"Uçan kuşları, uçan ruhları kalbinizde göreceksiniz" diyen Dhafer Youssef ile 5 Temmuz konseri öncesi konuştuk.

"Uçan kuşları, uçan ruhları kalbinizde göreceksiniz" diyen Dhafer Youssef ile 5 Temmuz konseri öncesi konuştuk.

Müziğindeki evrensel doku ile, izleyicisiyle kurduğu sıcak ilişki ile, özellikle Türkiye`deki geniş hayran grubuyla, başta bizden Hüsnü Şenlendirici ve Aytaç Doğan gibi isimler olmak üzere dünyanın bir çok yerinden usta müzisyenlerle ürettiği yeni duygular ile eşsiz bir müziğe ve duyguya sahip Dhafer Youssef 5 Temmuz akşamı son albümü "Birds Requiem"deki kadronun tamamı ile geniş katılımlı bir konser verecek. Konser öncesi arkadaşımız Burak Sülünbaz`la buluşan Youssef oldukça samimi ve yoğun bir söyleşi gerçekleştirdi ve elbette herkesi konserine mutlaka davet ediyor...


 

Dhafer Youssef: "5 Temmuz akşamı Açıkhava

Sahnesi`nde uçan kuşları, uçan ruhları

kalbinizde göreceksiniz..."

Burak Sülünbaz: Farklı coğrafyalardan müzisyenlerle çalıştınız, örnek vermek gerekirse Amerika`dan Mark Guilliano, Fransa`dan Chris Jennings, Norveç`ten Eivind Aarset gibi isimler var. Son projeniz "Birds Requiem"de Türkiye`den müzisyenlerle Türkiye`de kayıtlar gerçekleştirdiniz. Aytaç Doğan ve Hüsnü Şenlendirici`nin katkıları neler oldu? Bu albüm nasıl hayat buldu anlatır mısınız?

Dhafer Youssef: Size hikayenin albüm kayıtlarına kadar nasıl geldiğinden bahsedeyim. 28 Temmuz 2011`de Almanya Ludwigsburg`da bir festival olan Schlossfestspielen`de bir konser verdik. Bana sahnede Eivind Aarset, Chris Jennings, Marilyn Mazur, Aytaç Doğan ve Hüsnü Şenlendirici eşlik ediyordu. Bu, birlikte ilk konserimiz oldu. İkincisi İspanya`dan flamenko müzisyenleriyle oldu. Üçüncüsü ise İtalya`dan medieval müzisyenler ve Almanya`dan şiirsel bir vokali olan bir grupla birlikteydi. İlk konserimizde Aytaç ve Hüsnü`den çok etkilenmiştim. Aslında çaldığımız müzikler o festival için bir projeydi ama zamanla kendi kendine gelişti. Daha önceden yazdığım müziklerdi ve ben bu müzikleri bir albüm olarak belgelemek, kayıtlara geçirmek istiyordum.

Burak Sülünbaz: Ben Schlossfestspielen`deki performansınızın bir kaydına ulaştım ve dinledim, gerçekten de Birds Requiem`in müjdeleyicisi, akılda kalıcı bir performans olmuş. Tebrik ederim. Peki, müzikleri yazarken bir klarnetçiyle düşünerek mi yazmıştınız yani müziklerinizi bir müzisyenin özelinde mi yazarsınız.

Dhafer Youssef: Kesinlikle evet. Ben her zaman böyle çalışırım. Büyük ihtimalle kimle çalışacağım bellidir. Hangi enstrüman olduğu bununla birlikte çalışacağım müzisyenin karakteri müziğimi bestelerken benim için önemlidir. Söylemek istediğim, örneğin klarnette Hüsnü`nün karakteri müziğe kattığı ruhu sesi benim için önemli. Bu konu birlikte çalıştığım Eivind Aarset, Paulo Fresu ve Nils-Peter Molvaer gibi isimler veya her kim olusa olsun aynı şekilde geçerli. Onların ne şekilde çaldıkları değil, bu müzisyenlerin karakterleri ve müzikal kimlikleri benim için önemli.

Burak Sülünbaz: Öyleyse birçok farklı müzikal karakteri olan müzisyenlerle çalışmanızın sebebi müziğinize yeni bir soluk katmak diyebilir miyiz veya başka bir deyişle oluşturmayı hayal ettiğiniz müzikal kimliğe onların farklı kimliklerinin katkılarına mı inanıyorsunuz?

Dhafer Youssef: Dünyada birçok müzisyenlerle çalışmak isterdim, ama malesef bütün müzisyenlerle çalışma imkanı olamıyor. Ben Paola Fresu, Nguyen Le gibi birçok müzisyenle çalışabildiğim için çok şanslıyım. Benimle çalışmayı kabul ettiler ve sonrasında birçok müzisyenle de çalışma şansım oldu. Önceki sorunuza geri dönüp bişeyler eklemek isterim. Ben, müzisyenlerle sahnedeyken onların enstrümanları değil kendilerini görürüm, onların enstrümanlarını değil onların ruhlarını dinlerim...

