Dünya Radyo Günü'nde "Jazz, Müzik ve Kadın" radyo programı 10 yaşında

Dünya Radyo Günü'nde "Jazz, Müzik ve Kadın" radyo programı 10 yaşında

Bir caz ve radyo tutkunu olarak beni radyo programı yapmaya teşvik eden Tuncel Gülsoy “artık peşimi bırak, kendi radyo programını yap” dediğinde belli ki işi kotarıp kotaramayacağıma çoktan karar vermişti. Çünkü, uzun süre peşine takılıp konuklarıyla yaptığı programlara beraber gitmiş, onları dinlemiş ve bir kaçını birlikte sunmuştuk. Sevgili Feridun Ertaşkan da beni her zaman desteklemiş, yüreklendirmiş ve her şeyden önce güvenip inanmış olmalı ki bugün severek yaptığım bu programla 10 yılı geride bıraktık. Belirtmeden geçmiyim, programımın sinyal müziği de sevgili Feridun Ertaşkan’ın hediyesidir (Billie Holliday "I’m a fool to Want you").

 

Yazarken bile 10 yıl ne ara geçti diye düşünüp, hayatımın müziği cazın yazılıp çizildiği ve radyo programlarının olduğu bu platform aracılığı ile 267 programda ağırladığım konuklarla kurduğum bağların, edindiğim deneyimlerin ve çaldığımız müziğin haddi hesabı yok.

 

Bunca yıl kimleri konuk aldığımın listesini kafamdan geçirirken, hem 15 yıla yaklaşan Cazkolik'in geçmişine ve arşivine, hem bana katkıları yadsınamaz.

 

 

Programa isim ararken bir amacım vardı

 

 

Programın adının ‘Jazz, Müzik ve Kadın’ olmasının ardında cazda kadın müzisyenlere yönelik araştırmalarım yatıyordu tabii ama programı yaparken sadece bir müzisyenin biyografisini okuyup, müziklerini çalmakla sınırlı olmasını istemedim. Kadınların ağırlıklı olarak konuk olduğu ve her meslekten kadına kapımı açmış; sadece cazla da sınırlamadan herkese ses olmaktı amacım. Çünkü, sesimizi ne kadar duyurabilirsek farkındalığın o kadar artacağından emindim. Çok ünlü isimlerden hiç ismini duymadığınız birçok konuğa stüdyomuzu açtık.

 

 

Stüdyom cebimde

 

 

Stüdyo demişken, şimdi bunu da yazmadan edemeyeceğim. İlk iki yıl Cazkolik’in kayıtlarını yaptığı bir stüdyosu vardı. Daha sonra ister istemez sponsor aramaya başlayınca üçüncü yılı da öyle geçirdik ama sonra... Sonra, çareyi bir kayıt cihazı almakta buldum ve ‘Stüdyom Cebimde’ diyerek yollara koyuldum. Artık ben neredeysem stüdyom da oradaydı. Kendimin sponsoru olmuş ve programlarıma devam etmeyi başarmıştım. Üç yıl boyunca bir şekilde var olduğunuz bir programı imkânsızlıklar yüzünden yok etmek yerine, nasıl devam ettirilebileceğini düşününce çareler de bulunuyor. İşte bunların hepsi radyo ve caz tutkusu. Elbette kayıtlar stüdyo kalitesinde olmadığı için motivasyon da düşmedi değil ama zamanla ben ve konuklarım bu formata alıştık. Önemli olan eksileri artıya dönüştürebilmek. Artılar ve eksiler derken, artıların en önemlisi yaşlı konuklar ile yaptığım programlarda bu çok işime yaradı. Bunlara dair tek bir örnek vermem gerekirse, 2015 yılında 101. yaş gününü kutlamak üzere evine gittiğim, Türkiye’nin tarihi çınarı, Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ ile yaptığım program olabilir. Eğer 'stüdyom cebimde' olmasaydı bu programı yapabilme fırsatım da olmayacaktı.

 

 

"Tasavvuf ve Jazz" program serisi başlıyor

 

 

