"Cazın Nabzı" sergisiyle ilgi Burcu Orhon ile konuştuk

"Cazın Nabzı" sergisiyle ilgi Burcu Orhon ile konuştuk

Beyoğlu-Galatasaray`da ki Yapı Kredi Kültür Merkezi`nin üst salonunda Mayıs başında açtığı sergiyle büyük ilgi gören Orhon`un sergisi Haziran sonuna kadar uzatıldı. Halen gitmediyseniz mutlaka gitmelisiniz. Cazkolik olarak Orhon ile bir araya geldik ve `Cazın Nabzı ismini verdiği sergisinde alışılmışın dışında caz görselliğine imza atan fotoğraflarını konuştuk. Yirminci yüzyılın ilk yarısından itibaren caz müziğiyle paralel gelişen, duygusu oldukça keskin olan tavizsiz bir caz fotoğrafçılığı anlayışı vardır. Caz müzisyenini kontrastı hayli yüksek ışık altında, çoğunlukla müzisyenin kişisel anını yakalamaya dönük, tamamı siyah beyaz, kişisel ve dramatik ifadesi güçlü fotoğraflardır bunlar. Siyah beyaz olmaları zamanın teknik nedenleriyle zorunluluktu ama sonraları caz, bu fotoğrafların ürettiği duygusal etkiyle özdeşleşince caz fotoğrafçılığnın da gayri resmi renkleri belirlenmiş oldu. Peki, bu konuda farklı arayışlar ve görsel öneriler getirenler olmadı mı? Elbette oldu, birazdan okuyacağınız söyleşi de o kişilerden biriyle yapıldı; Burcu Orhon.

 

Beyoğlu-Galatasaray`da ki Yapı Kredi Kültür Merkezi`nin üst salonunda Mayıs başında açtığı sergiyle büyük bir ilgi gören Orhon`un sergisi Haziran sonuna kadar uzatıldı. Eğer halen gitmediyseniz mutlaka gidip izlemelisiniz. Cazkolik olarak sevgili Orhon ile bir araya geldik ve `Cazın Nabzı` ismini verdiği sergisinde alışılmışın dışında caz görselliğine imza atan fotoğraflarını konuştuk.

 

 

Burcu Orhon: "Çalışmalarımda müzisyenlerden daha çok yapılan müzik ve o müzik ile ilgili etkileşimim ön planda. Her bir fotoğrafta cazın farklı halleri söz konusu ve her bir fotoğrafın kendine ait bir hikayesi var..."

 

Cazkolik: Yapı Kredi Kültür Merkezi`ndeki serginiz 30 Hazirana kadar uzatıldı, bu sayede biz de geç kaldığımız söyleşiyi sergi halen gezilmekte iken yapabiliyoruz, öncelikle, bu etkileyici görsellik ve sergi için sizi tebrik ediyoruz. Serginin isminden başlayalım, "Cazın Nabzı", fotoğraflara bakınca `nabız atışını` hissedebiliyoruz ama sizin tanımlamanızla bizler nasıl fotoğraflarla karşı karşıyayız?

 

Burcu Orhon: Müzik hayatımın hemen hemen her anında varolan, ilham aldığım ve beslendiğim önemli tutkularımdan biri. `Cazın Nabzı`nda müziğin ben de hissettirdiklerini çözümlemeye ve yansıtmaya çalıştığım fotoğraflarla karşı karşıyayız. Caz müziğinin özgür ve özgün ruhuna, hayallerimi ve yaşanmışlıklarımı da katarak gerçekleştirdiğim bir proje Cazın Nabzı. Başka bir deyişle, caz müziğinin ben de hissetirdiği ruhsal, içsel ve derin bir yolculuk.

 

Cazkolik: Sözünü ettiğiniz yolculuğu sergiyi gezerken her bir fotoğrafta hissetmek mümkün, peki, fotoğraflarınız ülkemizin sahip olduğu sınırlı sayıda caz fotoğrafçısında alıştığımız tarzın dışında, kendinize ait bir kişisellik, soyutlamaya yakın yoğun görsellik var, izlediğimiz bu fotoğrafların çekme `an`ından söz edebilir misiniz?

