Robert Glasper “Black Radio III” albümüyle caz ve hip-hop'ı birleştirmeye devam ediyor

Robert Glasper “Black Radio III” albümüyle caz ve hip-hop'ı birleştirmeye devam ediyor

Robert Glasper 2011'de Black Radio albümünü yayınladığında siyah müziği bir bütün olarak nasıl şekillendireceğini tahmin etmek zordu. Bu albümden önce, ünlü plâk şirketi Blue Note için albüm kaydeden Black Radio'nun virtüöz genç piyanisti Glasper'ı Black Music tarihindeki en köklü üç gelenek arasındaki ortak noktaları keşfederken buldu; Caz, R'n'B ve hip-hop.

 

 

Progresif, çağdaş Black Music

 

 

Hip-hop, cazın heyecan verici kullanımlarını üretmiş ve R'n'B'nin cazın müzikalitesini bütünleştirme konusunda uzun bir geçmişi olmasına rağmen, Black Radio, havalı ve 'cool' bir sound yaratmak için bu türleri cazın karmaşıklığıyla bir araya getirmeyi başardı. Bir nevi hip-hop mixtape gibi inşa edilen Black Radio'nun konuk yıldızları Erykah Badu, Lalah Hathaway, Lupe Fiasco, Yasiin Bey, Bilal ve daha fazlası progresif çağdaş Black Music'in kimler olduğunu da gösteriyordu. "Black Radio" albümü ve 2013'teki devam çalışması "Black Radio 2" patlayarak listelerde zirveye yerleşti ve birden fazla Grammy kazandı.

 

Robert Glasper 2019 kışında H.E.R. ve Meshell Ndegeocello ile "Black Radio III" albümü için ilham verici bir şarkı olan “Better Than I Imagined”i kaydetti. Tam bu günlerde pandeminin başlaması önemli bir engel oluştursa da Glasper albüm üzerinde çalışmaya devam ederek, şarkılar, fikirler yaratarak Jennifer Hudson, Gregory Porter, Ledisi, Ty Dolla $ign, Yebba ve Esperanza Spaulding, hip-hop kesiminden de “Black SuperHero”dan rüya gibi dans melodisi “Everybody Love”a uzanan bir yelpazede etkileyici bir konuk listesi oluşturdu. "Black Radio III" sadece türler arası akıcı şekilde hareket etmiyor, aralarındaki engelleri de kaldırıyor.

 

Robert Glasper ile cazla popüler müzik arasında uygulanabilir bir füzyon yaratmayı ve ABD'de kalan son birkaç Afro Amerikalıya ait plâk mağazasını destekleyen son çalışması "Black Radio 3"ün hakkında konuştuk, aşağıda okuyabilirsiniz.

 

 

"Black Radio III sadece türler arası akıcı şekilde hareket etmiyor, aralarındaki engelleri de kaldırıyor

 

John Morrison: Başa dönmek ve bu projeye nasıl başladığınızı sormak istedim. "Black Radio" serisi nasıl ortaya çıktı?

 

Robert Glasper: 2005 yılında Blue Note firmasına imza attığımda, o dönem AR şefi olan Eli Wolf bu kayıtları yapabileceğimi biliyordu. Beraber oturduk ve 'Bütün arkadaşlarımın benimle çaldığı bu plâkları kaydetmek için beklemek istiyorum' dedim. Önce trio kaydımı yapmak istedim ve böylece kendimi piyanist olarak kabul ettirebilirdim. Saygı duyulmak sarsılmazdır ve ben bunu Miles Davis ve Herbie Hancock'dan öğrendim. İstediğini söyleyebilirsin ama günün sonunda çalmadıklarını söyleyemezsin. Onlara bir müzisyen olarak sahip olduğun tüm aksesuarları göstermelisin.

 

John Morrison: Evet, özellikle bu yalın akustik caz trio formatında, 'dostum, işte bu, tam olarak budur' demek gibi.

 

