Özlem Oktar Varoğlu ile söyleşi.

Özlem Oktar Varoğlu ile söyleşi.

Dinlemeye başladığınız müzik 14. Ankara Caz Festivali’nde sahne alacak olan Mulgrew Miller’ın "Live At The Kennedy Center Volume 2" isimli albümünden "Song For Darnell" isimli parçadır.


Cazkolik: Merhaba Özlem Hn. hazırlıkla geçen yorgun bir dönemin sonuna geldiniz ama 4 Şubat akşamından itibaren meyvelerini toplamaya başlayacaksınız.

Özlem Oktar Varoğlu: Evet, inşallah, başlıyoruz...

Cazkolik: Bu sene ekonomik krizi atlatılmış gibi bir durum var mı acaba? Programınız geçen seneye göre bu yıl daha yoğun göründü bana, ne dersiniz?

Özlem Oktar Varoğlu: Aslında sayı olarak daha az ama kalite olarak çok daha iyi bir festival olduğunu düşünüyorum. Elbette tam olarak istediğimiz kadar  iyi değil, zira iyinin düşmanı daha iyidir, bilirsiniz...

Cazkolik: Muhakkak...

Özlem Oktar Varoğlu: Müzisyen, gruplar listelerini taradığınız zaman getirmek istediğimiz inanılmaz isimlerle karşılaşıyoruz, çok isterdik nefesli enstrüman çalan çok sayıda uluslararası ismi ağırlamayı üstelik bu sene festivalin teması biliyorsunuz "Bir nefes caz". Böyle olunca hem vokallerde, hem nefesli sazlarda, hem Türk hem de yabancı sanatçılardan çok eksiğimiz var.

Cazkolik: Tabii sürüp giden bir ana sponsor sorununuz var.

Özlem Oktar Varoğlu: Her zaman.

Cazkolik: Düşününce insan aslında niye diye soruyor, başkenttesiniz, pek çok kurum var, gerçi firmaları caz konusuna ikna etmek kolay değildir herhalde...

Özlem Oktar Varoğlu: Sadece caz değil aslında. Burda yapılan film festivali de, tiyatro festivali de öyle, bu konuda çok sıkıntı yaşıyoruz. Devletin çok ufak bir katkısı var.

Cazkolik: Bakanlığın mı?

Özlem Oktar Varoğlu: Evet bakanlığın. Özel sektörün de öyle…



Cazkolik: Yok denecek kadar az öyle mi?

Özlem Oktar Varoğlu: Yani şöyle; Ankara’lı özel sektör genel merkezlerini İstanbul’a kaydırdı. Büyük bankalar olsun, diğer büyük Ankaralı şirketler olsun çoğu… MNG bile artık İstanbul’dan yönetiliyor. Bu sene işte bir Nurol kaldı Ankara’da, Aselsan büyük sponsorlardan biri oldu. İkisi de bu sene ilk defa festivale destek veriyorlar. Boeing’in Türkiye yönetimi Ankara’da ve uzun zamandır festivale destek veriyor.

Cazkolik: Ne güzel...

Özlem Oktar Varoğlu: Onlar tabii sürekli olarak destek sağlıyorlar.

Cazkolik: Peki, şu anda, başlayacak olan bütün arka planı kurgulayan, başından sonuna işin bütün ruhunu veren kişi olarak sizden birkaç cümleyle genel fotoğrafı alsak…

Özlem Oktar Varoğlu: Dediğim gibi bu sene tema ’Bir Nefes Caz’ ve bu tema kapsamında olabildiğince nefesleriyle müziğe katkıda bulunan kişilerin öncülük ettiği grupları davet etmeye çalıştık. Tabii ki yine Büyükelçilikler ve Kültür Elçilikleriyle birlikte oluşturmaya başladık programı.

Cazkolik: Ülke elçilikleri size çok yardımcı oluyorlar değil mi?

