Bu liste ve açıklamalar Bandcamp'tan George Grella tarafından hazırlanmıştır.
Caz şarkıcılığı genellikle enstrümantal caz geleneğine yardımcı bir şey olarak algılanmıştır, ancak gerçek şu ki, şarkıcılık ta en başından beri müziğin özünde yer alagelmiştir: Louis Armstrong sadece trompetçi olarak değil şarkıcı olarak da ilk caz yıldızlarındandı; büyük tenor saksafoncu Lester Young genç Billie Holiday'i çok etkiledi ve elbette Billie Holiday de onu etkiledi, giderek efsane oldu. Frank Sinatra caz büyükleri Harry James ve Tommy Dorsey ile yetişti, onlardan şarkı söylemeyi öğrendi ve yine Lester Young da dahil olmak üzere nefesli çalanlar için takip edilen bir örnek oldu.
Caz, popüler bir müzik olarak başladı. The Great American Songbook konsepti, şarkıcıların Broadway oyunlarında ve radyolarda sevilen bir dizi popüler şarkıyı benimseyerek bunları nesiller boyunca diğer şarkıcılara ve enstrümantalistlere aktarılan standart materyaller haline getirmesiyle ortaya çıktı. Bu enstrümantalistlerin avangart ve deneysel fikirlere öncülük etmesi gibi, şarkıcılar da buna katkıda bulunmuştur, vokalistler on yıllardır Sun Ra Arkestra'nın önemli bir parçası olmuştur mesela. İşte Bandcamp dünyasından derlediğimiz son 100 yılın caz şarkıcılığı rehberi.
Louis Armstrong; "The Night Clubs"
Louis Armstrong ses kayıtlarının yapılmaya başladığı çağın en büyüklerinden biridir. Hot Fives ve Hot Sevens kayıtlarıyla 1920'lerin başından itibaren cazda devrim yarattı ve daha sonra dünyaya hükmetmeye devam edecek modern Amerikan popüler müziğini nerdeyse tamamen tek başına yarattı ve bunu sesi ve trompetiyle yaptı. Ondan önce popüler şarkı söyleme tarzı mırıldanmalı, tatlı ve boğuktu. Armstrong cümleleri böldü, tınılarla oynadı, kısacası şarkıyı trompetini çalar gibi söyledi, ayrıca, bol miktarda mizah ve eğlence ve biraz da şikayet, yakınma ve düşünce ekledi. Müziğin [ve cazın] iki dönemi olduğunu söylemek abartı olmaz: Louie'den önce ve Louie'den sonra.
Billie Holiday; "Masters of Jazz, Vol. 11"
Her zaman sevilen biri oldu Lady Day. Holiday'in hayatı ve kariyeri trajik şekilde kısa sürdü, bunun acısı, 1959'da 44 yaşında karaciğer sirozundan ölmesiyle ortaya çıktı. En iyi şarkı stilistlerinden biri olan Holiday'in muhteşem tınısı ve sade, sıcak, samimi sesi her şarkıyı adeta başyapıta dönüştürüyordu. Kaybedilen bir sevgili için yanan bir ışık tutan “meşale şarkıcısı” fikri Holiday ile başladı. Çoğunlukla canlı kayıtlardan oluşan bu güzel koleksiyon, Holiday'in kariyerinin ortalarına (1944-1951) aittir ve “Detour Ahead” ve/veya kendisini hükümetin [FBI'ın] hedefi haline getiren, linç karşıtı “Strange Fruit” gibi klasik şarkılarıyla doludur.
Ella Fitzgerald; "Live at the Palladium, NYC 1951"
Genellikle (ve haksız şekilde) Holiday'in karşısında duygusal bir müzisyenden ziyade bir tür teknisyen olarak konumlandırılan Fitzgerald, gençliğinde Harlem sokaklarında şarkı söylemeye başladı, Apollo Tiyatrosu'ndaki amatörler gecesinde birincilik kazanarak Chick Webb'in ünlü orkestrası önünde şarkı söylemeye başladı. Evet, tekniği mükemmeldi, mükemmel entonasyonu, harika artikülasyonu vardı, sesi çan kadar berraktı ama öte yandan muazzam zekâsı, tarzı ve coşkusu da vardı. Fitzgerald swing'ten bebop'a kolayca geçti. Bu albüm gerçek bir bootleg, Decca ve ardından Verve plakları arasında kalan, önce Avrupa'da kısa bir süre ve yarı-yasal olarak ortaya çıkan, şimdi herkesin elinin altında olan canlı bir performanstır.
King Pleasure; "Golden Days"
Müzikteki en büyük isimlerden biri olan (Clarence Beeks olarak doğdu) King Pleasure, erken dönem bir şarkı olan “Moody's Mood for Love” şarkısı ile hit oldu. Vocalese, Eddie Jefferson'ın öncülüğünü yaptığı, bir şarkıcının caz kaydında melodiye ve soloya söz eklediği bir fikirdi. Adını saksafoncu James Moody'nin “I'm in the Mood for Love”daki solosundan alan ve onun üzerine inşa edilen bu kayıt Pleasure için hit olmuş, onu etkili bir figür haline getirmiş ve genç Blossom Dearie ile tenor saksafonda Moody'nin kendisine yer vermiştir.
The Rashied Ali Quartet; "Eddie Jefferson at Ali’s Alley"
Eddie Jefferson gelmiş geçmiş en hip, en şık caz şarkıcılarından biriydi. Büyük bir bebop şarkıcısı olarak merkezi konumuna rağmen, genellikle ilgi odağı olmaktan uzaktı ve 1979'da 60 yaşındayken öldürüldü. Davulcu Rashied Ali'nin loft caz klübünde 1976 yılında kaydedilen bu canlı albüm 21. yüzyıla belki ulaşmadı ama gerçek bir hazinedir. Jefferson, Miles Davis ve John Coltrane'in standartlarını, bebop klasiklerini ve modern caz bestelerini kendi vokalleriyle seslendiriyordu. Albüm “Moody's Mood for Love” ile sona erer.
Sarah Vaughan; "A Time in My Life"
Sarah Vaughan'ın sesinin katıksız güzelliği ve etkileyici statüsü onu cazın en yüksek figürlerinden biri haline getirdi. Şarkıcılığı incelikli ve derindi. Replikleri beklenmedik alanlara doğru genişletebilir ya da küçük süslemeler ve ritmik değişikliklerle, malzeme ve caz duyarlılığı dışında her şeyde operatik bir yaklaşımla etkileyebilirdi. Ayrıca Marvin Gaye'in “Inner City Blues (Makes Me Wanna Holler)” şarkısına yaptığı bu yorumda olduğu gibi, caz şarkıcılığının pop alanına nasıl uzanabileceğinin en iyi örneklerinden biriydi.
Mark Murphy; "The Latin Porter"
Mark Murphy'nin boğuk sesi ve yakışıklılığı plâk şirketlerinin 1950'lerde Bobby Soxer cazibesine sahip bir pop şarkıcısı olarak ambalajlamasını sağladı. Ancak bu hiçbir zaman tam olarak o fikre oturmadı, 1960'lara gelindiğinde kendini tamamen caza adamış, edebiyattaki Beat hareketini şarkılarında ifade etmeye çalışıyordu. Murphy uzun kariyeri boyunca konserlerinde Jack Kerouac'ın The Subterraneans kitabından bölümler okudu, latin ve Brezilya müzikleri söyledi ve “Stolen Moments” ve “Red Clay” gibi modern standartlara şarkı sözleri yazdı. Yaptıklarının çoğu, Cole Porter'ın bu latin caz aranjelerinde bir araya geldi.
Max Roach feat. Abbey Lincoln; "We Insist! Max Roach’s Freedom Now Suite"
Sesi trompetle alev makinesi arasında bir şeydi. İlki, vurucu ifadelerdeydi, ikincisi ise içindeki ateşti. Abbey Lincoln 1960'lı yıllar ve sonrasının önde gelen caz şarkıcılarından biri oldu. Bir dönem davul efsanesi Max Roach ile evlendi, ırkçılık ve Jim Crow Amerikası üzerine genişletilmiş bir meditasyon ve Sivil Haklar Hareketi için moral veren bir caz albümü olan bu çığır açıcı başyapıtı yarattı. Lincoln'ün sesi olmadan bu albümü hayal etmek imkânsızdır.