Bu performans ile yıllar 2017’ye geldiğinde ‘Jazz, Müzik ve Kadın’ programımın başına çok güzel bir şey geldi. Başka bir boyut ve hiç olmayacakmış gibi görünen iki kavramı bir araya getirerek "Tasavvuf ve Jazz" temasıyla yola devam ettik. Sevgili dostum İsmet Yazıcı’nın önerisi ve arabuluculuğu ile Metin Bobaroğlu hocamız programımızda yer almayı kabul ettiği için kendisine müteşekkiriz. "Tasavvuf ve Jazz" arık bir quartetti.  Müthiş kadro; Metin Bobaroğlu, Ercan Özaksoy, İsmet Yazıcı ve ben. Yüz bini bulan sayıda dinlenme rekorları kıran bu program serisini pandemiye ramak kala 10. programla tamamladık. En çok dinlenen ve hakkında en çok sorulan bu serinin devamını, kaldığımız yerden devam ettirmek en büyük temennimiz. Pandemiyle hayatımıza Zoom üzerinden kayıt yapma imkanı girmiş olsa da biz bu seriyi sanaldan değil, fizikî olarak bir arada olarak yapmayı tercih ettiğimiz için sürdüremedik zira bir arada olmanın sinerjisine inanmıştık. Pandemi gelip çattığında Zoom kayıtlarıyla ‘mecburen’ hayatımıza dahil olan uzaktan sohbetleri kaydederken yine artılara sığınıp, şehirler ve ülkeler arası randevular verip, sınırları kaldırdık ve belki yapamayacağımız bir çok röportajı da bu sayede kayıt altına aldık. Sene 2022’ye geldiğinde benim radyo maceram sağlık ve koşullar elverdiğince devam edecek.

 

267 programda 250 konuk desek, konuk olarak katılan, destek olan, yorumlar yazan, güvenen ve Cazkolik’e inanan herkese sonsuz teşekkür ederim.

 

Cazkolik her geçen gün büyüyen ve emin adımlarla ilerleyen, öncelikle kendine güvenen ve arkasına sadece caz dinleyen bir kitleyi değil, farklı müziklerle ve sanatın diğer kollarına da değen çok sayıda takipçisiyle her geçen gün buluşmaya devam ediyor.

 

İşte, böyle bir oluşumun içinde radyocu kimliğimle 10. yılımı geride bırakmak benim için çok anlamlı.

 

 

"Jazz, Müzik ve Kadın" 10 yaşında: Şubat 2012-2022

 

 

13 Subat 2022 ‘Radyo ve Güven’ temalı Dünya Radyo Günü kutlaması

 

 

Şubat ayı ayrıca biz radyocular için özel bir aydır. Çünkü 13 Şubat Dünya Radyo Günü'yle radyoya olan sadakatimizi ve radyonun önemini yeniden hatırlarız. Her ne kadar yeni çağda radyo geleneği belki eskisi gibi devam etmese de, bunu sürdürmekte olan ve radyonun önemini bilen kurumlar hâlâ ve iyi ki var. İnternet radyoculuğu da son yıllarda oldukça önemli bir yer elde etmeye başardı.

 

Radyo ile büyüyen bir neslin çocukları olmanın ayrıcalığı ve bugün hâlâ bir şekilde radyo ile iç içe olmak, bu geleneği sürdürebiliyor olmak sevgi ve emek işi. Günümüzde her şeyin hızla tükendiği bir zamanda, hem nostaljiyi hem de günceli bir arada tutan ender bir şey radyo ve radyoculuk.

 

UNESCO’nun “Radyo’ya Evet / Güvene Evet” başlıklı iletisinde durum şöyle özetleniyor: En yeni araştırma raporlarına göre “Yüz yılı aşkın bir geçmişe sahip olan radyo, günümüzde hâlâ en güvenilir ve en yaygın kullanılan medya araçlarından biri… Bununla birlikte, belli başlı medya araştırmaları, internet ve sosyal ağlara olan güvenin küresel olarak azaldığını, ancak, haberlere olan güvenin genel bir artış gösterdiğini ortaya koymakta ve dünya yüzünde birçok vatandaş halen radyoya, diğer medya türlerinden daha fazla güven duymaktadır…”Peki radyoya duyulan güvenin sarsılmayıp devam etmesini nasıl yorumlamalıyız? Bu soruyu da UNESCO şöyle cevaplıyor: “Bu güven düzeyi, vatandaşlara ne pahasına olursa olsun doğru ve güvenilir bilgi sağlamanın önemini daha da pekiştirmekte ve hayatların tehlikede olduğu günümüzde insanların medyadan beklentilerini oluşturan şey de bu olmaktadır.”

 

UNESCO’nun bu açıklamalarıyla da görüyoruz ki, hala en sağlam en hızlı erişimin olduğu radyoya hangi cağda ve durumda olursak olalım sımsıkı sarılmak ona destek olmak gerek. Haberde tarafsız olabilmek, doğru haberler verebilmek habercilik anlayışında etikliktir. İnsanların doğru ve tarafsız haberleri alabileceği güvenebileceği kaynaklara ihtiyaç duyduğu anda böyle bir radyonun olduğunu bilmesi, kendini evinde konforlu ortamında hissetmesi gibi olsa gerek. Biz Cazkolik olarak da bu güveni ve konforu tüm radyo dostlarımızla paylaşmaktan mutluluk duyar, hepinizin Dünya Radyo günü kutlarız.

 

Bu da playlistimiz 😊  dinlemek için tıklayın

 

Leyla Diana Gücük

 

Cazkolik.com / 13 Şubat 2022, Pazar

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Leyla Diana Gücük

  • Instagram
  • Email

YORUMLAR

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.