Yeni sezonda sizlerle yeniden birlikte olmanın haklı gururunu yaşamaktayım. Festivalleri bitirdik derken bir yenisini kucaklıyoruz şimdi. 21. Akbank Uluslararası Caz Festivali bütün görkemi ile başlıyor.13 Ekim - 3 Kasım arasında ‘’Şehrin Caz Hali’’ saracak benliğimizi. Çok zengin programı ile festivalin bu yılki farklılığı "Kampüste Caz" etkinliği sınırlarını genişleterek önceki yıla göre daha fazla üniversite öğrencisi ile cazı buluşturacak olması. Emeği geçen herkese teşekkürler. Tabii ki binlerce teşekkür de bu festivalde emeği geçen sevgili dostum müzikolog Sn. Sami Kısaoğlu‘na.
Bu arada hemen bir hatırlatma da İş Sanat‘ın 2011 - 2012 sezonu hakkında olacak. Büyük ustaları bütün yıl boyunca İş Sanat’ın muhteşem salonunda müzikseverle buluşturacaklar. İş yerim İş Sanat’a yakın değil, çok çok yakın olmasına rağmen iş yoğunluğundan geçen Perşembe günü satışa çıkan konserlerin bazılarını (cazın efsane isimlerinden Sonny Rollins konseri gibi) kaçırdım, biletler tükendi gibi neredeyse..
Bu ay ki konuğumuza gelince, müzik tarihinin en çok ilgilendiği çağlar boyunca üstünlüğü tartışılmamış müzik dünyasının dahi çocuğu Wolfgang Amadeus Mozart‘ın 20 ve 23 numaralı konçertolarının klasik ve caz yorumlarını birlikte dinleyeceğiz.
W. Amadeus Mozart Piano Concertos No: 20 , in D Minör KV 466
1 / Klasik Albüm / Allegro / Philharmonia Orchestra, Paul Freeman
1 / Caz Albümü / Allegro / Jacques Loussier Trio
2 / Klasik Albüm / Romanze / Philharmonia Orchestra, Paul Freeman
2 / Caz Albümü / Romance / Jacques Loussier Trio
3 / Klasik Albüm / Allegro Assai / Philharmonia Orchestra, Paul Freeman
3 / Caz Albümü / Rondo Presto / Jacques Loussier Trio
W. Amadeus Mozart Piano Concertos No: 23 , in D Minör KV 488
1 / Klasik Albüm / Allegro / Philharmonia Orchestra, Paul Freeman
1 / Caz Albümü / Allegro / Jacques Loussier Trio
2 / Klasik Albüm / Andante / Philharmonia Orchestra, Paul Freeman
2 / Caz Albümü / Adagio / Jacques Loussier Trio
3 / Klasik Albüm / Allegro / Philharmonia Orchestra, Paul Freeman
3 / Caz Albümü / Allegro Assai / Jacques Loussier Trio
Eleştirmenler Mozart‘ın eserlerindeki biçimsel kurgunun sağlamlığının neredeyse insan üstü olduğundan söz ederler. Mozart müziğinin başlangıç noktası şarkı söylemek olduğundan, eserlerin çok büyük bir kısmında ezgisel bir hava hakim bulunmaktadır. Ünlü müzik adamı Ferrucio Busoni Mozart için "aynı, zarif bir bayanın giydiği dar bir elbisenin ardında belirginleşen görüntü gibi Mozart’ın müziğinin o bitmek tükenmek bilmeyen ezgiselliği de şarkılar sayesinde belirginleşir‘’ şeklinde bir benzetmede bulunur. Edwin Fisher, Bruno Walter ve Arthur Shnabel‘in yorumlarından da görüleceği üzere Mozart ‘ın heyecan dolu enerjisi, eserlerinin son bölümlerinin kıpır kıpır, canlıdır.
Hiçbir zaman yerinde duramayıp, sürekli olarak en yakınındaki iskemlenin üzerinde sanki bir piyanonun üzerinde parmaklarını gezdiren müzik dünyasının bu dahi çocuğunun, çok küçük yaşlardan beri duyduğu müzikleri güçlü belleği sayesinde aklında tuttuğu, daha sonra birebir notaları ile bu müzikleri kayda geçirdiği; yaşadığı olaylarda, gezilerinde karşılaştığı kişileri ise sonradan operalarındaki kahramanlara dönüştürdüğü bilinmektedir.