Jeanne Lee; "Conspiracy"
Jeanne Lee aynı zamanda önemli bir avangart sanatçı olan bir caz şarkıcısıydı. Great American Songbook'tan ve modern caz melodilerinden söyledi, aynı zamanda Cecil Taylor ile doğaçlama yaptı, John Cage'in felsefi kompozisyonlarını seslendirdi, müzikal olasılıkların zıt uçlarında şeyler yaptı. İlk solo albümü olan bu çalışma Lee'nin sadece sesinin narin güzelliğini değil, aynı zamanda müzikal hayal gücünü de gözler önüne serer. Lee şarkı sözlerini söylüyor, harika bir grubun başında doğaçlama ve çok kanallı vokal kompozisyonlarıyla yeni deneyler yapıyordu. Progresif cazın bir cevheridir.
Mose Allison; "Mose Allison Sings"
Mose Alison, her şeyden azar azar olan bir müzisyendir. Şarkı söylerdi ve havalıydı, bu yüzden ona 'jazzer' diyebilirsiniz. “Don't Get Around Much Anymore” ve ‘Blueberry Hill’ gibi pek çok klasik caz şarkısını söyledi. Caz kadar blues da söylüyordu, boogie ve roadhouse müziği, Tin Pan Alley, erken rock dönemine kadar Amerikan şarkı yazarlığının her şeyinden söyledi. Funky, moody, The Clash dahil rock müzisyenleri üzerinde ince ama güçlü bir etkiye sahipti ve “Everybody's Cryin' Mercy” şarkısı on yıllar boyunca dilden dile dolaştı.
Kurt Elling; "Nightmoves"
Çağdaş caz şarkıcıları kuşağında kıdemli bir konuma sahip olan Kurt Elling, etkileyici bariton sesini bilgili ve edebi duyarlılıkla harmanlar. Rilke, Theodore Roethke ve hatta Saint John of the Cross gibi isimlerin düzyazı ve şiirlerini Wayne Shorter, Freddie Hubbard, John Coltrane gibi büyüklerin melodileri ve soloları eşliğinde şarkı sözlerine dönüştüren sanatçı vokal geleneğinin günümüzdeki önde gelen standart taşıyıcısıdır. Bu örnek, Keith Jarrett'ın doğaçlaması ile klasik bir meşale şarkısının Elling'in sözleriyle birleşmesinden oluşuyor.
José James; "The Dreamer: 10th Anniversary Edition"
Ana akım caz, soul ve funk arasında kolayca gidip gelen José James, günümüzün müziğinde en ayırt edici seslerden birine sahiptir. Tatlı, dumanlı bir bariton, kelimelere kattığı küçük detaylar ona kadife gibi yumuşak ve biraz tavırlı bir ses verir. İlk albümlerinden olan The Dreamer'ın genişletilmiş bu yeniden basımı, John Coltrane'in güçlü bestelerinden bazılarına, A Love Supreme'den “Resolution”ın muhteşem bir samba-ballad versiyonu da dahil olmak üzere yeni şarkı sözleri ekliyor.
Veronica Swift; "This Bitter Earth"
Louis Armstrong'un “Lazy River” şarkısını ilk kez söylemesinden bu yana pek çok müzik yapıldı. Veronica Swift sadece caz ve standartları değil, heavy metal, thrash ve punk gibi pek çok müziği dinledi. Caz sanatçıları her zaman popüler müziği kendi duyarlılıklarıyla dönüştürmüştür, Swift de etrafındaki müziği yakalayarak kendi müziği haline getirir. Mesela sizce başka bir caz müzisyeni Amanda Palmer'ın bir şarkısını seslendirir miydi? Başka biri sizi Swift'in yaptığı gibi parçalara ayırabilir mi?
Cecile McClorin Salvant; "The Window"
Caz şarkıcılığının 21. yüzyıldaki ilk ismi Fransız-Haitili-Amerikalı soprano Cecil McLorin Salvant'tır. Onu istisnai kılan şey sesi ve ustalığının ötesinde, barok müzik pratiğinde bilenmiş bir ifade ve artikülasyon titizliğidir. Şarkı sözlerini anlamlarının en uç noktalarına kadar zorlayan, tanıdık şarkı ve melodilere beklenmedik açılardan yaklaşan bir drama duygusuna sahiptir. Ayrıca, Kate Bush gibi sanatçıların daha az bilinen şarkılarını araştıracak kapsamlı ve kişisel bir zevke sahiptir. Üstün bir eşlikçi olan piyanist Sullivan Fortner'ın yer aldığı bu canlı kayıt albüm, Fran Landesman'ın muhteşem “The Peacocks”ının destansı performansıyla doruğa ulaşarak yapabileceği her şeyi gösterir.
Çeviri Cazkolik.com / 19 Ekim 2024, Cumartesi
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.