Bu röportajın konuğu çocukluğundan bu yana müzik sepetinde Billie Holiday’den Sidsel Endresen’e, The Beatles’dan Jeff Buckley’e onlarca farklı ses biriktirmiş olan Arnavutluk kökenli bir İsviçreli. Dedesi ve annesi yazar, babasının ise oyuncu ve tiyatro yönetmeni olduğu Elina Duni sahneye ilk adımını beş yaşında atmış ve gerisi de çorap söküğü gibi gelmiş.
Genç şarkıcı geçtiğimiz yıl yayınlanan “Matanë Malit” (ECM, 2012) albümü ile geniş kitlelerin dikkatini çekmiş olsa da Avrupa caz çevrelerindeki şöhreti bu albümden çok daha önceye dayanıyor. Alman plak şirketi ECM’in pek fazla yüz vermediği vokal caz kulvarında “Dağın Ardı” albümüyle kendisine yer açmayı başaran sanatçı bu çalışmada aşk, kahramanlık, direniş gibi temalara odaklanırken Balkan coğrafyasının acılı geçmişini de notalar üzerinden bizlere tercüme ediyor. Vokal merkezli bir albüm olmanın ötesinde her müzisyenin kendi müzikal kimliği ile yer aldığı albüm özellikle piyanist Colin Vallon’un zarif tuşesi ve zorlamaya kaçmayan piyanistik buluşlarıyla ayrı bir zenginlik kazanıyor. Genç piyanist “Hazırlanmış piyano”da yaptığı küçük ses oyunlarıyla albüme bambaşka müzikal renkler kazandırıyor.
Avrupa caz sahnesinde uzunca bir süredir eşine rastladığımız müzisyenler arası bir sihire sahip olan Elina Duni Quartet, 23. Akbank Caz Festivali kapsamında 28 Eylül Cumartesi günü saat 19:00’da “Matanë Malit” albümünü seslendirmek üzere Akbank Sanat sahnesine konuk olacak. Elina Duni ile son albümü ve müzikal kökleri üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
Sami Kısaoğlu: İkinci albümünüz “Lume Lume”de ana dilinizin yanı sıra çeşitli balkan dillerini ve Türkçeyi de tercih ediyorsunuz. Albümde yer alan “Ha Bu Ander Sevdaluk” isimli Karadeniz türküsü bir dönem Türkiye’de çok popülerdi. Bu parça ile tanışma hikayenizi ve farklı dillerde şarklılar seslendirmeniz üzerine konuşabilir miyiz?
Elina Duni: Bu albüm üzerine çalışırken arkadaşlarıma kendi ülkelerindeki folklorik müzikleri sordum. Türk bir arkadaşım benimle bu türkünün Şevval Sam tarafın yorumlanmış versiyonunu paylaştı. Youtube’da dinlediğim bu yorumu çok beğenmiştim. Sonrasında arkadaşım parçayı benim için tercüme etmenin yanı sıra, nasıl telaffuz edilmesi gerektiği hakkında da yardımcı oldu. Bu türküyü çok sevmiştim. Türk müziği hakkında çok fazla bir bilgi sahibi değilim fakat son derece engin bir geleneğin söz konusu olduğunu biliyorum.
Albümde Balkanlarda konuşulan dillere yer vermenin nedeni bizi birleştiren şeylerin ayıran şeylere kıyasla çok daha fazla olduğuna inanmam. Bulgarca ya da Yunancayı anlamasam bile bu dillerden son derece etkilendiğimi belirtmeliyim. Ortak o kadar çok şey söz konusu ki aramızda.
Elina Duni Quartet, "Vajzë e valëve"
Sami Kısaoğlu: 23. Akbank Caz Festivali kapsamında seslendirecek olduğunuz “Matanë Malit” albümünüz ile son derede olumlu eleştiriler aldınız. Bu albümün müzikal çerçevesi üzerine konuşabilir miyiz?