Robert Glasper: Kesinlikle. Cazdan başka şeylere geçebilirsiniz ama başka türlerden caza gidemezsiniz. Zaten bir piyano trio albümü yapmak istiyordum, bu yüzden, "Canvas" ve "In My Element" albümlerini yaptım. Sonra, yarı caz, yarı hip-hop keşif albümü "Double-Booked"u yaptım. Sonra dedim ki, "Black Radio" albümünü yapayım çünkü zamanı geldiğini hissetmiştim. Albümün yarısı misafir, yarısı benim grubum olacaktı ama bir şekilde konuklar çoğaldı çünkü insanlar 'Şu falanca kayıtta çalıyor ve ben o kayıtta değilim' gibi şeyler duyulmaya başlandı, ben de, 'Quincy Jones'un 'Q’s Juke Joint' albümü gibi yapıyoruz, hadi gidip yapalım şunu' dedim, böyle başladı. Sadece o albümü yapmayı düşünüyordum trio ya da başka bir şey olmayacaktı ama düşündüğümden çok daha iyisi çıktı, Grammy yılın R'n'B albümü ödülünü kazandı. Bunun olacağını düşünmemiştim ve bu olduğunda, ikinci kısmı yapmak zorunda kaldım, anlıyor musun? Ben de ikinci bölümü yaptım ve bu da Grammy kazandı. Sonra COVID olduğunda, 'Şimdi bir tane daha yapmayı deniyim' modundaydım, bu müzik için iyi bir zaman, insanların müziğe ihtiyacı var. Bu yüzden onlara istediklerini vermenin sorumluluğum olduğunu hissettim ve üçüncüyü yaptım.

 

John Morrison: Baştan beri cazı hip-hop ve R'n'B ile birleştirmeyi düşünüyor muydun? Kendini hep bunu yaparken mi hayal ettin? Yoksa dosdoğru bir caz müzisyeni olacağını mı düşünüyordun?

 

Robert Glasper: Dünyanın en iyi caz piyanisti olmaya çalışıyordum. Benim olayım buydu. Ve sonra çağrımın ne olduğunu anladım. Üniversitedeyken "The Roots" ile çalmaya o zaman başladım. Bilal'le o zaman tanıştım. Beni "The Roots" ve Q-Tip ile tanıştırdı. İşte o zaman hip-hop'a girdim. Houston'u da sevdim ama bir hip-hop kafasında değildim. New York'a vardığımda başka seçeneğim yoktu. Piyano dersleri veriyordum, Q-tip'in gidiyordum, hafta sonları "The Roots" ile konserler veriyordum, ne demek istediğimi anlıyor musunuz?

 

 

Cazdan başka şeylere geçebilirsin ama başka türlerden caza gidemezsin

 

 

 

John Morrison: İçine dalmıştın yani.

 

Robert Glasper: '97, '98'deki neo-soul hareketine dalmıştım. Her zaman caz yapıyordum ama aynı zamanda hip-hop R'n'B/neo-soul olayındaydım.

 

John Morrison: Hip-hop ve caz farklı müzik türleri, stilistik olarak kendini alıştırmak ve geçiş yapmak için ne kadar zorlandın?

 

Robert Glasper: Basketbol gibi. Sol elinle nasıl dripling yapacağını gerçekten bilmiyorsan gerçek bir crossover'a sahip olamazsın. Çünkü geçiş budur. Müzikle de aynı şekilde: Gerçek bir organik geçiş için gerçekten hip-hop ya da R'n'B çalmayı bilmelisin ve caz çalmayı da gerçekten bilmelisin. Bunu gerçekten yapabilmenin tek yolu bu müzikleri yapan insanlarla çalmaktır. İnsanların yaptığı hata ise cazcılarla hip-hop çalmaya çalışması.

 

Bana gerçek zamanlı olarak öğrettiler, ne demek istediğimi biliyorsun? J Dilla'nın karşısına oturdum ve iki hafta her gün saatlerce onun Rhodes'undayım. Q-tip'in evine gideceğim ve onun için örnekler çalacağım. Bana bir şeyler gösteriyordu. Bu sınıftır, bu eğitimdir. Bu yüzden, hip-hop ve R'n'B'de aynı şeyi öğrendim. Altı yıl Maxwell, 10 yıl Bilal ve Ledisi ile turneye çıktım ve tüm bu farklı insanlarla çaldım. Aretha Franklin, Chaka Khan ile çaldım. Devam edebilirim. Eğitim budur. Bu yüzden, bunları yapmak benim için kolaydı. Ayrıca annem şarkıcıydı ve ben R'n'B çalarak büyüdüm.

 

 

İnsanların yaptığı hata cazcılarla hip-hop çalmaya çalışması

 

 

John Morrison: Black Radio 3'ün nasıl başladığı hakkında biraz daha ayrıntılı bilgi verebilir misin?

 

Robert Glasper: The Photograph (2020) adlı filmi çektim, COVID dalgası vurmadan bir ay önce galasındaydım. Prömiyerdeyim ve film bittikten sonra H.E.R. önümde oturuyordu. Arkasını döndü ve 'Yo, Robert, müziğinden çok ilham aldım. Bu gece ne yapıyorsun, stüdyoya gidelim' dedi. Gece yarısı gibi Electric Lady'ye gittik. Oturduğumda ilk çaldığım şey o pasajdı [“Better Than I Imagined”in açılış akorlarını mırıldanıyor].

