British Blues'un vaftiz babası John Mayall'ı arkadaşımız Tamer Tekelioğlu yazdı

British Blues'un vaftiz babası John Mayall'ı arkadaşımız Tamer Tekelioğlu yazdı

 

Tamer Tekelioğlu arşivlik portreler serisinde bu kez İngiliz blues müziğin kurucu babalarından John Mayall ve efsanevi grubu Bluesbreakers'ı anlatıyor

 

 

Merhaba değerli müzikseverler, 

 

 

Bu yazımda British Blues’a büyük katkıda bulunmuş bir sanatçı olan John Mayall’i ve grubu Bluesbreakers’ı anlatmaya çalışacağım. İngiliz Blues müzisyeni, söz yazarı ve yapımcı. 1960'larda üyeleri arasında en ünlü İngiliz Blues ve Rock müzisyenlerinin bulunduğu efsane grup The Bluesbreakers’ın kurucusu. Grup o kadar çok müzisyeni bünyesinde barındırmış ki, hepsinin gruba etkisi farklı olmuş. Grubun kurucusu, vokalisti, gitaristi, mızıkacısı ve aynı zamanda klavyecisi olan Mayall, yaklaşık yetmiş yıl süren bir kariyere sahip. 90 yaşında vefat edene kadar da aktif bir müzisyen olarak hayatına devam etti. Mayall günümüzde "British Blues'un Vaftiz Babası" olarak anılıyor. Uzun bir yaşama ve uzun bir kariyere sahip olan Mayall’ı merak ediyorsanız başlayalım anlatmaya.  

 

 

Gitarist babanın müzisyen oğlu John Brumwell Mayall

 

 

Asıl adı John Brumwell Mayall olan sanatçı 29 Kasım 1933'te Macclesfield, Cheshire'da doğdu. Çocukluğu Cheadle Hulme'da geçti. Yerel barlarda çalan bir gitarist olan Murray Mayall'ın oğluydu. Küçük yaşlardan itibaren Lead Belly, Albert Ammons ve Eddie Lang gibi Amerikalı Blues sanatçılarının seslerine ilgi duydu ve kendi kendine piyano, gitar ve mızıka çalmayı öğrendi.

 

Mayall, askerlik hizmetinin bir bölümünü Kore'de geçirdi. Kore yıllarında İzinli olduğu zamanlarda Uzakdoğu ülkelerini gezdi. Satınizinli olduğu bir dönem Japonya’ya gitti ve burada ilk elektro gitarını satın aldı. İngiltere'ye döndüğünde Manchester Sanat Koleji'ne kaydoldu. Okurken amatör bir grup olan Powerhouse Four'da çalmaya başladı. Mezun olduktan sonra sanat tasarımcısı olarak bir iş buldu ancak yerel müzisyenlerle çalmaya devam etti. 1963'te artık müziğe o kadar tutkundu ki, sanatın kendisi için tamamen müzik olduğunu fark ederek tasarımcılığı bıraktı ve kariyerini müzik üzerine yapılandırmak üzere Londra'ya taşındı. Tasarımdaki yeteneğini, gelecek albümlerinin çoğunun kapak görsellerinde kullanılacaktı.

 

 

 

1960'lar ve Bluesbreakers

 

 

Mayall, 1956'da üniversite arkadaşı Peter Ward ile önce Powerhouse Four isimli grubu kurdu. Bir süre yerel müzisyenlerle çaldılar. Bu sürede sahne deneyimini iyice artıran Mayall, 1962'de yeni kurulan Blues Syndicate grubuna katıldı. Grup, Manchester'daki bir kulüpte Alexis Korner’ın grubunu gören ve benzer bir Caz ve Blues tarzını denemek isteyen trompetçi John Rowlands ve alto saksafoncu Jack Massarik tarafından kurulmuştu. Ayrıca Mayall'ın daha önceden tanıdığı ritim gitarist Ray Cummings ve davulcu Hughie Flint de grupta yer alıyordu. 1962'de John ve grubu, Manchester'ın merkezindeki Twisted Wheel kulübünde tüm gece süren RB seanslarında sık sık sahne alan popüler sanatçılardı. Alexis Korner, Mayall'ı tam zamanlı bir müzik kariyeri seçmeye ve Londra'ya taşınmaya ikna etti. Korner onu birçok müzisyenle tanıştırdı.

