...ve huzurlarınızda Roy Hargrove Big Band...
Roy Hargrove yaratıcı ve geleceğe bakan ama geçmişe olan bağlılığı da azalmayan, sık sık geriye dönüp bakmasını bilen günümüz genç caz neslinin (böyle diyoruz ama o da bu sene 40 yaşına bastı artık) neo bebop, modern caz hatta funk, hip hop, gospel neslinin hiç şüphesiz ki en etkileyici figürlerinden biri, başta geleni. Teksas doğumlu bu yaratıcı ve yetenekli müzisyen elini neye atsa iyi yapıyor. Big bandler öldü denen bir dönemde 19 müzisyen arkadaşını toplayıp yeni bir Big Band kuruyor. Umarız sene içinde ya da gelecek yaza bu büyük ekibi ülkemizde de görme şansı buluruz diyerek buradan festival yönetimlerine bir mesajda göndermiş olalım.
Roy Hargrove Big Banddeki tüm müzisyenler arkadaşı, bu konuda şöyle diyor ünlü trompetçi; Tüm bu çocuklar benim arkadaşım, ya okuldan ya da birlikte yaptığımız işlerden tanıdığım insanlar ve bir çoğuyla da 20 yıldır birlikte çalıyoruz. Kim bu tümü yetenekli müzisyenler, öncelikle kendi trompetçi arkadaşları Frank Greene, Greg Gisbert, Darren Barrett ve Ambrose Akinmusire, tromboncular Jason Jackson, Vincent Chandler, Saunders Sermonts ve Max Siegel, altocular Bruce Williams ve Justin Robinson, tenorcular Norbert Stachel ve Keith Loftis, baritoncu Jason Marshall, piyanist Gerald Clayton (Yeni CDler de tanıtımını okuduğunuz Two Shade isimli albümün sahibi olan müzisyen), basçı Danton Boller, gitarist Saul Rubin, davulcu Montez Coleman ve vurmalılarda Ronald Guerrero.
Aslen tanıdığımız Roy Hargrove daha modern hard bop çizgi üzerinde ilerleyen hatta kimi zaman free caza yakın duran bir müzisyendir ama bu albümü (bir big band olmasının da etkisiyle kuşkusuz) klasik dönem, straight caz yorumlarıyla dolu bir albüm olmuş (ve de kanımızca çok çok iyi olmuş). Parça düzenlemelerine bakıyorsunuz gerçekten etkileyici işler yapılmış. Peki albümdeki tadına doyulmaz latin vurgusuna ne diyeceğiz? Özellikle albümün dördüncü parçası Mambo For Royu dikkatle dinleyin, eminiz ki son sıralarda bu kadar başarılı bir parça dinlememişsinizdir! Piyanodaki Gerald Claytona bayıldık.
Geçen yıl Carla Bley Appearance Nightlysi ödül üstüne ödül almıştı. Hatırlarsınız, bir önceki yıl da Vanguardın home bandi aynı ödülleri toplamıştı. Bu yıl nasıl bir durum olacak merakla bekliyoruz, Roy Hargrove kuşkusuz aday olacaktır, yoksa hayal kırıklığına uğrarız ama sanıyoruz ki Mayıs ayında patlayan bir başka bomba Darcy James Argueda yarışın içinde olacaktır, üstelik yeni ve değişik bir şey yaptığı içinde sanki bir adım önde gibi görünüyor. Biz burada bahsedelim ama kanaatimizi sonra söyleyelim, hele bir adaylar açıklansın elbette tartışmak serbest!
Albüm caz listelerine 10 sıradan girdi, 14 Eylülde açıklanan yeni listelere göre şu anda ikinci sıraya yükselmiş durumda, rdaha da gider, böyle bir albüm giderek açılan bir albüm ve Avrupada da ilgi göreceği kesin.
Kimi parçaların açılışlarındaki crescendo girişler epey etkileyici, buna en iyi örneği beşinci sıradaki Requiem için vermek mümkün sanırız. Bu parçanın hemen ardından gelen September in the Rain oldukça başarılı düzenlemesiyle dikkat çekiyor. İnsana bir big band için olabilecek en güzel yorum dedirtiyor doğrusu, en sondaki vokal kısımda oldukça hoş! Hemen ardından gelen ünlü Every Time We Say Goodbye vokalli bir yorum, Roberta Gambarininin sesine eşlik eden dark trompet içinde bulunduğumuz sonbahara doğrusu çok yakışan bir müziğe dönüşüyor. Aynı trompeti albümün ilk parçası Velerada da duymanız mümkün. Albümün ikinci sırasında yer alan Ms. Garvey, Ms. Garvey enerjik düzenlenmiş bir parça ve hep birazdan sanki Ray Charles söylemeye başlayacakmış gibi hissediyorsunuz. Davulun ritmi özellikle bu parçada çok başarılı, bize öyle geldi! My Funny Valentine çok ilginç bir parçadır, bir müzisyen hayata o anda nasıl bakıyorsa emin olun ortaya da öyle bir parça çıkar. Chet Baker her zaman sorunlu ve her zaman melankolik biriydi, bu parçadaki kapalı, bold trompet yorumunu da Bakerın benzeri yorumlarının yanına koyabilirsiniz ama şu kesin ki mükemmel bir düzenleme olmuş. Bir big band müziği yapıp da içine bu kadar kişisel duygu eklemek inanın hiç kolay bir şey değil. Biz Cazkolik olarak albümün tamamına beş (*****) yıldız veriyoruz ama özellikle bu parçaya artı iki yıldız (***** + **) daha eklemek istiyoruz...
Bizde yani ülkemizde nasıl müzikal sevmeyen bir kesim varsa big band sevmeyen de bir kesim var, bunu biliyoruz. Aslına bakarsanız en azından bu albümü çevrenizdeki bu insanlara bir kez dinletebilirseniz mutlaka kanaatlerini değiştireceklerini görürsünüz, buna eminiz ve size garanti veriyoruz.
Cazkolik.com / 19 Eylül 2009, Cumartesi
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.