Önce fizzy ile düştük şarkıların içine. 24 saatte toplam 50 bin, 1 haftada 200 bin şarkı indirilerek hem de. DMC etiketiyle yayınlanan 10. stüdyo albümü ile Tarkan, fizzy rekorlarının hemen ardından misal Katy Perry yamacına süzülerek iTunes listesinde 37 numaradan direkt girmiş oldu listelere. Hızla İngiltere, Almanya, Fransa, Avusturya, Belçika, Hollanda, İsveç, Norveç, Bulgaristan gibi bir dolu ülkede listelere girerken, Bahreyn’den, Azerbaycan’a ve Özbekistan listelerine kadar 1 numaraya yerleşmeye başladı.
Tarkan’dan daha iyi erkek şarkıcımız yok. E tabii havada şahin gibi “Nesini beğenmesek?" diye bekleyenler kendilerini yerlere atsınlar, kompleksleri silkelenir belki üzerlerinden.
Bir kere, sadece sesi yeter ama duruşuna kurban olduğum Tarkan şu sıra bizi birleştirebilecek tek isim. İftihar edin. Birileri çirkinliklerine çekmeye çalışırken sevgi dilini kullanan, zeytin ağaçlarına kadar her güzelliğin kıymetini bilerek ışıldayan ve sağlam duran kaç şarkıcımız var?
Şarkılar şöyleymiş, böyleymiş. Daha duygu diline bakmadığınız kimbilir ne çok söz var o güzel albümde. Aysel Gürel’in sözlerine bir bakın, Günay Çoban’ın, Gülşah Tütüncü’nün ve her zaman içindeki güzelliği daha çok ortaya çıkaran kişinin Tarkan olduğunu düşündüğüm Sezen Aksu’nun.
“Herşey Fani” albümden vurulduğum ilk şarkıydı. Sezen yazmış. Sezen’in şarkısını Tarkan’dan dinleyerek Karaköy’de çay simit keyfi yaparken o çay rakıya dönüştü, öyle güzel yani... Hem Gülşah Tütüncü’nün yazdığı “Çay Simit” parçası Adile Naşit filmleri gibi sevgi uyandırıyor insanın içinde. Bölünmekten yorulan bizleri birbirimizi kucaklarcasına sarıyor içtenliğiyle.
Bir yandan sözler alıyor çoğu yerde. Misal, Tarkan’ın melodiye döktüğü “Sevdam Tek Nefes” ile “Ben doğduğum günden beri bozgunum / Zamanı dersen, öl de öleyim” demiş Aysel Gürel. Ah Aysel Gürel. Güzel insan. Albümde Ümit Sayın da var, ne güzel şarkılar yazdı hep ve “O Sevişmeler” nasıl da güzel, ah o sevişmeler...
Günay Çoban “Bal Küpü” ile Tarkan’a yakışan o kaliteli işveyi, cilveyi ne güzel vermiş sözlerle. Erkekte sadece Tarkan’a yakışıyor şarkıların cilvesi. Kadına da şarkılarda o işve en çok Sibel Can’a yakışır bilirsiniz. Biri erkeği, biri dişisi cilvenin. Günay Çoban nasıl güzel laflar dökmüş, aşk uyandırmış şarkılarında. İşte tam Tarkan şarkısı dediklerimiz de var üstelik. “Kedi Gibi” sokuluyorsun dinlerken, dinledikçe, Allah aşkına kim var şöyle sesi ve duruşu ayrı ayrı güzel erkek şarkıcı? Murat Boz mu? Benden “Hodri Meydan”...
Nazan Öncel’in “Acımasız” şarkısını iyice dinleyin, ya da mesela Sezen’in hislendiren “Çok Ağladım” şarkısını... Onu da Ayça Z. Aydın ve Matthew Erdem yapmışlar. Dinleyin dalın o şarkıya özellikle. O kadar.
Çevresindeki insanlardan belli güzelliği. Ekibinden Sevtap Küçükkaralar’ı biliyorum mesela. Nasıl çiçek. Gülşah Tütüncü ile muhabbetimiz büyüyor mesela. Ihlamur ağaçlarının kokusundan sarhoş olan bir güzel insan düşünün, öyle işte Gülşah. İftihar edin doğaya aşık Tarkan’ımızla da.
Gülşah Tütüncü ile çay simit konuştuk duyguları. Muhabbetimize neler diyor bir genç müzisyen olarak ve Tarkan’ı o nasıl biliyor acaba? Bir bakın.
Cenk Erdem
Cenk Erdem: ”Çay Simit” parçası müziğiyle, sözleriyle sımsıcak bir sevgi uyandırıyor; özledik toplum olarak birbirimizi sevmeyi değil mi?
Gülşah Tütüncü: Evet, doğru cümle bu, toplum olarak sevmeyi özledik. Şimdi herkes kendini ve kendi yakınını seviyor, eski Türkiye uzağını da severdi. Büyük marketlerimiz değil mahalle esnafımız, komşularımız vardı, şimdi kimse alt katında, yanında kim oturuyor tanımıyor. Anadolu çocuğuyuz biz, tanrı misafirine kapısını sofrasını açan ataların evlatlarıyız, şimdi kapılarımız birbirimizden korkarcasına kilitli, birbirimize karşı ne ara bu kadar çekingen ve öfkeli olduk, daha da kaynaşacağımıza neden ayrışıyoruz, hoş görümüze merhametimize ne oldu?
Cenk Erdem: Ay ile yıldız gibiyiz derken sanki şarkının duygusunda da bölünmüşlüğe arkamızı dönüp kucaklaşıyor gibi; ne dersin?
