Diğer McCoy Tyner

Diğer McCoy Tyner

Bu makale, ünlü bir caz piyanisti olmasına rağmen son yıllarda caz tarihi ve müzisyenleri üzerine yazdığı yazılarla dikkat çeken Ethan Iverson'ın efsanevi caz piyanisti McCoy Tyner'ın ölümünün ardından JazzTimes dergisinin Mart 2021 sayısı için kaleme aldığı makalenin çevirisidir.

 


 

McCoy Tyner, 2020'nin Mart ayında öldüğünde ardında büyük bir miras bırakmış ve doğal olarak, vefatından sonra yapılan anmalarda 1960-1965 arası John Coltrane ile kaydettiği "Crescent" ile "A Love Supreme" albümleri öne çıkmıştı. Tyler'ın lider olarak yayınladığı uzunçalarlardan 1967 tarihli Joe Henderson, Ron Carter ve Elvin Jonus'lu albümü "The Real McCoy" baş tacı edilse de 1960'ların derli toplu triolarından 1970'lerin destansı 'live' gruplarına, solo performanslarından all-star'lı sahnelere kadar her dönemin kendine özgü başarıları da vardır.

 

Tyner'ın sanatçılığını ortaya koyan en önemli prizma, onun, Coltrane'den daha fazla sayıda lider isimle piyanist olarak çalışmış olması iken, öte yandan, Tyner'ın ana akım cazda baskın etkiye sahip olmasının altında bu şekilde yaklaşık kırk kadar kaydın yer almasıdır.

 

 

McCoy Tyner, hard-bop'u modası geçmiş olarak görüp reddedenlerle aynı çizgide yer almayarak gelenekle ilgilenmeye devam etti

 

 

Bu albümlerin ilki, Benny Golson ile birlikte çaldığı 1959 tarihli "The Curtis Fuller Sextette" hard-bop albümüydü. Trompetçi Art Farmer, Curtis Fuller ve Benny Golson'lu ünlü topluluk Jazztet'e, grubun 1960 tarihli ilk albümü "Meet the Jazztet" ile dahil olmuştu. Albümde piyanist olarak yer alan McCoy Tyner "Avalon" ve "Killer Joe" gibi iki önemli parçada Bud Powell, Ahmad Jamal ve Red Garland etkili piyano sololarıyla yer almıştı. Jazztet grup olarak cazın yeni trendi olmaya hazırlanıyordu ama şansları yaver gitmedi; Coltrane piyanistlerini ellerinden aldı ve Five Spot caz klübünde, avangart tınılarıyla söylemi ele geçiren ve Jazztet'in hard-bop tarzını bir nevi eski modaya dönüştüren Ornette Coleman'ın karşısında sahneye çıktılar.

 

Tyner'ın 1960 ve 1961'de üç Blue Note albümü için birlikte stüdyoya girdiği dönemin ilk 'genç kan' (young blood) ismi Freddie Hubbard olmuştu. "Ready for Freddie" bir klasik olarak kabul edilir ve Coltrane'i çoktan geride bırakmış ama aynı zamanda çağdaş düşüncenin ön saflarında yer alan genç tenor saksofoncu Wayne Shorter ile ilk kaydını yapmıştı. Hızlı bir blues olan "Birdlike"daki piyano solosu mükemmel olsa da nefes kesici trompet ve tenor kısımlarından daha az fütüristikti.

 

Bu gelişmeleri ilgiyle takip edenler arasında, Coltrane etkisini her yönden kişiselleştirmenin bir yolunu bulan bir diğer üst düzey saksafonist ve besteci Joe Henderson da vardı. Aralarında Coltrane, Shorter ve Henderson'ın da olduğu bu isimler majör-minör tonal sistemin gerilimini ve serbestliğini arttırmak için çeşitli türlerde statik gam teorisi geliştirdiler; ayrıca Afrika, Küba, İspanya, Japonya ve Hindistan'dan ilham fikirleri kendilerine mâl etme konusunda uzmanlaştılar. En bilinen Tyner performanslarından bazıları (Coltrane'den sonra) 1964'te Shorter ve Henderson ile yaptıkları Blue Note kayıtlarıdır. Bu liste inanılır gibi değildir: "Night Dreamer", "Juju", "In 'n Out" ve "Inner Urge" gibi albümler Coltrane'in "Crescent" ve "A Love Supreme" albümleriyle aynı sene kaydedilmişlerdi.