 

 

İlk kayıtlar

 

 

1963'ün sonlarında, artık Bluesbreakers olarak adlandırılan grubuyla Mayall, Marquee Club'da çalmaya başladı. Kadro Mayall, Ward, basçı John McVie ve eski Cyril Davies ve RB All-Stars üyesi gitarist Bernie Watson'dan oluşuyordu. Mayall, bir sonraki baharda yapımcı Ian Samwell ile ilk kayıtlarını yapmaya başladı. Davulda Martin Hart'ın olduğu grup, "Crawling Up a Hill" ve "Mr. James" adlı iki parça kaydetti. Kısa bir süre sonra, Hughie Flint, Hart'ın yerini aldı ve Roger Dean gitarda Bernie Watson'ın yerine geçti. Bu yeni kadro, 1964’te Britanya turnesinde John Lee Hooker ile birlikte çaldı. Bu Mayall için büyük bir aşamaydı ve Mayall'a Decca Records tarafından bir kayıt sözleşmesi teklif edildi. 7 Aralık 1964'te grubun canlı performansı Klooks Kleek'te kaydedildi. Daha sonra stüdyoda kaydedilen bir single olan "Crocodile Walk" albümle birlikte yayınlandı, ancak ikisi de herhangi bir başarı elde edemedi ve sözleşme feshedildi.

 

 

 

Eric Clapton dönemi

 

 

Nisan 1965'te eski Yardbirds gitaristi Eric Clapton, Bluesbreakers’da Roger Dean'in yerini aldı ve yeni gitarist Clapton ile Bluesbreakers önemli ölçüde ilgi görmeye başladı. O yaz grup, "I'm Your Witchdoctor" ve "Telephone Blues" gibi birkaç parça kaydetti. Ardından Clapton amatör bir grup ile Yunanistan'a turneye çıktı. Peter Green Clapton’ın yerine görevi devraldı ve sonraki birkaç ay boyunca Graham Bond Organizasyonu'ndan Jack Bruce grupta bas gitar çaldı. 

 

Kasım 1965'te Clapton geri döndü ve Green ayrıldı çünkü Mayall, Clapton'a Yunanistan’dan döndüğünde tekrar grupta yer alacağının sözünü vermişti. Mayall-Clapton-Bruce-Flint kadrosunun canlı bir konseri, Kasım ayında Londra'daki The Flamingo Club'da Mayall'ın iki kanallı makaralı teyp kaydedicisine kaydedildi. Bu kayıt, daha sonra 1969 derlemesi “Looking Back” ve 1977 tarihli “Primal Solos” ta yer alan parçaları içeriyordu. Aynı kadro, o zamanlar yayınlanmayan bir single olan "On Top Of The World"ü kaydetmek için de stüdyoya girdi. Kayıt yapıldı fakat yayınlanmadı. Mayall ve Clapton daha sonra grup elemanları olmadan "Lonely Years” ve "Bernard Jenkins" isimli şarkılarını kaydettiler. Şarkılar bir sene sonraki ağustos ayında Purdah Records etiketiyle 45’lik single olarak yayınlandı. 

