The Wall Street, Clint Eastwood ile hayatının tutkusu cazı konuştu...

Madem yazıda Misty`den söz ediliyor o halde Misty dinlememiz gerekir diyerek ünlü şarkının Sarah Vaughan`ın benzersiz yorumunu dinletiyoruz sizlere.

Dünya üzerinde yaşayıp, sinema ve cazı sevip de Clint Eastwood`u tanımayan var mıdır? Olmaması gerek. Peki, büyük sinema ustasının hayattaki en önemli bir kaç tutkusundan birinin caz olduğunu biliyor musunuz? Muhtemelen çoğumuz duymuşuzdur ama cazın onun hayatındaki önemine dair fazla bilgimiz olmayabilir. Şu anda dünyanın yaşayan en karizmatik, en saygı duyulan isimlerinden olan Eastwood`un caza olan sevgisi tek başına bir haber veya benzeri bir şey olmaktan çıkıp bizatihi cazın kendisini tüm dünyada sempatik ve ilgi çekici hale getirir, hem de bu güzel müziği az tanıyan hatta sevmeyen bir çok insana dahi.

Clint Eastwood yönetmenlik yapmaya başladığı son 20 yıldan bu yana hayatının aşkı diyebileceğimiz caza, yönettiği filmlerde ya doğrudan senaryosu gereği "Bird" gibi cazın içinden konulara yer verdi ya da müziklerinde mutlaka caz kullandı, buna sayısız örnek verilebilir.

Bu konunun nereden çıktığını düşünenler olursa işin en başına dönelim ve geçtiğimiz gün dünyanın en saygın ekonomi gazetesi The Wall Street Journal`ın 22 Şubat 2011 tarihli sayısına gidelim. Michael Judge imzalı uzun yazı tümüyle Eastwood ile yapılmış söyleşiye ayrılmış. Söyleşinin tek konusu ünlü aktörün caza olan tutkusu. Yazar Judge büyük aktörün konuşmaktan her zaman zevk aldığı bir kaç şeyden birinin caz olduğundan bahsederek başlıyor. Seksenli yaşlarını sürdüğü bugünlerde yarı yaşındaki genç insanlardan çok daha meşgul ve yoğun bir adam Eastwood. Caza olan sevgisi başta ailesi olmak üzere bir çok kişiyi bu müziğe karşı yakınlaştırmış. Oğlu Kyle Eastwood`un çok ünlü bir caz müzisyeni olduğunu, film müzikleri yaptığını biliyoruz. Kızının da ilgisini duymuştuk, en yakın dostlarından biri, filmlerindeki müzikleri birlikte kotardığı büyük müzik adamı, besteci, şef, aranjör Lennie Niehaus. Birlikte "Unforgiven", "Mystic River", "Million Dollar Baby", "Gran Torino", "Hereafter" gibi önemli filmlerinin müziklerini yapmışlar.

Clint Eastwood jazz ve westernin Amerikan sanat formları olduğunu düşünüyor. Küçük bir çocukken devamlı caz plakları dinler, duyduklarını piyanoda çalmaya çalışırmış. Etkilendiği ilk kişinin Fats Waller`ın albümleri olduğunu söylüyor, zira plaklarını annesi eve getiriyormuş Waller`ın.

Ergenlik yaşlarından itibaren Bay Area bölgesindeki caz klüplerine takılmaya başlamış, meraktan... sevgiden... Dönem swing dönemi, Dixieland tarzı müziğin çalındığı yıllar... Frisco Jazz Band, Lu Watters gibi isimleri hatırlıyor o yıllardan. Yaşımdan büyük gösteriyordum, klüplere girer, bir bira alır ve bu isimleri izlerdim.

Kırklı yıllar böyle geçmiş, geçmiş ama cazı sıradan bir dinleyici gibi değil, bir profesyonel kadar yakından takip eden ünlü aktör o yıllarda cazda başlayan değişimi ve modern cazı da yakından takip ettiğini söylüyor. "Bu sayede armonik ve ritmik değişimleri takip edebildim. Takip ettikçe modern caz müzisyenlerini daha çok dinlemeye başladım, Charlie Ventura, Dizzy Gillespie ve elbette Charlie Parker." Aslına bakılırsa bugünden geriye bakınca insan Eastwood ve Parker`ı sanki aynı kuşağın insanları değillermiş gibi düşünüyor, tam elli yıl önce ölen Charlie Parker ile Eastwood`un araları sadece 5 yaş. Charlie Parker`ı bir kaç kez izleme fırsatı olmuş, "çok gençtim o zamanlar daha" diyor. Oscar`lı "Bird" filminin aklına düşmesi ta o zamanlara kadar uzanıyor.

"Bir çeşit caz delisi olup çıkmıştım" diyor muhabire. "Caz üzerine yayınlanan her kitabı okudum, bildiğim her müzisyeni dinledim, izledim. Sana gün gün, yer yer, tarih tarih kimin nerde kimle çaldığını bile tek tek söyleyebilirim" diyor, o kadar fanatik anlayacağınız. Benzetmek ne kadar doğru olacak şimdi yazının şurasında bilinmez ama size bir çırpıda 1952 yılının futbol takımlarının oyuncularını sırasıyla sayan acaip futbol fanatikleri vardır, gerçekten tam öyle bir durum Eastwood`unki de.

The Wall Street muhabiri Eastwood`a henüz 29 yaşındayken girdiği alkol komasında hayatını kaybeden, yirmili yıllarda cazın ilk beyaz müzisyenlerinden sayılan Bix Biederbecke`nin hikayesiyle ilgilenip ilgilenmediğini soruyor. "Evet" diyor, belli ki hayatını yakından biliyor Biederbecke`nin. Detaylar veriyor, anlatıyor ama yine de Clint Eastwood`da Parker`ın yeri başka.

Şöyle, bir yandan durup düşündüğümüzde filmlerinde caz bağlantısı 1971 yılındaki filme kadar gidiyor bilgilerimiz, Clint`in İtalyan westernleri ile ortalığı kasıp kavurduğu yıllar, galiba bir de Komiser Callaghan rolü var, yoksa o daha sonraları mıydı? İşte o yıllarda bir radyo DJ`ni oynadığı filmde kendisine tutkuyla, daha doğrusu hayatına kastedecek kadar saplantıyla bağlı fanatik kadın hayranıyla ilişkisini anlatan filmde -ki galiba ilk yönetmenlik denemesi olabilir, emin değiliz- Erroll Garner`ın ünlü baladı "Play Misty For Me"`yi çalmıştı. Rolü gereği DJ olarak filmde de çalıyordu şarkıyı.

Yazının buralarında caz tarihçisi kadar bilgi veriyor ünlü oyuncu, parçanın kaydedildiği ilk tarihten tutun da sonradan kimlerin kaydettiğine kadar... İnanılmaz bir hafıza...

1930 yılında dünyaya gelen Eastwood`un şanssızlığı dünyanın gelmiş geçmiş en ağır ekonomik krizlerinden birini yaşadığı döneme denk gelmiş biri olması. Babası, kasaba kasaba dolaşarak iş arayan, bulunca çalış›p ailesini geçindirmeye çalışan biriymiş. Gençlik yıllarında çok sevdiği siyah caz müzisyenlerinin uğradıkları ayrımcılıktan ötürü halen o döneme çok kızgın utanılacak zamanlardı diyor muhabire. Bu dönemin aşılmasında cazın önemli rolü olduğuna inanıyor.

Muhabirle oturdukları yer -muhtemelen kendisine ait olan- bir çiftliğin içinde, lokanta gibi bir yer, zaten kendisi hemen yakınlarındaki büyük bir piyanonun yanıbaşında, amatör de olsa piyano çalan biri. Muhabir Michael Judge ile bir kaç kadeh içki içerek başladıkları söyleşiyi bitiriyorlar. Yazının sonunda şimdi sorarız size, bizce dünyanın en güzel müziği olan caza müzisyen olmayıp onun kadar yakın olmuş, belki yüzbinlerce yeni cazsever, dünya çapında saygınlık ve ün kazandırmış başka kaç kişi vardır acaba...

Cazkolik.com / 03 Mart 2011, Perşembe

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN