23 Haziran Perşembe akşamı Gülşah Erol’un "Jazz for My Little Cello" albümünün lansmanı için Babylon’daydım.
Albüm, Mayısta çıktığında, Feridun Ertaşkan albümle ilgili detaylı görüşlerini Cazkolik'te kaleme almıştı ve o zaman bu zaman hep bir şekilde kulağım bu albüme gitti. Merak edenler için o yazıyı paylaşayım.
Tüm eserlerin beste ve düzenlemesi Gülşah Erol’a ait, kendini iyi ifade eden bir albüm olduğunu düşünüyorum. Kayıtta yer alan müzisyenleri hatırlatmakla başlayalım; Tenor saksofonda Barış Ertürk, alto saksofonda Duru Tuna, piyanoda Yiğit Avcı, bas gitarda Yiğit Can Öztop, davulda Burak Cihangirli. Lansman konserine ise albümden farklı bir ekiple çıkıldı; Piyanoda Kaan Bıyıkoğlu, basta Enver Muhammedi, trompet ve flügelhornda Efe Gazi ve davulda Burak Cihangirli. Her iki müzisyen grubunun tadı farklı da olsa çalınanlar Gülşah Erol’un duygularıydı.
Lansmana da albüm kadrosuyla çıkılsaymış güzel olurdu diyenler olabilir, lakin, uzun süredir çalıştığı değerli müzisyenlerle çıkılan kadroyu da çok sevdik.
Albümü bir kaç kez dinledikten sonra kendime ne hissettiğimi sordum
Sanki, birbirine zıt iki şeyin hesaplaşmasını hissettim zaman zaman, bazen kırılganlığı ve bu kırılganlıkla ayakta durma mücadelesini. İsyan var, asilik var, söyleyeceği şeyler var.
Müzisyenlerin hepsi o gece Gülşah için şaha kalkmış gibiydi. Kaan Bıyıkoğlu‘nun piyano başındaki mutlu görüntüsü izleyende rahatlatma yaratıyordu. Güvendesiniz yani diyordu adeta... ve öyle ki, albümdeki parçalar tam da öyle olmuş gibi emin ellerdeydi, Bıyıkoğlu'nun çok şey kattığını açıkça hissediyordunuz dinlerken.
Bıyıkoğlu'nun albüm hakkındaki görüşleri ise söyle; “Gülşah'ın lirik ve duyarlı bir müziği var, bu özellikleri çalışına da yansıyor. Türkiye'de "cross-over" müzisyeni olarak önemli bir açığı doldurduğunu düşünüyorum.”
Tam her şey sakin gidiyor derken Burak Cihangirli sanki parçalardaki isyanları duyurmak istercesine performansını göstermeye başladı. Kendi deyimiyle “sade bir kaos” diyordu besteleri için, davul Gülşah Erol’un söylemek istediği kaosun iç sesiydi. Trompetçi Efe Gazi 22 yaşında genç ve çok yetenekli. Geleceğin yıldızı olacağının garantisini veririm. Sololarıyla soluk kattı.
“Albüm, etkileyici melodilere sahip ve güzel besteler var, onları çalmak bana özgür hissettirdi, ayrıca, albümü harika bir ekiple çalmak da müthişti, kendini her an güvende hissedebiliyorsun. Gözlerim kapalı şekilde istediğim yola giriyorum çünkü yanımda müthiş bir ekip vardı“ dedi.
ve Enver Muhammedi tabii ki, cazın sevilen ve aranılan basçısı, yorumuna ve performansına diyecek söz yok.
Gülşah Erol ise zarif, yumuşak, sevecen, kırılgan, hassas bir müzisyen ve bir o kadar da güçlü. Çellosuyla konuşuyor da, konuşturuyor da. Hayatta neler olursa olsun, güvenmeye devam ederek ve bunun üstesinden ancak müzikle gelinebileceğini anlatmaya çalışıyordu adeta. Kalp kırıklıklarını ruhundan yansıtmamaya özen gösteren bir müzisyenin yolculuğunda önce Mayıs ayında albümle ve ardından Haziran ayında seyircisiyle buluştu "Jazz for My Little Cello" albümü.
Bitmedi! Gecenin sürpriz ismi...
Gecenin sonlarına doğru bir de sürpriz var diyordu Gülşah Erol ve Kenan Doğulu’yu sahneye davet etti. Gördüğüm kadarıyla, izleyiciler de, müzisyenler de mutlu ayrıldılar geceden. Emeği geçen herkese teşekkür ediyor ve albümün yolu açık olsun diyorum.
Leyla Diana
Cazkolik.com / 03 Temmuz 2022, Pazar
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.