Marquez'in "Yüz Yıllık Yalnızlık" romanının başarısı Latin Amerika'da yayıncılık devrimine mi dönüştü?

Marquez'in "Yüz Yıllık Yalnızlık" romanının başarısı Latin Amerika'da yayıncılık devrimine mi dönüştü?

 

Yazar ve akademisyen Álvaro Santana-Acuña, 1960'ların Latin Amerika ve İspanyol edebiyatı patlamasını anlatıyor

 

 

"Yüz Yıllık Yalnızlık" romanı 1967 yılında piyasaya çıktığında, İspanyolca kitap endüstrisi adeta patlama yaşıyordu. Bu durum, birkaç yıl önce çoğu yazar ve eleştirmen için düşünülemezdi bile. Yazar Mario Vargas Llosa, "Edebiyat nasıl var olabilir?" diye sormuştu, "yayınevinin, edebî yayınların olmadığı ülkelerde bir kitap yayınlamak istiyorsanız kendiniz finanse etmeliydiniz".

 

Kitap korsanlığının bu ülkelerde de yaygın olduğundan bahsetmemiş olmasına rağmen sözleri 1960'lardan önce Latin Amerika'nın çoğunda edebiyat yayıncılığının durumunu gayet iyi tarif ediyor. O zamana kadar yayıncılık sektörü küçük ve ulusal kompartımanlara bölünmüştü. On yıllar boyu düşük baskı adetleri edebiyatın kendi alanı ve periferisindeki dolaşımı sınırlı tuttu. Geri kalan Latin Amerika ülkelerinin toplamından daha fazla kitap yayınlayan Meksika ve Arjantin'de ise çoğu edebî kitabın baskı sayısı 5 bin adedin altındaydı. İspanya'da ise 3 bin civarında.

 

Standart bir edebiyat kitabı Atlantik'in her iki yakasında ise daha da sert bir gerçekle karşı karşıyaydı: Bin kopya baskı sayısı. Carlos Fuentes, 1954'te Meksika'da basılan ilk kitabı "Los días enmascarados"tan (Maskeli Günler) sadece 500 adet satmıştı. Bu sayıyı bir televizyon röportajında ​​yüzünde acı bir gülümsemeyle hatırlıyor. Bugün, bir roman kolayca 50 bin hatta çok daha fazla satabiliyor.

 

Fuentes'in anlattığı kitap satışlarındaki bu değişim, 1960'larda, Gabriel Garcia Marquez'in yükselen bir edebiyat yıldızı olduğu dönemde meydana geldi. İspanyol yayın endüstrisinin modernizasyonu Latin Amerikalı yazarların fikirlerini tüketicilerin satın almaya istekli olduğu kitaplara dönüştürdü. Artık bu tüketiciler sadece yerel eğitimli seçkinler ve akran yazarlardan oluşan küçük bir "aydın azınlık" değildi.

 

Cehalet oranları bölge genelinde düşerken, yeni okurlar üniversite öğrencileri ve orta sınıftan oluşan ve giderek genişleyen bir kitle oldu. Bu modernleşme, birçok yazarın yazılarıyla geçinebilmesi anlamına geliyordu. Araştırmacı Gerald Martin'in dediği gibi, 1960'larda Jorge Luis Borges, Alejo Carpentier veya Miguel Ángel Asturias daha önceki nesillerin devleri gibi yayıncılık patlamasına kıyasla ilk kez 1940'larda ve 1950'lerde öne çıktılar.

 

Genellikle söylenmeyen şey, İspanyol yayın endüstrisine ait edebiyat ajansları, editörler ve yayıncılar sürece aktif olarak katılmasaydı "Yüz Yıllık Yalnızlık" gibi romanların üretim aşamasına gelmesinin mümkün olmadığıdır. Bu yazarların inandıkları edebî tahayyülde ne yayınlayacaklarına dair kararlarını verdikleri organizasyonel koşullar son derece önemliydi.

 

Bu nedenle, bu ajanslar ve yayıncılık profesyonelleri yalnızca kâr amaçlı insanlar değildi; onlar da inanmıştı. Latin Amerika edebiyatını gündemlerine almaya başladılar ve müşterilerinin edebî eserlerinin hayal gücünden üretim ve dolaşım aşamasına geçmesine yardımcı olmak için iki şeyi etkili şekilde yaptılar; Önce bu edebî eserlerin standartlaştırıldığından, sonra, ulusötesi dolaşıma sokulduğundan emin oldular.

