Carla Bley Salı günü New York'un kuzeyindeki köy evinde beyin kanserine bağlı komplikasyonlardan öldüğünde 87 yaşındaydı ve hayatını uzun yıllardır basçı Steve Swallow ile sürdürüyordu.
Caz müziğini geniş ve bereketli bir müzikal arazi olarak düşünürseniz eğer Carla Bley bu arazinin verimli alanlarında ve farklı niteliklerde üretimler yapan bir sanatçıydı.
Küçük gruplar yanında büyük orkestral formlarla da çalışıyordu. Bley için, müzik tarihçisi ve yazar Amy C. Beal, 2011 tarihli "Carla Bley" isimli biyografisinde Bley'in müziğini "yerel ama sofistike, çekici ama şifreli, neşeli ve kederli, aynı zamanda şapşalca ve ciddi" olarak tanımlamıştı.
Aynı zamanda, tanımlanması zor müzikal türler için de müzikler yazıyordu. Bu çalışmalar arasında, sinematik orkestral müzikler, “Escalator Over the Hill” gibi bir caz-rock operası da vardı. Ünlü caz tarihçisi ve eleştirmen Nat Hetoff da bu bereketli çeşitliliği teyid ederek; "Bley birçok biçimde çalışmayı biliyor. Büyük caz grupları için yaptığı müzikler, özlem dolu lirizm, coşku ve insanlık durumunun diğer ifadeleri açısından Duke Ellington ve Charles Mingus'un müzikleriyle eşleşiyor" diyordu.
Yıllarca Carla Bley'in müziklerini yayınlayan ECM firması da sanatçının ölümünün ardından yayınladığı açık mektupta 'Carla'nın yazılarının özgünlüğü 1960'ların başlarında, Jimmy Giuffre, Paul Bley, Art Farmer ve George Russell gibi ünlü isimlerin onun bestelerini seslendirmeye başlamasıyla ortaya çıktı' diyordu.
Radikal özgünlük geleneğine ait bir tanrıça
ECM'den bahsettik, Bley'in yakın çevresinden ECM'in kurucusu Manfred Eicher, Bley'in eserleri için 'Eric Satie ya da Thelonious Monk'un parçaları kadar iyi işlenmiş, Carla bu radikal özgünlük geleneğine ait', 'tanrıça'yı biz ekledik ama doğru yere denk geldi.
The Jazz Composer's Orchestra caz dünyasındaki en orijinal projelerden biriydi
Altmışlı yılların çoğu sanatçısının ortak özelliği dünyanın sorunlarına duyarlı, yeni düşünceler geliştiren insanlar olmasıydı. Carla Bley de bu orkestranın kurucularından biriydi. Bley'in, hem bu orkestrayla, hem dönemin bütününe yayılan muhalif özgünlüğü ile ve hem de Charlie Haden'ın (günümüzün insanî sorunlarına bakınca keşke devam etseydi denilen) Charlie Haden's Liberation Music Orchestra'sı ile caz müziğinin dünya üzerindeki görünümüne radikal yön veren öncü isimler arasındaydı.
Bley, Haden'ın Liberation Orchestra'sı ile İspanya İç Savaşı yıllarından El Salvador, Şili ve Portekiz'deki devrimci hareketlere kadar geniş bir coğrafyanın muhalif hareketliliklerini şarkılarıyla dile getirirken The Jazz Composer's Orchestra ile gerçekten çeşitliliği birbirinden farklı müzikal disiplinlerde yeni müziklere imza atıyordu.
Doğaçlama yaparken dezavantajlıyım
Carla Bley dört yaşından beri piyano çalmasına rağmen icracılığı değil besteciliği tercih ettiğini defalarca belirtmişti. Piyano ile ilişkisini sorunlu görüyordu. 'Ben iyi bir nota ararken koro bölümü bitmiş olabiliyor' diyerek bu konuda tabiri caizse yavaşlığını kendi de dile getiriyordu. O da bu dezavantajını avantaja çevirerek icrasına drama ve Zen felsefesinin cazibesini dahil etti.
Başkaları gibi çalmama fikri bile bir icra tarzıdır
Carla Bley çekincelerini sıklıkla şekillendirebilen biriydi. Dezavantajlarını avantaja, kaygılarını yeni bir yaratıcı sürece dönüştürebiliyordu. Yazarken çok daha özgürdü. Bu yüzden, The New York Times gazetesine 'benim gibi çalan kimse yok, hem neden çalsınlar ki, yani, eğer kendileri gibi çalmaya karar verdiyseler ve benim de buna katkım olduysa bu bile yeni bir çalma şekli olabilir' demişti. Hem icra özgünlünde kendine has eksikliğin altını çiziyor ama ters yönde bunun ilham verici bir potansiyele dönüşmesini diliyordu.
Bugünden geriye bakınca, Carla Bley, geride kalmaya başlayan 20. yüzyılın en etkileyici sanatçılarından biriydi. Bugünün tabiriyle, gerçek bir trendsetter ve ilham kaynağıydı.
Erkek merkezli sektör algısını değiştiren sembol isimlerdendi
Carla Bley, erkek ağırlıklı müzik sektörü döneminin insanıydı ki bu dönem hâlâ fazla değişmedi. Önünde rol modeli olmayan kuşağa ait biri olarak kendine has görünümü, sembolü haline gelen püsküllü saçlarıyla çağının önünde moda ikonu görünümüyle kendi kulvarını yaratmayı tercih etti. Müzik endüstrisinin kadınlar için belirlediği rollerin hiçbirine uymadı.
Bugünden bakınca, caz ve müzik dünyası hâlâ 1960'ların açtığı yolların izini takip ediyor ve bu yolun en kıymetli taşlarından birinin üzerinde Carla Bley'in adı yazılı.
Cazkolik notu: Carla Bley ve Steve Swallow İstanbul'da son olarak 2011 yılında Salon sahnesinde konser vermişti. O konserle ilgili haberimizi bu linkten okuyabilirsiniz.
Feridun Ertaşkan
Cazkolik.com / 20 Ekim 2023, Cuma
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.