Hayaller alınır, gerçekler satılır; Bill Evans/Robben Ford konserinden neden memnun kalmadım?

Hayaller alınır, gerçekler satılır; Bill Evans/Robben Ford konserinden neden memnun kalmadım?

Fotoğraf: Sedal Antay

 

Uzun bir aradan sonra CRR'de yeniden konser izlemek güzel geldi. Salonun tıkır tıkır çalışan ekibi ve orada nice konser izlemiş tecrübeli izleyicisi artık adeta gözü kapalı hareket ediyor.

 

 

Ama konsere gelirsek;

 

 

Salonun memnun olduğu bir konsere dair olumsuz şeyler yazmak zor ama bir müziksever olarak benim açımdan Robben Ford ve Bill Evans konserine dair yazılacak artı sayısı oldukça sınırlı.

 

Halbuki, konser öncesi yazısında 'ikilinin arasındaki sinerjiden doğacak hammeddeyi bekliyoruz' mealinde şeyler yazmış [bu arada kendimi de tekzip etmiş olayım] ve konser başladığında beklemeye başlamıştım.

 

O hammadde metaforu şöyle kenarda dursun ki orası bence konserin özü idi ama oraya gelmeden sahnede kritik başka sorunlar vardı.

 

Açıkçası, benim gördüğüm, sahnede pandemi yorgunu müzisyenler vardı. Hem beden olarak hem zihnen. Konserin az sayıda uzun sayılabilecek saksofon solosunun ardından yorgunluktan dilini dışarı atarak sevimli bir fotoğraf veren Evans o 'an' ile kuşkularım gerçeğe dönüşmüş oldu. Genç gösterse de 64 yaşında bir sanatçı tamam ama bu gözler 86 yaşında nerdeyse iki büklüm Sonny Rollins'in on dakikayı aşan "St. Thomas" saksofon solosunu da gördü, Pharoah Sanders'ı da... Böyle düşününce canım n'olcak diyemiyorum!

 

 

Konserin sürprizi Hammond orgcu Johnny Henderson idi

 

 

Elektrik basın olmadığı konserde bas sesler ne olacak diye düşünürken Henderson'ın iki elini de iyi kullandığı Hammond org imdada yetişti. Aslında, konserin iki solist arası solo transferlerinde yaratıcı anlar beklerken sürpriz karşı köşedeki Hammond orgdan geldi. Hem enstrümanlar arası ilişkideki en yapıcı/yönlendirici rolü üstlendi hem gitar/saksofon solosu beklerken Hammond orgun tuşları kulaklarımızı kendisine yöneltti. Bu nedenle, Bill Evans/Robben Ford konserinin en olumlu artısını kesinlikle Johnny Henderson haketti.

 

Davulcu Evin Jenkins benim açımdan konserin en kritik hayal kırıklığı oldu. Maalesef öyle. Tanımadığım bir isim olduğu için -ki Henderson'ı da tanımıyordum- açık fikirli olabilirdim ama [1] kesinlikle caz davulcusu değil, [2] rock davulcusu mu ondan da şüpheliyim. Ritm dışında kesinlikle becerisi yok, bir kez Evans'ın işaretiyle solo aldı onu da tamamlayamadı, daha doğrusu Evans araya girip saksofonla tamamladı.

 

Robben Ford ve Bill Evans ki konserin esas çocukları da -en azından- benim beklentimin altındaydı. Ben bu iki enstrümanın yan yana veya sıralı değil iç içe çalmalarını hayal etmiştim, soloları baştan savar gibi çalmalarını değil. Yine de Evans'ın iki kez doğaçlama performansı geçmişindeki güzel günleri hatırlattı ve farklı ifade tonlarında ne denli etkileyici olabildiğini gösterdi. Robben Ford'da o malzemeyi de göremedim maalesef.

 

Ford da, Evans da '80'lerde henüz çok genç iken Miles Davis ile sahneye çıkmış isimlerdir, o anılar her ikisinin de kariyerinde özel başarı hanesi gibi durur, ortak geçmişe ithafen Miles Davis'in sevimli melodisiyle ünlü Jean Pierre parçasıyla konseri sonlandırmaları önemliydi. Miles Davis de o yıllarda konserlerini bu parçayla sonlandırırmış genellikle, bu da dün akşamki konser açısından hoş bir anı oldu ama parça icrası yine de vasatı aşamadı.

 

Ezcümle toplarsam, sahnedeki tüm müzisyenler eşit paydada değilse konser beklenen rüyayı gerçekleştiremiyor. Hadi bir kişi sarktı diyelim, ya diğer üçü? En azından ikisi geçmişteki fotoğraflarından niye bu kadar uzaktı? Robben Ford o kadar umurumda değil ama Evans'ın bu veteran görüntüsünden bir an önce çıkmasını dilerim.

 

Feridun Ertaşkan

 

Cazkolik.com / 15 Mart 2022, Salı

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com kurucusu, editör ve yazar.

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.