Özlem Oktar Varoğlu: Evet. Hem büyükelçiliklerle hem de Fransız Kültür, Goethe Enstitüsü, İtalyan Kültür Merkezi’yle ilişkilerimiz yıllardır çok iyi. Onlar da her sene, bir sonraki senenin programını biran önce öğrenip ona göre müzisyenleriyle yazışıyorlar. O ülkelerden bu tema çerçevesinde katılmak isteyen gurupları belirleyip bize sunuyorlar. Biz de aralarından Ankara’da daha önce yapılmamış bir konseri seçmeye calışıyoruz. Böyle bir işbirliği ile festival zamanına kadar grubu belirlemiş oluyoruz.

Cazkolik: Peki bu temayı belirlerken nasıl bir kriter oluşturdunuz? Her yıl başka bir tema çünkü. Enstrümanlara göre mi? ’Bir Nefes Caz’ nasıl oluştu bu açıdan?

Özlem Oktar Varoğlu: Biraz sesimizi duyurmak istedik. Bunun da ancak nefes’le olabileceğine kanaat getirdik. Cazda da en güçlü enstrümanlar aslında nefesli enstrümanlardır. İlk sene temel bir tema olsun diye ’Bas’ı seçmiştik. Cazın en temel notasını bas sesler oluşturuyor diyerek. Daha sonra piyano geçen seneki temamızdı. Yani bu temalı enstrümana geçtiğimizde böyle birşey takip ettik. Piyanodan sonra nefesli sazlara geçtik. aslında davul yapacaktık bu sene ama nefesli sazlar daha cazip geldi. Çünkü solo enstrüman. Yüksek volümlü. Trompetler, saksafonlar, trombonlar, flütler... hepsi...

Cazkolik: Nefesli enstrüman sayısı da çoktur.

Özlem Oktar Varoğlu: Evet. Büyük orkestralar da var ayrıca. İki tane büyük orkestramız var. Onlarda tabii nefeslinin tadı başka oluyor. Hem sıra ondydı, hem de kulaklarına bir üfleyelim insanların dedik.

Cazkolik: Konser mekan sayınızda artma var sanırım?

Özlem Oktar Varoğlu: Evet doğru söylüyorsunuz.

Cazkolik: CerModern mi eklendi?

Özlem Oktar Varoğlu: Cer Modern eklendi.

Cazkolik: Henüz görmedim maalesef.

Özlem Oktar Varoğlu:
İki üç senedir birşeyler yapıyorduk zaten. Bu sene de bir etkinliğimiz var. Gece daha geç saatlerde, gençlere yönelik elektronik birşey olunca iyi bir mekan oluyor. Cer Modern eski Gar bölgesindeki lokomotif tamir atölyelerinden oluşan çok güzel bir modern sanat müzesi. Bölümler oluşturdular, sergi alanları ve içinde bir de konser salonu yaptılar.

Cazkolik: Yazarımız Emre Kartarı’nın bölümünün konserleri de orada oldu galiba.

Özlem Oktar Varoğlu:
Evet.

Cazkolik: Hazır Emre’den söz etmişken, yeni açılan caz bölümüyle bağlarınız var mı?

Özlem Oktar Varoğlu:
Evet. Emre vasıtasıyla var.

Cazkolik: Zaten bu sene çalıyor Emre sizde.

Özlem Oktar Varoğlu:
Evet. Gelen sanatçılardan da aslında Şubat tatiline denk geldi, yoksa workshop yapacaktı Emre, Mulgrew Miller ve Volkan Hürsever. Fakat Şubat tatili girince okul bir türlü organize edemedi, kaldı o iş ama festival boyunca sanatçılarla tanışmak isteyen müzisyenleri, sanatçılarla biraraya getireceğiz konser öncesinde. Sound-chekle konser arası bir dönemde. Hem basından tanışmak isteyenlerle hem de genç müzisyen arkadaşlardan isteyenlerle tanıştıracağız. Diğer konser mekanları da yine OSTİM’in Kültür Kongre Merkezi, Bilkent Konser Salonu. Perşembe günleri özellikle orayı alabiliyoruz. Perşembeleri Bilkent’in konseri olmuyor. Bilkent Otel’de bir etkinliğimiz olacak ayrıca. Büyük bir caz klüp havasında yapacağız. Ayhan Sicimoğlu ve Latin All Stars

Cazkolik: Ayhan Sicimoğlu zaten doldurur taşırır. İzmir’de son Kerem Görsev’le yaptığı konseri İzmir Cazkolik’ten arkadaşlarımız izledi, harikaymış, 1100 kişilik salon 1200’e yakın insanla dolmuş.

