Bu yazı, The Guardian gazetesinde yayınlanan Jason Burke imzalı yazıdan çevrilmiştir.
Susan Willams'ın yazdığı "White Malice" isimli kitap, Armstrong'un farkında olmadan ABD'nin Afrika'daki gizli soğuk savaş manevralarına nasıl taraf olduğunu gözler önüne seriyor.
Unutulmaz bir akşamdı: Louis Armstrong, karısı ve ABD büyükelçiliğinden bir diplomat, yeni bağımsız Kongo'nun başkenti Léopoldville'de bir restoranda akşam yemeğine gitti.
Satchmo lakaplı trompetçi, şarkıcı ve grup lideri, sömürge rejimlerinden özgürlüklerine yeni kazanmış düzinelerce bölge ülkesinde ABD'nin imajını iyileştirmek amacıyla Dışişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen ve aylar sürecek bir Afrika turunun ortasındaydı.
Armstrong'un bilmediği şey, 1960 yılı Kasım ayındaki o gece, o diplomatın söylediği gibi bir siyasi ataşe değil, Kongo'daki CIA başkanı olduğuydu. Ayrıca, Armstrong yaptığı küçük konuşmalarla soğuk savaşın en tartışmalı operasyonlarından bazılarını kolaylaştıracak önemli bilgiler elde edilmesine nasıl fırsat verdiğinin de farkında değildi.
“Armstrong temelde CIA için bir Truva atıydı. Gerçekten yürek parçalayıcı. Neyin doğru neyin yanlış olduğuna dair kendi anlayışına tamamen aykırı bir çıkara hizmet etmek için oralara götürüldü". Londra Üniversitesi İleri Araştırmalar Okulu'nda araştırma görevlisi ve 1950'ler ile 60'ların başlarında CIA'in Orta ve Batı Afrika'daki faaliyetlerinin şaşırtıcı boyutunu ortaya koyan yeni bir kitap olan "White Malice"in yazarı Susan Williams, "Armstrong bilseydi dehşete düşerdi" dedi.
Armstrong ve grubu, 1960 sonlarında bir açık hava mekanında (muhtemelen Kenya'da) oynuyor. Fotoğraf: Susan Wood/Getty
Williams tarafından beş yıllık araştırma sırası BM arşivlerinde bulunan belgeler Armstrong'ların ev sahibi CIA istasyon şefi Larry Devlin ve Kongo'ya gönderilen diğer ABD istihbarat görevlilerinin, müzisyenlerin oralara ziyaretlerini ve konserler vermelerini stratejik erişim amacıyla kullandıklarını kuvvetle gösteriyor. Yakın zamanda bağımsızlığını ilan etmiş olan ve uranyum bakımından zengin madenlere sahip Kongo'ya bağlı Katanga eyaletinin lideri ABD'ye sempati duysa da, ABD orada kendi kendine bağımsızlık ilan eden hükümeti resmen tanımamıştı.
CIA, resmen tanımadığı için resmî olarak görüşemeyecekleri Katanga'lı yetkilerle bir şekilde buluşup eyaletin zengin maden altyapısından 1.500 ton uranyum ve hatta fazlasını elde etmeyi çok istiyordu. Armstrong'un Katanga turu bu iş için mükemmel bir fırsattı, bu yüzden, Devlin ve diğerleri, müzisyen ve grubuyla başkente uçtu. Williams, "Bir çeşit gizliliğe ihtiyaçları vardı, Armstrong ve topluluğu onlara bu gizliliği vermiş oldu" dedi.
Üç yıl önce ABD'de ırkçılığı protesto için Sovyetler Birliği'ne yapılacak benzeri bir geziye gitmeyi reddeden Armstrong'un bilmediği bir şey daha vardı. Devlin liderliğindeki CIA, Kongo'nun demokratik olarak seçilmiş ilk başbakanı olan 35 yaşındaki Patrice Lumumba'nın ülkeyi Sovyet kampına yönlendireceğinden korktuğu için suikastle öldürmeye çalışıyordu.
