Akbank Sanat yaz, kış, festival şu bu dinlemeden her ay cazseverlere kucağını açan pek çok projeye imza atıyor. İşte aşağıda Haziranda ki caz konserleri. Cazın farklı tonlarından 4 farklı isim müzikleriyle Akbank Sanat sahnesini dolduracak ve üstelik bu etkinlikler kar amaçlı yapılmadığı için çok ekonomik bilet fiyatlarıyla gerçekleşiyor. Cazseverlerin bu performanslara ilgisiz kalmayacağı kesin. Peki bu ay neler var gelin bakalım.
Başarılı gitarist Bilal Karaman’ın trio projesi ile başlayacak olan Caz Günleri, müziği, flamenkonun yanı sıra diğer İspanyol folklorik müziklerinden de izler taşıyan İspanyol ses sanatçısı Silvia Perez Cruz’un konseri ile devam edecek. Haziran ayının son iki haftasında iki kontrbas virtüozunu birer hafta arayla ağırlayacak olan Caz Günleri, ilk olarak klasik ve çağdaş müzikler arasında sofistike bir füzyon yaratmayı başaran Mick Gerber’in konserine ev sahipliği yapacak. Caz Günleri, Mick Gerber konserinin ardından, kontrbasa getirmiş olduğu melodik üslup ile "kontrbasın İsveçli zarif şairi" olarak anılan Lars Danielsson’un konseri ile son bulacak.
Gitar çalışmalarına 11 yaşında başlayan Bilal Karaman, tam burslu olarak kazanmış olduğu İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü’nden 2004 yılında mezun oldu. Müzik eğitimi boyunca Doğan Canku, Önder Focan, Donovan Mixon, Wolfgang Muthspiel ve Aydın Esen ile çalışma fırsatı bulan Karaman, Jazz Dergisi tarafından yapılan ankette son on yılın en iyi beş gitaristinden biri olarak seçildi. Ricky Ford, Gustav Lundgren, Leon Parker, Ingrid Jensen gibi önemli isimlerle sahne alan Karaman, bestelerinde yerel motifleri caz armonileriyle harmanlaması ile tanınıyor. Şimdiye kadar gerçekleştirmiş olduğu çalışmalarla birçok usta müzisyenin beğenisini kazanan sanatçı, kendi bestelerinden ve türkü düzenlemelerinden oluşan ilk albüm çalışmalarını sürdürmektedir.
Olağanüstü bir şarkıcı olmasının yanı sıra saksofon da çalan Silvia Perez, müzik çalışmalarına Katalunya’da solfej, piyano, saksafon, koro ve orkestra eğitimi alarak başladı. On yedi yaşındayken caz müziğini keşfetti; 18 yaşında Barselona’ya taşınarak armoni ve caz eğitimi gördü. Juan Flores’ten cajon (flamenko müziğinde vurmalı bir saz), Llibert Fortuny’den saksofon dersleri aldıktan sonra Sevilla’da düzenlenen Caz ve Flamenko Festivali’ne katıldı ve Marc Turner, Jeff Ballard, Read Arderson, Jorge Pardo, Lee Konitz, Paul Bley, Javier Colina, Antonio Mesas gibi ünlü sanatçıların masterclass çalışmalarına katıldı. Eğitimini ve çalışmalarını Barselona’da sürdüren Cruz, özellikle 4 kadın sanatçıdan oluşan Las Migas grubu ile Belçika, Fransa, İtalya, Hollanda ve Norveç’e turneler düzenlemiştir.
Neredeyse tüm hayatı boyunca davul çalan Ravid, özellikle Brezilya müziğinden etkilenmiş, bir festival sırasında ilk kez dinlediği "hang davulu"na yönelmiş ve 2006 tarihli "Llama" albümünden de anlaşılacağı gibi, bu enstrümanda kendi stilini oluşturmuştur. İlginç bir hayat hikayesi olan Goldschmidt, Kuzey İspanya’yı yürüyerek gezdikten sonra Fransa’ya geçmeyi planlamış ama Santiago de Compostela kentinden Barselona’ya geçmiştir. Enstrümanını sokaklarda çalan ve izleyicileri tarafından büyük coşkuyla karşılanan sanatçı, dört yıldır Barcelona’da yaşamaktadır.
İsviçre’de, Bern’de yaşayan, klasik müzik eğitimli kontrbas sanatçısı ve besteci Mich Gerber, klasik müzik, avant-garde deneyimler ve teknolojinin ulaştığı noktalar arasındaki gizli köprüleri keşfediyor.
Klasik ve çağdaş arasındaki füzyon bilinci, Gerber’in sanat anlayışını özetliyor. Sanatçı, kendine özgü sampling tekniğiyle, yalın melodik kesitleri canlı performans sırasında düzenleyip, klasik müzik formları ve çağdaş ritimleri harmanlıyor. Müziğinde tekrarlar ve katmanlar kullanarak büyüleyici armoniler ve inanılmaz bir canlı performans dinamizmi yakalayan Gerber, kontrbasını vurmalı bir saz gibi kullanarak, sanki solo bir akustik bas orkestrası oluşturuyor, böylelikle enstrümanının sınırlarını zorluyor.
Her ne kadar müziği çağdaş bir duygu yaysa da, kendine özgü sesi yaratmak için eski ton sistemlerini de inceleyen sanatçının bestelerindeki kutsal, soyut ve doğuya has dokunuşlar, dinleyicilerinin farklı dünyalara girmesine yol açıyor. Enstrümanının etrafında dans ederek yaptığı bedensel oyunlar, 200 yıllık kontrbasına kendi kişiliği olan bir partner gibi davranan Mich’in konserlerine teatral bir hava katıyor. "Mystery Bay" ve "Amor Fati" albümleri, "The Endless String" toplaması ve José Padilla (Café del Mar), Imogen Heap (Urban Species) gibi ünlü isimlerle yaptığı ortak çalışmalarla Gerber, gelecek ve geçmişi sanatın sınırsızlığı içinde buluşturuyor.
Kontrbasa zarif ve etkileyici bir melodik üslup kazandırmış nadir müzisyenlerden olan Lars Danielsson, 1980 yılından günümüze gerçekleştirdiği 15 solo albümün yanı sıra John Abercrombie, Randy ve Michael Brecker, John Scofield, Jack DeJohnette, Mike Stern, Charles Lloyd gibi birçok caz müzisyeni ile ortak projeler gerçekleştirdi. Kontrbasın yanı sıra viyolonsele de aynı derece hakim olan sanatçı, özellikle 1990’lı yıllarda David Liebman, Bobo Stenson ve Jon Christensen’den oluşan dörtlüsüyle dünya çapında bir hayran kitlesine ulaştı.
Danielsson, müzisyen kimliğinin yanında, besteci kimliği ile de beğeni toplamıştır. Sürekli olarak yeni arayışlar peşinde olan sanatçı, gerçekleştirdiği her albüm çalışmasında farklı müzikal renkler yaratarak her defasında caz müziğini benzersiz bir noktaya taşımaktadır.
Cazkolik.com / 05 Haziran 2010, Cumartesi
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.