 

1966 yılının nisan ayında grup yapımcı Vernon ile yeni bir albüm kaydetmek için Decca Studios'a geri döndü. Bazı parçalar için trompet düzenlemeleri içeren oturumlar üç gün sürdü. Kayıtlar İngiltere'de 22 Temmuz 1966'da Eric Clapton And Blues Beakers adıyla yayınlandı. 12 parçanın birkaçı Otis Rush ve Freddy King gibi Chicago Blues sanatçılarının cover'larından oluşuyordu. Mayall beş parçayı yazdı ve düzenledi. Clapton baş vokalist olarak güzel bir performans sergiledi ve kariyerinde önemli bir çıkış yaptı. "Ramblin' on My Mind" ile Robert Johnson'a saygı seanları başladı. Albüm, Mayall'ın ticari atılımıydı, İngiltere’de 6. sıraya yükseldi. Clapton'ın gitarının saldırganlığı ve akıcılığı şarkıyı klasik kategorisine oturttu. Müzik dergisi Beat Instrumental Clapton’ın tarzına dikkat çekerek albümün Clapton’ın sayesinde satılacağını yazdı. 

 

Bu başarı Clapton’ın adının iyice duyulmasına yol açtı. 11 Haziran'da Clapton, müzik basınına basçı Jack Bruce ve davulcu Ginger Baker ile Cream adında yeni bir grup kuracaklarını açıklamıştı ancak Mayall'ın haberi yoktu. Baker'ın da katıldığı bir Bluesbreakers konserinden sonra, Clapton ve kendisi ilk olarak kendi gruplarını kurmayı düşünmüşlerdi. Bu düşünce Bruce ile gizlice prova yapma seanslarına kadar gitti. Clapton Mayall’ın Bluesbreakers’ı ile 17 Temmuz'da Londra'nın güneydoğusundaki Bexley’de son konserini verdi. Cream, 29 Temmuz'da Manchester'da bir ısınma kulübü çıkışını ve iki gün sonra da Windsor'daki Altıncı Ulusal Caz ve Blues Festivali'nde ilk canlı çıkışını yaptı.

 

 

 

Peter Green dönemi

 

 

Mayall, Clapton'ın yerini doldurmak üzere Peter Green'i geri dönmeye ikna etmeyi başardı. Ertesi yıl, Green gitarda ve çeşitli yardımcı müzisyenlerle birlikte yaklaşık 40 parça kaydedildi. Bu kayıtlardan seçilen şarkılardan oluşan “A Hard Road” albümü Şubat 1967'de yayınlandı. Albüm bir önceki kadar başarılı olmasa da yine de iyi bir satış grafiği çizdi ve listelerde boy gösterdi. Fakat Peter Green grupta çok kalmak niyetinde değildi. Kısa süre sonra kendi projesi olan “Peter Green's Fleetwood Mac”i başlattı. Bu proje sonunda Mayall'ın o dönemdeki üç farklı kadrolu Bluesbreaker'ını da kapsayacaktı: Green, McVie ve sadece birkaç hafta Bluesbreaker için çalan davulcu Mick Fleetwood. Bu kadronun yer aldığı “Live in 1967- Volumes I II” olarak 20165 yılında iki bölümlük konser albümü şeklinde Forty Below Records tarafından yayınlandı.

 

 

 

Mick Taylor dönemi

 

 

Mayall'ın Green'in yerine ilk tercihi The Attack'ın gitaristi olan 18 yaşındaki David O'List idi ancak O'List bu teklifi kabul etmedi. 10 Haziran'da Melody Maker dergisinde yayınlanan "Müzisyen Aranıyor" ilanı ve kendi araştırmaları sayesinde Mayall, Bluesbreakers için Terry Edmonds, John Moorshead ve 18 yaşındaki Mick Taylor olmak üzere üç aday gitarist daha buldu. Sonuncusu gruba hemen katıldı ancak Mayall ayrıca Edmonds'u birkaç günlüğüne ritim gitaristi olarak işe almaya karar verdi. Bu arada, Mayıs 1967'de Mayall tamamen kendi yeteneklerini sergilemek için tek kişilik bir stüdyo albümü kaydetti. Davul dışıda hemen her şey Mayall tarafından çalındı. Albüm Kasım ayında “The Blues Alone” adıyla yayınlandı. 

