Yeni albüm eleştirilerinde savaş karşıtlığı, Frida Kahlo, usta sohbeti ve müzikte yeni ayarlar nasıl buluşur?

Yeni albüm eleştirilerinde savaş karşıtlığı, Frida Kahlo, usta sohbeti ve müzikte yeni ayarlar nasıl buluşur?

İnsanın içini acıtan tonların ustası

Charles Lloyd.

Charles Lloyd & the Marvels "I Long to See You"

(* * * *)

Nerdeyse sevmeyecektim bu albümü, niye yaptı ki, niye kaydetti ki diyecektim, demedim, yutkundum, vardır bir bildiği dedim, şimdiye kadar hiç yanılttı mı seni dedim, onun ustalığına, eşsiz duygusuna haksızlık etme dedim, güvendim ve haklı çıktım... Hayır, o haklı çıktı...

* * *

Charles Lloyd`un son albümü "I Long to See You"dan bahsediyorum. Son yıllarda bildiğimiz müzik örgüsü ve beste kullanımından bu albüm için vazgeçmiş gibi görünen Charles Lloyd`dan. Aslında öyle değilmiş. Şoseden gitmeyi tercih etmiş. Tali yollara sapmış.

* * *

Albüm çıkalı epey zaman oldu. Yeni bir çalışma sayılmaz artık ama yazmak yeni kısmet oldu. Reuben Rogers (bas) ve Eric Harland`lı (davul) değişmez ikili yine yanında, farklı olan gitarda Bill Frisell, pedal gitarda Greg Reisz`in olması. Bu ekip albümün tamamında var, iki parçada konuk olan Norah Jones ve Willie Nelson`ı ayrıca saymalı. Bu son dört ismi telaffuz edince zaten albümdeki müzikle kanaatler oluşmaya başlıyor. Şüpheler o noktada belirmeye başlıyor zaten. Ta ki albümü iyice kulak vererek dinleyene kadar. Hatta, ilk iki parçada ayılmıyorsunuz da üçüncü sıradaki Chavela Vargas şarkısı "La Llorana" tek başına dinleyeni mahvetmeye yetiyor. Kalbinizden bıçaklandığınızı o zaman anlıyorsunuz. Bu parça yeni bir "Rabo de Nube"ymiş meğer diyorsunuz.

* * *

Lloyd`un Amerikan country-traditional müziğini bu kadar belirgin kullandığı başka bir albümü var mıydı diye bakınmaya başlıyorum ve altmışların başına gidiyorum, Bob Dylan`ın "Master of War" ve "Of Course, Of Course" parçalarını ilk kaydedişinin üzerinden elli yıl geçmiş ve bu albümde tekrar geri dönmüş. Lloyd`un tali yolları meğer tali filan değil basbaya yan yolmuş. The Beach Boys ile yetmişlerin başlarında, yine Frisell ile doksanlarda, ayrıca doksanların sonunda "Nashville" albümüyle `world` müzikleri devamlı yedeğinde tutmuş büyük usta.

Albümün belirgin bir diğer yanı da açık savaş karşıtı, protest mesajı olması. Hem ilk parça "Master of War" hem altıncı sıradaki "All My Trials", Ed McCurdy`nin savaş karşıtı marşı "Last Night I Had the Strangest Dream"i dinleyicideki haklı duygunun işaret ettiği parçalar oluyor.

* * *

Sonradan farkettiğim "La Llorona"nın 2010 albümü "Mirror"da da kaydedilmiş olduğu idi [nasıl atlamışım]. Piyanolu bölüme kadar "Mirror"daki yorum, piyanolu kısımda Bill Frisell`in yorumu ama ilelebet Chavela Vargas`ın "La Llorona"sı.




Ustaların konuşması bir başka olur...

George Coleman "A Master Speaks"   (* * * 1/2)

Bu yıl 81 yaşına basan tenor saksofonun büyük ustası George Coleman yeni albümü "A Master Speaks"de caz standartları konusunda hard bop temelli iyi tenor saksofon nasıl çalınır adeta ders veriyor. Smoke Sessions kayıtları arasında çıkan son albümü -son albümü dediğimiz hakikaten çok yeni, 2016 ilk ayları- "A Master Speaks"de büyük sanatçı piyanoda Mike LeDonne, basta Bob Cranshaw, davulda George Coleman, Jr ve gitarda Peter Bernstein ile çalmış. Albüm Bronislaw Koper`ın 1952 tarihli bestesi "Invitation" ile başlıyor ama ne başlangıç. Tam 12 dakikalık bir şölen. Müthiş bir performans. Zaten dinlemeye bu parçayla başlayınca bir saat altı dakikalık albümden kopmanıza imkan yok. Hemen ardından Johnny Mercer bestesi "The Shadow of Your Smile"ı dinlemek insana eskilerin nasıl ustalar olduklarını bir kez daha hatırlatıyor. "A Master Speaks", hemen açılışta tavan yapan coşkulu hardbop caz duygusunu bir kez daha üçüncü parça "Blues for B.B."de gerçekleştiriyor. Geçen yıl ölen B.B. King için Coleman`ın albümdeki orijinal bestesi sanki gitarist Peter Bernstein için yazılmış. Bernstein çok usta bir gitarist -hatırlayanlar için Sonny Rollins`in son İstanbul konserindeki gitarist-, parçada öyle bir gitar tonu bulmuşki Bernstein hem B.B. King`in o özel tonunu hatırlatıyor hem `sadece hatırlattım bundan sonrası benim gitarım` diyor. Böyle bir icra ancak bu çapta ustaların elinden çıkabilir.

