John McLaughlin: Müzisyenlerin karşılaştığı sorunlar anlaşılmalı

John McLaughlin: Müzisyenlerin karşılaştığı sorunlar anlaşılmalı

PSM Caz Festivali bu yıl programına dünyanın en önemli caz gitaristlerinden John McLaughlin ile başlıyor. Cazkolik olarak biz de bu kez bir farklılık yapalım istedik ve bir ilk olarak büyük starla aynı anda 2 farklı röportaj imkanı elde ettik. Bu fırsatı bize sağladığı için PSM Caz Festivali`ne çok teşekkür ederiz. Röportajları gerçekleştiren sevgili Nazlı Toprak ve Cenk Akyol`un soruları sanatçıyı yakından tanımak bakımından bize fırsatlar sunuyor. Her iki dostumuza emeklerinden dolayı çok teşekkür ediyoruz.

 

Cazkolik.com

 


 

Tony Williams ve Miles Davis ile çıktığı müzikal yola, yarım yüzyıldan fazla bir süre sonra bile durmadan yeni fikirler araştırdığını görüyoruz John McLaughlin’in.

 

1942 doğumlu İngiliz sanatçı, gitar çalmaya 11 yaşında başlamış ve Mahavishnu Orkestrası`ndan Al Di Meola ve Paco de Lucia ile çalmaya, Shakti ve Remember Shakti ile birlikte Hint müziği yolculuklarından The Mediterranean Concerto ve Orchestra I Pommeriggi Musicali di Milano’ya yenilikçi performanslarının listesi bugün de uzayıp gidiyor.

 

Yaşayan en büyük gitar virtüözlerinden biri olan John McLaughlin’in 25 Nisan 2019’da PSM Caz Festivali’nde The 4th Dimension grubu ile birlikte vereceği konserini beklerken, sanatçıya merak ettiğimiz bazı konuları sorma imkânı bulduk. Sanatçı, sorulacak soru sayısını 7 ile sınırlandırmıştı. Bazı sorularımın içinde bulunan bağlantılı sorularımı da kibarca “bu soru içinde başka sorular da var” demeyi ihmal etmeden yanıtladı, pek çok ilginç bilgiyi bizlerle paylaştı.

 

Nazlı Toprak

 


 

 

Müzik yolculuğu nasıl başladı?

 

Nazlı Toprak: Caz-rock birlikteliğinin en etkili öncülerinden birisiniz. Blues, flamenko, Hint müziği, caz ve ardından kendi benzersiz müzikal ifade biçiminizi oluşturdunuz. “Yarı müzikal” bir evde doğduğunuzu okumuştum. Müziğin hayatınızda bu kadar önemli olacağını anladığınız önemli bir an var mı?

 

John McLaughlin: Evet. Beş yaşındayken, Beethoven`in 9. senfonisini annemle dinliyordum ve sonuna doğru müziğin kendisinden gelen derin bir deneyim yaşadım. Bu deneyimimin, daha o zamanlar beni müzisyenlik yoluna soktuğuna inanıyorum. Ayrıca, ilkokul eğitimimden beri müzik eğitimim katı bir şekilde klasik batı piyano üzerineydi, bu benim müzik temelimi oluşturur.

 

Müzikal-ruhsal nehirdeki cazcılar

 

Nazlı Toprak: Bir müzisyen olarak davulcu Tony Williams ve daha sonra Miles Davis ile çaldınız. Miles`ın düşüncenizi şekillendirmedeki etkisi nedir?

 

John McLaughlin: Miles Davis ve John Coltrane`in müzikal çalışmaları aynı müzikal-ruhsal nehre ait, ki o nehir beni 50’lerin sonlarından sürüklemeye başlayıp, ben bu dünyadan ayrılana kadar sürüklemeye devam edecek. Miles sadece üstün bir sanatçı değildi, çağdaş müziğe yeni biçimler ve kavramlar getirdi. Bu abidevi bir başarıdır. Dünyanın dikkatine sunduğu John Coltrane, Cannonball Adderley, Philly Jo Jones, Tony Williams, Wayne Shorter ve Herbie Hancock gibi müthiş sanatçılarla beni tanıştıran Miles’tır. Müzisyenlerin bir yandan grup içinde kendileri olabilmelerini sağlarken, bir yandan da kişiliklerini müzikle entegre edebileceklerini bana gösteren yine Miles olmuştur.

 

Nazlı Toprak: Peki John Coltrane müzikal ve manevi gelişiminizde sizi nasıl etkiledi?

 

John McLaughlin: John Coltrane, Miles’ın grubundan ayrıldıktan sonra, manevi boyutu caza entegre etmek için o can alıcı `A Love Supreme` albümü üzerinde çalışmaya devam etti. Bu da aynı zamanda muazzam bir başarıdır.

 

Hint müziği ile bağı

 

Nazlı Toprak: Caz ve Hint müziği ortak değerler barındrıyor mu?

 

John McLaughlin: Hint müziği, insanı bütün boyutlarıyla bütünleştirir. Maneviyat boyutunu cazda birleştirmesi, John Coltrane`i sonsuza dek değiştirmiştir. Müzik olarak da, Hint müziği ve caz ritimdeki doğaçlama unsurunun kritik parçalarıdır.