 

Mayall, lead gitarist Mick Taylor, bas gitarist John McVie, davulcu Hughie Flint, saksafoncu Rip Kant ve Chris Mercer'dan oluşan bir kadro ile 11 ve 12 Temmuz 1967'de “Crusade” albümünü kaydetti. Albüm hayranları ve eleştirmenler tarafından beğenildi. Bu kez Taylor’un gruba önemli bir etki yaptığından bahsedildi. Bu albümün tanıtımı için grup yılın çoğunu yurt dışında turne yaparak geçirdi. Bu turneler hep Mayall’in taşınabilir makaralı kayıt cihazı ile kaydediliyordu. Turun sonunda Mayall’ın ellnde altmış saatten fazla kayıt vardı ve bunları “Diary Of A Band- Vols. 1 2” şeklinde iki bölümlük canlı bir albüm olarak düzenledi. Albüm çok geçmeden, Şubat 1968'de yayınlandı. Bu arada McVie kadrodan ayrılmış ve yerine Paul Williams gelmişti. Ancak Williams’da grupta çok kalmadı ve yerine Keith Tillman geldi.

 

Tüm bu değişikliklere rağmen Mayall yine de kadrodan pek memnun değildi. Gruba en son alınan Tillman'dan başlayarak bazı değişiklikler yapmaya başladı. Tillman’ın yerini 15 yaşındaki Andy Fraser'ı aldı. Ancak Fraser’da dayanamadı ve altı hafta sonra ayrıldı. Yerine daha önce New Jazz Orchestra üyesi olan Tony Reeves geldi. Mayall’a göre Hartley'nin de ayrılması gerekiyordu ve ayrıldı. Yerine New Jazz Orchestra davulcusu Jon Hiseman kadroya girdi. Şubat 1968’de keman ve kornet çalan Henry Lowther gruba katıldı. Bu kadronun oluşmasından sadece iki ay sonra Bluesbreakers, Mayall ve Mike Vernon'ın ortak yapımcılığını üstlendiği ve İngiltere'de 6 numaraya kadar yükselen “Bare Wires”ı kaydetti. 

 

Grup kalabalıktı ve maalesef bu kadroda çok uzun bir arada kalamadı. Hiseman, Reeves ve Heckstall-Smith birlikte başka bir grup kurmak üzere ayrıldılar. Mayall bu dönemde sevdiği gitaristi Mick Taylor'ı korudu ve gruba davulcu Colin Allen ile Stephen Thompson adında genç bir basçıyı ekledi. Ağustos 1968'de yeni dörtlü “Blues from Laurel Canyon”ı kaydetti. Taylor, Mayall'da geçirdiği yaklaşık iki yılın ardından 13 Haziran 1969'da gruptan ayrılarak Rolling Stones'a katıldı.

 

 

 

Mark ve Almond dönemi

 

 

Mick Tylor’un ayrılması Mayall’ı ve grubu oldukça etkiledi. Uzun süre sessizlikten sonra Mayall farklım formatlar denemeye başladı. Önce daha düşük ses seviyesi, akustik enstrümanlar ve davulcu olmadan yeni bir format denedi. Akustik parmak stili ustası gitarist Jon Mark ve flütçü-saksafoncu Johnny Almond'u işe aldı. Mark, üç yıl boyunca Marianne Faithfull'ın eşlikçisi olarak ve Sweet Thursday grubunun üyesi idi. Almond ise Alan Price ile çalmıştı ve Mayall'ın müziğine yabancı değildi, hatta Eric Clapton ile “Blues Breakers” albümünün dört bölümünde ve “A Hard Road”un bazı bölümlerinde bariton saksafon çalmıştı. Bu yeni ekip, Mayall'ın önceki projelerinden belirgin şekilde farklıydı ve yapımı hem 1999'daki “The Masters” filminde hem de 2004 yılında yapılan “The Godfather of British Blues/The Turning Point” filminde anlatıldı. 

