Doğaçlama ve doğaçlamayı yapan arasındaki ilişki...

Doğaçlama ve doğaçlamayı yapan arasındaki ilişki...

Doğaçlama ve bestecilik arasındaki ilişki...

Doğaçlama ve bestecilik, günümüz müzik türleri içerisinde iki ayrı uygulama olarak algılanmaktadır. Doğaçlama, performans sırasında olan bir üretim şeklidir. Besteleme ise önceden planı yapılıp performans sırasında ortaya çıkan sonucun planla tutarlı olmasına özen gösterilen bir üretimdir. Bu iki uygulamayı Osmanlı-Türk, Caz ve Klasik Batı Müziği çerçevelerinde karşılaştırarak, bu iki uygulamanın özde çok büyük farklar teşkil etmediğine dair görüşümü paylaşmak istiyorum.

* * *

Osmanlı-Türk müziğinde Taksim olarak adlandırılan Doğaçlama da, makamların çizmiş olduğu melodik iskeletler üzerinde herhangi bir form yapısını takip etmeden sâzende ya da hânende kendi melodik ve ritmik cümlelerini performans sırasında üretir. Osmanlı-Türk müziğinde Tanburi Cemil Bey’in Taksimleri makam seyri açısından ders niteliği taşıyan ve Osmanlı müziğinin mirasını günümüze taşıması açısından çok önemli kayıtlardır. Ne tesadüftür ki Cemil Bey’in besteleri de Taksimleri kadar önemli eserlerdir. Kuzey Afrika Müslüman ülkelerinde Tanburi Cemil Bey’in eserleri hâlâ başyapıt olarak radyolarında icra edilmektedir. Bestelerindeki melodik yenilikler Taksimlerinde de yer almaktadır. Ne kadar enstrüman tekniği kuvvetli olsa da, melodik fikirlerin zenginliğinin o teknikle buluşmasından kaynaklanan özel bir estetik vardır ki, hâlâ Osmanlı-Türk müziğinde bu anlayışı aşabilen üretim oluşamamıştır.

* * *

Klasik Batı Müziğinde bestecilerin ileri seviyelerde doğaçlama yaptıkları ve birçok eserlerinin de bu doğaçlamalar sonucu oluştuğudur. Füg denilen ve Bach ile birlikte zirveye ulaşmış form; füg doğaçlaması olarak bir disiplin şeklinde hâla çalışılmaktadır. Hizmetinde çalıştığı Dük’ün yazdığı tema üstüne o anda Bach’ın yaptığı füg emprovizasyonu müzik tarihi kitaplarında yer alan önemli bir tarihi bilgidir. Mozart ise yazmış olduğu eserlerin bazılarında yapısal notaları belirttikten sonra melodik çeşitlemeleri performansçıya bıraktığı bilinmekte.

* * *

Chopin ise salon partilerinde yaptığı doğaçlamaları bugün konser salonlarında beste olarak dinlemekteyiz. Keith Jarret ile yapılan bir röportajda doğaçlamayı nerden öğrendiniz sorusuna verdiği cevabın klasik müzikden demesine şaşırmamalı.

* * *

Caz ise emprovizasyon dünyası galiba en renkli olan müzik türü. Charlie Parker, John Coltrane ve Ornette Coleman bu alanda stilleri ile caz tarihinde kendi stilleriyle dönem oluşturmuş sanatçılar. Bazı durumlarda akor kalıplarını takip eden bir anlayış gelişmişken, modal yapı üzerine yapılan doğaçlama anlayışı da gelişmiş. Özellikle Charlie Parker ve John Coltrane kendi doğaçlama stillerini geliştirirken bir çeşit bestecilik disiplini içerisinde çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Bu birikimin yarattığı ortamda doğaçlama bestecilik kadar önemli bir disiplin haline gelmeye başlamıştır. Özgür doğaçlama fikrinin ise John Cage’in 4 dakika 33 saniye eseriyle tamamen tüketilerek ÇAĞDAŞ SANAT alanındaki yerini aldığını düşünmekteyim.

* * *

Böyle bir stil kıyaslaması sonucunda tabii ki doğaçlama ve besteleme disiplinlerini tek bir tanım altında ortaya koymak çok zor. Çünkü bu iki alan, her zaman değişmekte olan doğal bir mekanizmaya sahip. Fakat görünen o ki doğaçlama ve besteleme birbirlerinden o kadar da ayrı disiplinler olarak yer almıyor.

Güç Başar Gülle

Cazkolik.com / 07 Aralık 2010, Salı

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Güç Başar Gülle

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.