Geçen bahar aylarından bu yana sağ üst köşede düzenli olarak gördüğünüz bir banner var; JAZZ COMPANY... Eğer Türkiye’nin gözbebeği İstanbul ise, İstanbul’un gözbebeği de Taksim. Taksim sadece İstanbul’un değil sanki tüm dünyanın merkezi gibidir... İşte bu meydanın Talimhane olarak bildiğimiz ve son yıllarda müthiş bir değişim yaşayan bölgesi aynı zamanda geçen bahar aylarından bu yana bölgenin diğer otellerine karşı açık bir farklılık göstermeye başladı. Bölgenin sadece bir konaklama bölgesi olmanın çok ötesinde bir sorumluluğunu olduğunu hatırladı ve ilk adımı attı. Elite World Hotel’in hemen girişinde yer alan Jazz Company işte burada oluştu ve bölgedeki değişimin adeta öncülüğünü yapıyor. Değişim ve gelişmenin sadece ekonomik olamayacağının farkında olan otel yönetimi başta otelin genel müdür yardımcısı Sn. Sarhan Keyder olmak üzere hem jazz’a hem de Jazz Company’ye gönül vermiş insanlar. İşin bu yanı böyle, yani Jazz Company ve Elite World Hotel’in konumu, Taksim, İstanbul... Değişen ve büyüyen bir bölge ama işin bir de diğer yanı var, saydıklarımız kendiliğinden olmadı, Cazkolik olarak biz de perdenin arkasındaki durumu bizzat Sn. Sarhan Keyder ve Jazz Company’nin yöneticisi sevgili Pelin Kara’ya sorduk, hepsi ve fazlası aşağıda...
Ama öncesinde şu notu ekleyelim, Cazkolik olarak biz bu söyleşiyi aslında yaz aylarında yapmıştık araya giren tatil ve festivaller dönemi derken yeni sezonun başında yayınlamanın daha doğru olacağına karar verdik, gerek Radyo Cazkolik’te, gerekse de Cazkolik içinde günümüzde cazın önemli mekan ve isimleriyle yaptığımız söyleşilerle tespit etmiş olduğumuz sezon başı notlarının gelecek sezonlarda da arşivlerde önemli bir yer edineceğini umduğumuzu söyleyelim.
Cazkolik.com
Sarhan Keyder: "Elite World Hotel ve
Jazz Company olarak bu bölgede
değişimin başını çekiyoruz..."
Cazkolik: Sarhan Bey, bu söyleşiyi yapmayı kabul ettiğiniz için öncelikle teşekkür ederim. Cazkolik’te etkinliklerine düzenli yer verdiğimiz, basında sıkça haberlerini gördüğümüz Jazz Company geçen sene İstanbul caz ortamına hızlı girişiyle yenilik ve hareketlilik getirdi, şimdi sizinle konuşmaya başlarken aklıma ister istemez ilk önce şu soru geliyor, burası aslında İstanbul’un 5 yıldızlı tanınmış ve büyük otellerinden biri ama daha önce bünyenizde caz ile ilgili bir faaliyet yoktu, merak ettiğim, böyle bir yer oluşturmaya karar verdiğinizde işe nasıl başladınız, caz çevreleriyle ilişki kurmak olsun, program olsun, tüm bunlar açısından...
Sarhan Keyder: Şöyle söyliyeyim, otelimizin içinde bulunduğu bölge olan Talimhane yakın zamanlardan itibaren büyük bir değişim geçirdi, halen de geçiriyor. Türkiye’nin kalbi İstanbul ise İstanbul’un kalbi de Taksim, biz de Taksim’in en hareketli bölgesindeyiz, burası artık neredeyse tümüyle oteller bölgesi oldu, öyle anılıyor, gerçekten çok önemli ve seçkin bir bölge ve giderek de birbirinden iddialı, güzel oteller oluştu. Biz de burada Elite World olarak bu değişimin başını çektik ve hep öyle olmasını istiyoruz. Bir süre sonra sadece otel olarak ne kadar iyi hizmet verirseniz verin gerek misafirlerinizle, gerekse de şehrin yaşadığımız bu özel bölgesindeki konumumuz nedeniyle şehrin kültürel hayatına daha aktif bir katılımda bulunabileceğimizi farkettik, işte ilk başta böyle bir şekilde oluştu aslına bakarsanız. İlk önce neyi nasıl yapacağımıza karar verdikten sonra da hemen ardından Emin Fındıkoğlu Trio ile yola çıktık. Bir buçuk ay kadar sürekli olarak Emin Hoca ile devam ettik. Emin Fındıkoğlu isminin Jazz Company’ye getirdiği katkı usta bir ismin bizimle çalışmasının yanında klasik caz çevreleriyle de geniş bir ilişki kurmamızı sağladı. Kendi adımıza aslında bizimki gibi yerlerin çoğalmasının ne denli ihtiyaç olduğunu da bu sırada anlamaya başlamıştık...
