Müziğin duayen isimlerinden Özdemir Erdoğan hem nev-i şahsına münhasır kişiliği, hem müzisyen ve besteci kimliğiyle öncü isimlerden biri olmuştur. Bir çoğumuz, sevgili Özdemir Ağabey`i televizyonlarda, radyolardan sitemkâr cümleleriyle hatırlıyoruz son sıralar. Aslında, kendi neslinin uzun yıllardır dile getirdiği ve çoğu haklı serzenişler bu sitemler.
* * *
Konuya `serzenişlerden` başlamamızın nedeni usta müzisyenin yayınladığı son albüm "Türkiye Jazz Tarihinde Işıksız Kalanlar". Albüme verilen isim Özdemir Erdoğan`ın yakındığı konuların bir müzik albümünde vücut bulmuş hali. Bu yanıyla müzikal manifesto özelliği de yok değil. Albümü dinlemeye başlayıp bir yandan kitapçığında bizzat kaleme aldığı yazıyı okumaya başlayınca albüme ismini veren "Türkiye Jazz tarihinde Işıksız Kalanlar"ın kimler olduğunu anlıyorsunuz.
* * *
Albümdeki müziğe gelmeden kapakta kullanılan resme bakmakta fayda var. Kapağın üst yarısında bir orkestranın üyeleri olduğu belli tek tip takım elbiseli altı müzisyen görüyoruz. Sahne setinde yanyana oturmuşlar (aşağıdaki resim). Toplu portrenin sağ üstünde "Stockholm 1964" yazıyor, müzisyenlerin altlarında da isimleri var. İsimleri okuduğunuzda "Türkiye Jazz Tarihinde Işıksız Kalanlar"la tanışıyorsunuz. Sol başta Özdemir Erdoğan ve devamla Ayhan Yünkuş (piyanist), İsmet Sıral (saksofon), ilter Yenişen (trombon), Günnur Perin (kontrbas) ve Turhan Eteke (davul).
* * *
Listeyi okurken Türkiye caz tarihini az-çok takip eden biriyseniz etkilenmemeniz mümkün değil. Gerçek bir öncü nesilden söz ediyoruz ve caz kelimesinin toplumun genelinde pek bir anlam ifade etmediği yıllarda (şimdi ne kadar ediyor o da ayrı) caz için didinen bu insanları bırakın cazla ilgilenmeyenleri, günümüzün caz çevreleri bile acaba ne kadar hatırlıyor? Örnegin, trajik hayat hikayesiyle büyük bir idealist ve hayalperest İsmet Sıral gibi önemli ve öncü ismin hayat hikayesini araştırın lütfen öğrendikleriniz sizi epey etkileyecektir.
* * *
CD broşüründe Özdemir Erdoğan "meraklıydım, müziği öğrenmek için her tarafa koşturuyordum. Cüneyt Sermet`in açıklamalı programları ufkumuzu açıyordu. Bu tip programlar ülke müzisyenlerinin görgü ve bilgisinin gelişmesini sağlıyordu. O yıllarda (1955-56) gösterime giren "Rock Around the Clock" filmi benim gibi bir çok gencin müziğe yönelmesine neden olmuştur" diyor. Devamı da var, içini dökmüş Özdemir usta. Aslında bunu imkan bulduğu her fırsatta yapıyor. Işıksız kalmaktan kastı anlıyoruz ki o kuşağın genç müzisyenleri olarak gezegende kendilerini yapayalnız hissetmeleri, çevrelerinde onlara destek olacak, sahip çıkacak kimsenin olmaması, sahip oldukları yeteneklerini değerlendirme fırsatı bulamamaları ve geçip giden ömürler.
* * *
Broşürün en sonunda Özdemir Erdoğan mektubunu şöyle bitiriyor; "1971`den beri ülkemin sesini tüm dünyada duyurmaya çalışan bir müzisyenim. Zor şartlara rağmen elimizden geldiğince çalışmalara devam edeceğiz ve çok ümitli olduğu genç müzisyenlere mütevazı katkılar sunmayı amaçlıyoruz."
* * *
Özdemir Erdoğan bir çeşit anmaya dönüşen bu özel albümün ilk yarısında içinde kendisinin de olduğu Yesari Asım Ersoy, Ali Rıza Bey, Kevser Hanım gibi Türk bestecilerin eserlerine ki bunlar `jazzy` yorumlar, ikinci yarısındaysa Sonny Rollins, Chick Corea, Miles Davis, Bobby Hebb gibi caz efsanelerinin müziklerine yer vermiş. Türkiye caz tarihinin ışıksız kalan ama miraslarıyla bugün bizlere çok şey armağan etmiş bu insanlara hürmetimiz sonsuz. Özdemir ağabey albümüyle bizim yerimize de teşekkür etmiş.
Cazkolik.com / 12 Şubat 2016, Cuma
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.