 

Burcu Orhon: Benim bu projedeki  amacım  caz müziğini fotoğraflayabilmekti. Yani, müzisyenleri değil de, onların yaptıkları müziği fotoğraflarıma bir şekilde yansıtabilmekti. Cazın görsel hali nasıl olabilir? Bu müziğin ben de hissettirdiklerini fotoğraf ile nasıl anlatabilirim? vb. gibi soruları kendime sorarak başladım projeye. Başka bir ifadeyle, soyut olan müziği somut olan bir görüntü ile anlatabilmeye çalışmak, tabii bunu gerçekleştirirken de bir müzisyenin müziğine kattığı yorum ve doğaçlama gibi, benim de bir fotoğrafçı olarak yaptığım fotoğrafa kendimden birşeyler katabilmek de bir diğer amacımdı. Sizin de ifade etmiş olduğunuz gibi bu noktada, bana ait olan kişisellik ve soyutlama da devreye girdi.

 

Caz müziğinin benim üzerimdeki etkilerini, bana hissetirdiklerini de fotoğraflarımda anlatabilmek ve müziğin özgür ruhunu yansıtabilmek adına soyutlama yoluna gittim. Bunun sonucunda soyut olan müziği fotoğraflarıma hem somut (bir şekilde kendimce müziği görselleştirerek) hem de soyut bir anlatımla (yani sahnedeki görüntüleri başkalaştırarak) görselleştirmiş oldum.

 

 

Cazkolik: O zaman çekme `an`ı ile ilgili ek olarak şunu da ekleyelim, o anda dinlediğiniz müziğin sizi harekete geçirici yoğun etkileri olması lazım gibi geliyor, bu konuda neler söyleyebilirsiniz?

 

Burcu Orhon: Tabii oldukça yoğun bir etkileşim söz konusu. Caz çok sevdiğim, dinlemekten zevk aldığım, dinlerken kendimi bulduğum ve tutkunu olduğum müzik türlerinden biri. Onun özgür ve özgünlükçü yanı, doğaçlamaya dayalı yapısı, çok ritimliliği, zengin armonik yapıları, (...) ve tıpkı yaşam gibi o karmaşık yapısı beni her zaman cezbetmiştir.

 

Cazkolik: O halde bir soru da dünyada caz fotoğrafçılığı açısından hepimizi cazın görselliği konusunda tebiye eden önemli bir geleneğin varolması, siyah beyaz fotoğraflar bu konuda oldukça belirleyici, oysa sizin çalışmalarınız bu geleneğin dışında görünüyor, yoğun renkli dokular, anlık soyutlamalar, çalışmalarınız ile varolan klasik caz fotoğrafçılığı arasında nasıl bir bağ kurabiliriz? Ya da kurabilir miyiz?

 

Burcu Orhon: Aslına bakarsanız bir bağ kuramayız çünkü; siyah beyaz çekilmiş olan caz fotoğraflarında genelde müzisyenler ön plandadır ve bu fotoğraflarda müzisyenlerin sahne performanslarından çekilmiş olan anlar bize yansıtılır. Bu fotoğraflara baktığımızda sadece o performansdan, bize yansıyan görüntülere bakarız.

 

Caz her ne kadar başlangıcında Afrikalı Amerikalılar tarafından yapılan bir müzik olsa da bir süre sonra görüldü ki, bu müziğin tek bir rengi ve tek bir soundu yok. 1960`ların sonlarında Avrupa`dan çok önemli sesler yükseldi (bugünkü ECM soundunu düşünün) ilerleyen yıllardakmm Japonya ve Latin Amerika (Latin Caz, Bossa Nova, vb) bambaşka renkler getirdi bu müziğe. Onlarca farklı fırça darbesinden oluşan caz ağacı resmine biraz geriye çekilip baktığımız zaman onlarca farklı renk görürüz. Tek bir siyah ya da beyazın varlığından söz edemeyiz. Sonuç itibariyle caz çok tüm çok ritimliliği ve çok sesliliğinin yanısıra çok renkli bir müzik türüdür aynı zamanda.