Cazkolik: Gerçekten de İstanbul’un caz çalınan daha bir çok mekana ihtiyacı var...
Sarhan Keyder: Muhakkak ki...
Cazkolik: İstanbul Türkiye’nin merkezi ama İstanbul için dahi şu anda varolan klüp sayısı son derece az, özellikle caz müzisyenleri haklı olarak bundan şikayetçiler, yani çalacak mekan sayısının azlığından...
Sarhan Keyder: Çok doğru. İşte biz de o noktada demin dediğim gibi Emin Fındıkoğlu ile başlamış olmanın getirdiği avantajı kesinlikle yaşadık. Daha sonra birçok bilinen isimle de devam ettik...
Cazkolik: Emin Fındıkoğlu ile belli bir süreliğine mi anlaşmıştınız?
Sarhan Keyder: Evet... Şu anda her cuma ve cumartesi başka birileri çalıyor şu anda ve bu şekilde de devam etmeye çalışacağız...
Cazkolik: Kimler çalıyordu...
Sarhan Keyder: Ayşe Gencer, İlham Gencer, Sweet Papa Low Down, Nilüfer Verdi, Feyza Eren gibi isimler...
Cazkolik: Tabii bir duayen olarak başta İlham Abi olmak üzere Türkiye’nin önemli caz isimleri saydıklarınız. Peki bu arada aklıma gelen şu oldu, Cazkolik olarak Pelin Hanım’la düzenli irtibat halinde olduğumuz için biliyor ve gözlüyoruz ki kendisinin Jazz Company’de oldukça kritik ve müthiş bir rolü var. Siz otelin genel müdür yardımcısısınız, buraya ayırabileceğiniz zaman sınırlı, vizyonu oluşturuyorsunuz ama üstünüzdeki bütün yükü Pelin Hn. alıyor sanırım...
Sarhan Keyder: Çok doğru. Tamamen aynı fikirdeyim. Çok büyük bir katkısı olduğu muhakkak. Şunu söyliyeyim Pelin Hanım’ın kişiliği, onun etkisi vs. filan bunlardan bağımsız olarak benim inandığım bir şey var bu tür mekanların bir sahibinin olması lazım. Sahibinin başarısı oranında da bu mekanlar başarılı olur. Pelin Hanım da bu mekanın sahibi. Tamam Elit World İstanbul Otel adına sahibi ama farketmez sahibi..
Cazkolik: Tüm ruhunu veren biri olarak mı?
Sarhan Keyder: Tamamen öyle. Onun ilişkilerinin, onun yaklaşımlarının muhakkak ki bu meselede çok ciddi bir payı var.
Cazkolik: Peki, Jazz Company’nin geleceğini nasıl düşünüyorsunuz? Yani işin en başını öğrendik, bundan sonrasını nasıl öngörüyorsunuz?
Sarhan Keyder: Şöyle söyliyeyim, yaz döneminde iki üç aylık ara vereceğiz. Zaten genelde kışın çalışan caz mekanları yazın bir süre kapalı oluyor, biz de sonuç olarak sanırım Ekim ayında kadar ara vereceğiz. Sonrasında yeni sezona ne şekilde devam edeceğimizi konusunda henüz net birşey söylemeyeyim ama şu ana kadar yakaladığımız tarzı bozmak istemem, bu şekilde ilerleyeceğiz, görünen o..
Cazkolik: Biraz daha geliştirerek...
Sarhan Keyder: Niyetimiz tabii ki öyle, başladığımız noktada kalmak değil, ilerletmek, geliştirmek ama hangi formatta gelişir onu henüz tam olarak belirlemiş olmadığımız için size de birşey söyleyemiyorum.
Cazkolik: Haklısınız. Peki, şu anda haftada 2 gün yapıyorsunuz, cuma ve cumartesi günleri. Bunu haftanın tümüne yaymayı yakın gelecek için düşünüyor musunuz?