Özlem Oktar Varoğlu:
Tabii ispatı da şu anda da en hızlı bilet satışı onun.



Cazkolik: Onu da sorayım... Bilet satışları nasıl gidiyor? İnsanların daha çok ilgi gösterdiği konserler hangileri?

Özlem Oktar Varoğlu:
Valla daha afiş, broşür basılmadan bu sene internetten açtık satışa. Biraz erken açtık ancak oturur diyerek çünkü sponsorlar biraz da sonradan geliyorlar, yani kuruluşlar sonradan ’biz de olalım afişte’ veya ’katalogda yer alalım’ diyerek. Biraz geriden geliyor açıkçası. O yüzden basılı malzemeden önce -çünkü çok da pahalı birşey baskı malzemesi bilirsiniz- internette bu sene Facebook ve Twitter’da açtık ve bayağı güzel satışlar oldu. Konserler başlamadan aşağı yukarı yarısı satıldı.

Cazkolik: Ne güzel...

Özlem Oktar Varoğlu:
Şimdi yarın akşam ilk konserimizle Cazın Kartalları Orkestrası’yla açılışımızı yapacağız.

Cazkolik: Cazın kartalları ve Fatih Erkoç...

Özlem Oktar Varoğlu:
Fatih Erkoç’u da tabii çok istedik cazın kartallarıyla olmasını. Bir ara olamayacak gibiydi ama sonra Aselsan destek verdi ve halloldu.

Cazkolik: Harika… Hemen geçiyorum… Gelecek müzisyenleri sorayım size isterseniz. 10 Şubatta Andrea Alberti Quarteto Meditano... İlk defa mı geliyor?

Özlem Oktar Varoğlu:
Andrea Alberti daha önce başka guruplarla bir iki sefer gelmiş Türkiye’ye. Çok iyi bir piyanist. Saksafonisti de çok başarılı. Güzel bir Quartet. Akdeniz temaları çalacaklar.

Cazkolik: Evet. Ben sizin programda gördükten sonra arayıp buldum, hakikaten kulağa çok dolu gelen, hoş bir müzik. Piyanist filminin gerçek piyanisti burda. Bu çok sürpriz... Yani o film nedeniyle cazla esasen pek de ilgilenmeyen pek çok insanın ilgi gösterebileceği bir konser gibi duruyor.

Özlem Oktar Varoğlu:
Zaten yeri de çok uygun oldu ona. Bilkent Konser Salonu’nda olacak… Solo bir konser. Çok zordur biliyorsunuz solo konser. Hem dinleyici, hem de sanatçı açısından. Fakat şöyle diyoruz; o bir film gibi seyredilmesi gereken, oturup bir saat müzikle kalbimizi yıkayarak… ’Bir nefes Caz’ temasına uymayan tek konserimiz o fakat kendisi zaten yeterince ses getiren bir konser oldu. Onu öyle kabul ediyoruz.

Cazkolik: Doğru...

Özlem Oktar Varoğlu:
Polonya Elçiliği ilk defa katıldı festivale. Janusz Olejniczak da iyi bir seçimdi. Hakikaten yumuşacık, çok güzel çalıyor.

Cazkolik: Peki, Türk caz müzisyenleri? ’Ankaralı cazcıların yeri özel’ demişsiniz.

Özlem Oktar Varoğlu:
Aslında her sene Ankara’dan en az iki grup olmasına çalışıyorum. Bir Ankaralı bir sanatçının liderlik ettiği veya içinde bulunduğu bir grup...

Cazkolik: Kimler bunlar?

Özlem Oktar Varoğlu:
Yani Ankara’da okumuş veya Ankaralı. aslında ODTÜ’de okumuş sanatçılardan bir gurup oluşturmuştuk. ODTÜ Caz Karması diye. Yıllarca onlar çaldılar. Önder Focan, Kamil Erdem, Sibel Köse, Mehmet Küçükçüoğlu vadı saksafonda, Murat Erkan gitarda. Bu ekip büyüyüp küçülerek birkaç defa ODTÜ Caz Karması olarak yer aldı festivalde.