Burak Sülünbaz: Hüsnü Şenlendirici`yle sohbet etme şansı bulduğumda sizin müziği çok sevdiğinizden bahsetmişti. Bunu ben de sohbetimiz sırasında gözlerinizde görebiliyorum. Hüsnü Şenlendirici ülkemizi yurt dışında birçok projede başarıyla temsil ettiği gibi aynı zamanda sıcak kanlılığı, alçak gönüllüğüyle bilinir. 19. Istanbul Caz Festivali`nde onlarla birlikte sahne aldığınızda Aytac Doğan ve Hüsnü Şenlendirici`yi sahneye davet ettiğinizde "Bırakalım onlar havalansın, biz arkalarında yetişiriz" demiştiniz…

Dhafer Youssef: Çok iyi hatırlıyorum, aynen bu kelimeleri kullanmıştım. Hüsnü artık kendini kimseye kanıtlama ihtiyacı kalmamış bir müzisyen, harika bir karakter ve gerçek bir dost. Onları her dinleyişimde onların müzikleriyle uçuşlarını izliyorum.

Burak Sülünbaz: Müziğiniz hakkında yazılmış bir yazıda müziğinizi Tunus`un sıcağından Norveç`in soğuk havasına diye bir tabir kullanılmıştı. Bana göre bu konuşulmayan ama her iki dünya arasında bilinen ortak bir dilin yansıması. Öyleyse, kalbinizden dinleyicinin kalbine kurduğunuz müzikal köprüyü nasıl inşa ediyorsunuz?

Dhafer Youssef: Aslında bazen dinleyiciler müziğimi sevmeyebiliyor. Bu soruya cevap vermek zor ama dinleyiciyle kurduğum köprüyle ilgili birşeyler söylemek isterim. Aslında bahsi geçen köprü sadece Norveç ile Tunus arasında değil. Çünkü ben Batılı dünya ile `oriental` dünya arasında yaşıyorum. İki türü de çok seviyorum. Sanırım Norveç müziği çok güçlü temellere sahip. Bildiğim kadarıyla onlar eğitim aldıkları okulda sadece klasik caz eğitimi değil aynı zamanda makam eğitimide alıyorlar. Bu çok etkileyici belkide bu yüzden onları kendime yakın buluyorum. Inandığım şey farklı ifade yollarıda olsa müzik tek bir ortak dildir.

Bu fotoğrafın anlamı: Fotoğrafta hem Dhafer Youssef hem Burak Sülünbaz Türk Lirası`nın Atatürk`lü yüzünü, tura tarafını objektife gösteriyor. Youssef, her fırsatta gerçek bir Atatürk hayranı olduğunu belirten bir müzisyen. Hem büyük bir sevgisi, hem de hayranlığı var. Bu resim de bu duygunun bir ifadesi.


Burak Sülünbaz: Son albümünüzün kayıtları Nilento Stüdyo Göthenburg İsveç`te yapılmış. Orada kaydedilen  albümler her zaman tertemiz ses kalitesiyle ünlüdür ve son dönemde çok dikkat çekici isimler bu stüdyoda albüm kaydettiler. Bu stüdyoyu seçme nedeniniz nedir?

Dhafer Youssef: Aslında iyi bir piyanosu olan bir stüdyo arayışı içindeydim. İki alternatif vardı. Biri Oslo`daki Rainbow, diğeri ise Nilento`ydu. İçimden bir ses Nilento`da kayıt yapmamızın doğru olduğunu söyledi. Bugün olsa yine orada olmak isterim çünkü gerçekten yetenekli ve titiz bir ekiple çalışıyorlar. Birds Requiem`i dinlediğinizde ne demek istediğimi daha da iyi anlayacaksınız eminim.

Burak Sülünbaz: Röportajımızda benim en merak ettiğim soruya geldik. 5 Temmuz akşamı Harbiye Açıkhava Sahnesi`nde gerçekleşecek konserinizden bahsetmek isterim. Bana göre bu yazın en ses getirecek konserlerinden biri olacak. Nasıl  bir hazırlığınız var. Bilet satışlarının hızla tükenmekte olduğunun haberini aldım. Harbiye `yi dolduracak müzik severleri neler bekliyor olacak.

Dhafer Youssef: Istanbul konserimiz aynı son albümümüzün kapağı gibi olacak. Bütün albümü albümdeki kadroyla ilk defa çalıyor olacağız. Böylelikle albümü her dinlediğinizde Harbiye Açık Hava Sahnesi`nde bizi hatırlayacaksınız. Uçan kuşları, uçan ruhları kalbinizde göreceksiniz...

Burak Sülünbaz: Unutulmaz bir akşam olacağının sinyali daha güzel verilemezdi heralde. Teşekkürler… Diğer bir sorum her müzisyene sorulmuştur ama hangi köklerden beslendiğinizi anlamamız için bu soruyu soracağım. Etkilenimleriniz ve sizin için değerli müzisyenler kimlerdir.

Dhafer Youssef: Yaşamış tüm müzisyenler müziğe izlerini bırakır. Bazıları küçük izler bırakırken bazıları gelecek nesilleri etkileyecek izler bırakır. Benim için Miles Davis yaptığı müzikte aldığı risklerle herkesten ayrılır. Bazıları cesurdur ama yeterince yetenekli değildir ya da tam tersidir ama Miles Davis çok farklıdır, adeta bir okul gibidir, çünkü risk alabilmenin önemini hiçbir yerde öğretemezsiniz. Müzik bir mücadeledir, hiç bir zaman bir varış noktası yoktur. Kendinizden iyi veya kendinizden kötü müzisyenleri dinleyerek ilham alabilirsiniz. Nereden geldim ve nereye gidiyorum sorularını her zaman irdelerim. Müzik bir tat meselesi kişisel bir zevk tüm sanalada olduğu gibi.

Burak Sülünbaz: Bazı albümlerinizde elektroniği çok iyi kullandığınızı görüyorum. Elektronik müziğin müziğinizdeki yeri nedir?

Dhafer Youssef: Müzikte her zaman güzel bir tat ararız. Kendimizi nasıl ifade edeceğimizi ararız. Ben enstrümanıma dokunmaktan hoşlanırım bazen bir efekt eklemlerim ve yeni bir tat eklerim. Yeni bir keşif. Akustik müziğe eklediğimiz bir renk olarak elektronik beni her zaman şaşırtır. Grubun elektronik seslerinde en çok payı olan Eivind Aarset`i sevmemin sebebi onun bana her zaman ilham veren bir figür olmasıdır.

Burak Sülünbaz: Son olarak, vokal tekniğinize değinmek isterim. Sanıyorum falsetto ve kafa sesi karışımı…

Dhafer Youssef: Evet tam olarak açıklayamasam da herşey birarada. Kafa, göğüs ve tüm tekniklerin karışımı, yapmak istediğim taklit etmek istediğim sesler bütünü. Ben bir sound arıyorum kimin doğru kimin yanlış yaptığı bir süre sonra değerini yitiriyor. Kimilerine göre hata olabilecek bir teknik kimilerine göre bir devrim olabiliyor. Benim odaklandığım teknikten çok dinleyiciye dokunmanın bir yolu.

Burak Sülünbaz: Bu güzel sohbet için ve yıllardır bizi her müziğinizle etkilediğiniz için çok teşekkürler.

Dhafer Youssef: Müziğime olan ilginiz için çok teşekkürler. 5 Temmuz akşamı Harbiye Açık Hava`da olun ve uçuşumuza tanıklık edin.

Burak Sülünbaz

Cazkolik.com / 17 Haziran 2014, Salı


Dhafer Youssef: "You will see the flying birds

and flying souls in your heart..."

Burak Sülünbaz: You have worked with the musicans from various countries. For example Mark Gulliana from US, Chris Jennings from France, Eivind Aarset from Norway. In your latest project "Birds Requiem" you have worked with Turkish musicians (Aytaç Doğan and Hüsnü Şenlendirici) What kind of effect did they have on this work.How this album comes to life?

Dhafer Youssef:
I will tell you how this story comes to the record. In 28th July 2011 Ludwigsburg Schlossfestspielen Fest from Germany we had a gig with Eivind Aarset, Chris Jennings, Marilyn Mazur, Aytaç Doğan and Hüsnü Şenlendirici were with me on stage.It was the first gig and then second gig was with flemenco musicans from Spain, the 3th gig was with medival musicans from Italy and lyrical singer from Germany. I was so impressed from Aytac with Husnu in the first gig. Actually this music was a project for that festival but it developed itself. I composed this music already but i wanted to make a documentary as a CD.

Burak Sülünbaz: I have listened a recording from Schlossfestspielen Festival and i strongly felt the "Birds Requiem" spirit three years before the recording. Conrats for this marvellous gig. Well,when you compose your music, did you think about a certain name or a certain instrument that you play with?

Dhafer Youssef:
Exactly. I always work this way.Its more or less obvious who will I work with Its important for me the character and identity of the musician. I mean in this case clarinet, Hüsnü his soul his character. Its all the same for every musician who i work with Eivind Aarset, Paulo Fresu, Nils-Peter Molvaer or whatever I don`t care how they play I only care about the musical character and their identity.

Burak Sülünbaz: So can we say that you are working with different characters to make your music more powerful with their various characters?

Dhafer Youssef:
These are lots of musicians who i`d like to work with but it`s not possible you know. I m so lucky to work with wonderful musicans such as Paolo Fresu, Nguyen Le and many others. In the begining they accept me to work with and after that there are lots of projects came after that. I want to turn back to the previous question and want to say something more for this question. When I am on stage I dont see their instrument, I only see them and I dont listen to what they are playing I only listen to their soul.

Burak Sülünbaz: Once I had a chance to talk to Hüsnü Senlendirici, he told me that you love music, now i can see this love in your eyes while we are talking about music. Hüsnü Şenlendirici is very well know Turkish musician who is involved in lots of international projects. Who is so talented as he is warm and humble. I remember that you were playing in 19th Istanbul Jazz Festival with him and Aytaç. As you intruduce them you said "Let them fly we catch after".

Dhafer Youssef:
I remember very well i used these words. Hüsnü is a very talented and experienced musican, he doesnt have to prove anything, he is also wonderful character and a real friend. Whenever i saw them they are flying with their music i love that.

Burak Sülünbaz: In one of your review it s said that Your music is on a way to Tunisia to Norway`s cool.This reffers to an unspoken but a common language between two countries.So how do you create a bridge from your heart to the listeners heart?

Dhafer Youssef:
Sometimes listeners doesn`t like my music. Its a hard to answer question but i want to tell you something about the bridge. Well this bridge not only between Norway and Tunisia, cause i m living in an edge between occidental world and oriental world. I love them both.I think Norvegian music comes from very strong roots. As far as they learn classical jazz at school also they learn "makam". That`s so impressive maybe thats why i feel closer to them. And i believe there are many ways to expressing the feelings in a musical way, the music has only one language.

Burak Sülünbaz: You have recorded "Birds Requiem" in Nilento Studio Gothenburg Sweden. Recorded and mixed by Lars Nilsson. Every album has been recorded there are always so special for me. So clean and recorded in advance sound quality. Lots of great musicians are making record there, and it s becoming famous day by day. Why did you chose this recording studio?

Dhafer Youssef:
Actually i have been looking for a studio with a good piano. One of my friend has recomended me Rainbow Studio Oslo and Nilento Studio Sweden. I wanted to record in Nilento, i would work there again cause they are so talented workers. When we were took break they always fix things. Also Lars Nilsson is a great musician himself. What do you expect from a great musician, the result is great ofcourse. When you listen to the album you can understand by yourself believe me.

Burak Sülünbaz: Now we reach the most important question in my opinion. You will have a concert in Harbiye Open Air Theatre Istanbul on 5th of July. It s one of the most important gig of this summer. I had a information that it will be sold out very soon. What will happen? What do you say about this event.

Dhafer Youssef:
Istanbul concert will be exactly like the album cover cause we will play our latest record with all the musicians playing in this record so that whenever you listen to the album you will always remember that night. You will see the flying birds and flying souls in your heart.

Burak Sülünbaz: This words are a messenger of 5th of July night will be unforgetable night.Thank you . Another question is Where is the roots of your music coming from? What are the influences and favourite artists you like ?

Dhafer Youssef:
Every musician has left a print. Some of them left small prints some of them left big prints has a effect on the younger musicans. For me Miles Davis is a brave figure and taking risk. Some of them is not brave enough and some of them is not talented enough. For me Miles is like a school cause you can not teach how to take a risk. Music is a chalange, there is no ending, there is no destination. You need to listen better than you and worse than you, you can be inspired from them also. I always ask myself where am i going and where am i coming from. Music is a metter of the taste. It can be change from person to person.

Burak Sülünbaz: In some of you albums ,you are using electronics in your albums very well, where is the electronic is located in your music?

Dhafer Youssef:
I always search a good taste. How to express ourselves. I personally like to touch my instrument,sometimes i add an effect and a new taste. A discovery. Its always surprising thing for me to add an effect as a colour of acustic music. Eivind Aarset as a main role of electronics is an inspiring figure for me.

Burak Sülünbaz: Finally i`d like to mentioned about your vocal technique, i think a mixture of falsetto and head voice.

Dhafer Youssef:
Yes, i can`t explain all but it s all get together. Head, chest and all kind of techniques, i want to make a voice and try to imitate something. I have been searching for a sound, and nobody will ever know who is making right and who is making wrong. I`m concentrate on touching the listener, technique is not that important.

Burak Sülünbaz: Thank you for this beautiful conversation and make me inspired all the time.

Dhafer Youssef:
Thank you for all your interested in my music. Meet us on Harbiye Open Air Theatre Istanbul to tastify our spiritual flight.

Burak Sülünbaz

Cazkolik.com / June 18, 2014

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.