Bu makalenin orijinal Helen Brown imzasıyla The Independent gazetesinde yayınlanmıştır.
Pink Floyd'un gitaristi David Gilmour beşinci solo albümü Luck and Strange'de “Dizlerimi büken merak mı yoksa umutsuzluk mu?” diye soruyor. Gerçi bu sözler aslında sanatçının eşi, yazar Polly Samson tarafından yazılmıştı. Bu yüzden, belki de, Pink Floyd'un eski gitaristi kendini teslimiyete iten şeyin gerçekten “arzu” olduğunu söylediğinde herhalde en iyisini o biliyordur. Gilmour 78 yaşında olmasına rağmen, tıpkı bu albümde olduğu gibi, yeni dinleyicilerin dikkatini çekmesi pek mümkün olmayan bir dizi düşünceli, orta tempolu parçayı çalarken bile hâlâ gitarından yüksek çözünürlüklü sıvı cıva damlatabiliyor.
Sanatçının eski hayranları Gilmour'un düşük tempolu bluesy groove'lara kaymadan önce kaydın ilk 91 saniyesinde o sihirli sound'un içinde yıkanabiliyor. Albüme adını veren şarkı, Gilmour'un pek çok akranının yaptığı gibi genç nesillere laf sokmak yerine ayrıcalığını zarif şekilde kabul ettiği oldukça havalı bir şarkı. Cambridge Üniversitesi'nde zooloji dersleri veren bir hoca ile bir film editörünün oğlu olarak savaş sonrası, 1946 yılında dünyaya gelen sanatçı, “doğmak için güzel bir zamandı, hepimiz için bedava süt vardı” diyor. Gitarının ağıtı, 20. yüzyılın sonlarındaki göreceli barış ve refahın sadece “tek seferlik bir altın çağ” olmaması için dua ederken, o tanıdık ve kuru, arduvaz grisi vokallerine derinlik katıyor.
Ölümlülük ve toplumsal eleştiri gibi stadyum ölçeğindeki temalar uzun zamandır Pink Floyd'un müziklerine damgasını vuruyor. Gilmour gruba, kurucusu Syd Barrett'ın akıl sağlığı sorunları nedeniyle ayrıldığı dönemde katılmış ve hem The Dark Side of the Moon (1973) hem de Gilmour'un favori albümü olan Wish You Were Here'da (1975) Barrett'ın ayrılığını ilahileştirmiştiler. Luck and Strange, Pink Floyd'un merhum klavyecisi Richard Wright'ın 2008'de ölmeden bir sene önce kaydettiği yumuşak bir synth çiselemesini içeren geleneğin bir parçası.
David Gilmour, kişisel ve politik farklılıklar nedeniyle Pink Floyd'un diğer solo sanatçısı Roger Waters ile 2011'den bu yana birlikte çalmıyor. Sanatçı, yakın zamanda The Independent gazetesine verdiği bir röportajda, hem kendisinin hem de Waters'ın dahil olduğu bir yeniden birleşme ihtimaline kapısını kapatarak kesin “hayır” yanıtı vermişti. Ancak tüm bu tuhaf geçmişin ağırlığı, Gilmour'un bugün yorgunluktan şüpheci bir iyimserliğe geçme şeklini de besliyor. 2019'da ünlü Fender 0001 “Black Strat” da dahil olmak üzere 120'den fazla gitarını açık artırmaya çıkararak elde ettiği 21 milyon dolar geliri ClientEarth adlı çevre kuruluşuna bağışlamıştı.
Onun bu tavrı albümdeki The Piper's Call parçasına da yansıyor ve sanatçı şöhretin getirdiği ganimetleri vicdanını rahatsız ettiğini söyleyerek içini çekiyordu. Parçanın temposu sonik hava, çelik davullar, djembe ve İspanyol gitarıyla yükseliyor ve giderek gevşiyor. Gitarist bu yeni “carpe diem tavrının” para ve uyuşturucuyu geride bırakmak anlamına geldiğini belirtirken tempo küçük bir cowbell'in yardımıyla giderek yükseliyor.
Rock üçlüsü Alt-J ile yaptığı çalışmalarla tanınan prodüktör Charlie Andrew, Gilmoursphere'e hafif dokunuşlar getirilmesine yardımcı oluyor. Bir arp sesi bu enstrümantal “Vita Brevis”in bulanık synth suları üzerinde güneş ışığı gibi süzülüyor ve parçalar yaylılar ile koro tarafından hareketlendiriliyor. Sanatçının küçük kızı Romany, “Between Two Points” adlı parçada vokaliyle nefes kesici bir yumuşaklık sergilerken, “rolling with the punches” ve “the lifeblood bleed from you” gibi dizeler arasında geziniyor.
Her ne kadar babası “Sing” isimli baladı mırıldanırken uykulu ama yeniden canlanmış gibi görünse de, onun gençlik weltanschauung'unda küçük bir trip-hop silkelenmesi var: “Sevgilim çay yapma / Kal ve burada benimle uyu”. Bu, yaşlanan aşkın rahat bir yansımasıdır, (ve Gilmour'un sohbet sırasında çay bardaklarımızı yıkayan tek A-list röportajcı olduğunu hatırladığımda beni gülümsetti).
Luck and Strange, The Dark Side of the Moon'da duyulan panik atak nabzına karşı bir denge sağlayan yavaş ve sabit bir kalp atışıyla sona eriyor. “Evet, hayaletlerim var” diyor Gilmour, ”ve ayın yanında dans ediyorlar.” Konser piyanosu tarzındaki gösterişli solo, bas ve gitarın eşlik eden bir groove'a kilitlenmesinden önce soğuk dramatik duyguyu beraberinde getiriyor ve klasik gitar eski korkuları kabullenmeye dönüştürüyor. Floyd eskiden “sessiz çaresizlik içinde asılı kalmak İngiliz tarzıdır” diye şarkı söylerdi ama Gilmour'un sesi albümde bundan daha mutlu geliyor. Kararan günlerin “bal gibi aktığından” bahsediyor. Tüm yaşlanan Floyd'cular bu albümde teselli bulacaktır.
Helen Brown, The Independent
Çeviri Cazkolik.com / 06 Eylül 2024, Cuma
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.