Cazkolik: Bu sene o tanımın içinde Alper Yılmaz mı var?

Özlem Oktar Varoğlu:
Bu sene Alper Yımaz evet. O da Ankara’da yaşamış, müziğe, caza burda Tuna Ötenel’i dinleyerek başlamış. Onur Aymergen Quartet aynı şekilde…Yıldız İbrahimova artık Ankaralı sayılır… Erdinç Aktuğ Project… Tabii sonuçta cazın beslenmesi biraz da klüplerle oluyor. Biz "caz canlı dinlenir" mottosunu benimsiyoruz festivalin başından beri. Ankara da madem klübümüz yok, olanların da sürekliliği yok hiç olmazsa bir festivalle kulaklarımızın pası gitsin gibi bir yaklaşımla ortaya çıkmıştı zaten. Daha sonra hatta Nardis Caz Club de "Caz klüpte dinlenir" diye bu mottoyu devam ettirdiler. Klüp olmadığı için çocukları Ankara’da yetiştiriyoruz, biraz deneyim kazanıp İstanbul’a kaçıyorlar. Bir de caz bursumuz var Caz Derneği olarak.

Cazkolik: Onu soracaktım. Okulların kapalı olmasına denk geldiği için mi sosyal etkinlik daha az?

Özlem Oktar Varoğlu:
En önemli desteğimiz festivalde genç grupların olması. Festivalin afişine baktığınız zaman da zaten görürsünüz Mulgrew Miller Trio ile Erdinç Aktuğ Poject’e katalogda ayırdığımız yer boyutları aynıdır. Elbette bizim için Miller büyük salondadır ve önemli konserdir ama hepsinin eşit olarak reklamını, duyurusunu yapmaya dikkat ederiz. Bence müzisyen açısından en önemli desteklerimizden biri bu olsa gerek diye düşünüyorum.

Cazkolik: Özel bir yarışma, fetival içinde mini bir bölüm gibi birşey var mı?

Özlem Oktar Varoğlu:
Yok… Yarışmadan ziyade eskiden hemen hemen her akşam çok güzel jam sessionlar yapardık. Onların sayısı azaldı. Biraz da aslında programsız, sürprizli olacak. Hemen hemen her Cuma, Cumartesi akşamı caz çalınan iki üç mekan var Ankara’da. Sürekliliği olur olmaz bilmiyorum ama bunlardan biri Cafemiz. Yeni başladı caz çalmaya, Arjantin caddesinde. İkincisi Turunç… Tunalı’nın girişinde. Üçüncüsü de Monec Otel… Festivalin de konaklama sonsorlarından biri. Monec Otel’de roof açıldı. Roof’ta caz var yine Cuma Cumartesi akşamları. Onlarda festivale denk düşen günlerde konser sonrası bu mekanlardan birine gidiyor olacağız mutlaka.

Cazkolik: Miller’ı sorayım size. Kariyeri ve ismi itibariyle festivalin süperstarı olması gibi bir durumu var ya da kulağa hoş gelen manşet olması açısından öyle tanımlıyoruz ister istemez. Bir de Maria Joao var tabii. Hangisinden başlamak istersiniz?

Özlem Oktar Varoğlu:
Sırayla gidiyoruz gibi oldu aslında. Miller’dan başlayalım. Açıkçası benim ismini çok duyup bildiğim bir piyanist değildi.

Cazkolik: Müthiş bir piyanisttir. Bir dünya devi gerçekten.

Özlem Oktar Varoğlu:
Ankara’da bazen böyle özel sanatçılar başka bir kapı açılıyor ve karşınıza çıkıyor. Ordan görme şansına sahip oluyorsunuz. Miller’da öyle oldu, Kerem Görsev’le konuşurken iki üç senedir ya böyle bir adam onu bir getirsenize dedi.

Cazkolik: Kerem’in teşvik edici yanları vardır.

Özlem Oktar Varoğlu:
Kim ki diye başladım ama sonra peşine düştüm, geçen sene çok
uğraştığımız halde olamadı.

Cazkolik: Harika, onların çok büyük maliyetleri olmamalı aslında ama yine de bütçe de büyük bir yer tutar.

Özlem Oktar Varoğlu:
  Evet tabii.. Bir de programı çok yoğundu. Sürekli stüdyoya giriyormuş, o yüzden biraz zor oldu ama bu sene yapabildik.

Cazkolik: Trio mu olacak?

Özlem Oktar Varoğlu:
Evet, +1, Tim Green saksafonda. O da çok iyi bir saksafonist. Canlı olarak dinleme fırsatım olmamıştı daha önce ama internetten araştırdım açıkçası. Güzel bir trio-quartet olarak dinleyeceğiz.

Cazkolik: Peki Maria Joao?

Özlem Oktar Varoğlu:
Maria benim 10 yıllık hastalığım. Goethe Enstütüsü 8-9 sene önce Bremen’deki bir caz festivaline göndermişti beni. Festivalin kapanış konserinde dinledim Maria Joao’yu ve büyülendim. Acayip farklı bir tarz. Dehşet bir kadın. Portekizli olması, sıcaklığı… Quintet’i de nefisti…

Cazkolik: Bir hayalinizi gerçekleştirmiş oldunuz yani. Evet Maria Joao’nun bizim insanımıza çok sıcak gelecek bir sahnesi, duygusu var katılıyorum.

Özlem Oktar Varoğlu:
Kesinlikle…Çok hoş kıyafetler filan. Çatlak biri… Cazın tatlı cadısı koydum ben onun adını. Onunla kapanış konseri yapacağız.

Cazkolik: Aslında büyük bir şarkıcı ve büyük bir caz müzisyeni ile dengeyi bulmuşsunuz.

Özlem Oktar Varoğlu:
Aslında üçüncüsü de Jean Loup Longnon....

Cazkolik: Evet onu da atlamayalım...

Özlem Oktar Varoğlu:
Jean Loup Longnon’da 5-6 yıl önce Ankara Caz Fetivali’ne Sibel Köse ile beraber gelmişti. Çok sevdik. Hakikaten özgür bir ruh. Trompetine çok hakim. Orkestra şefliği de var.  Big Band ile çok büyük bir uyum içinde. Çok da güzel bir albüm çıkardılar beraber. O albümün tanıtım konseri olacak. Fransız bir solistleri var. Sibel Köse de onlara eşlik edecek ve hep birlikte çok güzel bir konser verecekler.

Cazkolik: Harika, peki şey sorayım; Birincisi Ankara Caz Festivali’nin önümüzdeki yıllara ilişkin projeleri var mı?

Özlem Oktar Varoğlu:
Önümüzdeki sene davul senesi olacak. Şimdiden başvurular başladı. "Davulun Sesi" önümüzdeki yılın teması. Gürültü yapalım dedik :) Şaka bir yana müthiş davulcular var tabii cazda davulun çok önemli, onun için temayı şimdiden duyurduk elçiliklere filan. Siz de duyurun, davul projelerini bekliyoruz.

Cazkolik: Diğer sorum ise yıl içine yayılmış projelerinizin olup olmadığı.

Özlem Oktar Varoğlu:
Ankara Caz Derneği küçük bir dernek. Cazcılardan çok cazseverlerden oluşuyor üyelerimiz. Ancak bu festivali hazırlayıp sunabiliyoruz. Yıl içinde de bazen caz çalan mekanların duyurusunu yaparak onlara destek verebiliyoruz. Benim asıl şirketim olan Leo Organizasyon’da çeşitli etkinlikler yapıyoruz ve caz içerikliyse mutlaka Caz Derneği ile birlikte yapıyoruz. Zaten ofislerimiz yanyana. Eşim de derneğin başkanı.



Cazkolik: Seneye festivalin 15. yılı olması psikolojik bir dönüm noktası.

Özlem Oktar Varoğlu:
Aslında bu yıl Caz Derneği’nin 15. yılı. Babamın vefat ettiği sene festivali yapamamıştım. O yüzden bu sene 14. Normalde 15. festival olmalıydı.

Cazkolik: Kaç kişilik bir ekip çalışıyor?

Özlem Oktar Varoğlu:
Şirketimizde düzenli 3 kişi, Caz derneğinde de koordinatörümüz olarak çalışan 1 kişi. Çok küçük bir ekip. Festivale 1-2 ay kala büyüyoruz. Arkadaşlarımız gelip yardımcı oluyor. Profosyonelce katılan bir ekip oluyor. Festivalden sonra yine dağılıyoruz.

Cazkolik: Tümüyle gönül işi yaptığınız… Ayakları yere basan bir caz ekonomisi olamadığı için bu tip şeyler fedakarlıklarla yürütülüyor.

Özlem Oktar Varoğlu:
Aslında yıllık bir ana sponsorumuz olsa, 3-4 sene önümüzü görebilsem çok daha farklı olur ama buna da şükür diyoruz.

Cazkolik: Şükür diyoruz çünkü Türkiye’de yaşıyoruz. Böyle öğrendik, böyle yürüttük işlerimizi ama umarım çok yakın zamanda önümüzdeki 5-10 yılı görebileceğiniz bir sponsorluk anlaşması yaparsınız. İleriki yıllarda çok daha geniş kapsamlı, günde 4-5 konserin yapıldığı bir festival düzenleyebilirsiniz. Peki Ankaralıların festivali sahiplenmesini nasıl buluyorsunuz?

Özlem Oktar Varoğlu:
Çok iyi aslında. Bir iki sene önce kriz var, sponsor bulamıyorum, zaten memlekette en son derdine düşülecek şey müzik olmuşken hem müzisyenler hem de izleyenlerden ’festival gelsin de bir araya gelelim’ gibi birşey geldi. Beni tekrar cesaretlendirdiler, destek oluruz dediler. Hakikaten de bu sene sözlerini tuttular sağolsun Ankaralı şirket sahibi dostlarımız.

Cazkolik: Bu gelecek seneler için de umut veriyor. Öyle bir iyimserlik hissediyorum.

Özlem Oktar Varoğlu:
Evet artık rayına oturdu. Gelenek haline geldi. Umarım bırakmak zorunda kalmayız ama biraz da yıllık sponsorumuz olsa çok daha rahat ederiz, daha büyük bir enerjiyle çalışabiliriz. Aslında Ankara için de müthiş bir duyuru imkanı. Sponsor olan şirketler de artık farkına varıyor. Ankaralı, Garanti’nin, Akbank’ın vs. sadece ticari faaliyet olarak gördükleri 2-3 konser için buraya gelmelerini hoş karşılamıyor, tepki gösteriyor. Bu büyüklükteki bir festivali bunca yıldır devam ettirip, senelerdir desteklerini rica ediyorken görmezden gelip ilgisiz kalmalarını da anlamak zor.

Cazkolik: Son olarak şunu sorayım size… Dilediğiniz bütçeyi alabilirseniz hangi isimleri getirmek isterdiniz?

Özlem Oktar Varoğlu:
Çok büyük sanatçı ve grupları getirdiğiniz zaman bilet fiyatlarını da anormal yüksek tutmanız gerekiyor. Ankara’da caz dinleyicisinin büyük bölümü gençler, üniversite öğrencileri, diğer bölümü ise dünyanın neresinde isterse o festivale gidip istediği sanatçıyı dinleyebilecek kadar maddi durumu iyi insanlardan oluşuyor. Dernek olarak da, Leo olarak da bir dolu emek ve para harcayarak büyük bir ticari faaliyete girmeye taraftar değilim açıkçası.

Cazkolik: Öyle bir hayaliniz vardır diye sordum bu soruyu ama son derece sağlıklı bir bakış açınız olduğunu düşünüyorum söylediklerinizden.

Özlem Oktar Varoğlu:
Hayallerimden biri Maria Joao idi… Bambaşka dünyalara götürecek bizi… Diane Schuur’u çok fazla istemiştim. Birkaç sene öyle bir şansım da oldu.

Cazkolik: Yeni bir Ankara Caz Festivali için yürekten tebrik ediyoruz sizi...
 
Özlem Oktar Varoğlu:
Ben de size çok teşekkür ediyorum. Cazkolik’i açmakla çok güzel ve zor birşey yapıyorsunuz.

Cazkolik.com / 04 Şubat 2011, Cuma

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.