"Newborn" albümü 2010'da yayınlandığında Çağrı Sertel adını ilk kez duyanlar etkileyici bir piyaniste tanıştıklarını anlamıştı. Albümün yayınlandığı ilk günün etkisi aradan geçen 12 yıla rağmen eksilmeden sürüyor. Piyanoda patlayıcı bir icra gücü var Sertel'in, hızını ve 'groove'unu yakaladığı an karşı konulamaz güçle çalmaya başlıyor. Daha ilk albüm, ilk parçadan itibaren bu patlayıcı gücü açıkça hissediyorsunuz. Aradan geçen yıllar Sertel'in müzikal yolculuğunda renkli, yaratıcı, kapsayıcı ve popüler bir serüvene dönüşse de ilk parçada dinlediğiniz tuşe değişmedi, o patlayıcı güç hâlâ magmadaki kor gibi duruyor. Çağrı Sertel, Zorlu PSM'de caz kapsamında 18 Mayıs akşamı son dönem ürettiği Multiverse projesi kapsamında bir konser verecek. Bu konseri vesile ederek Sertel ile konuştuk. Aşağıda okuyabilirsiniz.

Feridun Ertaşkan

Dinleyiciler, 18 Mayıs gecesi Zorlu PSM konserinde bolca yeni müzik duyacak

Feridun Ertaşkan: Son dönem, gerek senin imzanla çıkan, gerek katkıda bulunduğun işlere bakınca sanki pandemi yaratıcılık bakımından sana uğramamış kadar yoğun görünüyorsun, konserler de artık başladı, bu yaratıcı tempolu sürecin sırrı nedir?

Çağrı Sertel: Pandemi bana da gayet uğradı, 1.5 yıllık sürede neredeyse hiç bir gelirim olmadı ve hayatta kalabilmek için çok sevdiğim bazı enstrümanlarımı satmak zorunda kaldım, epey üzücüydü. Ancak bu sıkıntılar içinde psikolojik açıdan ayakta kalabilmek adına ve tabii ki işimi çok sevdiğim için üretimi elden bırakmadım. Süreci mümkün oldukça faydalı kullanmaya çalıştım. Yapmak isteyip vakitsizlikten gerçekleştiremediğim bazı üretimleri hayata geçirdim, Multiverse de bunlardan biridir. Sözün özü, açıkçası bir sırrım yok işimi çok seviyorum hepsi bu.

Feridun Ertaşkan: Son olarak, Nedin Ruacan'ın albümü ile Zorlu PSM'de izleyeceğimiz İsrailli trompetçi Sefi Zisling "Remotely Close" albümünde yer aldın, bu iki çalışmadan bahseder misin?

Çağrı Sertel: İkisi de çok zevkli çalışmalardı. Nedim çok eski arkadaşım, aynı zamanda müzisyenliğini ve anlayışını çok sevdiğim bir müzisyen. Parçasını da çok sevdim ve direkt yapalım dedim. Sefi’yi yeni tanıdım ama hemen kaynaştık, Remotely Close çok güzel bir projeydi, teklif geldiğinde severek yapacağımı söylemiştim, öyle de oldu.

Feridun Ertaşkan: Yeni single Dawn'da, son dönem çalışmalarında önemli yer tutan 'prepared piano'ya benzer bir sound duyuyorum, bu piyanodan çıkan ses müziğinde önemli yer tutmaya başladı, bu piyanoyla nasıl bir ilişkin var?

Çağrı Sertel: Açıkçası, prepared herhangi bir şey yok. Piyanoda bilinen tabirle 'gece pedalı' ile çalıyorum. Doğru mikrofonlama ile de bu soundu iyice ortaya çıkarıyorum. Evimdeki piyano aslında bir etüd piyanosuydu ama yıllar içerisinde akordörüm sevgili Ediz Altan sağolsun piyanoma şâhâne baktığı için, o etüd piyanosu kayıt piyanosu level’ına yükseldi.

Multiverse en özel projelerimden, her yöne gidebiliyor

Feridun Ertaşkan: Fotoğraflarında 360 derece çepeçevre klavye evreniyle çevrilisin, klavye evrenini seviyorsun, herkese bir piyano yeterken sana çok daha fazla klavye lazım, nasıl bir günlük çalışma rutinin var?

Çağrı Sertel: Yaptığım müziklere göre değişen kurulumlarım oluyor. Bazen tek bir piyano bazen de bir kaç synthesizer gerektiren durumlar oluyor. An itibariyle sound’a ne en iyi hizmet ediyorsa imkanlarım müsait olduğunca oraya doğru eğiliyorum. Rutinim bu şekilde.

Feridun Ertaşkan: Şairler, romancılar dikkatlerini çeken tümceleri not alarak yeri gelince kullanır, senin böyle küçük müzikal rif'leri, melodi parçalarını bir kenara not aldığın oluyor mu?

Çağrı Sertel: Aklıma bir tema geldiğinde telefonumda veya o an kaydedebileceğim veya yazabileceğim ne varsa hemen not alırım. Bazen 5-6 yıl önce mırıldanıp kaydettiğim bir melodi bu dönemdeki bir albümüme girebiliyor. "Kuytu" albümündeki "Nefes" tam olarak böyle çıktı mesela.

