Arild Andersen ve müzisyen dostlarıyla bir arabaya doluşup bütün Kuzey Avupayı dolaşsak ne güzel olur...

Arild Andersen ve müzisyen dostlarıyla bir arabaya doluşup bütün Kuzey Avupayı dolaşsak ne güzel olur...

Trio sanatına gel de bayılma...

Evet, Arild Andersen Salon konserinde "Alfie"yi çaldı, hem de en sonda, yani bis`te! Harika bir Salon gecesiydi. Sandalye ve masalarla caz klübü formunda düzenlenen mekan tadında kalabalığıyla, sahnedeki müziğe odaklanmış `güzel` izleyicisiyle, sahneden izleyicisine ve müziğine konsantre olmuş müzisyenleriyle...

* * *

Hızlı akan gündem bu yazıyı konserden hemen sonra yayına almayı başarttırmadıysa da yayına almamayı da başaramayacak, çünkü böyle güzel konserlerin caz arşivlerinde yerini almaya, hatırlanmaya hakları var. Bizler bu yazıları sadece güncel anlamda yazmıyoruz, bir çeşit bellek görevimiz var ve Cazkolik beşinci yaşında en azından son dört yılın caz gündeminin hafızası olmayı başardı.

Arild Andersen ve müzisyen dostlarıyla aynı arabaya doluşup tüm Avrupayı dolaşsak ne güzel olur…

Sahnede ayakta, basıyla meşgul, yaşını başını almış `rind` adamın konserin ilk dakikalarında verdiği böyle bir izlenim var şahsımda. Bir bağımsız sinema filmi gibi, dört-beş ayrı karakteri bir arabada buluşturan zorunlulukların giderek caz eksenli bir yol filmi olması gibi. Yol boyunca Arild ustanın altmışlardan bu yana yaşadığı sürüyle komik anıyı anlatması filan… Kimbilir ne şahane olur...

* * *

Bu izlenimi doğuran elbette Arild Andersen, Tommy Smith ve Paolo Vinaccia`nın bizatihi kendileri. Zaten onlar da üç benzemez karakter gibi duruyolardı sahnede. Ama iyi müzikler de böyle adamlardan çıkıyor. Şov yok. Büyük laflar yok. Kibir yok.

Trio sanatına gel de bayılma…

Quartet… Quintet… Sextet…

İşler büyüdükçe müziğin sanat kısmı sanki azalıyor mu? İşte bu yüzden Arild Andersen ya da Akbank Caz Festival`in son konserlerinden Kenny Barron & Dave Holland konserlerinin bize gösterdiği net şey bu oldu. Belki de günümüzde icra edilen cazda fiili durum böyle mi demeli?

Melodi müziğin içinde saklı…

Sahnede, karşımızdan bize yansıyan müzik gizemli bir müzik değil, apaçık ve dürüst. Anlaşılması değil, sindirilmesi gereken bir müzik. Dinleyince önce gülümseten, sonra mutluluk veren bir müzik. Melodisi gizli gücü. Kontrbasın büyük bir ivmesi var. Bir daha yazalım; Kibirsiz, icra sanatının mükemmelliğine kafayı takmayan bir olgunluk ve saadet...

* * *

Evet, "Alfie" bisteydi. İzleyici [dinleyici] sanatçıları bırakmak istemedi, onlar da bizi kırmadı, geldiler ve "Alfie"ye başladılar. Henüz buralara gelmemiş olan albümün (ki Andersen`in kendi de söyledi, hatta er geç gelir nasılsa diye de ekledi, evet, gelecek, söz, Aralık gibi burada bizde de olacak). Her icrası, her yorumu merak uyandıran bu Burt Bacharach bestesinin dinleyebileceğiniz en samimi yorumlarından biri dinlediğimizi itiraf edelim. En içten. En basit. Melodisini yitirmeden, zarafetini kaybetmeden. Bir çeşit folk ağıt tadında başlayıp caz balada dönen, mitolojiden beslenen ama sonunda günümüz dramasına dönüşen eşsiz bir yorum. Konser sonrası twit mesajında yazdığımız gibi, bu konseri Salon`dan tekrar etmesini istiyoruz. Arild Andersen her ay buraya gelsin, samimiyetsizlikle beslenen kibirli gururlarımıza merhem olsun, bizi iyileştirsin istiyoruz.

Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com / 06 Kasım 2014, Perşembe






Arild Andersen Salon`a yeni albümü "Mira" ile birlikte geliyor.

Norveç ve Avrupa caz sahnesinin duayenlerinden, Fransız Caz Akademisi`nden 2008 yılı "The Prix Du Musicien Européen" ödüllü (ki Avrupanın en saygın caz ödüllerindendir) basçı Arild Andersen "Live at Bellevile" albümünden sonra yeni trio çalışması "Mira"yı yayınladı. Peki, yeni albümü çalacağını nereden biliyorsun diyecekseniz eğer 1 Kasım Cumartesi akşamı (bilet satın almak için tıklayın) Salon sahnesinde izleyeceğimiz üçlü albümün orijinal triosu. Kontrbasçı Arild Andersen, tenor saksofoncu Tommy Smith ve davulda Paolo Vinaccia`nın olduğu trio, albüm boyunca `mid tempo` serbest çağrışımlı ses keşiflerine açık duygulu baladlarla dolu müzikler seslendirilmiş. -miş diyoruz çünkü albüm 2014 başlarında yayınlanmasına rağmen henüz buralara gelmedi diye biliyoruz, hatta müjdeyi verelim, Cazkolik Shop olarak siparişini geçtik ama gelmesi Aralık başını bulabilir. Her neyse… Konumuza dönelim…

* * *

Guardian`dan John Fordham albümdeki müzik için "ses derinliği sizi minnettrar bırakacak" Bir başka yazar ise albümün etkileyiciliğini "Yılın albümünü Ocak`ta mı ilan edeceğiz" diyerek şaşırtıyor.

* * *

Size şimdiden bir tüyo verelim, caz tarihinde caz müzisyenlerinin çalmayı en sevdiği müziklerden, bir Burt Bacharach bestesi olan "Alfie" -ki 1966 yılında çekilen Hal David filmi "Alfie" soundtrackidir.- Başrolünde yanılmıyorsak Michael Caine oynamıştı, ikibinlerdeki yeni versiyon çevrimindeyse Jude Law ile Siena Miller vardı. Çapkın bir özel limuzin şoförünü anlatan filmin vokalli versiyonunuysa Dionne Warwick seslendirmişti. Warwick bu şarkıdan üç yıl önce, 1963 yılında söylediği "Don`t Make Me Over" ile listeleri fena sallıyordu. Sahnesi ve söyleme tarzı çok değişik bir kadın olan Warwick `cool` sahne duruşuyla şaşırtıyordu. En son, içinde bulunduğumuz yılın 18 Şubat`ı İstanbul`da izlediğimiz sanatçının konunun içeriğine uygun olarak "Alfie" yorumunun videosunu aşağıda yayına alıyoruz.

Mevzuu nereden nereye, ama şunun için söylüyoruz;

Arild Andersen`in yeni albümü "Mira"da en parlak parçalardan biri Tommy Smith`in enfes seslendirdiği söylenen işte bu yeni "Alfie" yorumu. Başka tüm sebepleri bir kenara bırakın, bu parçayı dinlemek için orada olunur! Kendinize bir caz lüksü yapın, büyük ustanın triosundan bu enfes Burt Bacharach bestesinin yorumunu dinleyin.

Cazkolik.com / 31 Ekim 2014, Cuma

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.