Sevgili müzik dostlarım merhaba,
Türkiye’nin gündemi hızla değişiyor, dün geçen haftanın hasta adamı Galatasaray yeniden dirildi, lig birincisi Fenerbahçe ise Kayseri’de çok sıkıntılı anlar yaşadı. Yarın ne olacağını bilmek ise mümkün değil.
Türkiye imza yaş mı, kuru mu derken işin özünü unuttu, askerlerin devlet sistemimizdeki rolü ve yeri ne olmalı konusu dürüstçe tartışılmadı. Bu netleşmedikçe imza ıslak olsa da kuru olsa da aynı terane sürer durur.
Açılmalar dalgalar halinde devam ediyor, Ermenistan, Kıbrıs derken Kuzey Irak’a yoğun bir ilgi başladı, heyet üstüne heyetler gidiyor. Bölücü başı yeni rolüne alışamadan yeni hücresine taşınıyor. Halis Toprakın kayınpederi 5,000 lira yardım alamadığı için kızının evliliğini iptal ettirmeye çalışıyor. Domuz gribi can almaya devam ediyor ama kimse onun ne olduğunu gerçekten bilmiyor. Bir yandan ekonomideki durgunluk açıldı denirken diğer yandan son günlerde başlayan yağmurlarla birlikte zamlar da yağıyor. Bir yandan da erken seçim konuşuluyor.
Kürt açılımı futbola da sıçradı, Diyarbakırspor “ben küstüm” deyip havlu atıyor, gerçek bölücüler “bunu biz bile yapamazdık” deyip göbek atıyor ve sonunda 29 Ekim resepsiyonunda pastadan peleriniyle Atatürk çıkıyor.
Yıllar önce bir yabancı yazar rahmetli Aziz Nesin’e çıkışmış, “sen bizi aldatıyorsun, mizah diye kendi ülkende ne olup bitiyorsa aynen yazıyorsun, kendinden yarattığın bir şey yok” demiş. Adam doğruları söylemiş, pastadan çıkan pelerinli Atatürk garabette geldiğimiz son nokta oldu, akıl ve izan bitti, sonra da mizah ve söz bitti.
Ben Diyarbakırsporun ligden çekilmesini çok tehlikeli buluyorum, kimileri Galatasaray hükmen galip gelecek ve 3 puan alacak diye seviniyor. Hiç bir takım bu hafta 3 puan almasa batmaz ama bizden kopan bir Diyarbakır bizi Cumhuriyetimizin ülküsünden uzaklaştırır.
Futbol bizi ayıran değil birleştiren bir heyecan olmalı, yenilen yerilmemeli, sonsuza kadar üzülmemeli. Yenen yarın kaybedebileceğini düşünüp gereğinden fazla sevinmemeli. Umarım akıl ve hikmet galip gelir ve lig maçları planlandığı gibi oynanır.
380. Evde Çalamadıklarım ın bu haftaki konuğu bir kere daha değerli dostum, ülkemizin yetiştirdiği önde gelen jazz müzisyenlerinden Önder Focan olacak. Kendisi ile en yeni albümü "36 mm. Biometric" üzerine müzik dolu bir sohbet açacağız. Umarım bizim yaşadığımız dostluk keyfini sizler de bizi dinlerken aynen yaşarsınız.
1) Önder Focan / 36 mm. Biometric / Kısmet
2) Önder Focan / 36 mm. Biometric / 36 mm. Biometric
3) Önder Focan / 36 mm. Biometric / Ruby
4) Önder Focan / 36 mm. Biometric / Vergato
5) Önder Focan / 36 mm. Biometric / Ballad for 2 guitars
6) Önder Focan / 36 mm. Biometric / Kinetik
7) Önder Focan / 36 mm. Biometric / Kahveci
Radyo Cazkolik’te tüm eski programlar ve yazılar sizler için bir arşiv olarak duruyorlar, ne zaman isterseniz onları yeniden dinleyebilir ve okuyabilirsiniz.
Bize gösterdiğiniz sevgi ve ilgi için tüm dinleyicilerimize ve okuyucularımıza teşekkür ederiz.
Hepinize iyiliklerle dolu güzel bir hafta diliyorum. Sevgi ve güzellikle kalın.
(Özel Not: Radyo Cazkolikte eski programlara ulaşmak çok kolay, radyo sayfasına tıkladığınızda karşınıza çıkan oynatma-durdurma penceresinden ileri veya geri tuşlarına tıklayarak istediğiniz programa kadar ilerleyin, hepsi bu!)
Haftanın programına dinlemek için alttaki linke tıklayabilirsiniz;
http://www.cazkolik.com/radyo.php
Tunçel Gülsoy
tuncelgulsoy2@gmail.com
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.