 

Bu noktada Tyner, kalıcı olarak, müzik sözlüğünün bir parçası haline dönüşecek dörtlü seslerin renkli dizisine yerleşmişti. Yine de gelenekle ilgilenmeye devam etti, hard bop'u dünün müziği olarak reddedenlerle aynı hizada değildi. 1963 tarihli trio albümü "Night of Ballads and Blues" neredeyse Red Garland tarzı bir 'easy listening'dir ve aynı sene Art Blakey'nin "A Jazz Message" albümünde 'pure' bebopçu Sonny Stitt'e eşlik etmişti.

 

Stitt gibi Milt Jackson da muhafazakâr bir müzisyen kabul edilebilir. Tyner'ın stüdyo çalışmalarının en yoğun olduğu yıllara ait şaşırtıcı istatistiklerden biri 9 Aralık 1964 yılına dairdir. Sabah, Milt Jackson ile "A New Setting" kaydını yapmış, akşam da "A Love Supreme "i kaydetmişti (bir gece öncesinde ise Duke Ellington'a saygı albümünü kaydetmişti!). Tyner ve Jackson birlikte çalarken, hem vibes hem de piyano metalik ama karizmatik bir şekilde tınlarken blues'un perküsif doğası ön plana çıkıyordu.

 

Bir diğer hoş enstrümantal kombinasyon ise gitarist Grant Green ile olandır. Bu durumda, Tyner'ın gösterişli bestesi gitar/org/davul üçlüsündeki orgu andırır. Gerçekten de, hem Tyner hem Coltrane org öncüsü Jimmy Smith'ten hayli etkilenmiştir ve Green'in 1964'te Tyner ve Elvin Jones'la birlikte çaldığı (15 yıl sonra "Matador" albümünde yayınlanan) derin swing'li "My Favorite Things", Coltrane'in ikonik parçalarından birine ilgi çekici bir alternatif hikâye sunmaktadır.

 

Tyner ayrıca, J.J. Johnson, Lee Morgan, Donald Byrd, Hank Mobley, Bobby Hutcherson, Lou Donaldson ve özellikle Stanley Turrentine ile de kayıtlar yaptı. 70'lerin cazında çok önemli olacak rock şarkıları, boogaloo duygusu ve diğer groove kavramları Tyner'ın birçok uzunçalarında yer almıştı.

 

Her iki durumda da piyanist Tyner, farklı estetikleri zevk ve tarzıyla birleştiren yetkin bir yardımcı elemandı. Yine de olağanüstü piyano soloları, Tyner'ın yer aldığı her LP'nin otomatik olarak çok daha fazla koleksiyonluk kayıtlar olmasının önemli nedenidir. Donald Byrd'ün "Mustang" albümünden "Fly Little Bird Fly" özellikle dikkate değer bir yaratıcı öfke çağlamasıdır. Dipnotlarda Byrd şöyle der: "Bu parçada onu dinleyin. Şarkıyı tamamen parçalara ayırıyor."

 

 

Diğer keşifler:

 

 

Wayne Shorter: "Speak No Evil" (Blue Note, 1968) - Herbie Hancock, Shorter'ın üçüncü Blue Note uzunçaları için Tyner'ın koltuğunu devralmıştı. Görünen o ki Hancock bu tarihte "Sadece McCoy'u taklit etmeye çalışıyordum" şeklinde bir şeyler söylemiş olsa da sesi hâlâ kendisi gibi çıkıyordu.

 

Bobby Hutcherson: "Total Eclipse" (Blue Note, 1969) - Chick Corea, Hancock'tan sonra Tyner'ın bir sonraki yıldız öğrencisi olmuştu. Dönemin serbest "In/Out" Blue Note'larının sonuncusu, McCoy şablonu olmadan kesinlikle düşünülemezdi.

 

Freddie Hubbard ve İlhan Mimaroğlu: "Sing Me a Song of Songmy" (Atlantic, 1971) - Kenny Barron, Dizzy Gillespie ile mükemmel bebop çaldı ama kısa süre sonra Tyner türevi modal bir estetik kullanmayı tercih etti. Bu başyapıt albüm, özellikle caz söyleminin protest müziği kucaklamaya geri döndüğü bir zamanda iyi bilinmelidir. "Interlude I"de Barron, McCoy sürekliliğini modalitenin ötesine, daha da soyut bir noktaya taşıyordu.

 

Ethan Iverson

 

Çeviri Cazkolik.com / 17 Aralık 2023, Pazar

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.