* * *

George Coleman`ın albümde dört orijinal bestesi var. "Blues for B.B.", "Blondie`s Waltz", "Sonny`s Playground" ve "Time to Get Down". Ayrıca, albümün piyanisti Mike LeDonne`un "You`ll Never Know What You Mean to Me" isimli bestesi iyi bir tenor saksofoncunun repetuvarına katmalık bir parça, klüplerde tenorun sesi tavana vurup vurup aşağı iner, öyle güçlü.

* * *

Bu arada, özellikle Mike LeDonne olmak üzere albümdeki diğer müzisyenleri kesinlikle ihmal etmemeli. Peter Bernstein sadece az evvel adı geçen parçada var.

* * *

Lafın özeti, böyle bir etkiyi, bundan yıllar önce David `Fathead` Newman yeni bir albüm yayınladığı zaman yapmıştı. Aynı nesilden bir başka ustanın hâlâ boş durmadığını görmek mutluluk verici.




Straight Ahead müzikte yeni ayarlar.

New York Standards Quartet (NYSQ) "The New Straight Ahead"   (* * *)

Her biri alanında öncü kuvvete sahip usta isimler tenor-soprano saksofoncu Tim Armacost, piyanist David Berkman, basçı Daiki Yasukagawa ve davulcu Gene Jackson`dan oluşan NYSQ çok yakın zaman aralığında iki yeni albüm yayınlamış görünüyor. Biri "The New Straight Ahead" diğeri ise "Power of 10". İki albüm kadrosu arasında sadece bir kişi farkı var. "Power of 10"da basçı Michael Janisch olmuş.

* * *

En yeni albümün ismi iddialı, `yeni` bir şeyler olduğunu müjdeliyor ama burada kastedilen yeni küresel çapta sarsıntıya yol açacak bir müzikal yenilik değil, kastettikleri bildiğimiz caz standartlarını yeni düzenlemelerle kaydetmeleri ama bu düzenlemeler önemli tabii.

* * *

Dörtlünün her bir üyesi çok deneyimli ayrıca tek tek çok sayıda albüm ve farklı projeyi aynı anda yürütüyor. Bu adamlar cidden meşguller. Her iki albümü eşzamanlı dinleyince ilk albümdeki iddialı ismi aslında "Power of 10"e de koyabilirlermiş, dinleyinci öyle hissediyorsunuz ama biraz daha olgunlaşıp bir anlamda süreci tamamlayıp ikincisinde şimşeği çakmışlar.

* * *

Her iki albümdeki parçalar farklı, hepsi standard ama farklı farklı. Bu durumda iyi bir koleksiyonun oluşmasına yol açmış. Tavsiyem bu iki albümü arka arkaya dinlemeniz, iyi geliyor. Tim Armacost`un soprano saksofonu çok etkili. Piyanist David Berkman kendi albümlerinde hep çok sevdiğim bir isim oldu, kapakta onun ismi varsa güven vermiştir. Ritm ikilisi iki albümde farklı basçı olması fark yaratmamış her ikisi de kuvvetli isimler.

* * *

Bildiğimiz standartlara getirilen yorumların kimi epey ilginç, örneğin "Power of 10"de ikinci sırada yeralan "How Deep is the Ocean" sadece 1:21 dakikalık bir icra, adeta akide şekeri gibi. "All of Me" yorumu süre bakımından uzun ama hakikaten yeni bir düzenleme. Sevip sevmemek dinleyenin yüce gönlüne kalmış. Böyle tek tek bakınca insan tabii diğer yorumları da merak ediyor haliyle. Mesela eliniz hemen "Lush Life"a uzanıyor. Uzatmadan söyliyim; ben sevdim ama sizi bilmem. Tim Armacost`un saksofon tadında bir `lush`lık var. Daha ilginç olan ise hemen ardından ayrı bir track olarak 59 saniyelik bir "Lush Effect" eklemeleri. Anlık bir icra ve albüme koyma kararına benziyor.

* * *

Son söz; arka arkaya dinlemeyi unutmayın.

Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com / 12 Nisan 2016, Çarşamba

 

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.