Otuz altı yıllık kısa yaşamına altı yüzden fazla eseri sığdıran Mozart, çağdaşları tarafından yapıtlarında ‘‘doğa tasvirleri’’ yapmamakla eleştirilir. Her ne kadar Mozart kuş seslerini, deniz uğultusunu, fırtına izlenimlerini duyurmasa da ‘’insan doğasını’’ yansıtmıştır yapıtlarına. 1915 yılından sonraki ruh bilimsel araştırmalar geliştikçe Mozart’ın müziğindeki ‘’insan doğası’’ bilimsel olarak daha iyi anlaşılır, hissedilir olmuştur.Günümüzde de kimi psikiyatrik tedavilere destek – olarak Mozart‘ın müziklerinin önerildiği bilinmektedir.
İnsanoğlunun kalbindeki sevgiyi en doğal biçimde işleyen Mozart‘ın bu özelliğini aydınlanma yanlısı fikirlerle bezenmiş baba Leopold Mozart‘a borçluyuz.1737 ‘de Salzbur ‘a felsefe okumak için gelen baba Mozart‘ın asıl ilgi odağı müzik olmuştur. W.A. Mozart dünyaya geldiğinde Leopold Salzburg sarayında orkestrada yönetmen yardımcısıdır. Bugün Mozart ailesininin yaşamını, baba oğul Mozartların birbirlerine yazmış oldukları birer belge niteliğindeki mektuplarından öğrenmiş bulunuyoruz.
Mozart‘ın yaşadığı ortama da göz atacak olursak, bilindiği gibi 18. yüzyılın en önemli olayı aydınlanmadır. Çağın ilk yarısında bilim adamlarının katkılarıyla hümaniter ülküler kendini göstermiş, gizemsel ve batıl inançların üstesinden gelinmiştir. Herşeyden önce 18. yy ‘ın ikinci yarısı kozmopolit bir çağdır. İnsanın birey olarak değerlendiridiği ve insancıl düşüncelerin ön plana çıktığı bir dönemdir. Uluslararası kardeşlik önem kazanmıştır. İlk kez soyluların saraylarından başka mekanlarda halk konserlerinin verildiği dönemdir. Bu güzel ortamda müziğin görevi de doğayı olduğu gibi ve zarif bir anlatımla yansıtmak, gerçeğin güzel seslerini duyurmaktır. Müzik aşırı süsleme ya da şaşırtmaca yoluyla değil, duygulara doğrudan seslenerek dinleyiciyi, izleyiciyi coşturmaktadır. İşte böyle bir ortamdır sevgili Mozart’ın çağı. Bu çağ Mozart‘ın eserleri ile daha da zenginleşecektir.
Kısacık yaşamına yüzlerce eser sığdıran Mozart 5 Aralık 1791 tarihinde henüz 35 yaşındayken hayatını kaybetmişti. Hangi hastalık yüzünden yaşamını yitirdiği üzerine tahminlerde bulunulan Mozart’ın ölüm nedeni hakkında akciğer, mukoza, eklem ve boğaz enfeksiyonları sifilis, beyin kanaması, böbrek ve kalp yetmezliği gibi bir çok hastalık üzerine yazılıp çizilmişken, Avusturyalı ve Amerikalı metabolizma araştırmacıları Mozart‘ın gün ışığından yararlanmaması yüzünden erken yaşta öldüğünü ileri sürdüler. Graz Üniversitesi‘nden Stefan Pilz, D vitamini eksikliğinin ünlü bestecinin bağışıklık sistemini zayıflatarak kalp - dolaşım böbrek hastalıklarına karşı daha duyarlı hale gelmesine sebebiyet verdiğini ileri sürmekte. Mozart‘ın ölüm nedeni üzerine tartışılan hastalılkların ortaya çıkışında D vitamini eksikliğinin önemli bir faktör olduğunu biliniyor. Bu hipotez, genelde geceleri çalıştığı için çok ender olarak güneşe çıkmış olan Mozart’ın yaşam biçimiyle de örtüşmekte.
Sevgili cazseverler, bu kadar tıp sohbetini neden yaptınız diye sormayın, çünkü benim gibi bir Mozart meraklısı ve araştırmacısı için öğrendiğim bu son gelişmeler çok önemli. Bu gelişmeler o kadar yeni yansıdı ki bizlere Mozart’ın izinde bir şeyler ararken ölüm nedenini incelemek bile doğrusu heyecanlandırıyor beni.
7 aralık 1791 günü öğleden sonra St. Stephan Kilisesi’ne getirilen Mozart‘ın cenazesi, ailesinin ve arkadaşlarının katıldığı bir törenin ardından mezarlığa getirildi. Burada tören yapılmıyor, yalnızca mezarcı ve isterse ölünün bir kaç yakını bulunuyordu. Havanın kötü oluşu, hızla giden cenaze arabasının bir anda gözden kaybolması, tabutu St. Marx mezarlığına dek izlemek isteyenleri geride bırakmıştı. O gün Mozart ‘ın nereye gömüldüğünü yanlızca mezarcı biliyordu. Constanze eşinin mezarını 1808 yılına dek araştırmadı. Kurallar gereği sekiz yıl sonra aynı mezara yeniden cenaze defnedildiği için artık yerini saptamak olanaksızdı. Üstelik Mozart‘ın cenazesinde hazır bulunan mezarcı da ölmüştü.
Rossini, ölümünden bir yıl önce 186 ‘de onu hakkında şunları söyleyecekti: ‘’Müzik tarihi boyunca Almanlar (Alman- Avusturya ekolü) armoni ustası, biz İtalyanlar’da melodi ustası olarak anılırdık. Ancak Kuzey’de Mozart ‘ın ortaya çıkışından sonra, bizler kendi alanımızda yenilgiye uğradık. Bu insan, iki ulusun temelleri üzerinde yükseldi. İtalyanların şarkısının sihriyle, Almanların tüm derinliğini kusursuz bir şekilde birleştirdi." Günümüze dek geçen yüzlerce yıl Mozart‘ın ününü inanılmaz boyutlara ulaştırdı. Doğumundan iki yüz elli yıl sonra yapıtlarının tümü basıldı.
W. A. Mozart ışıklar içinde yatacak sonsuza dek, eserleri her seslendirildiğinde gülümseme ile bakacak bizlere gökyüzünden, yıldızlı gecelerde göz kırpacak, kim bilir belki de çakan bir yıldırımla kendimize getirecek bizi…
Müzikle kalın sevgili Cazkolik dostları,bir dahaki yazıda görüşmek üzere,
Salim Zaimoğlu
Cazkolik.com / 13 Ekim 2011, Perşembe
Kaynaklar:
1 / Mozart / Bir Yaşam Öyküsü / Aydın Büke / Dünya kitapları
2 / Mozart / Deha’nın Gölgesinde / Maria Publig
3 / Thomson Katharine / The M. Theared In Mozart
4 / Zaman İçinde Müzik / Evin İlyasoğlu
5 / Andante / Doğumunun 250. Yılında Mozart
6 / Mozart Tiyatral sunumları ile Sn. Tarık Tokuç ve Sn. Ümit Sakmar
Teşekkür: Mozart hakkında bir şeyler yazabilmek hem oldukça kolay hem de bir o kadar da güç. Ben zor olanını seçtim. Bu nedenle bilimsel anlamda bir şeyler yazabilmeme neden olan Almanca makale ve eleştiri çevirileri için Sn. Gizem Sayın’ a, kitabından oldukça yararlandığım Sn. Aydın Büke’ye şükranlarımı sunuyorum.
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.
Ali Velioğlu
Sayın Salim Zaimoğlu; Sayenizde caz müziği hakknda epey bilgi edinmiş oldum. Değerli katkılarınızdan ötürü tebrik eder, aydınlatıcı yazı ve yorumlarınızın devamını beklediğimi bilmenizi isterim. Caz ile sadece dinleyici anlamında ilgili olana arkadaşlarıma bu siteyi ve sizin yorumlarınızı önerdiğimden emin olabilirsiniz. Saygılar.