 

Standardizasyon ile ilgili olarak, bu ajanslar, kaynaklarını üç kuşak yazarların eserlerini tek bir edebî harekete aitmiş gibi pazarlamak için kullandı (Cazkolik notu: Buna cazdan örnek verirsek 1960'ların hardbop müziğinin Blue Note firmasının marka müziği gibi anlaşılmasını örnek vermek mümkün mü?). Bazı yazarlar (diğerlerinin aksine) 1960'larda bölgedeki edebî ana akımın şekillenmesine yardımcı oldu. Yayın gündeminin bu standardizasyonu, bölgeyi kapsayan süreli yayınlarda bulunan gündemi tamamlayan edebi bir geleneğin (ve bölgeyi kapsayan milliyetçiliğin) yaratılmasına yol açtı.

 

 

1960'ların ortalarına gelindiğinde, İspanya ve Latin Amerika'daki edebiyat okurları, Latin Amerikan edebi eserlerin çığıyla karşı karşıya kaldı

 

 

Yine de bu profesyoneller, Latin Amerikalı yazarların kitaplarını yayınlamak için kaynaklarını kullanmaktan fazlasını yaptı. Bölgedeki potansiyel yazarları ararken bu yazarların hayal gücünü kozmopolit Latin Amerikan edebiyat görünümüne dönüştürüldü. Bu bakış açısına inandıktan sonra, yazarların onu ticari bir markaya dönüştürmelerine yardımcı oldular. Bunu yaparken, bu profesyoneller yazarların hayal gücüne katılmaya (ve etkilemeye) başladı. Yazarlar ve profesyoneller (ajanslar) arasındaki bu yakınlaşma sayesinde, yazarların hayal gücü aşamasında geliştirdikleri normlar, ilkeler ve gelenekler tabiri caizse bu projesyoneller ve edebiyat ajanslarının kapıları önünde sürünmedi.

 

Aksine, bu tür normlar, ilkeler ve gelenekler, bu yazarların bakış açısının edebî bir esere yenilik, prestij ve pazarlanabilirlik verebileceğine inanması gereken yayıncıların hayal gücünün bir parçası haline geldi. Bu yakınlaşma, Seix Barral ve Sudamericana gibi yayıncıların ve edebiyat ajanı Carmen Balcells'in 1960'larda bölgenin edebiyatını tanımlayan kozmopolit Latin Amerikancılığın önde gelen savunucuları haline geldiği anlamına geliyordu.

 

Ve ulusötesi dolaşımla ilgili olarak İspanyolca yayıncılık endüstrisi benzeri görülmemiş bir başarı elde etti: kitaplar daha önce hiç olmadığı kadar dolaşıma girdi. Transatlantik yayıncılık zirveye ulaştı. Latin Amerika'daki yazarlar, çalışmalarını önde gelen bir İspanyol basınında yayınlayarak elde edilen prestij ve daha geniş dağıtımın farkında olarak işlerini yapmaya başladılar. Bu sayede bir yandan Latin Amerikalı yazarlar yazdıklarını İspanya'ya ihraç ederken İspanyol yayıncılar da bunları tüm Latin coğrafyasında satılan kitaplara dönüştürdü.

 

Bu elverişli koşullar altında, İspanyol yayıncılar İspanya ve Latin Amerika'da satılan binlerce ucuz ciltsiz kitap üretti. Bu ulusötesi dolaşımın merkezi Güney Amerika değil Barselona idi. 1960'ların ortalarına gelindiğinde, bu döngü hızla devam etti ve İspanyolca okuyanlar, Latin Amerikan edebiyatından oluşan bir çığla karşı karşıya kaldı.

 

Az sayıda baskı ve yeni edebî eserler, yaygın korsanlık yüzünden çoğu yazarın 1960'lara kadar Latin Amerika'daki yazılarıyla geçinmesini imkansız hale getirmişti. Yayıncılık endüstrisinin durumu o kadar olumsuzdu ki, 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan, bölgeyi kapsayan entelektüel sınıfın başarılarını ve görünürlüğünü azalttı. Çoğu edebî eserin dinleyicisi esas olarak yazar arkadaşları, edebiyat salonu katılımcıları ve yerel süreli yayınların okuyucularıydı. Tam zamanlı bir profesyonel gibi değil daha çok süreli yayınlar için yazdılar.

 

Uluslararası kitleye ulaşacak yayın yalnızca az sayıda kıdemli yazarın erişebileceği bir hayaldi. Garcia Marquez, Latin Amerikalı bir yayıncı bulma hayaline ulaşmak için yirmi yıl beklemek zorunda kaldı. Bir eleştirmene yazdığı gibi, "Kitaplarımı yerel baskılarda görmek beni rahatsız etti ve farklı yayıncılara dağıldı", bu da onların bölgesel dolaşımını engelledi. "Yüzyıllık Yalnızlı"ın ilk başarısına rağmen Peru ve Kolombiya'daki gazeteler, okuyucuların kitap dağıtımı veya ağır ithalat koşulları nedeniyle kitap satın almada yaşadıkları zorlukları anlattı.

 

Bölgedeki yayıncılık endüstrisinin durumu göz önüne alındığında, 1960'lara kadar en yaygın edebî formların şiirler, denemeler ve kısa öyküler olması şaşırtıcı değildir. Endüstrinin bu durumu yeni nesil yazarların o zamana kadar ürettiklerini şekillendirdi - her nesil, en etkili üyeleri tarafından eserlerin formatıyla tanımlandı. Yazarlar, eserlerinin az sayıda basılarak yerel olarak dağıtıldığını gördü, yurtdışı korsanlığa göz yummak zorunda kaldı.

 

Short Form Generation üyesi olan Borges, 1923'te ilk kitabını yayınladı. Bu, "Fervor de Buenos Aires" adlı şiir koleksiyonuydu ve yerel bir yayıncı tarafından basılmıştı. Baskı sayısı 300 adet idi. Tecrübesini hatırlatarak, "Kitapçılara veya gazetelere tek bir nüsha götürmek aklıma gelmedi" dedi. Çoğunlukla Buenos Aires'ten satın alınan tüm bu kopyaları satmak yıllar aldı. Telif hakkı almadığı kitaptaki şiirlerin çoğu ilk olarak İspanya'da gazete ve dergilerde yayınlandı.

 

Hybrid Generation üyesi Julio Cortázar'ın ilk kitabı 200 adet sattı. Bestiary (1951) adlı kısa öykülerden oluşan bir koleksiyondu ve daha önce Borges tarafından yönetilen Buenos Aires'teki küçük bir yerel dergide yayınlanan bir kısa öykü olan “Casa Tomada"yı da içeriyordu. İlk baskıyı satmak için on yıl gerekmişti.

 

Cortázar'ın neslinin bir başka üyesi Juan Rulfo, "Sinirliydim" dedi çünkü "[kısa hikayelerimin] ilk baskıları asla satılmadı. İki bin adet basılmıştı. Baskı işleminin yarısını ben ödedim."

 

Roman neslinin üyesi Gabriel Garcia Marquez aynı şeyi ilk kitabı "Yaprak Fırtınası"nın (Leaf Storm) kopyalarında yaşadı. "Albaya Mektup Yok" (No One Writes to the Colonel) ilk olarak bir Kolombiya dergisinde yayınlandı ve telif ücreti almadı.

 

Kelime sayımına göre analiz daha kesin olsa da, her neslin üyelerinin sayfa sayısındaki yayın çıktıları, 1960'lardan önce kısa edebiyat biçimlerinin popülerliğini doğrulamaktadır. Short Form Generation için 1923-1959 yılları arasında yayınlanan eserlerin ortalama uzunluğu 151 sayfadır. 1960'larda, Yeni Latin Amerika Romanı yükseldiğinde, ortalama uzunluk 200 sayfayı geçti, çünkü bu kuşağın üyeleri daha sık yayınladı ve daha uzun kitaplar yazdı.

 

Örneğin Asturias, dört roman ve üç deneme kitabı yayınladı. Carpentier, o zamana kadarki en uzun romanı olan "El Siglo De Las Luces" (Explosion in a Cathedral) (423 sayfa) kitabını yayınladı. Ve son otuz yıldır ağırlıklı olarak şiir yazan José Lezama Lima, anıtsal romanı "Paradiso"yu (617 sayfa) yayınladı. 1961 yılına kadar roman ve deneme yazan Ernesto Sábato ilk romanı "On Heroes and Tombs"ı (417 sayfa) yayınladı. Kısa öykü yazarı olarak bilinen Cortázar 1963 yılında "Rayuela" (Hopscotch) adlı romanı (635 sayfa) yayımlanarak uluslararası ün kazandı. Aynı şekilde, roman neslinin en başarılı üyeleri, yayıncılık endüstrisinin yeni taleplerine uyum sağlayan uzun kurgu eserler oldu.

 

 

Yayıncılık turizmle beraber İspanya’nın büyümesi için öncelikli sektör kabul edildi ve hükümet yetkilileri Latin Amerika’yı kilit pazar olarak değerlendirdi

 

 

1960'larda İspanyol yayın endüstrisinin modernizasyonu, nesiller boyunca yazarları daha uzun edebî eserleri hayal etmeye yönlendirdiği için bu üç nesil daha fazla yazdı ve üretti. Gerçekte, hiçbir nesil roman yazmada diğerlerinden daha yetenekli değildi. Bu modernizasyondan önce, bölgesel yayıncılık endüstrisi kısa süreli yazarlara daha fazla teşvik verdi. Sektörün standartlarına uymayanlar belirsizlikle karşılaştı.

