Yeni nesilden Tingvall Trio gibi müzisyenler ayaklarınızı yerden kesecek kadar kuvvetli müziklere imza atıyor

Yeni nesilden Tingvall Trio gibi müzisyenler ayaklarınızı yerden kesecek kadar kuvvetli müziklere imza atıyor

Üçlü olarak son dönemlerde yaptıkları müzik ile benim merakla takip ettiğim bir ekip Tingvall Trio ortaya çıktıkları on yıldan beri sürekli gelişen üçlü Almanya’dan çıkan caz kulvarının başını çekiyor. Emekleme aşamalarında olabilecek en köhne ve kıyıda köşede kalmış kulüplerde çalan Tingvall Trio şimdi karşımıza Hamburg’dan çıkan en iyi müzik ithali. Elbette hiçbir şey tesadüf değil en azından bu grubun öyküsünde.

 

Son on beş yıldan beri ülkemiz de dahil olmak üzere caz tarzına ciddi bir genç kuşak ilgi yüklemesi söz konusu. Bu, elbette aralarından sahnede yer alacak kahramanlarda çıkartıyor. Demirbaş cazcıların konumu her zaman olması gereken yerde zaten ancak arkadan gelen akım, ayaklarınızı yerden kesecek kadar kuvvetli ve daha önemlisi cazın ana felsefesine birebir uyum içerisinde. Hafif bir nabız olarak görülen bu ilgi artık yürekleri patlatacak boyuta geldi.

 

Çılgın ve özgür bir kişiliğe sahip olan grup her ne kadar Alman çıkışlı olsa bile aslında İsveçli Martin Tingvall (piyano), Kübalı Omar Rodriguez Calvo (çift bas) ve Alman Jürgen Spiegel (bateri) oluşuyor. Grup olarak nefes almaya başladığından beri 3 Echo Jazz ödülü ile onore edildi. Önceki dört albümlerinin her birinin sadece Almanya’da 10 bin üzerinde satmış olması ve yaklaşık 20 ülkede konser vermiş olmaları, Alman caz listelerinde “Vägen” (2011) albümlerinin birinci ve “In Concert“ (2013) konser albümlerinin dördüncü sıraya yükselmesi gruba olan ilginin matematiksel göstergesi. Daha ülkemizde konser vermediler ama grubun üyeleri ile tanıştığımda buna çok hevesli olduklarını gördük ve inanıyorum ki 2015’de ülkemize bir sahnede yer alacaklar.

 

 

Üç yıllık bir ara fasıldan sonra Tingvall Trio yeni bir stüdyo albümü "Beat“ ile yeniden nabzımızı tutmaya hazırlanıyor. Albümün adından da anlaşılacağı üzere grup ağır, ritmik akorlarla ilerleyen ve nihayetinde ana sese dönüştürülen, dinleyeni tatmin duygusuna taşıyan formulünü koruyor. Gücünü, müziğin nağmelerinden alan ekibin odağında seyircinin yüreği var. Üç enstrümandan çıkan ritimler, aramızdaki atmosferde bir araya gelip bizler ile flört ediyor. Bahane uydurmayan tınılar yine prodüktör Stafano Amerio (aynı zamanda ECM’in ses kayıt mühendisi) yönetiminde İtalya’nın Udine kentinde yer alan Arte Suono stüdyosunda 22-25 Şubat 2014 tarihlerinde tek tek işlenmiş.

 

Martin Tingvall kaleminden çıkan tüm besteler üçlünün damlayan, katmer ritimsel yapısını cesurca taşıyor. İhtiva ettiği ritimlerin sayesinde gerçek farkındalığı yaratıyor. Kuvvetli ritimler, kusursuz senkronizasyon, duygu seli coşkulu bir etki meydana getiriyor. Açılışı yapan yaşlı meşe agacı anlamına gelen "Den Gamle Eken" ve kutsal olarak çevirebileceğimiz ‘Helig’ bunun en güzel kanıtı. Coşku ile beslenen ‘Spöksteg’ (Tekinsiz Adımlar); sinsi ‘I Skuggorna’ (Karanlıkta) ve albüme adını veren ‘Beat’ grubun ana damarından besleniyor ve varlığında yatan müzik ruhunu kulaklarımıza üflüyor. Şiirselliğin aktığı bu yeni ritimler aynı zamanda müzisyenlerin daha geniş enstrümanlar ile karşımıza çıkacaklarını da müjdeliyor. Diğer dikkat çeken parçalar ‘Cowboy’, dönüş yok anlamına gelen ’Vägskäl’ ve ‘Beat Train’.

 

 

Dinamizm ile beslenen grup fısıltı ile başlayıp bir anda gürültüye dönüşüyor. O gürültüyü sonra alıp İskandinavya ovalarına yayıyor. Bu soğukluktan ritimleri çıkartıp Akdeniz sıcaklığına daldırıyor. Zaman zaman dinleyeni koltuğuna yapıştıran veya ucundan düşmesine imkân veren üçlü algınızı sonuna kadar açıyor.

 

Zekeriya S. Şen

 

Cazkolik.com / 17 Ağustos 2014, Pazar

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.