En zor olan gidenin arkasından yazmak.
Bu duygu aslı olarak yakın çevrede yaşanan kayıplar için olsa dahi caz dünyasında bazı müzisyenler bu vasıfa sahip bir yakınlık uyandırmayı başarmıştır. Ahmad Jamal de bu isimlerden biriydi.
Son yirmi yıl içinde bir kaç kez İstanbul'da izlemiş olma şansını şimdi daha iyi anlıyorum. Jamal'i konsere ikna etme vizyonunun sahibi, hakkını teslim etmek gerekir Hakan Erdoğan idi.
Topkapı Sarayı Bab-ı Hümayun kapısından geçince, sarayın iç kapısına bakan yüksek ağaçlı serin avluda kurulmuş sahnede beyaz elbisesiyle hatırlıyorum Jamal'i.
Dev cüssesi, ilginç saç kesimiyle perküsyonda Manolo Bedrana, davulda Herlin Riley.
Sevin abla (Okyay) 2012 yılında Jamal ile Ramazanda Caz konserleri için Milliyet Gazetesi adına söyleşi yapmıştı, Jamal'in o söyleşideki bir sözü ilginçti;
'Disiplin olmazsa özgürlük de olmaz'.
İlerleyen yaşlarında olmasına rağmen sahneye ve grubuna olan hakimiyetinin sırrı belli ki bu cümlede gizli.
Başında takkesini (ki artık Jamal'in ölümünden sonra o tür takkenin söz hakkı Kenny Garrett'a geçmiş oldu), müziği kadar 'cool' sahne hallerini, sakinliğini, güneş gözlüklerinin ardındaki sükunetini neyi varsa hepsini alıp gitti.
Doksanlı yaşlarına kadar Jamal'den düzenli haber almaya alışmıştık. Ya konser veriyor, ya da eski kayıtları yeniden yayınlanıyordu. Pandemi öncesi, 2019'da son albümü "Ballades"ı yayınladı. Muhtemelen en sıcak gülümsemesiyle (Jamal gibi 'cool' biri ne kadar sıcak gülümserse öyle) albümün kapağında koltuğa yaslanmıştı. Muhtemelen son fotoğraf çekimlerinden biriydi.
O yaştaki sanatçılar genellikle enstrümanı, müziği ve yaşamıyla hesaplaşmaya girişir. Benzerini daha yeni Abdullah Ibrahim'de yaşadık Akbank Caz Festivali için İstanbul'da izlerken. "Ballades" albümü de iki sene önceki "Marseille" albümüyle beraber Jamal'in mirası oldu geride kalanlara. Bir de, Fransa ve Marsilya'yı ne kadar sevdiğini, gönlündeki özel yerini tekrar etmiş oldu.
Arkadaşımız Arto Peştemalcıgil yıllar önce Ahmad Jamal hakkında bir yazı yazmıştı. Jamal'in müziğinin ilk günlerden bugüne caz çevrelerinde olumlu ya da olumsuz nasıl etki yarattığını gayet güzel özetlemişti. Tuşesinin hafifliğini yanlış anlayanların onu önemsememesinden, Miles Davis'in Jamal'in sırrını anlıyor oluşuna kadar geniş bir etki yelpazesiydi bu.
Bugün artık caz tarihi de, biz de Jamal'in önemini ve etkisini biliyoruz. İşin güzel yanı, biz de buna bir kaç kez tanık olma şansı bulduk. Bence Jamal çok uzun yıllar önce, daha ilk albümünde sırrı çözmüştü; Müziğin ve kişiliğin birlikte yolculuk etmeli.
Feridun Ertaşkan
Cazkolik.com / 17 Nisan 2023, Pazartesi
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.
Bilal Tanatar
Ahmad Jamal ile ilgili yaziniz icin tesekkurler. Davul ve perkusyonun birlikte oldugu quartetlerinde ritim yonu guclu parcalar caliyordu. Ama en onemlisi Ahmad Jamal her zaman yine ritmik bir parca olan Poinciana ile hatirlanacaktir.
Bu Yoruma Cevap Yazın »Feridun Ertaşkan
Katkınız için teşekkür ederim. Poincina, sizin de dediğiniz gibi, Jamal'in caz tarihine armağan ettiği unutulmaz bir klasik oldu.
Bu Yoruma Cevap Yazın »