John McLaughlin: İnsanlar sever ya da sevmez bu benim sorunum değil

Geçen sene son çalışması "Libertion Time" isimli albümünü yayınlayan caz gitar gurusu John McLaughlin malum bu yaz İstanbul Caz Festivali kapsamında bir konser verecek.

Festival konseriyle albüm haberini bir arada değerlendirerek büyük sanatçının yeni müziklerine bakmak istedim.

Bir yandan albümü dinler bir yandan neler söylemiş diye bakınırken 55 yıllık Guitar Player dergisini verdiği röportajın başlığı dikkatimi çekti; "İnsanlar sever ya da sevmez bu benim sorunum değil".

Cümleye bakınca büyük usta gider yapıyor sanmayın, kastı şu, o artık fenafillah mertebesine gelmiş bir büyük sanatçı. Böyle sözler söyleyecek az sayıda gideri olan isimlerden biri.

Dahası var...

McLaughlin pandemiyle girdiğimiz karantina dönemine dair 'aklımda en fazla özgürlük teması vardı' diyor.

Kurduğu cümlelere bakarsak eğer son iki yılın karantina sıkıntılarına verdiği cevap olmuş "Liberation Time" albümü. Hemen bir örnek vereyim, albümdeki "Lockdown Blues"u dinleyin, kemerinden boşanmış bu olağanüstü gitarı dinleyince McLaughlin'in ne kastettiğini anlayacaksınız.

John McLaughlin karantina günlerinin hayal kırıklığından kucağında yaratıcı müziklerle dolu çıkan ender sanatçılardan olmuş

Karantina dönemi iki dünya turu iptal olmuş ve kendini yıllardır yaşadığı Monaco'daki eve kapamış.

Aynı sıkıntıları yaşayan çoğu müzisyenin tersine McLaughlin yaşadığı hayal kırıklığından ilham aldığını söyleyerek hayatın kutlaması/kutsaması anlamına geleçek neşeli/funky parçalardan oluşan bir koleksiyon hazırlamaya başlamış. İşte, bu albüm, iyimser ve minnettar tavrın harika müziklerine sahip bir stüdyo albümü olmuş.

Bu haberde elbette McLaughlin'in geçmişindeki büyük sayfalardan bahsetmeye gerek yok. Bu satırları okuyan herkesin o geçmişin dağarcığından gelen bilgiyle bu haberi okuduğunu varsıyıyoruz.

Ama röportajda verdiği ilginç bilgiler var

Öncelikle "Liberation Time" albümünün prodüksüyonuna dair verdiği bilgiler dikkat çekiyor.

"Pandemide, düşündüğüm parçaları her şeyiyle kurgular ve dünyanın dört yanındaki müzisyenlere gönderirdim, dinlemeleri için notaları ve demoları olurdu, ancak hepsinin çalacak soloları da vardı. Onlardan tek şey istedim; “Kendiniz olun”. Ne kadar delirdikleri umurumda değildi. Çalışmaları için müzikleri gönderdiğimde ortaya koyduğum şeyi takip etmek istememeleri de umurumda değildi. İşte ilginç bir şey: Bazen parçayı bana geri gönderdiklerinde çalımları o kadar harika olurdu ki, sırf ilham verici bulduğum için orijinal parçamı farklı şekilde yeniden düzenlediğim olurdu. Kulaklığı taktığımda onlarla aynı odadaymışım gibi hissediyordum. O zaman ilginç olan, parçayı müzisyenlere tekrar geri gönderecek olmamdı ve onlar da parçalarını tekrar değiştirmek için yeniden ilham aldılar, bu yüzden, uzaktan çalışmak beni hiç de engellemedi, tersine benim için oldukça işbirlikçi bir süreçti". Böyle diyordu McLaughlin.

Sonuçta, bu yaz İstanbul Caz Festivali kapsamında izleyeceğimiz John McLaughlin'in son albümü "Liberation Time"  klasik caz gitardan füzyona pek çok müzikal zemini kapsayan olukça güçlü ve kemerlerinden boşanmış bir albüm olmuş.

Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com / 10 Nisan 2022, Pazar

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN