Dhafer Youssef emekleri ve hayallerinin karşılığını aldığı albümle geliyor

Dhafer Youssef emekleri ve hayallerinin karşılığını aldığı albümle geliyor

 

Dhafer Youssef baş yapıtı niteliğindeki albümle Zorlu PSM'ye geliyor

 

 

Uluslararası alanda bir yıldız olan Youssef'in hayatı müzik üzerinden insanî mücadeleyle doludur.

 

Kendi anlatımıyla, otuz yıl önce cebinde yalnızca bir kaç telefon jetonu, elinde udu ve notalarla dolu bir kaç kağıtla Viyana'ya giden genç sanatçının o ilk zamanlarda geçim kaynağı yoktu ama müziği ve hayalleri vardı. Hayalleri ve ilham kaynaklarını başarıya giden bir yol haritası olarak görüyordu.

 

Müziğine yakın duyguların duraklarından biri olan Türkiye'de ikibin on sonrası sayısız hayran edindi. Udu ve sesi bize yakın geliyor ama bize benzemeyen tarafları daha fazla dikkat çekiyordu. Başlarda, sanki kendisine has görünen muazzam kafa sesi yeteneği onu bir anda başka bir sınıfa taşımaya yetiyordu. Şarkıların arasında elini kulağının üzerine atarak gazelvâri okumaya başladığında sahnedeki diğer müzisyenlerin ve hatta mekânın fazla bir önemi kalmıyordu.

 

 

Youssef'in onuncu stüdyo albümü "Streets of Minarets" sanatçının yaşamında özel yeri olan, macerasının sembolü bir kayıt niteliğine sahip.

 

Viyana'ya ilk gittiğinde belki bu albümden notalar da yanındaydı ama bu albümün gerçekleşmesi uzun ve sancılı bir sürece dönüştü. Kaydettikten sonra dahi elindeki kayıtları beğenmek konusunda şüpheye düştü, yeniden ele almalar oldu.

 

Dhafer Youssef 21 Kasım akşamı Zorlu PSM sahnesinde olacak. Bu kez gelişi öncekiler gibi değil, kolunun altında artık "Streets of Minarets" gibi 'dev' bir albüm var, eminim ki konserde bu albümden parçalar seslendirecektir.

 

 

"Streets of Minarets" albümünün iki önemli özelliği var;

 

 

İlki, Youssef'in müziğindeki 'inceleşme' ve füzyonundaki zerafet,

 

İkincisi, albümün içerdiği çok sayıda dünya yıldızının isimlerinden müsemma bir müziğe yönelmeleri, yani, bir 'allstars' albümü değil "Streets of Minarets"!

 

Dhafer Youssef ellibeş yıl sonra sanki Pharoah Sanders ve Coltrane'lerin başlattığı 'astral travelling' dönemine okyanusun bu yakasından gecikmiş bir cevap veriyor. Tarihi yeniden ayağa kaldırıyor, duyguları yeniden hareketlendiriyor.

 

Dhafer Youssef'in 21 Kasım geceki konseri son yıllarda izlediğiniz en etkili konserlerden biri olabilir. Geçmiş yıllardaki konserlerinde edindiği tecrübe ve geliştirdiği müzikal potansiyel onu böyle bir patlamanın eşiğini getirdi. Belki bu sonik patlama dünyanın başka şehirlerinde verdiği konserlerde gerçekleşti ama sıra bu kez İstanbul'da mı?

 

 

Albümün bir diğer çarpıcı yanı müzisyenleri

 

 

"Streets of Minarets" albümündeki "Flying Dervish" bir nevi albümün kalbi gibi. Üç parçalık bir süit görünümündeki "Flaying Dervish"in her bölümünde farklı dünya yıldızları var. İlkinde Herbie Hancock ve Nguyên Lê, ikincisinde Hancock, Ambrose Akinmusire ve Dave Holland, üçüncüsünde sadece Youssef.

 

Aslında, bunca büyük ve yıldız isme rağmen albümün tek bir yıldızı var, o yıldız elbette Youssef ama onun sesi belki ilk kez bu kadar etkili bir başrol oyuncusu. 12 dakikalık bu etkileyici süit bir anda albümün üzerine çıkıp farklı bir katmana taşıyor Youssef'i.

 

 

 

Dhafer Youssef daha büyük ve derin bir 'Middle East Fusion'ın peşinde

 

 

Kapsayıcılığı Hindistan ve Pakistan sınırlarındaki dünya müziği 'kawwali' seslerinden, Mevlevi dervişlerinin aşkın dünyaları ve sufî felsefesinden, Ortadoğu minarelerinden yükselen ulu çağrılardan, Arapça'nın şiirsel dilinden, cazın 1960'larda geçirdiği 'astral' yenilenmeden ve günümüzün aktif enerjisinden beslenen bir müzik bu. Yedeğine bu kadar geniş anlamlarla dolu bir heybeyi almaya çalışan biri büyük bir kavgaya girmiş demektir.

 

"Streets of Minarets" Youssef'in çocukluk anılarında yer alan sesleri geliştirdiği bir albüm öte yandan. Tunus'ta çocukluğunu geçirdiği köyün yüksek tepesine yerleştirilmiş minare hoparlöründen yayılan seslerin çocuk ruhunda yer etmiş efektlerini yeniden geliştirmeye adanmış bir albüm bu.

 

'Bu ses benim içimde, beni hiç bırakmadı, içimde yaşıyor ve şimdi sizlerle paylaşıyorum, acılarımın, coşkularımın, bunalımlarımın ve düşüncelerimin, başarılarımın ve şüphelerimin meyvesi olan 'Minareler Sokağı' dinleyicime armağınımdır' diyerek kendi başyapıtının içten bir özetini yapıyor.

 

12 parçanın yer aldığı albümde Herbie Hancock piyano, Dave Holland kontrbas, Marcus Miller bas, Nguyên Lê elektrik gitar, Rakesh Chaurasia flüt, Adriano Dos Santos Tenori perküsyon, Vinnie Colaiuta davul ve Ambrose Akinmusire trompet çalmış.

 

Sanırım şu cümle ile yazıyı tamamlamak en uygunu olacak.

 

Bugüne kadar izlediğimiz Dhafer Youssef bir tarafa, "Street of Minarets" albümünden sonraki Youssef başka bir yana.

 

Feridun Ertaşkan

 

Cazkolik.com / 13 Kasım 2023, Pazartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com kurucusu, editör ve yazar.

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.