 

Leopoldo Marechal’in "Adam Buenosayres" vakası paradigmatiktir. Short Form Generation'ın üyesi bu yazar 1948'de 741 sayfalık bir romanı yayınlamaya cesaret etti; bu, James Joyce'un 1922 ylında yayınlanan "Ulysses"ine Arjantin'den bir yanıttı. "Adam Buenosayres"in az sayıda baskısı yapılmış ve çoğu eleştirmen tarafından görmezden gelmişti. Yine de, yıllar sonra bu roman, 1966'da Sudamericana tarafından on bin kopyalık yeni baskının yayınlanmasından sonra ulusal ve Latin Amerika pazarında en çok satanlar listesine girdi.

 

Bunu 1967, 1968 ve 1970'de on bin nüshalık ek baskılar izledi. Elbette bu başarı, 1948 ve 1966 baskıları arasında, endüstrinin daha uzun edebiyat formları, özellikle de romanlar yayınlaması gerçeğiyle bağlantılıdır. Böylece, 1967'de Marquez'in "Yüz Yıllık Yalnızlık" 352 sayfa olarak çıktığında, bu, yayıncılıkta yeni bir normalin parçasıydı.

 

İspanya'nın İspanyolca kitap pazarını kontrol etme çabaları, Latin Amerikan edebiyatının 1960'larda ticari olarak başarılı olmasına yardımcı oldu. Bu çabalar politik olarak Franco'nun diktatör rejimi tarafından tasarlandı. 1959'da hükümet, ülkenin savaş sonrası hastalıklı ekonomisini iyileştirmek ve uluslararası izolasyonu sona erdirmek için istikrar planını onayladı. Bunu arka arkaya üç sosyal ve ekonomik kalkınma planı daha izledi. Bu planlar sözde İspanyol mucizesini başlattı.

 

Turizmle birlikte kitap yayıncılığı ulusal büyüme için öncelikli endüstri kabul edildi ve hükümet yetkilileri Latin Amerika'yı kilit pazar olarak gördü. Dış ticaretle ilgili resmi bir raporun 1963'te vurguladığı gibi, "İSPANYA KİTAP SEKTÖRÜNÜN GENİŞLEMESİNİN GELECEĞİ, tam da bu endüstrinin şu anda tehdit altında olduğu İbero-Amerikan pazarındaki duruma dayanmaktadır." Hükümet amacına ulaşmak için kitap yayıncılığı hammadde üretimi ve tedarikinde reform yaptı, kitap ihracatı için mali teşvikler getirildi ve Latin Amerika'dan kitap ithalatına karşı korumacı bir politika benimsedi.

 

Ancak İspanyol hükümeti, 1936'da İç Savaş başladığında ihracat çöktüğü için gidecek uzun bir yol vardı. Latin Amerika'daki yayıncılar, İspanyol şirketlerin bıraktığı boşluğu doldurdu. Bu durumdan en çok yararlan İspanya İç Savaşı ve II. Dünya Savaşı sırası patlayan Arjantin kitap endüstrisi oldu. 1937'de sekiz yüz on yedi başlık ve üç milyon kopya bastı. 1944'te 5.323 kitap ve 31 milyon kopya üretti ve bunların üçte ikisi ihraç edildi. Edebiyat dışı kitapların ortalama baskı sayısı 1936'da 3.500'den 1953'te 11.040'a yükseldi. (Edebi eserlerin ortalama baskı sayısı daha azdı)

 

İspanya’nın kitap ihracatı 2. Dünya Savaşı’ndan sonra yavaş yavaş arttı. 1949-1959 yılları arası ihracatta yıllık büyüme oranı yüzde 16,69 iken 1973'te yüzde 36,73'e yükseldi. Ortalama içerik/tür sayısı da arttı. Bölgeye gönderilen kitapların ağırlığı, İspanya'nın yayıncılık endüstrisinin ihracat kapasitesinde daha da etkileyici bir büyüme olduğunu gösteriyor.

 

1960 ile 1961 arasında ihraç edilen kitaplarda yüzde 183'lük bir artış (2,7'den 7,7 milyon kiloya) vardı. 1970 yılına gelindiğinde, miktar neredeyse dört katına çıktı (27 milyon kilo). Toplamda, 1960'larda yurt dışına ihraç edilen kilo üzerinden kitap miktarında yüzde 253'lük artış görüldü. Bu hızlı büyümenin bir parçası, Latin Amerika edebiyatının uluslarötesi başarısıydı.

 


 

Bu yazı, tüm hakları Álvaro Santana-Acuña'ya ait olan kitabı "Ascent to Glory: How One Hundred Years of Solitude Was Written and Became a Global Classic"den alınan bir bölüm olarak 11 Eylülde Literary Hub isimli web sitesinde yayınlanmıştır. Álvaro Santana-Acuña Whitman Kolejinde sosyoloji dersleri vermektedir.

 

Cazkolik.com / 01 Kasım 2020, Pazar

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.