Feridun Ertaşkan: 18 Mayıs akşamı Zorlu PSM'de Multiverse proje konserin var. Bu seri 2020 Tepemsultan ile başladı. Son çalışman "Uzak" Multiverse evreni diyebileceğimiz büyük bir müzik/beste/track grubunun son parçası mı?

Çağrı Sertel: Multiverse kendini sürekli yenileyen bir proje. Her konserde yeni parçalar çıkıyor hatta bazen tamamen sahnede çıkan parçalar olabiliyor. Multiverse bu yüzden en özel projelerimden biri, her yöne gidebiliyor. Sözlü parçalar da yazmaya başladım. Kendi sesimi hep kullanıyordum ama böyle bir yöne de gidebiliyor proje. Yani konserde bolca yeni müzik duyacak gelenler.

Tek bir sound dünyasında kalmayı tercih etmiyorum

Feridun Ertaşkan: Sonic Boom nasıl gidiyor?

Çağrı Sertel: Sonic Boom'da Elif Çağlar, Alp Ersönmez ve Volkan Öktem ile gerçek anlamda her şeyin beraber üretildiği bir grup müziği yapıyoruz. Her parçanın süreci ayrı keyifli oluyor. Yeri gelmişken söyleyeyim, yeni parçamız yaz ortası dinleyiciyle buluşacak.

Feridun Ertaşkan: Müsaade edersen bir mukayese yapmak istiyorum; İlk albümün Newborn benim hâlâ dinlediğim bir albümdür. Tam bir trio/quartet caz albümü. İlk albümden bugüne gelen sürecini Robert Glasper ile benzeştiriyorum. O da ilk çalışmasını senin Newborn gibi kaydetmiş sonraki müzikleri ise başka bir serüvene dönüşmüştü, sen de Newborn'daki soundu aynen devam ettirmedin, müziğin yeni bir sürece dönüştü. Müziğine dair on yıllık muhasebe yapman gerekse neler söylemek istersin?

Çağrı Sertel: Öncelikle çok teşekkür ederim, Newborn benim ilk gözağrımdır. Tek bir sound dünyasında kalmayı tercih etmiyorum. Sakın yanlış anlaşılmasın veya şımarıklık gibi algılanmasın ama sıkılabiliyorum, hatta, özellikle kendi müziklerimden sıkılabiliyorum. Akustik trio, quartet vs gibi müzikleri epeyce yaptım ve zevkini aldım, hâlâ da çok zevk alıyorum. Ancak, yaptığım müzikleri farklı soundlar içinde gezdirmeyi çok seviyorum, daha yenilenmiş hissediyorum. Akustik müzikte verilemeyen veya aynı hissi alamadığım/yansıtamadığım bazı soundları elektronik dünyada bulabiliyorum. Akustiği elektronikle buluşturmak gibi yaklaşımlarım da buradan geliyor. On yıl içerisinde de bu bahsettiğim şeyler hep evrimleşti, o yüzden, dinleyici, müzikal dilim bâki kalsa da benden hep farklı şeyler duyacak. Böyle olmasını ayrıca heyecan verici buluyorum bu da bu yönelimimin başka bir sebebi.

Feridun Ertaşkan: Pandemi süreci çok zor geçti, pandemi sonrası yeni dönem hakkında ne düşünüorsun, önümüz açık mı, ne görüyorsun? Müzik dünyası senin gözünde nasıl günler geçiriyor?

Çağrı Sertel: Pandemi dönemine göre şu an cennet diyebilirim. Gerçekten çok sıkıntılı bir dönemdi, umarım bir daha böyle bir kaos yaşamayız. Bu soruya cevabım global anlamda eskisinden de iyi. Ülkemizde de işimizi, yani, müziğimizi yapmamıza izin verildiği sürece gayet iyi. Umarım daha iyi olur.

İnsanların odağı hızlı değişiyor

Feridun Ertaşkan: Dijital platformlar sonrası artık albüm formatı yerine single veya EP müzikler ağırlık kazandı, sana göre uzunçalar/albüm formatı geride mi kaldı?

Çağrı Sertel: Geride kalmadı ama müziğe ulaşım aşırı kolay ve içerik aşırı fazla olduğu için insanların odağı çok değişiyor. Ben bile bazen çok sevdiğim bir sanatçının albümünü dinlerken ikinci parçadan sonra başka bir sevdiğim işi görüp oraya yönelebiliyorum. Bu nedenle, albüm formatının ne yazık ki yapılan albümdeki 4., 5., 6. parçaları ziyan ettiğini görüyorum, hatta, tecrübe ediyorum diyeyim. Bu nedenle, single ve EP’ler daha mantıklı geliyor. Ama bu tabii ki albüm formatında işler yapmayacağım veya yapılmayacağı anlamına gelmiyor. Tamamen tercih meselesi.

Feridun Ertaşkan: Son olarak, kişisel olarak önünde nasıl bir dönem var bunu sorarak tamamlıyayım. Yeni albümler, konserler, yurtdışı var mı, ya da dinleyicini meraklandıracak müzikal haberlerin neler?

Çağrı Sertel: Multiverse’ün bir single’ı yolda. Sonic Boom’un da bir single’ı geliyor. Yurtdışı görüşmelerimiz devam ediyor. Yeni haberleri Instagram, Twitter gibi sosyal medya mecraları üzerinden sürekli olarak paylaşıyor, güncelliyorum. Merak eden herkesi beklerim.

Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com / 12 Mayıs 2022, Perşembe

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN