Bu yaz, Cazkolik olarak, İstanbul Caz Festivali`nde izleyeceğimiz sanatçılarla geçen yıllara göre daha fazla sayıda röportaja imza atıyoruz. Öncelikle bu röportajların yayınlanması konusunda teşekkür etmemiz gereken dostlarımız var. Birazdan okuyacağınız röportajı hazırlayan mesela sevgili Turgay Yalçın, bir diğer dostumuz sevgili Ümit Baykara, sadece röportajlarıyla değil hazırladığı yazılar ve haberleriyle sevgili Burak Sülünbaz, hem yazıları ve haberleri, radyo programları hem fotoğraflarıyla sevgili Leyla-Diana Gücük, yazılarıyla bize her zaman yol gösteren büyüğümüz sevgili Sevin Okyay, Cazkolik için çektikleri özel fotoğraflarıyla sevgili Sedal ve Sedat Antay, Radyo Cazkolik`teki programlarıyla sevgili Tunçel Gülsoy, Neşet Topaloğlu, Murat Özdoğan, Nesrin Aslan, Can Tutuğ, Onur Gül... ki bu isimler buzdağının görünen ucu. Cazkolik caz gönüllüsü büyük bir ekip ve bir aile. Bu teşekkürü borç bilerek önden yazmak istiyoruz. Tabii bir de İKSV ekibi var, oradaki arkadaşların bu önemli sanatçılarla kurduğu hızlı iletişim ve çabaları olmasa bu röportajlar olmazdı. Anlayacağınız, aşağıda söylenenleri okurken arkasında büyük bir emek, ekip ve birikim olduğunu ve bu insanların hiçbir amaç ve fayda gözetmeksizin çalıştığını bilmenizi rica edeceğiz. Cazkolik de öyle. Kazanç amacı, sponsor ve reklam desteği olmadan kişisel çabalarla 2010 yılından beri ayakta duran Türkiye`nin caz haber ve içerik portalı olarak yapmaya çalıştığımız işin bize caz dinlemek kadar mutluluk verdiğini bilmenizi istiyoruz ve şimdi buyrun festivalin merakla beklenen usta isminin neler dediğine.

Cazkolik.com

Caz piyanisti Cyrus Chestnut günümüz Amerikan caz sahnesinin en etkili piyanistlerinden biri. Usta sanatçı geçen Mayıs yayınladığı "Natural Essence"deki arkadaşlarıyla festivalin heyecan verici isimlerinden biri olacağı şüphesiz. Bu durumu oluşturan sebep piyanistin varlığı kadar basta Buster Williams, davulda Lenny White gibi iki efsanenin de olması hiç şüphesiz. Caz denince ne anlıyorsak bu adamlar onu çalıyor. Konser öncesi buradaki sohbete kulak verin lütfen.

Cazda aslolan yeni şeyler yaratmaktır

Turgay Yalçın: Neredeyse ilk adımlarınızı attığınızda kilisede müziğe başlamışsınız. Çocukluğunuzdaki müzikal deneyimlerinizden bahseder misiniz?

Cyrus Chestnut: Harika bir çocukluk geçirdiğimi söyleyebilirim. Bir çok farklı türde müzikle büyüdüm. Evde çoğunlukla gospel dinlenirdi. Bunun yanısıra annemin RB plaklarını da dinlerdim. Bir yandan klasik müzik eğitimi alıyorken bir yandan da radyoda günün popüler müziklerinin peşinden giderdim.

Turgay Yalçın: Dini müzikten caza geçişiniz nasıl oldu?

Cyrus Chetnut: Aslını söylemek gerekirse bu durumu geçiş olarak adlandıramam çünkü gospel ve caz birbirlerine paraleldir. Ben daha çok müziğin o tatlı ruhunu paylaşmaya çalışan bir insanım.

Turgay Yalçın: Berklee genç Chesnut’a neler kattı?

Cyrus Chestnut: Okul daha ziyade bestecilik ve müzisyenlik yönümü saflaştırmamı sağladı. Bugünün dünyasında bir müzisyen olarak varolmanın zorluklarıyla başa çıkabilecek donanıma sahip olmamı sağladığını söyleyebilirim.

