımından oldukça önemli. Muhtemelen 9 Mart akşamı onu İzmir`de izleyecek olmamız da cazın başkentinde yaşıyor olmasının getirdiği vitrinde olma, müziğini çağdaş cazın içine farklı bir enstrümanla sokabilmesindeki başarısından kaynaklanıyor.


Festivalin ikinci Alman müzisyeni Pablo Held kuşağının en genç ve yetenekli isimlerinden.

En yukarda, yazının başında Avrupa caz sahnesinin genç ve önemli isimlerini festival programında buluşturarak çağdaş cazın Avrupa sahnesine ilişkin önemli bir müzikal portreye imza atan festival yönetimini kutlamıştık. Bu portrenin önemli bir başka ismi ise festivalin ikinci Alman müzisyeni piyanist Pablo Held ve triosu.

Henüz çok genç bir piyanist Held, 1986 doğumlu... Dört yaşında ailesinin davul çalma deneyimini tecrübe etmesinin ardından müziği olan eğilimi keşfedilen Held kısa sürede esas enstrümanı yani piyanoyu keşfetmiş oldu. Avrupa caz ortamında bir çok ünlü isim için piyanistlik yapan genç müzisyenin diskografisinde birikmiş yeni albümü, canlı kayıt Live ile birlikte dört albüm var ama iki katı kadar da başka sanatçıların albümünde çalmasını da bu genç ve yeni geçmişe dahil edebiliriz. Albümlerinin tamamını Pirquet firmasından yayınlayan Held`in bir önceki kaydı Music`i sanatçının trio formatındaki özellikleri bakımından oldukça etkileyici bulduğumuzu söylemeliyiz. Üstelik bu albümdeki üçlü ile İzmirde olacağını düşünürsek bu tespit güncel olarak daha da önemli hale geliyor.

İzmirli dostlar, hiç bir konseri kaçırmayın lütfen ama Held`i de ayrı bir yere not edin...


Festivalin tek vokal konseri İtalyan piyanist Mauro Grossi Quintet ve Claudia Tellini`den.

Müzisyenleri itibariyle genç görünümlü festivalin nisbeten daha orta yaşa yakın isimlerinden, bu yıl kırkına basan İtalyanların klasik eğitimli modern caz piyanisti Mauro Grossi kırk yaşını epey aşan tecrübeye sahip. 1994 yılından bu yana İtalyan caz sahnesinin önde gelen eğitmenlerinden biri olan Grossi burada sıralaması gerçekten zor olacak ve hepsi birer dünya starı isimlerle birlikte çaldı. Herbie Hancock, Eddie "Lockjaw` Davis, Curtis Fuller ve Chet Baker diyelim gerisini siz tamamlayın.

İzmir`e vokal projesiyle gelen Grossi festivalin de tek vokalli ve kapanış konserini verecek aynı zamanda. Vokalde ünlü İtalyan caz şarkıcısı Claudia Tellini`nin yer alacağı konser ikilinin 1997 yılında birlikte yaptıkları Black & Blue albümünden beri birlikte güzel işbirlikleri var ve aynı yaş ve tecrüeye sahip, İtalyan caz sahnesinin önde gelen isimleri aynı zamanda.

Cazkolik.com / 01 Mart 2013, Cuma

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.