 

Mayall, tarzındaki değişimin yanı sıra hayatında da bir değişime karar verdi ve Los Angeles'a taşındı. Burada yeni bir başlangıç yaparak daha fazla ilgi göreceğini düşünmüştü. Düşündüğü oldu ve yeni ekiple 5 Temmuz'da Newport Caz Festivali'nde Amerika’da çıkışını yaptı. Hemen ardından 12 Temmuz'da Fillmore East'te sahneye çıktı ve inanılmaz bir alkış aldı. Bu kayıtlar daha sonra yayınlanan “The Turning Point” adlı canlı albümde yar aldı. Aynı kadroyla bir stüdyo albümü olan “Empty Rooms” kaydedildi ve bu albüm de Amerika’da çok başarılı oldu. Ekip şimdilik iyi gidiyordu.

 

 

 

Back to the Roots: Ünlüler geçidi

 

 

Mayall, Kasım 1970'te, daha önceki birkaç yıl boyunca birlikte çaldığı en önemli müzisyenlerin birçoğunu içeren bir kayıt projesi başlattı. “Back to the Roots” adlı çift albüm, Clapton, Mick Taylor, Gerry McGee ve Harvey Mandel'in gitar, Sugarcane Harris'in keman, Almond'un üflemeli çalgılar, Thompson ve Larry Taylor'ın bas ve Hartley'nin davulda yer aldığı albüm olarak müzik tarihinde çok önemli bir yere sahip oldu. Albüm tam anlamıyla bir ünlüler geçidi idi. Mayall, her zamanki gibi tüm şarkıları yazdı ve tüm vokalleri üstlendi, ayrıca mızıka, gitar, klavye, davul ve perküsyon çaldı. 

 

Amerika Mayall’a iyi gelmişti. Burada çok farklı şeyler deniyordu. Bunlardan biri de ağustos 1971'de Blues sanatçısı Albert King için caz odaklı bir seans idi. Birkaç ay sonra stüdyoda bulunan müzisyenlerle turneye çıktı. Cazın etkisi ile Mayall, ertesi yıl canlı bir albüm olan “Jazz Blues Fusion” yayınlandı. Albümde Mayall mızıka, gitar ve piyano, Blue Mitchell trompet, Ernie Watts saksafon, Larry Taylor bas gitar, Ron Selico davul ve Freddy Robinson gitar çalıyordu. Mayall ve diğer tüm sanatçılar böyle bir albümde yer almaktan büyük bir keyif almışlardı. 

 

1974'te Mayall, Tom Wilson'ın Polydor etiketi için yapımcılığını üstlendiği “The Latest Edition”ı kaydetti. Albüm Blues ile Jazz arasında gidip geliyordu. Caz sanatçısı Red Holloway etkileyici saksafon soloları ile albümde yer alıyordu. Grup o yıl Avrupa ve Asya’da turneye çıktı. Sonraki on yıl boyunca Mayall müzisyen ve tarz değiştirmeye devam etti ve bir dizi albüm çıkardı. Kariyerinin bu aşamasında Mayall'ın müziğinin çoğu, Caz, Funk, Pop öğelerini ve hatta kadın vokalistleri de içeren tarzı ile İngiliz Rock müzisyenleri tarafından çalınan Blues'dan oldukça farklıydı. Mayall 1978 tarihli “The Last of the British Blues” konser albümü ile tarzını “canlıe” bir şekilde duyurmuş oldu.

 

 

 

Bluesbreakers'ın dönüşü

 

 

Mayall kariyerinin 40. yılı vesilesiyle bir albüm yapmayı istiyordu. Bluesbreakers’a emeği geçen tüm sanatçıların bu albümde yer almasını düşünüyordu ve albümünün kaydı için müzisyenleri davet etti. “Along for the Ride” 2001'de “John Mayall ve Arkadaşları”na atfedilerek, kapakta yirmi ismin listelendiği, eski ve yeni hemen hemen tüm Bluesbreaker'ların yanı sıra Gary Moore, Jonny Lang, Steve Cropper, Steve Miller, Otis Rush, Billy Gibbons, Chris Rea ve Jeff Healey’in de yer aldığı bir albüm olarak yayınlandı. Bu Mayall’ın bugüne kadar yaptığı en anlamlı bir iş olarak müthiş bir ilgiyle müzik tarihinde hak ettiği yere oturdu. Amerika’da ve ülkesi İngiltere’de haftalarca 1 numarada kaldı. 