Armstrong ve Devlin'in yemek yediği yerden sadece bir mil kadar ötede karizmatik lider Lumumba ise resmi konutunda CIA ile yakın çalışan genç askeri şef Joseph-Désiré Mobutu'ya sadık askerler tarafından esir tutuluyordu.
Lumumba, Armstrong'un turundan iki ay sonra ayrılıkçılar ve Belçikalı polisler tarafından Katanga'da öldürüldü. Mobutu daha sonra Kongo üzerinde kontrolünü sağlamlaştıracak ve sadık bir ABD müttefiki olacaktı.
Lumumba'nın öldürülmesi, soğuk savaşın en rezil olaylarından biriydi ve dünyada öfkeye yol açtı. CIA her zaman bu darbede rolü olduğuna dair iddiaları reddetti. ABD'de 1975 yılındaki bir soruşturmada ise Devlin Lumumba'ya suikast düzenlemeye çalıştığını ancak fiili cinayetten çok önce operasyonlarını durdurduğunu söyledi.
Kongo-Kinşasa'nın başbakanı Patrice Lumumba, Louis Armstrong'un konser vermesinden iki ay sonra öldürüldü. Fotoğraf: Getty
Ancak kitabın yazarı Williams, Devlin'in ifadesinin güvenilirliği konusunda şüphe uyandıran kanıtlar buldu. Yakın zamanda yayınlanan ABD belgeleri, CIA istasyon şefinin, ölümünden haftalar önce Lumumba'nın hapsedildiği kasaba olan Thysville'e WI/ROGUE olarak bilinen bir ajan gönderdiğini gösteriyor.
Williams, "WI/ROGUE'un Thysville'de ne yaptığını söyleyemeyiz ama en azından Devlin'in güvenilemeyeceğini gösteriyor" dedi.
CIA, 1947'de kurulmasından kısa süre sonra, İkinci Dünya Savaşı sırasında yapılan çalışmalara dayanarak Afrika'da bir tür ajanlar geliştirmeye başlamıştı. 1960'a gelindiğinde bu geniş ağ, sendika liderlerini, işadamlarını, kültür ve eğitim organizasyonlarını, işletmeleri ve hatta havayollarını dahi içeriyordu.
CIA, kıtanın sömürge sonrası tarihindeki en önemli olaylardan bazılarına açıkça karışacaktı.
1962'de, Güney Afrika'daki ırkçı ve baskıcı apartheid rejiminin yetkililerine bir CIA casusunun verdiği tüyo, Nelson Mandela'nın tutuklanmasına ve 27 yıl hapis cezasına çarptırılmasına yol açmış olabilirken, teşkilat ayrıca Gana'nın ilk rejiminin Devlet Başkanı Kwame Nkrumah'ın 1966 yılındaki bir askeri darbeyle devrilmesinden sorumlu tutuldu.
"Trajedi şu ki, kitaptaki Nkrumah ve Lumumba ve diğer bazı Afrikalı liderler esasen ABD'ye karşı değiller, tersine, ABD ile dostane ilişkiler istiyorlardı ama Sovyetlere karşı da olmadıkları için Washington tarafından düşman olarak görülüyorlardı. Tutum, 'ya bizimlesin ya da bize karşısın' şeklindeydi” dedi Williams.
Kongo'ya gittiği yıl 59 yaşında olan Armstrong, oradaki deneyimlerinden ilham alarak The Real Ambassadors isimli bir müzikal besteledi ve bu müzikal icra edilerek albümü yayınlandı. ABD hükümetinin kıtadaki halkla ilişkiler çabalarına katılımıyla ilgili kendi derinden çelişkili duygularını bir nevi dile getirdi ve "Hükümeti temsil etsem de," dedi Armstronu bu eserinde, "hükümet benim desteklediğim bazı politikaları temsil etmiyor."
Haber görseli: Louis Armstrong ve grubu, o zamanlar Gold Coast'un başkenti Accra'da kalabalık için çalıyor.
Cazkolik.com / 13 Eylül 2021, Pazartesi
Susan Williams'ın kaleme aldığı kitabın kapağı.
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.