Bu Yoruma Cevap Yazın »Ali Velioğlu
Sayın Zalimoğlu; Antonio Vivavldi"nin "Four Seasons" eserine yaptığınız yoruma yazıdığım yazıda caz müziğini öncelikle tanıtma, sonrasında da sevdirme kapsamındaki önerilerimi, acaba okulda ders zillerinde neredeyse 2 haftada bir filmi oynatılan Hababam Sınıfı sersinin müziği yerine caz müziği dineltilemez mi veya şehirlerarası otobüslerde otobüs içindeki ana anonslarda caz motifli bir alt müzk döşenemez mi diye 2 soru ile genişletmek isterim. Fikir fikirdir değil mi ? Bu arada şimdi aklıma gelen bir değer seçenek de, karayollarımızdaki dinlenme tesislerinde caz müziği çalınması veya otobüslerin hareket saati geldiğinde yapılan uyarıların caz müziği eşliğinde yapılabileceğidir.
Bu Yoruma Cevap Yazın »ali velioğlu
Bu haftaki TEMPO dergisinde ilave olarak caz müziğine ait eserlerin olduğu bir cd veriliyordu. İlgilenmek isteyenlere belki bir katkı olur.
Bu Yoruma Cevap Yazın »Ali Velioğlu
Duke Ellington Orkestrası 18-19 Kasım 2011 tarihlerinde Maslak TİM SHOW CENTER"da 2 konser verecek. Konserin biletleri BİLETİX aracılığıyla satışta. İlgilenenlerin dikkatine...
Bu Yoruma Cevap Yazın »Enis Balkan
Güzel yazılarının devamını diliyor, seni kutluyorum.
Bu Yoruma Cevap Yazın »Esat Orbay Altınçayır
yapıtları yüzlerce yılötelere ulaşmış böylesine büyük ve büyüleyici bir sanatçıyı bizlere hatırlattığınız ve öz bilgiyle anmamıza aracı olduğunuz için size nekadar teşekkür etsek azdır. üslubunuzdaki berraklık,akıcılık ve coşku her övgünün üzerindedir diye düşünüyor yazılarınızın devamını sabırsızlıkla bekliyorum.
Bu Yoruma Cevap Yazın »Kadri Göbekci
Büyük bir usta hakkındaki yazınızı okudum.Çok ince ve akıcı bir üslüpla yazılmış.Size teşekkür eder başka ustalar hakkında da yazılarınızdan faydalanmayı bekliyorum...
Bu Yoruma Cevap Yazın »Erkut Burma
Büyük ustanın hayatı ve eserleri gibi bu hayattan ayrılışında da bir parça gizem var.Öncelikle bu detaylı araştırmanız, bize farklı bakış açıları kazandırmanız ve müziye bu denli gönül vermişliğiniz için tebrik ediyor benzer çalışmalarınızı da merakla bekliyorum
Bu Yoruma Cevap Yazın »Yusuf YAZICI
Wolfgang Amadeus Mozart, 18.yy klasik müziğinin, en verimli ve en tanınmış bestecisi. Bir çok otoriteye göre, dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük müzik dehası olarak kabul edilen Mozart"ın Büyüleyici yanı Sn. Zaimoğlu"nun CAZ DERİNLİĞİ içinde büyüleyici!...
Bu Yoruma Cevap Yazın »özen toker
Merabalar, üstadım yazınızı çok beğendim bu yazıyı okuyan okurlarınıza Mozart" ın Etkisi adlı kitabı önerebilirsiniz muhakkak okumalılar. Sevgiler
Bu Yoruma Cevap Yazın »Enis Balkan
Müziğe böyle gönül veren sen"i tanıdığım ve yaptığın çalışmalardan haberdar olduğum için kendimi şanslı sayıyorum. Mozart ve yapılan büyüleyici yorumların muhteşem. Kutluyorum.
Bu Yoruma Cevap Yazın »sait erzurumlu
sevgili salim suanda münichteyim sevgili alman ogluma (dennis e)senin musigini dinletiyorum cok hosumuza gitti dün kar yagdi bu biraz günesli senin sectigin cok uydu görüsmek üzere
Bu Yoruma Cevap Yazın »Meltem Feriver
Mozart"ın eserlerinde doğa teması yerine ağırlıklı olarak insan doğasını, duygularını yansıttığı bilgisi çok ilginç geldi. Yazınız büyük keyifle okudum. Çok teşekkürler kattığınız değerli bilgiler için.
Bu Yoruma Cevap Yazın »Tuğçe Aşçı Aktaş
Keyif alarak okuduğum bir yazı oldu. Ellerinize sağlık.
Bu Yoruma Cevap Yazın »