Unutulmaz konserlerin, ölümsüz şarkıların kadını Tina Turner'ın mücadele içinde geçen hayatı 83 yaşında sona erdi

Unutulmaz konserlerin, ölümsüz şarkıların kadını Tina Turner'ın mücadele içinde geçen hayatı 83 yaşında sona erdi

 

Tina Turner hayata veda etti

 

 

26 Kasım 1939'da ABD, Brownsville, Tennessee’de doğan "Rock'n Roll’un Kraliçesi" Tina Turner, 24 Mayıs 2023’te 83 yaşında İsviçre’nin Zürih kentinde hayata veda etti. Uzun süredir mücadele ettiği hastalıklar sonrası hayatını kaybettiği belirtilen Turner, yaşamının son yıllarında kanser ve böbrek yetmezliği gibi sağlık sorunları yaşadığı bildirildi.

 

 

 

"Rock'n Roll’un Babaannesi" olarak da anılan ünlü şarkıcı, enerjik sahne performansları ve eşsiz vokaliyle tanınıyordu

 

 

Gerçek adı Anna Mae Bullock olan Tina Turner’in 1950'li yıllarda başlayan müzik hayatı 2000’li yıllara kadar aktif şekilde devam etti ve müzik dünyasındaki etkisi hiç azalmadı. Kariyeri boyunca müziğiyle ve yansıttığı güçlü kadın imajıyla sevenlerine ilham veren bir ikon haline geldi. Uzun ve başarılı kariyeri, onu, unutulmaz bir isim haline getirdi.

 

Tina Turner, müzikal başarısının yanı sıra, hayırsever çalışmalarıyla da tanındı. Kadınların ve çocukların haklarını savunmak, şiddete karşı durmak ve kanser araştırmalarına destek olmak gibi birçok insanî konuda aktif olarak yer aldı. Toplumsal sorunlara duyarlılığı ve yardımseverliğiyle örnek bir figür olmayı başardı.

 

 

 

Merhaba Ike ve Tina Turner

 

Anna Mae Bullock (Tina) 1957 yılında müzisyen Ike Turner ile bir gece kulübünde tanışmış, onun önderliğindeki Kings of Rhythm grubunda şarkı söyleme arzusunu dile getirmiş, ama Ike tarafından veto edilmişti. Gruba girme çabası sürmüş ve bazı tesadüfler sonucunda olsa da Tina hedefine ulaşmıştı. Geri vokal olarak adım attığı grubunu bir gün domine edeceği kimin aklına gelirdi? Tina, ismine de işte bu dönemde kavuştu.

 

"A Fool in Love" şarkısında ana vokali üstlenen Tina’nın listelerde çok başarılı olması Ike and Tina Turner Revue adlı grubun kurulmasına vesile olur. Tina evlenmeden önce Ike’in soyadını almış olması bir açıdan riskli olsa da zaman geçtikçe ikili için romantik bir ilişki kaçınılmaz oldu. Ike ve Tina nitekim 1962'de evlendiler.

 

James Brown şovlarını hiç aratmayan enerjik sahne performansları, Tina Turner'ın güçlü vokalleriyle birleşince bomba etkisi yaratıyordu. Rhythm and blues, soul ve rock'n roll gibi müzik türlerini başarılı bir şekilde harmanlıyorlardı. Grup, 60'lı yıllar boyunca bir dizi hit şarkı kaydetti. "A Fool in Love", "It's Gonna Work Out Fine" "River Deep - Mountain High" gibi şarkılar onlara büyük başarılar getirdi.

 

 

1970’lerin başı iyi, sonu kötü

 

 

70'ler, Tina Turner'ın müzikal yolculuğunda önemli bir dönemi temsil ediyordu

 

 

Bir şov niteliği taşıyan Ike and Tina Turner Revue performansları başarıyla sürüyor ve özellikle Tina Turner’in sahne performansı ve vokal etkisi peyderpey artıyordu. Bununla birlikte ekibin bitmek tükenmek bilmeyen dansları, karizmatik sahne duruşları izleyicileri mest ediyordu. Siyahî müzik sevenlere dönemin Motown, Stax ve Philly gibi müzik akımlarından oldukça farklı bir Rhythm and blues dokusu sunuluyordu.