 

Mayall, 70. doğum gününü kutlamak için bir bağış toplama gösterisi sırasında özel konuklar Eric Clapton, Mick Taylor ve Chris Barber ile yeniden bir araya geldi. Bu "UNICEF için Birleş" konseri 19 Temmuz 2003'te Liverpool Arena'da gerçekleşti ve bir DVD sürümü için filme alındı.

 

Kasım 2008'de Mayall, yoğun iş yükünü azaltmak ve diğer müzisyenlerle çalışma özgürlüğüne kavuşmak için Bluesbreakers'ı dağıttığını web sitesinde duyurdu. 

 

2015 yılında Dinu Logos, Mayall'ın bir araya getirdiği her grubun ve yaptığı her kaydın ayrıntılı ayrıntılarını içeren ilk biyografisi olan “John Mayall: The Blues Crusader”ı yayınladı. 

 

Mayall'ın yazar Joel McIver ile yazdığı “Blues From Laurel Canyon: My Life As A Bluesman” adlı otobiyografisi, Ağustos 2019'da Omnibus Press tarafından yayımlandı.

 

Mayall iki kez evlendi ve altı çocuğu ve altı torunu oldu. İkinci eşi Maggie Mayall, Amerikalı bir Blues sanatçısı olarak 1980'lerin başından beri eşinin kariyerinin yönetimini üstlendi. 1982'de evlendiler ve 2011 yılına kadar evli kaldılar. Mayall, 22 Temmuz 2024’te, 90 yaşında Kaliforniya'daki evinde ailesinin yanında hayata veda etti. Mayall'ın ailesi, müzisyenin 22 Temmuz Pazartesi günü Kaliforniya'daki evinde "sevgi dolu ailesiyle çevrili" bir şekilde hayatını kaybettiğini belirterek haberi resmi sosyal medya hesaplarından duyurdu. Açıklamada belirtilmeyen sağlık sorunlarına atıfta bulunuldu ancak kesin bir ölüm nedeni açıklanmadı.

 

Bluesbreakers ile Eric Clapton, Peter Green ve Mick Taylor gibi yıldızların müzik kariyerine sıçrama tahtası olan British Blues’un “Vaftiz Babası” John Mayall’ın ölümü birçok sanatçının kendisini saygı ile anmasına sebep oldu. Rolling Stones onu "İngiliz Blues’nun öncülerinden biri" olarak selamladı. Clapton, grubuna katılmadan önce ergenlik çağında müziği bırakmak istediğinde Mayall'a "kendisini unutulmaktan kurtardığı" için teşekkür ettiği bir video paylaştı. Bluesbreakers’da yer alan tüm sanatçılar Mayall’a saygı duruşunda bulunup şükranlarını sundular.

 

 

 

Ödül ve onurları

 

 

Atandı, 2005 Doğum Günü Onur Ödülleri'nde Britanya İmparatorluk Nişanı Subayı (OBE) olarak atandı. 

 

Mayall , 2016 yılında Blues Hall Of Fame Onur listesine, 2024 yılında ise müzikal etki kategorisinde Rock and Roll Hall Of Fame Onur Listesi'ne dahil edildi. 

 

Bu yazının da sonuna geldik. British Blues’un “Vaftiz Babası” olarak anılan, kariyerine Blues ile başlayıp Blues alt yapısı üzerine Caz gibi farklı türler inşa ederek yeni tarzlar geliştirmeyi denemekten hiç bıkmayan, yenilikçi bir sanatçı olan John Mayall’ın da hayatı da bu şekilde değerli müzikseverler. Yazıyı yine klasik cümle ile bitirelim: 

 

John Mayall gibi sanatçılar Blues için birer hediyedir.

 

 

Müzikle kalın. 

 

Tamer Tekelioğlu

 

Cazkolik.com / 20 Temmuz 2025, Pazar

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Tamer Tekelioğlu

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.