 

John Morrison: Buna hazır mıydın?

 

Robert Glasper: Hayır, oturduğum ve çaldığım ilk şey buydu. Ne olduğunu bilmiyordum. Özel bir şey değildi. Şarkıyı yaptık ve 'Oh, bu bir ortaklık' gibiydi. Albümüm için kullanmama izin verdi, üzerine Meshell Ndegeocello'nun sesini attım ve single olarak çıkardık. Ben de 'Hadi, devam edelim, Black Radio 3 yapalım' dedim. COVID yüzünden Black Radio kaydı yapmak zordu. Sanatçılara dosya gönderdim. Birçok sanatçı bunalımdaydı, hayal güçleri çalışmıyordu. Yaratıcı hissetmiyorlardı.

 

 

Orijinalliği severim

 

 

 

John Morrison: Bu sana sormak istediğim bir şeydi; İnsanlara sadece ayrıntılı kompozisyonlar mı yoksa sadece 'onunla bir şeyler yapabilir misin?' gibi fikirler mi gönderiyordun?

 

Robert Glasper: Sanatçıya bağlı. Bazıları şarkının bitmesini, içeri girip şarkıyı söylemeyi tercih ediyor. Sanatçıya bağlı olarak önceden yazılmış şarkıları ve her şeyi gönderdim, yani 'Hey, tek yapman gereken söylemek' gibi.

 

John Morrison: Seni birine çeken ve onunla işbirliği yapmak istemene neden olan şey nedir?

 

Robert Glasper: Orijinalliği severim, ne demek istediğimi anlıyor musun? Sanatçı olmak için gerçekten işin içinde olan sanatçılarla çalışmayı seviyorum. Bazıları işin içinde değil ve sadece popüler olmaya çalışıyor. Ne demek istediğimi biliyorsun? Mesela ben buna katılmıyorum. Kötü olsan bile, orijinal olduğun sürece. Onu alayım daha iyi.

 

John Morrison: En azından bir şans verdiler dersin.

 

Robert Glasper: Evet. 'Bir şans verdin dostum.' Orijinal olmaya çalışıyorsan ve vücudunda orijinal bir kemik varsa, seninle işbirliği yapmak istemem için daha iyi bir şansın var. Ama aynı zamanda fedakarlık yapmaya istekli olacağını ve biraz da adım atacağını hissetmeliyim. Yani bu biraz al-ver anlamına gelir.

 

 

John Morrison: Evet, benimle bir yerde buluş.

 

Robert Glasper: Benimle ortada buluş. Bu konuda sorun olmayan sanatçıları seviyorum. Her şeyin kendi yolunda olması gereken sanatçılar değil, bu ve bu ve bu ve bu ve bu.

 

 

Siyahlara ait 30 kadar plâk dükkanı kaldı

 

 

John Morrison: Anladığım kadarıyla, ABD'de siyahların sahip olduğu plâk mağazaları konusunda bir girişimde bulunuyorsun. Bu konunun önemi hakkında biraz konuşabilir misin?

 

Robert Glasper: Sanırım ülkede siyahlara ait 30 kadar plâk dükkanı kaldı. İnsanları siyahların sahip olduğu yerel mağazaya gitmeye ve albüm satın almaya yönlendirmeye çalışıyorum çünkü nesli tükenecek, anlıyor musun? Siyahların sahip olduğu mağazalar gelişiyordu ama şimdi artık kesinlikle azaldı. Bu yerleri çalışır durumda tutmaya çalışmamız önemlidir.

 

Ders verdiğim gençler ve öğrencilerle konuşuyorum ve bence bir plâk mağazası kültüründe büyümemiş gençlere siyahların sahip olduğu plâk mağazalarının ne kadar hayati olduğunu anlatmak zor. Siyah müzik ekosistemi önemliydi. Müziği hareket ettirmeye ve insanlara ulaştırmaya çalışan bir ağ ve ilişkiler dizisi vardı.

 

John Morrison: Kesinlikle. Üçüncü sınıfta plâk dükkanına gittiğimi ve Michael Jackson'ın "Bad" albümünü aldığımı hatırlıyorum. Küçük şeyler, plak dükkânından çıkan o küçük ufacık şeyler. Plak kapağını açıyorsun, resimlere bakıyorsun, sanatçı hakkında daha çok şey öğreniyorsunuz, liner notları okuyorsun. Kimin çaldığını, kimin şarkı söylediğini öğreniyorsun, falan filan, falan, falan, falan. Ve bu sadece sevindirici bir deneyim. Eğitici.

 

John Morrison

 

Bu röportajın orijinali Bandcamp'te yayınlanmıştır.

 

Cazkolik.com / 12 Mart 2022, Cumartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.