Yetmişlerin başı caz için eşsiz zamanlardı çünkü tanımlanması güç bir dönemdi. Özgür doğaçlamadan caz füzyonun ilk dalgalanmalarına kadar geçen on yıl içinde gelişen yenilikler cazın parçası olarak benimsendi. On yıl içinde "Weather Report", "Return to Forever", "Mahavishnu Orchestra" gibi çok sayıda elektrik grubu taşıyıcı roller üstlendi ama yaratıcı özellikleri bakımından avantgart müzikler hâlâ hayati derecede önemliydi. Müzik firması olarak Impulse!`ın altmışlardaki ticari başarısı John Coltrane gibi büyük bir ismin ölmeden önce son yıllarında yakaladığı önemli çıkışa rağmen firma kendini ayakta tutmakta zorlanıyordu, caz bir kez daha `niş` bir müzik kaygısıyla mı karşı karşıya kalıyordu… New York loft sahnesinin ürettiği `do it yourself` nitelikli kimi heyecan verici işler, klasik olmayan enstrümanların da cazın içine dahil edilmesi (Coltrane`in "India" gibi müzikleri) ve Pharoah Sanders, John Coltrane`in karısı Alice`in yaptıkları gelişimin yönü hakkında fikir veriyordu.
Bu hareketli müzik ortamında saygı duyulan ama geleneksel düşünen bir saksofoncu olan Joe Henderson gibi biri izlenimci, akıcı bir müzik deneyebilirdi. Bu günlerde yeni vinil baskısı yapılan 1973 tarihli "The Elements" isimli albüm o dönem basçı Charlie Haden, kemancı Michael White ve perküsyonist Kenneth Nash`in de içinde bulunduğu vizyoner bir grupla hayata geçmişti fakat albümün arkasındaki enerjik ruh Alice Coltrane`in nadir rastlanan arp gibi bir enstrüman yanında piyano, tambura ve harmonium gibi enstrümanlarla albüme katkıda bulunmasıydı. Alice`in ciddi etkisi hissedilen albüm bu nedenle Henderson`la birlikte eşit liderliğe sahip bir çalışma olmuştu.
Altmışların başında ortaya çıkan Joe Henderson`ın o günlerde bilindik tarz funky hard bop icraları sanatçıyı Blue Note`un düzenli sanatçısı kılıyor ama heyecan verici bulunmuyordu. Aradan geçen on yıl içinde Henderson müzikte yeni damarlar keşfetti, o sıra caz rock grubu "Blood, Sweat and Tears"la kısa süre çalması dışında "The Elements" gibi bir albüm Henderson`ı lider pozisyonuna getirmişti ama bir defaya mahsus bir şeydi. Alice Coltrane`nin "Journey in Satchidananda" ve "Ptah, El Daoud" gibi albümlerinde yer alması sanatçı açısından coşkunlukla karşılandı.
"The Elements", "Fire", "Air", "Water" ve "Earth" isimli dört bölümlü tam bir konsept albümdür. Müziği, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Hindistan esintilerinin yoğun vurgulandığı, uzun soluklu, tuhaf funk havalı alışılmadık bir karışımdır. Stüdyoda canlı kayıt olmakla birlikte metalik stüdyo gevrekliği kayda ilginç bir renk katar. "Fire" kompozisyonun her noktasında perküsif dokunuşları olan ağır bir egzersiz gibidir. Coltrane`in arp arpejleri rüya etkisi yaratır, Henderson`ın saksofonu yankılı haliyle egzotiktir. Alice Coltrane`in piyanoya geçtiği "Air" armonik yapıdan ziyade riff`lerle ilerlerken "Water" Jon Hassell`in 1977 tarihli "Vernal Equinox" isimli albümüyle temelini attığı `dördüncü dünya` müzik anlayışının öncülüğünü yapıyor.
Bu orijinal albümün yeni baskısı özgün analog kasetlerden alınarak yeniden yapılmış bir baskı özelliğinde. Ayrıca, firmanın albümün ambalajı için de titiz ve özenli çalıştığını belirtmek gerekli. Spiritüel düşünce ve kozmik caz yetmişlerin başında etkindi ve bu albüm bu dönemin en iyi albümlerinden biriydi.
Bu albüm yazısı 2 ağustos 2017 tarihinde Mark Richardson tarafından pitchfork.com sitesinde yayınlanmıştır.
Cazkolik.com / 06 Ağustos 2017, Pazar
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.