 

Çalışmalarımda müzisyenlerden daha çok yapılan müzik ve o müzik ile olan etkileşimim ön planda. Her bir fotoğrafta cazın farklı halleri söz konusu ve her bir fotoğrafın kendine ait bir hikayesi var. Fotoğraflar birden fazla okuma yapmaya olanak veriyor. Ziyaretçiler her bir fotoğrafı kendi görsel ve kültürel kodları ile yorumlayabilir. Hepimiz birşeylere bakarız ama; bazen baktığımızın ardındakini göremeyebiliriz. Çalışmalarım sadece bakmaya değil aynı zamanda onun ardındakini görebilmeye ve anlamlandırabilmeye de dayalı.

 

Cazkolik: Fotoğraflarınızda, fotoğrafçı ile ressam arasındaki ilişki incecik bir çizgiye dönüşmüş durumda, bu kanaatimize katılır mısınız?

 

Burcu Orhon: Evet, bir yerde görüşünüze katılabilirim, aslında ben bunu şöyle yorumluyorum fotoğraflarımın içinde var olan bir resimsellik söz konusu.

 

 

Cazkolik: Peki, siz nasıl bir caz dinleyicisisiniz, onu soralım? Neleri, kimleri dinlersiniz, hiç aklınızda yokken dinlediğiniz müzik bir anda fotoğraf çekme duygunuzu tetikler mi?

 

Burcu Orhon: İyi bir caz dinleyicisi olduğumu söyleyebilirim. Dinlediğim isimlerden bazıları; Nina Simone, Billie Holiday, Sarah Vaughan, Barbara Hendricks, Stacey Kent, Madeleine Peyroux, Diana Krall, Frøy Aagre, Esperanza Spalding, John Coltrane, Miles Davis, Art Blakey, Bill Evans, Charlie Parker, Gerry Mulligan, Stan Getz, Jan Garberek, Ketil Bjornstad, Lars Danielsson, Stefano Bollani, Alboran Trio, John Surman, Keith Jarrett, John Scofield, Esbjörn Svensson Trio, Neşet Ruacan, Önder Focan, Sarp Mağden, İlhan Erşahin, Aydın Esen, İmer Demirer, Kerem Görsev, Ferit Odman, Volkan Öktem, Cenk Erdoğan, Alp Ersönmez, Sibel Köse, Selen Gülün, Ece Göksu, Engin Recepoğulları, Derin Bayhan.

 

Evet, bu çoğu zaman başıma gelir. Özellikle bir caz konserinde bulunduğum zaman bu durum ile karşı karşıya gelirim. Sahnedeki ışık, gölgeler, yansımalar, o an icra edilmekte ola müzik ve müzisyenlerin enstrümanları ile olan etkileşimleri, vb. Tüm bu saydıklarım beni fotoğraf çekmeye yöneltir.

 

Cazkolik: Fotoğraflarınızı etkileyen belirgin enstrümanlar, müzikler var mıdır ve sadece konser, sahne anları mı izlediklerimiz?

 

Burcu Orhon: Fotoğraf çektiğim zamanlarda özellikle müzisyenlerin doğaçlama çaldığı anlar beni çok etkiler. `Cazın Nabzı` serisinde yer alan fotoğraflarda saksofon, trombon, trompet, kornet, elektro gitar, bas gitar, kontrbas, davul, piyano gibi cazın temel enstrümanları yer alıyor fakat tüm bu enstrümanlar sahnede gördüğümüzden oldukça farklı bir şekilde görsellik kazanıyor fotoğraflarda.

 

Cazkolik: Son bir soru da, bu fotoğrafları izlerken arka fonda hangi müziği düşünelim? Aklınızda böyle bir tek müzik var mı?

 

Burcu Orhon: Var! Frøy Aagre`nin "Cycle of Silence" albümünden "Steam Train"...

 

Cazkolik: Sevgili Burcu Orhon, o halde şimdi dinlediğimiz bu müzikle okurlarımız eminiz fotoğraflarınızla çok daha iyi bir ilişki kuracaklardır. Yeni sergilerinizi merakla bekliyor ve bu güzel söyleşi için size teşekkür ediyoruz.

 

Cazkolik.com / 09 Haziran 2011, Perşembe

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

YORUMLAR

  • gülten turan
    25 Haziran 2011 Cumartesi 04:30

    canım arkadasım dostum burcu orhonun cazın nabzı sergisi tek kelimeyle mükemmel etkilenmemek elde degil.emegine ve yüreğine saglık.onunla gurur duyuyorum.saygılar.

    Bu Yoruma Cevap Yazın »

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.