Gülşah Tütüncü: Bu ülkeden bir sebeple gitseniz beşinci gün yine memleketim, yine memleketim dersiniz, aynı yollarda yürüyor, aynı ezanı dinliyor, aynı marşı söylüyor, aynı damak tadıyla yemekleri yiyor, aynı esprilere gülüyor, aynı türkülerde burnumuzun ucu sızlıyor. Farkında olmadan içimize kodlanan öyle belirli alışkanlıklarımız var ki...
"Çay Simit" şarkısı bizi biz yapan temsili ögelerle donanmış halde. Çay simit ikilisinin yan yana duruşu dünyanın hiçbir yerinde bizdeki kadar bütünlük sağlamıyor, gül-diken, tasavvuf-divan halk ve modern edebiyatımızın her döneminin aşkı tanımlayan ayrılmazlığı vurgulayışın vazgeçilmezi, Ayla yıldız gibiyiz bayrağımızı temsilen yazılan bir dize. Bayrak sevgisi büyük bir aşkı temsil eder, ay ve yıldız ayrılmaz bir bütündür.
Aynı tarihin şahitleriyiz. Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli gibi özü sevgi ve hoşgörü olan kültürel bir kubbenin altında nesilden nesle yayılmışız. Köklerimiz aynı, dallarımız yapraklarımız neden farklı olsun? Bindiğimiz dalı kesmeyelim, yapraklarını yolmayalım. Kökü barış olan ağacımızı kurutmayalım.
Cenk Erdem: Tarkan`ın sesi, çay simit öyle güzel yakışmış ki; balla kaymak gibi onun sevgi parlayan kimliğine zaten çok uymuyor mu?
Gülşah Tütüncü: Pop müzik adı üstünde popüler olandır, bu popülerlik içinde hayata dair ciddi bir şeylerden bahsetmek ve ciddiye alınmak kolay mesele değildir, bir söylem karakterinizle uyuşmuyorsa sakil durur. Türk pop müziğinde ancak Sezen Aksu, Tarkan gibi bir elin parmağını geçmeyecek isimler bu misyonu hakkıyla taşıyabiliyor.
Evet, şarkı Tarkan`a çok uyuyor çünkü ilk çıktığı günden bu yana ona ve şarkılarına hayran bir müzisyen olarak her melodisi her kelimesi bir terzi gibi özenle dikildi.
Cenk Erdem: "Çay Simit" yurt dışında yaşayanların çok özlediği bir ikili hatta sevgilimiz İstanbul`un çiçekleri; nerelerde yazdın o şarkıyı?
Gülşah Tütüncü: Babam adımın başına gül koymuş, eski tanıdıklar bana gül der, annemin ismi Gülşen babam anneme de gül derdi. Bana hediye edilen gülleri kurutup saklayanlardanım. Gülün anlamı bende ayrı, çay simit şarkısında `"gülle diken gibiyiz" cümlesi, severiz de söveriz de, güleriz de ağlarız da, birbirimize batsak da gülün kadifemsi dokusu yine sarar iyileştirir anlamında, yani biz ayrılamayız ki...
Bu şarkıyı stüdyomda yazdım, stüdyomun bahçesinde her gün suladığım gül ağaçlarım var.
Cenk Erdem: Tarkan`a yıllar önce yazdığın "Usta Çırak" şarkısının yenilikçi bir tınısı vardı; ne kadar zamandır tanışıyorsunuz?
Gülşah Tütüncü: "Usta Çırak" neredeyse 10 sene evvel yapılmasına rağmen Türkiye için çok yeni bir sound sayılırdı. Bizde yürüyen pop şarkıların formlarından apayrı, yurt dışında seyreden müzikten de besleniyor olmanın çıkardığı ürünlerden. "Usta Çırak" şarkısını Tarkan`la buluşturmak DMC genel müdürü Samsun Demir`in aklına gelen güzel bir fikirdi. Bu albümdeyse aylarca, yıllarca titizlikle sıfırdan birçok şarkı çalıştık; daha bir usta çırak, daha bir abi kardeş olduk, aslında şarkıyı tek başıma yapmış da sayılmam. Bir çok yerinde fikri ve ruhu vardır; demo düzenlemesinin ruhunda da Ozan Çolakoğlu vardır. Demo düzenlemelerini hazırlarken, “Ozan olsa buraya ne yazardı?” diye düşünerek yazdım.
Cenk Erdem: Sen bize Tarkan`ı nasıl tarif edersin?
Gülşah Tütüncü: Tarkan çok asil biri, davranışından, konuşmasından, duruşundan, her yanından asalet akıyor. Star olmak için doğmuş. Sıfır ego, işinde müthiş titiz, sevmediği ya da istemediği bir şeyi söylemeden evvel sarf edeceği cümleleri dahi gönül alarak söylüyor.
Cenk Erdem: Ayşe Hatun Önal`a esprili bir şarkı patlattın, Tarkan`a sımsıcak bir şarkı daha; kemanın elinde sahnelerdesin; başka ne sürprizlerin var?
Gülşah Tütüncü: Yeni şarkıların hepsi sürprizli, Ayşe Hatun Önal`daki “Beyaz Atletli” şarkımıza klip geliyor. Son derece sürprizli. Sonbaharda kendi şarkılarımı kendim de söylüyor olacağım. Kendi single projemde çok sürprizli. Kemanlı projeler ayrı sürprizli. Yıllardır özenle çok çalışarak, sıradanlıktan uzak, sürprizli farklı işler çıkarmaya gayret ediyorum. Bakalım sektörün bana olan sürprizleri ne olacak?
Cenk Erdem
Cazkolik.com / 28 Haziran 2017, Çarşamba
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.