Türkiye`de caz konusunda en nitelikli tartışma konularından biri Türk caz müziğinin nasıl olup olmayacağıdır. Bugün pek üstünde durulmayan bu tartışma doksanlar ve öncesi daha sık konuşulurdu. Kırk yaş ve üstü hatırlar. Altmışlardan bugüne köprünün altından çok sular aktı. Caz dünyası bugün belki o arayışta değil ama hep ağırlığını korumuş bir konudur.
Gelin iddialı bir cümle kuralım. Uzun zamandır yazmak için fırsat kolladığım albüm hakkında beklediğim konser dün akşam 24. İstanbul Caz Festivali kapsamında Zorlu PSM Drama sahnesinde gerçekleşti. Amerika`da yaşayan besteci, multi enstrümentalist ve eğitimci Mehmet Ali Sanlıkol`un yıllardır emek verdiği What`s Next projesinin son albümü "Resolution" geçen yaz çıkmıştı. Türkiye`de dar bir çevrenin konuştuğu bir albümdü ta ki dün akşama kadar. En azından bir kısım cazsever için festivalin en merak edilen konseriydi, ilk kez canlı olarak dinleyecektik. Albüm kaydında Dave Liebman, Anat Cohen, Antonio Sanchez gibi önemli starlar vardı, dün bu isimlerden sadece Tiger Okoshi sahnedeydi (Antonio Sanchez`in de bugün kendi konseri var). Şimdi, gelelim iddia kısmına, Türkiye`nin sanat-edebiyat tarihini takip edenler bilir, mesela resimde bir D Grubu, müzikte Türk Beşleri, şiirde 2. Yeni gibi akımlar sanatta hangi etkiyi yaratmışsa Mehmet Ali Sanlıkol`un dün akşam seslendirdiği besteleri de caz adına emin olun aynı etkiye sahip olabilir/olmalı ama olmayacak ayrı, zira bugünün dünyası 60-70 yıl önceki gibi değil.
Öyle değil diye meselesi olan insanlar yok değil, işte, Mehmet Ali Sanlıkol Amerikaya yerleştikten sonra bu konuyu kendine dert edinenlerin başında geliyor ve iyi de yapıyor, onun sayesinde son yılların kendinden emin, önemli ve en etkileyici çalışmalarından birini dinledik. Ben, "Resolution" albüm konserini sanat yapıtının görücüye çıkması, eserlerin en iddialı galeride sergilenmesi gibi görüyorum. Dün akşam ortada açık, yüksek ve yürekli bir caz sanatı vardı. Bu sanatın içinde bize ait olan, damarlarımızda dolaşan güçlü melodiler `gibi gibi` değil doğrudan cazın içinde yeniden yaratılmışlardı.
Sanlıkol, konser repertuvarını ilk iki parçayı eski bestelerinden seçerek yapmıştı, bu sayede müziğindeki devamlılığa tanık olduk. Daha ilk parçayla bütün çekim gücü salona yayıldı. Dikkatimi çeken ve ilk kez tanık olduğum bizzat Sanlıkol`un vokalde sufi terennümü cazın dubap scat doğaçlamasıyla içiçe geçirmesiydi. Dehşet bir andı. Böylesi çalışmaların ilk kez yapıldığını söylemiyorum elbette, mesela, hemen ilk aklıma gelen Evrim Demirel`in "Ada" albümündeki "Çün sana Gönlüm Müptela Düştü"sünde Özer Özel`in sesi ve bestenin kendisi, Demirel`in daha önceki 19 dakikalık "Four Folksongs from Anatolia" gibi çalışmalarını, Baki Duyarlar`ın işlerini, Okay Temiz`in sonsuz evrenini, Aydın Esen`in başta "Anadolu"su gibi bu konuda epey yol alınmış işler var. Hepsi bir anlamda verilmiş güçlü cevaplar ve şimdi de Sanlıkol`un çok emek verilmiş çalışması.
Sanlıkol`un enstrüman çeşitliliği geleneksel enstrümanlardan en modern `continue fingerboard` gibi bir akustik çeşniye kadar ve her bir enstrüman ne eksik ne fazla sadece kendi yerinde ve kararında düzenlemelerin içine dahil olmasıyla dikkat çekiyordu. Zurnada mehteran müziğinden sokağın sesine kadar tüm spektrumu görmek mümkün iken cümbüşde coğrafi sınırları taşan bir soundu, neyde büyük tasavvuf geleneğini, darbukada sokağın ritmini, elektrik gitarda doğrudan günümüzün karşı konulmaz enerjisini bulmak mümkündü. Umarım bu geleneksel enstrümanların ustaları da Sanlıkol`un karşı konulmaz önermelerini dinlerler.
"Resolution"ın bence en güçlü yanı çiftetelliden semaiye, nihavend makamından Erkin Koray`ın "Estarabim"ine müthiş bir bize ait müzikal çeşitliliği mercek altına alması, yetmedi, bu çeşitliliği geniş orkestral içerikte yeniden yazması. Ortaya dehşet bir yazı toplamı çıkmış olmalı. Nasıl altından kalktığını merak ediyorum. Öte yandan, herşey her an o kadar disiplinli değil, konserde Cenk Erdoğan`ın harikulade bir gitar solosu vardı, bu solonun nasıl yazıldığını aklım almamıştı, konserin sonunda dışarda sevgili Cenk`le sarılıp kucaklaşırken o ne müthiş soloydu nasıl yazmış öyle deyince doğaçlama olduğunu söyledi, o anda konserde Cenk`e `gir soloyu burdan` demesi müthiş!
Yazının en başına dönersek eğer, aranan Türk cazı bu mu sorusunun tek bir cevabı yok, olması mümkün görünmüyor. Bu topraklarda üretilen her caz bestesi bir yerde Türk cazıdır. Kimi bunu Senem Diyici gibi sıradışı bir vokal tekniğiyle yapar kimi elektronik varyantlarla, ne şekilde olursa olsun çıkan her melodi, her beste yeni bir cümle demek ama son yıllarda ortaya çıkan en güçlü müzikal cümlelerin Mehmet Ali Sanlıkol`un yeni albümünden geldiği kesin ve "Resolution" Türkiye caz tarihinin başyapıtlarından biri olmayı kesinlikle hakediyor.
Feridun Ertaşkan
Cazkolik.com / 14 Temmuz 2017, Cuma
Türkiye`de caz deyince akla gelen iki usta kalem, İKSV yaşam Boyu başarı ödüllü sevgili Sevin Okyay ve Hülya Tunçağ da konserdeydi.
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.