Uzun bir aradan sonra yeniden sahnede dinleme zevkini yaşadığımız Tord Gustavsen Quartet yeni albümü The Well harika bir konser gecesine tanık olmamızı sağladı.

Uzun bir aradan sonra yeniden sahnede dinleme zevkini yaşadığımız Tord Gustavsen Quartet yeni albümü The Well harika bir konser gecesine tanık olmamızı sağladı.

Derin ve tatmin edici... Evet, doğru tanımlama bu olsa gerek... Dün akşam (15 Mayıs) Cemal Reşit Rey sahnesinde izlediğimiz Tord Gustavsen Quartet konserinden söz ediyoruz.

 

Duke Ellington eğer cazı tanımlayan adamsa, Tord Gustavsen bu tanıma eski kıtanın yüzyılların içinden süzülüp gelen modernleştirilmiş bakış açısını yeni ilhamlarla caza dahil eden adamdır.

 

Sadece o mu? Elbette değil ama dün akşam onu büyük bir hayranlıkla izledik, yazının konusu o.

 

Duke Ellington`ın yarattığı standartlar hala canlı, nefes alıyor ve ilham veriyorsa, Tord Gustavsen o ilhamı büyük şairlerin katına çıkaran adamdır.

 

Mukayese neden Duke ile diye sorarsanız eğer, yaklaşık bir yüzyıl sonra caz için enlemesine değil, derinlemesine kaygılar duyan modern müzisyenlerin bakış açısını sembolize ettiği için deriz. Kendisi gibi kurucu babaların koyduğu öncül kuralların yeni yüzyılda yeni biçimlere dönüşmesini sağlayan müzisyenlerden biri olduğu için deriz. (Yoksa Duke gibi biri 1957 yılında Mingus ve Roach ile Money Jungle gibi bir albümü kesinlikle kaydetmezdi)

 

Tord Gustavsen on yıldır müziğindeki ağırlığı giderek yoğunlaştıran bir müzisyen. Çağdaşı pek çok ismin ortak kaygısı cazla klasiğin anlam düzeyinde buluştuğu ince çizgiyi oluşturmakta ne denli yol aldıklarını görmek mümkün. Caz müziği onlar için adeta müziğin iki büyük ağırlık noktası haline gelen, hatta kimilerinin 21. yüzılda cazı klasiğin yerine `replace` eden tanımlamaları eşliğinde klasikle cazın ortak evrenine açılan kapı gibi, tasarımında bizzat Gustavsen gibi kimi müzisyenlerin yer aldığı müzikal bir evren. Gustavsen müziğini imal ederken beslendiği unsurların dramatik ağırlığının çok iyi farkında. Şimdiye kadar rastladıklarımız arasında melodiyi en `azaltılmış` kullanan bestecilerden ama aynı zamanda en rafine ve çarpıcı kullananlardan biri. Sırf böyle olduğu için o kısacık melodik bölümler müziğin geneli içinde dinleyenin zihninde mıknatıs etkisi yaratıyor. Sizi bir türlü o melodiden kopartmıyor, iç sesiniz melodiyi mırıldanmaya devam ederken Gustavsen Quartet sahnede müziğini işlemeye devam ettiği için dinlediğinizle hissettiğiniz `lezzet çatınızda` bir çeşit `layer`lı hale geliyor.

 

Sanatçının ECM firmasınca yıl başında yayınlanan yeni albümü The Well önümüzdeki hafta A.K. Müzik tarafından satışa sunulacak. Hararetle gecikmeden satın almanızı tavsiye ederiz ama mümkünse yanında bir başka şey daha önerelim, ilk albümü Changing Places`ten başlayarak özel bir playlist oluşturun ve birlikte dinleyin, emin olun ruhunuzu besleyen müzikal bir kür yapmış olacaksınız.

 

Cazkolik.com / 16 Mayıs 2012, Çarşamba

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.