Gençliğimizin sütunlarından biri daha gitti; Hoşçakal Rick Davies

Gençliğimizin sütunlarından biri daha gitti; Hoşçakal Rick Davies

 

Rick Davies (1944 - 2025) 

 

 

Hoşçakal yabancı, hoştu. 
Umarım bulursun cennetini .... (*) 

 

İngiliz müzisyen Rick Davies geçtiğimiz günlerde uzun süren hastalığına yenilerek hayata veda etti. Ölüm haberini aldığımda birçok akranım gibi içim cız etti. Yetişme çağlarımda Queen, Deep Purple, Pink Floyd, Rush, ELO ile birlikte en çok dinlediklerimden biriydi Supertramp. Rick Davies de, Roger Hodgson ile birlikte grubun iki solisti, iki ana sütunundan biriydi. 

 

"Breakfast in America", "Crime of The Century" ve gelmiş geçmiş en güzel konser albümlerinden biri olan "Paris", ("Breakfast in America" parçasından önce Fransızlara yaptığı yemek esprileri dahil) albümlerini ezbere biliyordum. Supertramp; Roger Hodgson ve Rick Davies’in zıt kutuplu karakterlerinin eşsiz bir sinerjisiydi. İkisi beraber olduklarında üç oluyorlardı gerçekten. Harika bir şarkı yazarı olan Roger Hodgson’ın güçlü ve vurucu bestelerine Davies’in düzenleme ustalığı ve grup müzisyenlerinin birinci sınıf icrasıyla benzersiz bir müzikaliteye ulaşıyorlardı.

 

 

 

Birader nereye böyle? 

 

 

Onları keşfettiğim yıl olan 1984'de Hodgson gruptan ayrılmış ve harika ilk albümü "in the Eye of The Storm"u çıkarmıştı. "in Jeopardy" parçası devamlı dilimdeydi. Bir sene sonra, Rick Davies’in önderliğindeki Supertramp’tan bir başyapıt naziresi geldi sabık ortağa.

 

 

"Brother Where You Bound" albümü çıkar çıkmaz TRT Radyo-3’deki Stüdyo FM’de dinletmişti Yavuz Aydar. Koştura koştura gidip kasete çektirdiğim yeri bile hatırlıyorum, Şişli Kent pasajındaki Metronom

 

 

 

Darwin’e selam gönderen albümün kapağı hâlâ favorilerimden. Yeni yetme zamanlarımda albümün George Orwell ruhunu bilmiyordum elbet. David Gilmour’a ait enfes soloya, dönemin katmanlı modern klavyelerine algılarımın kapıları sonuna kadar açılmıştı. Açılıştaki enstrümental "Cannonball" parçasının hipnotik bas rifi, harika nefeslileri ve coşturucu klavye solosuyla hareketli başlayan albüm karanlık temalar, depresif ve distopik atmosferiyle kavramsal bir Pink Floyd albümüne evriliyordu. 

 

Albümün yayınlandığı 1985’te soğuk savaşı hâlâ yaşıyorduk. Albümün referanslarının, alegorilerinin çok daha derin ve o zamanlar için güncel ve popüler olduğunu seneler sonra internet yaygınlaştığında ve dolayısıyla büyük biraderin nefesinin daha bir ensemizde olduğu yıllara geldiğimde anlayacaktım. Albümle beraber yayınlanan 17 dakikalık promosyon videosunu 2000’lerin başında seyredebilmiştim. Şimdi seyredildiğinde kör gözün parmağına birçok gönderme içeren, demode diyebileceğiniz George Orwell’in 1984’ünden bir alıntı ile başlıyormuş. İnsanlığın hayvanî köklerini, vahşet tutkusunu, umarsız ve kontrol edilemez güdülerinin motive ettiği barbarik teknolojinin onu bu hayvanî güdülerinden uzaklaştırmak yerine daha da kudurttuğunu belirten kinâyeli bir söylevdi. Böylece albüme seneler sonra tekrar tutuldum ve onu diğer Supertramp albümleri arasında baş köşeye oturttum. Albüm şüphesiz bir Rick Davies başyapıtı. Ve en beğendiğim, dinlemekten bıkmadığım Supertramp albümü. Gerek totalitarizm eleştirisi, gerek progressive rock’a hiç olmadığı kadar yaklaşan ses örgüsü ve hatta David Gilmour’un gitarı ile albüm grubun ayrıksı bir işi idi.

 

 

Sonrasında çıkardıkları "Free As A Bird" (1987) büyük bir hayal kırıklığı olmuştu. Nuran kulakların çınlasın. Bunun sebebi de Roger Hodgson ile olan rekabet olmalı. Aynı sene Roger Hodgson ikinci ve büyük bir ticari başarı sağlayan albümü "Hai Hai" ile bütün ana akım listelerde, televizyonlarda, kafelerde, diskolarda, yemekhanelerde, radyolarda, minibüslerdeydi. Roger Hodgson’daki pop duyarlılığı ile başa çıkamadı Rick Davies. Bunun büyük bir hata ve o döneme ait geçici bir heves, daha doğrusu bir fırsatçılık olduğunu anladı Davies. Sonraki albümleriyle bunu telâfi etti ama eski şâşâlı günleri ve o eski müzik piyasası geride kalmıştı.  

 

Seneler önce, sanırım bir iş seyahatinde iken 2010 yılı konserini canlı seyretme fırsatını birkaç günle kaçırmıştım, o konser hâlâ içimde ukdedir. 

 

Elveda yabancı, artık hoş bir sadasın havada asılı.  

 

(*) Goodbye stranger şarkısından alınma. Daha iyi bir veda cümlesi olamazdı onun için.

 

Cenk Akyol

 

Cazkolik.com / 14 Eylül 2025, Pazar

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cenk Akyol

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.