 

Nazlı Toprak: Size ilham veren başka müzisyenler de var mı?

 

John McLaughlin: Müzikal ve manevi yaşamıma etkisi olan başka müzisyenler de oldu tabi ki, özellikle Pandit Ravi Shankar, üstâd Zakir Hussain ve Rajarathan Pillai, bunlardan sadece üç tanesi.

 

 

Eğer çözümün bir parçası değilsem, sorunun bir parçasıyım

 

Nazlı Toprak: Filistin`de travma yaşayan çocuk ve kadınları müzik terapisi ile iyileştirmeyi amaçlayan ve kâr amacı gütmeyen bir kuruluş yararına, 2017 yılının Aralık ayında, çok özel, el yapımı çift saplı gitarınızı açık arttırmayla satacağınızı açıklamıştınız. Ve, bir röportajınızda şöyle demiştiniz: "Gerçekten küresel bir köyde yaşıyoruz". Teknoloji, küreselleşme, kültürlerarası etkileşimin artmasının ve politikaların bugünün caz sahnesini etkilediğini düşünüyor musunuz?

 

John McLaughlin: Caz ve doğaçlama müzik her zaman buralarda olacaktır ve caz her zaman kültürel olarak bütünleşebilen bir müziktir. Günümüzde yalnızca ABD ve Avrupa`dan değil, Japonya, Hindistan, Avustralya ve Kore`den de harika caz sanatçıları çıkıyor.

 

Toplumumuzda pek çok sorun var ve biz birbirimize ya yardım etmeye çalışırız ya da çalışmayız. Bu bizim seçimimiz. İnsanlar, insan ırkının ancak birbirlerine yardım ederek hayatta kalabileceğini anlarsa, tutumlarını değiştirirler. Politika, çok uluslu-şirketler ve teknoloji, hepsi bugün önemli roller oynuyor. Toplumumuzla ilgili temel sorun açgözlülük.

 

Nazlı Toprak: Internette ücretsiz müzik açısından cazın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

 

John McLaughlin: İnternet üzerindeki müzik yayınlarında, müzisyenlerin karşılaştığı sorunların net olarak anlaşılması gerekiyor. İTunes`dan ayrı olarak, online yayın akışı hizmetleri, müzisyenlere acımasızca düşük telif ücreti ödüyor ve müzik şirketleri artık enstrüman çalan sanatçılar ile albüm anlaşmaları yapmadıkları için daha fazla müzisyen bugün, müzisyen olarak yaşamlarını idare ettiremiyor.

 

Nazlı Toprak: Doğaçlama, insanlarda genellikle bir özgürleşme ve yaratıcılık olanağı olarak görülüyor. Halbuki, içinde yaşadığımız dünyanın her şeyi Mcdonalds’laştırdığı yani standartlaştırdığı söyleniyor. Bu durum bir yandan doğaçlamayı imkansızlaştırıyor diye düşünülebilir, öte yandan tam da bu standartlaştırma nedeniyle doğaçlama geçmişten çok daha önemli hale de gelmiş olabilir, bu ikilem hakkında ne düşünürsünüz?

 

John McLaughlin: Özgürlük ve doğaçlamadan bahsediyorsunuz. Doğaçlama müzikte gerçek özgürlük, ancak mükemmel bir disiplin ile sağlanabilir. Mükemmel disiplin, mükemmel özgürlüğe yol açar. Müzikte özgürlük deneyimini elde edebildiğinizde neşe ve güzelliği bulursunuz. Bütün müzisyenler bunu bilir.

 

Yeni bir albüm ve film müziği geliyor

 

Nazlı Toprak: Bir sonraki müzikal yolculuğunuzda yönünüz neresi olacak?

 

John McLaughlin: Müziğe olan doyumsuz merakımın iki farklı dışavurumu olacağını söyleyebilirim: Bunlardan bir tanesi, Doğu ve Batı kültürlerinin, şarkıcı Shankar Mahadevan ile tamamen yeni bir biçimde buluşması ve diğeri de bir New York filmi için müzik. Albüm ve film bu yılın sonlarında piyasaya sürülecek.

 

İstanbul konserinde neler çalacaklar?

 

Nazlı Toprak: 4th Dimension grubunuzla, sizin en uzun süren grubunuz, Avrupa’da Bahar Turnesi’ne çıkıyorsunuz. Sizi bir kez daha İstanbul`da görmek için sabırsızlanıyoruz. Konserinizde Mahavishnu Orkestrası`ndan parçalar da çalacakmısınız?

 

John McLaughlin: 1970, 80, 90`lardan günümüze değin müziklerimizi getireceğiz. Böylece Mahavishnu`dan ve uzun yıllar boyunca oluşturulmuş diğer gruplarımızın çoğundan da müzikler olacak.

 

Nazlı Toprak: Türk hayranlarınız konserde neler yaşayacaklar?

 

John McLaughlin: Bir beklenti olmaması her zaman çok daha iyi, ancak o zaman şaşırırsınız! Bir şey bekliyorsanız, zaten kendinizi şartlandırmışsınızdır.

 

Nazlı Toprak: Çok teşekkür ederiz.

 

John McLaughlin: Ben teşekkür ederim.

 

Nazlı Toprak

 

Cazkolik.com / 12 Nisan 2019, Cuma

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Nazlı Toprak

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.