Hayat bir karnaval (*)

Hayat bir karnaval (*)

Robbie Robertson (1943-2023)

 

The Band’in lideri, en önemli şarkılarının bestecisi Robbie Robertson 80 yaşında veda etti karnavala. Garth Hudson artık tek kişilik bando. İlk ayrılan Richard Manuel kırkikisinde asmıştı kendini. Rick Danko kalpten, Levon Helm de Robbie Robertson gibi kanser illetinden terk-i diyar etmişti.

 

Sene 1984, yeni yetmeliğimin ilk yılları kurt gibi açım müziğe, sinemaya, edebiyata. Hey dergisinde Cumartesi günü The Band isimli bir grubun The Last Waltz isimli çok önemli bir konser filminin yayınlanacağını, içinde Eric Clapton, Dr. John, Neil Young, Bob Dylan bilumum efsanenin sahne alacağını öğrendim. Eski laik yılların yokluk zamanları. O zamanlar sevdiğim şarkıları radyodan, müzik videolarını televizyondan kaydediyorum.

 

 

(*) The Band "Life is A Carnival"

 

Cumartesi öğleden sonra kuzenim Başar ile evdeyiz. O Kemal Sunal filmi istiyor, ben her zamanki gibi onu benim istediğime mecbur ediyorum güya ikna etmeye çalışarak. Senelerce çekti bu eziyetimi. Film başladı. The Band o zamanlar aşina olduğum makyajlı, fönlü, cilalı gruplara benzemiyor. Hepsi aynı anda ve ayrı ayrı vokal yapıyor bir yandan çalarlarken. Saç, sakal karışmış tipler, klavyeci hortlamış Karl Marx, piyanist sağdan Hakan Balamir, karşıdan Demis Roussos gibi bir tip. Levon Helm gördüğüm ilk şarkı söyleyen davulcu (evet Roger Taylor’dan önce).

 

 

Filmden en çok aklımda kalan anlar şarkı söyleyen davulcu Levon Helm, gitar askısı düşen Eric Clapton’a gitarıyla dublörlük yapan Robbie Robertson, O zaman bana eroinman, keş gibi gelen Neil Young (Martin Scorsese’nin dediğine göre haksız değilmişim, konserde, stüdyo kayıtlarında kendi de dahil olmak üzere hepsinin kafalar dumanlıymış). Ve tabii ki Rapunzel saçları, meleksi sesi ile Emmylou Harris ve Robbie Robertson’ın harika şarkısı Evangeline’di.

 

İlk olarak Ronnie Hawks’ın grubu The Hawks olarak isim yaptıktan sonra ondan ayrılınca uydurdukları birkaç isim içlerine sinmeyince eş dost tarafından çağrıldıkları gibi The Band olarak tanıtıyorlar kendilerini. Sonrasında New York’ta kiraladıkları Big Pink ismini verdikleri evde tarihe geçecek kayıtlar yapıyorlar. İlk albümleri Music from the Big Pink ve Bob Dylan ile kaydettikleri çok sonra 1975’te yayınlanan Basement Tapes.

 

 

Müziğe modern bir trubadur olarak başlayan Dylan’ın 60’ların ortasında ilk defa elektrikli bir grup önünde çaldığı ve bu yüzden folk müzik fanatiği ilk hayran kitlesince sahnede linç edildiği 1965 Newport festivali sonrası çıktığı 1966 - 1967 turnelerinde ve o sıralar kaydettiği albümlerde (Self Portrait, Basement Tapes, Planet Waves) çalan müzisyenler olduğunu öğrenince daha da kanım ısınmıştı Ontario kurtlarına.

 

1987’de kendi ismiyle yayınladığı ilk solo albümü yine Kanada’lı, 90’ların en önemli albümlerinde ismi olan Daniel Lanois’nın yapımcılığında, onun o zamanlar etrafında bulunan müzisyenlerce kotarılmıştı (Tony Levin, Manu Katche, Bill Dillon, U2). O yüzden ses örgüsü Peter Gabriel’in So, U2’nun Achtung Baby işlerini anımsatır. Sonraları Kızılderili köklerini yad ettiği albümler, belgeseller yaptı ama hayatının ikinci yarısı daha çok Martin Scorcese filmleri için müzik yapımcılığı ile geçti. Raging Bull, King Of Comedy, Color Of Money, Casino, Gangs of New York gibi filmlerin müziklerinde onun ismi vardı.

 

 

Youtube’da sizin için Robbie Robertson’ı temsil eden retrospektif bir liste hazırladım buyrunuz; https://www.youtube.com/playlist?list=PLcfdMEl-1sr0cwLItDM5bj0fIiVHs5GGD

 

Cenk Akyol

 

Cazkolik.com / 18 Ağustos 2023, Cuma

 

The Band

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cenk Akyol

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.