 

Ike and Tina Turner Revue, çeşitli hit şarkılar ve albümler kaydetti. "Proud Mary", "Nutbush City Limits" gibi şarkılar, grup için büyük hit parçalar oldu.

 

Ancak Tina Turner'ın özel hayatı, Ike Turner ile olan evliliği boyunca zorluklarla doluydu. Tina Turner, evlilikleri süresince fiziksel ve duygusal istismarlar yaşadı. Bir konser vermek üzere otelden çıkmaya hazırlanan çift fiziksel bir tartışmaya girdi ve Tina kısa bir süre sonra cebinde 36 sentle oradan uzaklaştı. Çift, nihayetinde 29 Mart 1978'de boşandı.

70'lerin sonlarına doğru Tina Turner, müzikal yolculuğunda bir geçiş dönemi yaşadı. Artık yalnızdı ve solo kariyerini biçimlendirmeyi istiyordu. 1978 sonrasında hem özel hayatı hem de müzikal kariyeri için yepyeni bir yol haritası çizmeye başladı. Sonradan doğru yapıldığı anlaşılan bu planlama 1980'li yıllarda onu çok büyük başarıya kavuşturacaktı.

 

Tina Turner'ın 70'lerdeki müzikal yolculuğu, hem Ike and Tina Turner Revue ile grup olarak elde ettiği başarılar, hem de solo çabalarıyla müzik dünyasında kendini gösterdiği bir dönemi ifade ediyor. Bu dönem, Tina Turner'ın güçlü sesi, sahnesi ve müzikal yetenekleriyle tanınmasını sağlamıştır.

 

Ve bu dönemin en güçlü albümü kuşkusuz "Nutbush City Limits" oldu. Biraz göz atacak olursak:

 

 

 

Nutbush zirvede

 

 

"Nutbush City Limits" albümü, çeşitli açılardan önemli bir yere sahiptir. 1973 yılında United Artist Records tarafından yayımlanan, son derece başarılı bir Ike and Tina Turner stüdyo albümüdür. Albüm adı, Tina Turner'ın doğduğu ve büyüdüğü Tennessee'deki Nutbush şehrinden esinlenilmiştir.

 

Albümle aynı ismi taşıyan "Nutbush City Limits" şarkısı, Tina Turner'ın kendi yaşam öyküsünü anlatan, güçlü vokalleri ve Rock'n Roll tarzıyla dikkat çekiyor, aynı zamanda Tina Turner'ın vokal yeteneklerini sergileyen bir platform oluşturuyor. Nutbush, Tina’nın müzik dünyasında iz bırakan imza şarkılarından biri olarak tarihe geçti. Ancak 33’lükte sadece bu şarkı yoktu, "River Deep, Mountain High 1974", "Make Me Over", "Drift Away" ve "Club Manhattan" da kanımca diğer güçlü şarkılardır. Ayrıca, ön ve arka kapak görselleri açısından da göz kamaştırıcıdır.

 

Tina Turner'ın müzikal tarzının evrimini yansıtan bir öneme sahip olan “Nutbush”; Rock, blues ve funk gibi türleri bir araya getirerek Tina Turner'ın karakteristik sesini ve enerjisini ortaya koymaktadır.

 

 

80’ler ve 90’larda Tina

 

 

Tina Turner, 1984’te "Private Dancer" albümüyle büyük bir ticari başarı elde etti. Albümdeki hit şarkılar, özellikle "What's Love Got to Do with It" ve "Better Be Good to Me", uluslararası listelerde zirveye yerleşip oraya demir atmışlardı adeta.

 

1985’te "We Don't Need Another Hero" ve “One of the Living” şarkıları, "Mad Max Beyond Thunderdome" filminin unutulmaz müzikleri arasında yer aldı. Tina bu filmde oyuncu olarak sinema ekranlarında boy göstermesi sanatçının mesleki yaşamında önemli bir kilometre taşıydı.

 

1986 tarihli “Break Every Rule” albümü, “Private Dancer” ile bir sene öncesinde yaşanan başarıyı sürdürdü. "Typical Male", "What You Get Is What You See" ve "Two People” şarkıları listelerde esti gürledi. 1989’da "Steamy Windows", "The Best", "I Don't Wanna Lose You" şarkılarının bulunduğu "Foreign Affair" albümü Turner’in uluslararası başarılarını iyice perçinledi.

 

90’lar yeni müzik üretimi bakımından daha sessizdi. "Nutbush City Limits" ve "What's Love Got to Do with It" şarkıları 1993’te Tina’nın biyografi filmindeki kullanımıyla yeniden popülerlik kazandı. James Bond filmi "GoldenEye" için kaydettiği aynı adlı şarkı da büyük bir hit oldu ve Tina Turner'ın müzikal çeşitliliğini bir kez daha gösterdi.

 

Tam bu noktada “Private Dancer” albümüne bir paragraf açmak gerekiyor.

 

 

 

Private Dancer 80’lerin en iyisi

 

 

Tina Turner'ın gerçek başarısı 1980'lerde geldi. Kendi solo kariyerine odaklanan sanatçı, 1984 tarihli "Private Dancer" albümüyle büyük bir çıkış yakaladı.

 

Albüm, "What's Love Got to Do with It", “Better Be Good To Me”, bir Al Green şarkısı olan "Let's Stay Together" ve bir Mark Knopfler bestesi "Private Dancer" gibi önemli hit şarkıları barındırıyor.

 

"What's Love Got to Do with It" bu albümdeki en büyük hit parça olarak müzik literatürüne geçti. Belki “What’s Love…” için Tina’nın müzik yaşamındaki en büyük hit parçası diyebiliriz. Birçok ülkede listebaşı olan şarkı Tina Turner'a 1985 Grammy Ödülleri'nde Yılın Kaydı ve Yılın Şarkısı olmak üzere iki Grammy kazandırdı. Şarkı ayrıca, Tina Turner'ın müzikal olarak tekrar zirveye çıkmasını sağlayıp onun daha geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmasını sağladı.

 

"Private Dancer" albümü, Tina Turner'ın müzikal tarzında bir değişimi de temsil eder. Albüm, rock, pop, soul ve R'n'B gibi farklı tarzları bir araya getirir. Bu, Tina Turner'ın müzikal esnekliğini ve çeşitliliğini gösteren bir dönüm noktasıdır.

 

 

 

Düetler

 

 

Tina Turner, kariyeri boyunca stüdyoda ve sahnede birçok şarkıcı meslektaşıyla düet yaptı. Ayrıca birçok sanatçı dostuna geri vokal yaparak müziksiz geçen yıllarda gündemde kalmasını bildi.

 

Bryan Adams, Little Richard, Eros Ramazzotti, David Bowie, Robert Cray, Cher, Beyoncé, Frank Zappa, Phil Collins, Chris de Burgh bu müzisyenlerden sadece birkaçı. Tina, 80’li yıllara damga vuran ve USA for Africa oluşumunda da yer aldı ve diğer dünya starlarıyla birlikte söylediği “We Are The World” bazılarımızın hayatında unutamadığı parçalar arasına girdi. Düetlerden bazıları şöyledir:

 

"It's Only Love" - Bryan Adams ile 1985’te
"In Your Wildest Dreams " – Antonio Banders/Barry White ile 1996’da
"Cose Della Vita" - Eros Ramazzotti ile 1997’de
"Teach Me Again" - Elisa ile 2006’da
"Tearing Us Apart" - Eric Clapton ile 1987’de
“We Are The World” - USA for Africa ile 1985’te
"On Silent Wings" - Sting ile 1996’da

 

Bu düetler, Tina Turner'ın müzikal deneyimini ve yeteneklerini başka sanatçılarla birleştirdiği unutulmaz iş birliklerine dönüşmüştür.

 

 

 

Kitap, Film ve Müzikal

 

 

Kitap

 

 

Tina Turner, müzik kariyerindeki başarılarının yanı sıra, içsel gücü ve hayata olan inancıyla da dikkat çeken bir isim haline geldi. "I, Tina" adlı otobiyografisi, hayatındaki zorlukları ve güçlü bir kadın olarak nasıl yükseldiğini anlatan bir başarı hikâyesi olarak büyük ilgi gördü.

 

"I, Tina" isimli bir biyografi kitabı, 1986 yılında Tina Turner ve yazar Kurt Loder tarafından kaleme alınmış olup Tina Turner'ın hayatını anlatmaktadır. Kitap, Tina Turner'ın kendi anıları ve deneyimlerine dayanarak yazılmıştır. Bu otobiyografik eser, Tina Turner'ın müzik kariyerinin yanı sıra zorlu çocukluk dönemini, aile hayatını, evliliklerini ve kişisel yaşamını da içermektedir. "I, Tina" kitabı, Tina Turner'ın müzik endüstrisindeki yükselişini, mücadelesini ve güçlü kadın oluş hikayesini detaylı bir şekilde anlatarak okuyucularına ilham vermektedir.

 

 

Film

 

 

1993 yılında Tina Turner'ın hayatını konu alan "What's Love Got to Do with It" adlı biyografi filmi çekildi. Film, Tina Turner'ın müzik kariyerinin yükselişini ve özel hayatındaki zorlukları anlatmaktadır. Angela Bassett, Tina Turner'ı canlandırmış ve performansıyla büyük övgü topladı. Film, müzikal yetenekleri ve mücadeleci ruhuyla tanınan Tina Turner'ın ilham verici hikayesini sinemaya taşıdı.

 

 

Müzikal

 

 

"Tina: The Tina Turner Musical" adlı müzikal, Tina Turner'ın hayat hikâyesini sahneye taşıyan bir yapımdır. Müzikal, Tina Turner'ın çocukluk döneminden başlayarak müzik kariyerinin yükselişini ve kişisel hayatındaki zorlukları anlatmaktadır. Sahne performansları ve müzikal numaralar aracılığıyla Tina Turner'ın ikonik şarkıları canlandırılmaktadır.

 

Müzikalin ilk gösterimi, 2018 yılında West End'de Aldwych Theatre'da gerçekleşti. O zamandan beri dünya genelinde birçok farklı sahne ve ülkede sahnelenmiştir. "Tina: The Tina Turner Musical", Tina Turner'ın hikâyesini, müzikal performanslarla birleştirerek seyircilere eşsiz bir deneyim sunmaktadır. Müzikal, Tina Turner hayranlarına unutulmaz anlar yaşatmakta ve onun müzikal mirasını anlatmaktadır.

 

 

 

Toprağın bol olsun Rock'n Roll’un babaannesi!

 

 

Tina Turner, solo kariyerine 9 stüdyo, 2 soundtrack, 2 konser ve onlarca derleme albüm sığdırdı. Sanatçı; Grammy Ödülleri, MTV Video Müzik Ödülleri ve Rock and Roll Hall of Fame üyeliği gibi prestijli ödüllerle onurlandırıldı.

 

Tina Turner, müzik tarihine adını altın harflerle yazdıran bir ikon ve yaşadığı zorluklara meydan okuyan güçlü bir kadın olarak tanındı. Onun etkileyici kariyeri ve bıraktığı müzikal mirası, müzikseverler ve hayranları için sonsuza kadar unutulmaz olacaktır. Gittiği yere yüksek enerjisini götürdüğü muhakkaktır.

 

Toprağın bol olsun Rock'n' Roll’un babaannesi!

 

 

Aykut Öger

 

Cazkolik.com / 04 Haziran 2023, Pazar

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Aykut Öger

Soul, R&B ve Blues yazılarıyla Aykut Öger Cazkolik'te.

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.