Turgay Yalçın: Berklee’den mezun olduktan hemen sonra Jon Hendricks, Terence Blanchard ve Donald Harrison gibi birinci sınıf müzisyenlerle çalışmaya başladınız. Onlarla çalışmak nasıl bir deneyimdi?

Cyrus Chestnut: Hem Hendricks’in grubunda hem de Harrison-Blanchard Beşlisi’nde çok güzel zaman geçirdim. Bu iki grup müzikal olarak birbirleriyle çelişen fikirler üzerine kuruluydu. Hendricks’in grubunda geleneksel tarzda çalıyorduk. Öte yandan Harrison-Blanchard beşlisi son derece modern bir yaklaşıma sahipti. Her ikisi de müzikal gelişimim üzerinde çok etkili oldular.

Turgay Yalçın: Betty Carter?

Cyrus Chestnut: Onunla çalışmak mezuniyetimi sağladı. Çok şey öğrendim. Daha önce çalınmış olanı tekrardan çalmaktan uzak durmak gerektiğini, aslolanın yeni bir şey yaratmak olduğunu onunla birlikte çalıştığım dönemde pekiştirdim diyebilirim.

Turgay Yalçın: Soul Food albümünüzü ayrı tutarsak, genelde trio olarak çalmayı tercih ettiğinizi görüyoruz.

Cyrus Chestnut: Bu durum, trio formatın bana daha cazip gelmesinden kaynaklanıyor. Büyük gruplarda çalmaktan da hoşlanıyorum ancak trio olarak sahnede olmayı ve bu formatın sunduğu fırsatları ve riskleri herşeyden daha çok seviyorum.

Turgay Yalçın: Basit çalmanın zorlukları nelerdir? Özgüvenle ilintili bir durum mudur?

Cyrus Chestnut: Basit çalabilmek için sabıra ihtiyacınız var. Tek bir notanın gücüne güvenebilmelisiniz. Büyük müzisyen Bobby Hutcherson’ın sözünü alıntılayayım: “Notaların birer çiçek gibi açmalarını sağlayacak olan şey zamandır ve çalarken o zamana izin vermelisiniz.” Hem kendinizin hem de seyircinin çaldıklarınızı hazmetmesine olanak tanımalısınız.

Turgay Yalçın: Kilisede çalarken doğaçlıyor musunuz?

Cyrus Chestnut: Kelimelerin kifayet etmediği anda iletişimi enstrümental müzik sağlar. Müziğin olduğu her ortamda doğaçlama çalarım.

Turgay Yalçın: Genç müzisyenlerin modern olmak adına sadece akıllarıyla çaldığını düşünüyor musunuz?

Cyrus Chestnut: Genç piyanistlerin kendi seslerini bulmak için uğraştıklarını varsayıyorum. Bu da bir süreç meselesi. Caz ise her zaman ileriye doğru hareket edecektir. Daima!

Turgay Yalçın: Bir zanaat olarak cazın meşalesini taşıdığınızı söyleyebilir miyiz? Sizce, gelenekle gelecek arasında bir çelişki var mı?

Cyrus Chestnut: Ben tek değilim, benim bir bir çok müzisyen aynı şekilde davranıyorlar. Bir durumdan başka bir duruma geçiş her daim zordur ama gereklidir. Müzik bence sonsuza kadar evrim geçirecektir.

Turgay Yalçın: İstanbul’da sahne alacak olan yeni trio’nuzu diğerleriyle karşılaştırabilir misiniz? Williams ve White müziğinize neleri katıyorlar?

Cyrus Chestnut: Karşılaştırma yapabilmem mümkün değil. Bence bu tarihi önemi olan bir proje ve böylesine dev iki müzisyenle birlikte çalma fırsatını bulduğum için çok mutluyum.

Turgay Yalçın: Bu güzel söyleşiye zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.

Cyrus Chestnut: Ben de çok teşekkür ederim. İstanbul’da görüşmek dileğiyle.

Turgay Yalçın

Cazkolik.com / 10 Temmuz 2016, Pazar

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN