Mayıs ve Haziran aylarında arka arkaya düzenlediği etnik müzik günleri ve şimdi de caz günleri nedeniyle hayli hareketli konserlere sahne olan Akbank Sanat gerçek bir kültür merkezi olmanın hakkını başarıyla ödüyor. Haziran Caz Günleri`nde yerli sanatçıların yanında yurtdışından gelen önemli isimleri de izleme imkanı bulduğumuz konserlerden biri de 16 Haziran akşamı izleyeceğimiz İtalyanların dünyaca ünlü saksofon sanatçısı Francesco Bearzatti. 2012 yılında yayınladığı -ve Akbank Sanat konserinde seslendireceği- "Monk`n Roll" albümüyle hayli farklı bir ses getiren sanatçıyla hem bu albümü hem de son durumunu konuştuk. (Ayrıca, dilerseniz bu albümü şu an Cazkolik Shop`tan satın alabilirsiniz.)

Francesco Bearzatti: "İyi

müziğin karışımı deneyim,

zeka ve tevazudur."

Cazkolik: Yayınladığınız son albüm "The Bears" ama ben hala bir önceki çalışmanız "Monk`n Roll"u dinliyorum ve hala dinlemeyi bırakmadım, Akbank Sanat konserinde bu iki albümden de çalacak mısınız?

Francesco Bearzatti: İstanbul`da "Monk`n Roll" albümünden çalacağız zira "The Bears" farklı bir kadroyla kaydettiğim, farklı besteleri olan bir albüm, İstanbul`a "Monk`n Roll" ekibiyle geliyorum.

Cazkolik: "Monk`n Roll" ya da başka deyişle Thelonious Monk ve Rock`n Roll, sanırım bu soru size epey sorulmuş olmalı ama ikisini nasıl biraraya getirdiniz?

Francesco Bearzatti: Bu, benim on yıldır hayalini kurduğum bir projeydi ama ancak 2012 yılında çok sevdiğim Tinissima grubumla hayata geçirme imkanı buldum. Tüm müzisyen dostlarım, (Falzone, Gallo ve De Rossi) gibi büyük müzisyenlerle kolaylıkla çok farklı tarzlarda harika icralara imza atabilirsiniz.

Cazkolik: Thelonious Monk`un "Underground" isimli efsanevi albüm kapağında bir Nazi subayı esir alınmış görünür, sizin o albüme gönderme yapan kapak görselinizde de esir alınan biri var, kim o? Monk mu?

Francesco Bearzatti: Evet! Kapakta öyle bir espri yaptık, Thelonious Monk elleri kolları bağlı ve Falzone`nin denetimi altında! Tıpkı müziğimiz gibi kapakta da böyle bir espri yapalım dedik...

Cazkolik: Modern cazın çok önemli grubu ve müzisyenleriyle aynı sahneyi paylaştınız ve sen de o isimlerden birisin, böyle usta müzisyenlerin sahnede birlikte nasıl sinerji ürettiklerini hep merak ediyorum. Yani; tecrübe mi? Profesyonellik mi? Yaratıcılık mı? Birbirini iyi tanımak mı? Karşılıklı kurulan özel bir etkileşim mi? Nedir?

Francesco Bearzatti: Bazen gruplara şöyle bir bakarsın, büyük müzisyenlerle dolu süper gruplardır ama iyi çalamazlar çünkü egoları da isimleri kadar büyüktür. Benim için önemli olan, her zaman birlikte iyi müzik yapmaya çalışmaktır. Bunun karışımı ise deneyim, zeka ve tevazudur.

Cazkolik: Mr. Bearzatti, her iki tarz müzisyenle de aynı sahneleri paylaştığınız için sormak istiyorum, Amerikan modern cazı ile Avrupa cazı arasında size göre hangi farklar var?

Francesco Bearzatti: Gerçekte çok büyük farklar hissetmiyorum. Internet sayesinde artık farklı ülkelerden, farklı coğrafyalardan herkesin müziğini rahatlıkla dinleyip yeterli ilhamı alabiliyorsun. Belki Amerikalılar tıpkı Afrikalılar gibi daha fazla ritmin içindeler, Avrupalılar ise melodi ve armoniye daha fazla yoğunlaşıyorlar, böyle diyebilirim.

Cazkolik: Sanırım daha önce İstanbul`da konser [ya da konserler] verdiniz. İstanbul hakkında neler hatırlıyorsunuz?

Francesco Bearzatti: Evet, yıllar önce bir Fransız grupla İstanbul`da çalmıştım. Oldukça büyük ve çok güzel bir şehir olduğunu, hayli sıcakkanlı bir dinleyiciye sahip olduğunuzu hatırlıyorum.

Cazkolik: Evet, teşekkürler, bu son sorum olsun… 2010 yılında çok sayıda ödül kazandınız, öncelikle bu ödülleriniz için sizi kutlarım, ama merak ediyorum, 2010 yılının önemi neydi?

Francesco Bearzatti: Çok teşekkür ederim… Benim için önemli bir yıldı evet çünkü X adında efsanevi siyah lider Malcolm X`e adadığım albümümü yayınlamıştım ve bu albüm nedeniyle aldığım ödüller benim için hem çok gurur verici hem de yaşadığım İtalya ve Fransa`da oldukça popüler biri olmamı sağladı. Sebebi budur...

Cazkolik.com / 12 Haziran 2015, Cuma

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN