Müzik piyasasına kayıt teknisyeni çırağı olarak Abbey Road stüdyolarında başlayan Alan Parsons Beatles`ın Abbey Road ve albümünde yapımcı Sir George Martin, ses teknisyenleri Glynn Jones ve Geoff Emerick`in devrimci kayıt teknikleri tedrisatından geçtikten sonra ismini Pink Floyd`un Atom Heart Mother`ındaki saykedelik kahvaltısı (*) ile duyurdu (ne yiyip, içtiler acaba?). Stüdyo tekniği açısından Dark Side Of The Moon`daki tarihe kazınan başarısı ile bağımsızlığını ilan edip, yapımcılığa başlayan Alan Parsons Eric Woolfson ile tanıştığı 1975 hayatının dönüm noktası oldu. Beraber tohumlarını attıkları Alan Parsons Project çabuk ve ani bir başarı kazandı. İlk albümün ertesinde Clive Davis`ten 10 albümlük iyi bir kontrat yakalayan ikili bu şansları ile bir başarı hikayesi yazdılar. Bu başarı, günümüze kadar konser projesi olarak sürüyor. Proje dördüncü kez İstanbul`da. Eric Woolfson`un ölümünden sonra Alan Parsons`ın solo albümlerine dönüşen proje 15 sene sonra çıkacak yeni bir albümü The Secret`ın tanıtım turnesi kapsamında 31 Mayıs`ta PSM Caz Festivali`nde sahne alacak.
1975-1987 yılları arasında hemen hemen hepsi başarılı olan 10 albüm (sonradan yayınlanan The Sicilian Defence ve APP adı ile çıkarılmayanlar hariç) çıkaran bugünün ebeveynlerinin favori gruplarından Alan Parsons Project, Alan Parsons Live Project ile yeni nesil müzikseverlerin huzuruna çıkacak.
Adının aksine Eric Woolfson`un (1945 – 2009) yaratıcı dehasına dayanan proje (ki projeye ismi veren de o) albüm yayınladığı, en başarılı yıllarında konser vermeyen (o zamanlar internetin telif haklarına tecavüzü söz konusu değildi. Albüm satışları ile şatolar, malikaneler alınabiliyordu) grup Eric Woolfson`un ve Alan Parsons`un çevresindeki 1. sınıf sütdyo müzisyenleri ile kaydedilen Alan Parsons`un üstün ses teknisyenliğinin oluşturduğu ve çoğunlukla tema albümler yayınlayan adı üstünde bir projeydi.
İskoç Eric Woolfson`un hemşerileri Pilot grubu elemanları (Ian Bairnson, David Paton, Stuart Tosh), yapımcılığını yaptığı Amerikalı grup Ambrosia`dan David Pack, Cockney Rebel`dan Stuart Elliott, grubun bir çok albümünün omurgasını oluşturuyordu. Projenin bütünlüklü müzikal kalitesini oluşturan bu kemik çalgıcı topluluğuna Chris Rainbow (†), Lenny Zakatek, Colin Blunstone (Zombies), John Miles gibi şarkıya gerçek değerini veren şarkıcıların harika icraları, Alan Parsons`un söz & beste ve icrayı cilalayan, son ve göz alıcı formunu veren düzenlemeleri, kayıt dehası projenin başarısını garantiliyordu.
Projeyi 2000 yılındaki Yapı Kredi Sanat Festivali`nde Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosunda izlemiş, Ian Bairnson`dan imza alıp, Stuart Elliott ile fotoğraf çektirme fırsatı yakalamıştım (her ikisi de taşınmalar sırasında kayboldu). Alan Parsons`ın web sitesindeki mevcut kadroya baktım, muazzam bir gitarist var; Jeff Kollman. Vokalist P.J. Olsonn grupla 2003 yılında beri çalışıyor. Grubun tüm elemanları ayrıca harika birer vokalist. Grubun senfoni orkestrası eşliğinde çaldığı Kolombiya konserinde yine son yılların öne çıkan blues gitaristlerinden Alaister Greene vardı.
Birinci sınıf müzisyenlerle kusursuz icra edilecek, yılların onayından geçmiş müzikler yeni dinleyicilerini bekliyor.
(*) Albümün 2. yüzünün 4. parçasının ismi. “Alan`s Psychedelic Breakfast”
Cenk Akyol
Cazkolik.com / 22 Mart 2019, Cuma
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.
G.O. Oğuz
Ne güzel yazmışsın Cenk kardeşim. Alan parsons project cook eskilere götürdü beni sayende. Herseyin daha tadına varılır oldugu yıllara. Klavyene sağlık. Her yazında birşeyler öğreniyorum. Teşekkür ederim
Bu Yoruma Cevap Yazın »Sevan Ataoğlu
Plakta yeni dalgadan çok önce 80lerde uzunçalara sevdalanmamızın müsebbiblerinden, Alan Parsons Project albümleri içi kadar dışıyla da ufkumuzu açardı. Klavyede Cenk Akyol eline sağlık bro...
Bu Yoruma Cevap Yazın »