Sarhan Keyder: Herhalde hemen değil, iki günün üstüne çıkmak belli bir vadede olabilir. Bunda haftanın arka arkaya gelen günleri mi kriter olur, yoksa İstanbul’un mekanlarının hangi gün hangi oranda dolduğu mu kriter olur onu henüz bilemiyorum ama arttırma ihtimalimizin olduğunu biliyorum.
Cazkolik: Sarhan bey müsaade ederseniz burada Pelin Hanım’a sormak isterim çünkü kendisi az evvel konuştuğumuz gibi sizden sonra tüm olayı yürüten kişi. Pelin Hn., Jazz Company olayı sizin için nasıl gelişti?
Pelin Kara: Doğrusu ben yaptığımız işin böyle olacağını hep biliyordum, bunu hissediyordum...
Cazkolik: İnandınız, güvendiniz...
Pelin Kara: Ama bu sezon olmazsa sanki ne olur diye korkmadım değil, bana göre başladığımız sezon mutlaka başarmalıydık, biraz benim karakterimle de ilgili birşey bu. Baştan olacak, çünkü ara girerse insanların da inancı sarsılabilir. Onun için...
Cazkolik: Başlayalı ne kadar oldu ki daha?
Pelin Kara: 3,5- 4 ay kadar...
Cazkolik: Henüz çok kısa bir süre değil mi?
Pelin Kara: Ama tabi ben o inancı hemen kazanmadım. İlk gün geldiğimde biliyordum, evet mekan çok şık, her şey için çok uygun fakat otel bünyesinde olmasının verdiği, hani kararlar bellidir, yönetim karar verir vs... Hani çok hızlı hareket etmek bir sürü karara bağlı olduğu için önce bu sezona yetişecek mi benim hayal ettiğim şey diye, sonra baktım herkes benimle birlikte inanmaya başladı. Dolayısıyla bugün ben çok mutluyum...
Cazkolik: Ne kadar güzel, siz de amacını gerçekleştirmiş, hedefine ulaşmış bir insanın mutluluğunu görüyorum. Peki, müzisyenlerle ilişkiniz nasıl?
Pelin Kara: Tek kelimeyle şahane...
Cazkolik: Öyle olduğunu tahmin ediyordum çünkü caz müzisyenleri aslında diğer tarzların müzisyenlerine göre çalışılması en kolay insanlardır zira çok alçakgönüllü ve müthiş bilgi birikimine sahip engin insanlardır...
Sarhan Keyder: Kesinlikle öyle.
Pelin Kara: Evet...
Cazkolik: Hepsiyle aynı mı yoksa sorunlar da yaşadığınız oldu mu? Bize bu konuda ne dersiniz?
Pelin Kara: Değişiyor. Kimlikle de ilgili, karakterle de ilgili...
Cazkolik: Kuşkusuz...
Pelin Kara: Mesela isim vermeyeceğim ama bir gün ufak bir tatsızlık yaşadım bir müzisyenle, “Ya kusura bakma” demişti “cazcılar biraz deli oluyoruz”. Dedim ki “Yalnız birşey kaçırıyorsun. Ben de deliyim”... O da dedi ki “Tamam tamam bundan sonra ona göre davranacağım”. Ama çok iyiyiz yani...
Cazkolik: Yeni sezon için bağlantılarınızı şimdiden hazırladınız mı?
Pelin Kara: Düşünüyorum, bağlantılarım da var. Bizim için bu sezon bir çeşit tecrübe oldu ama tek dileğim yeni sezonda buranın daha da çok bir caz klübü olarak anılıyor olması. Henüz çokça İstanbul’daki cazsevere ulaşmış değil. Tabii henüz... Ama onu da hayal etmeye başladım, olacağına inanıyorum...
Cazkolik: Hiç kuşkum yok. Mekan olarak konumunuz çok uygun. Bu açıdan da iyi değerlendirmek lazım.
Pelin Kara: Sağolun Cazkolik olarak sizin de çok katkınız oldu, bunu da paylaşmak istiyorum.
Cazkolik: Olmuşsa bundan gurur duyarım ve bu söyleşi için başta Sarhan Bey size ve Pelih Hn size çok teşekkür ederim.
Feridun Ertaşkan
Cazkolik.com / 14 Ekim 2010, Perşembe
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.