Elina Duni: Albümde Arnavutluk tarihinin farklı dönemlerine müzikal bir yolculuk gerçekleştirmek istedim. Arnavutluk ve Kosova’dan geleneksel şarkıların yanı sıra yine adres olarak Arnavutluk çıkışlı olan sürgün şarkıları, farklı ülkelerde yaşayan Arnavutluk kökenli azınlıkların türküleri, komünist rejim zamanında yasaklanmış olan besteler ve benim yazmış olduğum eserlere yer verdim. Tüm bu şarkılar albümün müzikal çerçevesini oluşturuyor. Albümdeki eserlerin bazılarını çocukluğumdan biliyorum. Bir diğer kısmını ise Arnavutluk tarihini çalıştığım sırada keşfettim.
Sami Kısaoğlu: Son iki albümünüzde birlikte çalıştığınız İsviçreli piyanist Colin Vallon ile aranızda çok özel bir müzikal uyum söz konusu. Kendisinin albümünüzün müzikal atmosferine yapmış olduğu katkı bir piyanist olmaktan çok daha öte. Kuşkusuz bu durum albümdeki diğer müzisyenler içinde geçerli. “Matanë Malit” şüphesiz bir vokalist albümünden çok daha fazlasını söylüyor. Son derece kendine has bir tınlayışı olan bu grup soundu nasıl oluştu?
Elina Duni: Bu projeye ilk olarak 2004 yılında Colin Vallon’un birlikte Balkan müziği üzerine çalışmayı önermesi ile başladı. Onun getirmiş olduğu fikirler ve “hazırlanmış piyano”da yarattığı renkler, grubun ses paletinde son derece belirleyici ve özgün bir yere sahip. Şüphesiz davulcum Norbert Pfammatter ve basçım Patrice Moret müziğe kendi karakteristik ve güçlü yorumlarını getiren iki müzisyen. Birlikte çalıştığım kişileri şarkıcıya eşlik eden müzisyenlerin çok daha ötesinde görmüşümdür. Müziği birlikte yarattığımız, düzenlediğimiz insanlar. Bence bu grubun sihri de dördümüz arasındaki karşılıklı iletişimde saklı.
Elina Duni, "Ha Bu Ander Sevdaluk"
Sami Kısaoğlu: Caz ve kültürel geçmişiniz müziğinizi oluşturan iki temel unsur. Birazda etkilendiğiniz diğer kaynaklardan bahseder misiniz?
Elina Duni: Sadece kendi ülkemin değil Afrika, Asya ve Avrupa’dan da çeşitli folklorik müzikler dinliyorum. Ayrıca bağımsız sinemanın büyük bir hayranıyım. (Fatih Akın, Pedro Almodovar, Jim Jarmusch, Cohen Kardeşler sevdiğim yönetmenler arasında). Tüm bunlara ek olarak edebiyat ve felsefenin de sanatımda ayrı bir önemi olduğunu belirtmeliyim. Tolstoy, Dostoevsky , Marquez, Gingsberg, Derrida, Nietzsche ve Platon etkilendiğim yazar ve felsefeciler arasında.
Sami Kısaoğlu: Kuşkusuz her sahne tecrübesi kendine has özel anlar barındırır. Öte yandan bazıları daha özeldir. Sizin için bu konser hangisiydi?
Elina Duni: 2011 yılında Chamonix’de (Fransa) katıldığımız Cosmo Caz Festivali bizim için çok özeldi. Avrupa’nın en yüksek dağı olan Mont Blanc’da 2000 metre yükseklikte çalıyorduk. Dağların yaymış olduğu enerjiyi sesimde hissedebiliyordum. Şans eseri bu konser kaydedildi ve internetten izlemek mümkün.
Sami Kısaoğlu
Müzikolog
Cazkolik.com / 25 Eylül 2013, Çarşamba
Elina Duni Quartet, "Kur të kujtosh" (When You Remember)
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.